30 Mayıs 2011 – Hrant Dink Davası Basında Çıkanlar – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

‘Dink cinayetinde iki kişi daha vardı’ / Turnusol – 31.05.2011

Hrant Dink cinayetine karıştıkları gerekçesiyle üçü tutuklu 19 sanığın yargılandığı davada görgü tanığı Emsale Çakmak, Ogün Samast’ın dışında olay yerinden koşarak kaçan iki kişi daha gördüğünü söyledi. Agos Gazetesi Genel Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın Beşiktaş 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 18. duruşmasında, Dink ailesi, ailenin avukatları ve sanık avukatları hazır bulundu. Avukat Fethiye Çetin ise olay yerindeki kamera görüntülerine de yansıyan bu bilginin araştırılmasını talep etti. Mahkeme, talebi değerlendirerek iddianın araştırılması yönünde karar verdi. Dink’in avukatları, olay mahalinde bulunan ‘Saray Kumaşçılık’ adlı işyerinin kamera görüntülerini duruşmada bir kez daha göstererek; sanık Ogün Samast’ın cinayet sırasında yalnız olmadığına dikkat çekti.

Cinayetin hemen sonrası Saray Kumaşçılık kamerasından yansıyan görüntüleri gösteren Dink avukatlarından Fethiye Çetin’in, Samast’ın cinayetten hemen sonra olay yerinden koşarak uzaklaşırken, köşede nöbet tutar gibi bekleyen iki şahıstan birinin ise sanık Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal olduğunu açıklaması, mahkemeyi harekete geçirdi. 4.5 senedir müdahil avukatların hiçbir talebini dikkate almayan Mahkeme, ilk kez bu iddianın araştırılmasına karar verdi.

TANIK SUSTURULDU MU?

Hrant Dink’in katledildiği bölgedeki Şafak Sokak’ta bulunan Saray Kumaşçılık dükkanından alışveriş yapan görgü tanığı Emsale Çakmak da duruşmada dinlendi. Tanık Çakmak, cinayet sonrası İstanbul Emniyet Müdürlüğünde verdiği ilk ifadede koşarak kaçan sanık Oğun Samast dışında iki kişi daha gördüğünü söylemiş ve bu kişilerin boyu, saçı, pantolon rengi gibi detaylı bilgiler de vermişti. Ancak duruşmada daha çekingen davrandığı gözlenen Çakmak, “O şahıslarının yüzlerini görmedim” dedi.

TÜBİTAK’TAN GÖRÜNTÜLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Dink avukatlarının, cinayetin hemen öncesi ve sonrasıyla ilgili Akbank Pangaltı Şubesi kamerasının görüntüleriyle ilgili olarak ‘üç adet diskin içeriklerinin silinip silinmediği, silindiyse hangi program kullanılarak ve ne zaman silindiğinin’ tespiti; ayrıca kayıtlarının geri dönüşümünün mümkün olup olmadığının araştırılması yönündeki talebi için önceki celsede TÜBİTAK’tan bir rapor istenmişti. Söz konusu ‘Dijital Adli Analiz Raporu’nda; ‘geçmiş zamana ait olan ve silinen verilerin yeniden kazandırılamayacağı’ ve bu periyotları aşan zamandan sonra eski verilere ulaşmanın mümkün olmadığı’ açıklandı.

CİNAYET SONRASI NÖBET TUTANLARDAN BİRİSİ OSMAN HAYAL Mİ?

Cinayet öncesi ve sonrası Şişli Pangaltı Akbank ATM ve Saray Kumaşçılık dükkanın 4.5 saatlik bir dilimin emniyet tarafından silindiği iddia edilen kamera görüntüleri tekrar izleten Avukat Fethiye Çetin, şöyle dedi: “Orada, elinde defter ile duran bir şahıs dikkatleri çekiyor. Sık sık cep telefonuyla birilerine saniye saniye bilgi verdiği izlenimini uyandıran şahıs, Hrant Dink’in Akbank‘a gelmesiyle beklediği karşı sokaktan uzaklaşarak görüntülerden kayboluyor.”

Avukat Çetin’in sunum halinde mahkemeye değerlendirdiği slayt görüntülerde, cinayet sonrası Şafak Sokak çıkışındaki Saray Kumaşçılık dükkanının önünden koşarak geçtiği görülen sanık Oğun Samast’ın hemen köşesinde, iki şahıs dikkat çekiyor. Kamera görüntülerinde yer alan şahsın Akbank ATM kayıtlarında görülenle aynı kişi olduğu göze çarparken; yanındaki şahısın Osman Hayal’den başkası olmadığı vurgulanıyor. “Biz bunun Osman Hayal olduğunu belirledik” diyen Çetin, Osman Hayal’in tutuklanmasını talep etti.

‘AHMET SAMAST DİNLENSİN’ TALEBİ

Avukat Çetin, 28 Mart tarihli duruşmada Ogün Samast’ın babası Ahmet Samast’ın tanık olarak dinlenilmesini talep ettiklerini ve bu taleplerinin Hrant Dink cinayeti sırasında Trabzon Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Necati Ekici’nin talimat yoluyla alınan ifadesinden kaynaklandığını belirterek; Ekici’nin ifadesinde, ‘cinayet sonrasında Ogün Samast’ı nerede bulabileceklerine’ ilişkin sorularını, baba Ahmet Samast’ın, ‘Ogün’ün yerini komutanın bulabileceği’ şeklinde cevapladığı ve ‘Ogün’ün sürekli olarak jandarma komutanıyla görüşürdü’ beyanında bulunduğunu söyledi. Bir jandarma komutanının, olay tarihinde 18 yaşını henüz doldurmamış, işsiz, eğitimsiz ve problemli bir kişi ola Ogün Samast ile sürekli görüşmesinin mantıklı bir açıklamasının olmadığını ve bu ilişkinin nedeni ile söz konusu jandarma komutanının kimlik bilgisinin, cinayetin ardındaki örgüt ve sanıkların bağlantıları açısından hayati önemde bulunduğunu ifade eden Çetin, Ahmet Samast’ın dinlenilmesi talebini yineledi. 4.5 yıl süren yargılamada gerçeklerin açığa çıkarılması açısından çok önemli fırsatların heba edildiğini ve zamanın havanda su dövülerek geçirildiğini vurgulayan Çetin, yargılamanın uzun bir süreyi kapsamına rağmen maddi gerçeğin araştırılması yerine, iddianamenin verili sınırlarını aşmama, ortaya çıkan çok önemli ipuçlarını bu nedenle araştırmama ve soruların ardından gitmeme gibi bir tercih yansıttığını belirtti.

‘KOMUTAN’IN AÇIĞA ÇIKMASIYLA CİNAYETİN ASKER AYAĞI NETLEŞECEK’

Sanık Ogün Samast’ın kullandığı, babası Ahmet Samast’a kayıtlı telefonunda ‘Komutan’ olarak kayıtlı bir telefon olduğuna dikkat çeken Çetin, bunlara ek olarak da Samast’ın hazırlıkta, ‘’ Trabzon’da teslim olacaktım.Orada ki jandarmarı tanırdım ve beni severlerdi’’ şeklideki ifadesi de eklenince bütün bu kanıtların birbirini tamamladığı ve doğruladığı görüldüğünü bildirdi. Çetin, gazeteci Adem Yavuz Aslan’ın Ocak 2011 tarihinde yayınlanan, “Bir Ermeni var” isimli kitabının 194’üncü sayfasında, “Coşkun İğci’nin 15 Kasım 2006 günün sabah Ogün Samast’ı evinden aldığını ve jandarma görevlileri, Ahmet Faruk Aydoğdu ile Satılmış Şahin’in de katıldığı bir görüşme yapıldığı yapıldığını iddia edildiğini hatırlattı. Satılmış Şahin’in cinayet günü İstabul’da olduğunu belirten Çetin, HTS kayıtlarında Komutan adlı kişinin Ahmet Faruk Aydoğdu çıktığına dikkat çekti. Çetin, Aydoğdu, Adem Yavuz Aslan, Ogün Samast ve Satılmış Şahin’in HTS kayıtlarının incelenmesini istediğini söyledi.

Dava sürecinde ”4,5 yıldır havanda su dövülerek geçiriliyor” diyen Çetin, bir takım noksanlıkların bulunduğunu belirterek davanın belirttikleri noksanlıklar ile bitirilemeyeceğini kaydetti. MİT görevlileri Handan Selçuk ve Özer Yılmaz hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirten Çetin, suç duyurusu dilekçelerinin dosyaya konulmasını istedi.

4,5 yıldır kayıtların bulunamadığını kaydeden Çetin, Ogün Samast’ın kendileri ve mahkeme ile ‘dalga geçtiğini’ vurguladı. Turkcell ve Vodafon’dan o günkü kayıtların olmadığına dair rapor gelmediğini belirten Çetin, ”AVEA’dan da cevap geldi. Ancak baz var kayıt yok diyorlar. Halen bu şirketlerin de ne amaçla bunu dediğni anlamıyoruz” diye konuştu.

HAYAL’İN’ ‘TEHDİT EDİLİYORUM’ İDDİASI

Sanık Yasın Hayal’in mahkemeye sunduğu başvurunun okunduğu duruşmada, Hayal’in “Mahalleli beni tehdit ve darp ediyor. Can güvenliğim yok. Yollayacaksınız bana kendi adamlarınızı yollayın. Rahatsız ediliyorum” diye yazması ise dikkat çekti. Müdafii avukatlarından Arzu Becerik, Hayal’e, ”Mahalleli derken neyi kastediyorsun. Nasıl bir tehdit bu?” sorusunu yöneltti. 30 bin kişilik Pelitli Belediyesince rahatsız edildiğini belirten Hayal, şöyle devam etti:

” Tehdit ediliyorum. Ailem ve ben baskı altındayım. Darp ediliyorum. Baskı var. Gidin röportaj yapın oranın sivil halkıyla. ‘Seni öldürürüz’ diyorlar. Ben koruma istiyorum. Bunlar sindirme politikalarıdır. ‘Boğazını keseriz, seni paramparça ederiz’ gibi tehditler var. Bu baskılar son 6 aydır var. Korunmam gerek.”

‘CERRAH’I KURTARMA OPERASYONU’

Tutuklu olmasıyla mağdur olduğunu söyleyen Tuncel ise, ”Ben her şeyi açıkça anlatıyorum. Bu dava benim üzerime kurulmaya çalışıldı. Bilmem Er Ryan’ı Kurtarmak filmini izlediniz mi? Burada yaşananlar herkesin seferber olduğu Celalettin Cerrah’ı kurtarma operasyonudur. Ben zamanında Yasin Hayal’i ikna etmek için oraya gittim, ‘bak hükümete zarar gelir Tayyip Erdoğanı severim’ dedim” diye konuştu.Yasin Hayal de, ”Ben bir şey hatırlamıyorum.” karşılığını verdi.

Mahkeme, Dink Ailesi avukatlarından Fethiye Çetin’in talebine uygun olarak, 19 Ocak 2007 tarihinde cinayet mahalinde bulunduğu iddia edilen Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal’in önden, arkadan ve yanlardan boy fotoğraflarının ayrı ayrı fotoğraflarının çektirilmesini istedi.

Daha önce tutuklanıp serbest bırakılan Osman Hayal’in bu iddialar nedeniyle yeniden tutuklanmasına “şimdilik” gerek olmadığına kanaat getiren mahkeme, fotoğraflar geldikten sonra olay mahalindeki kişinin Osman Hayal olup olmadığını bir bilirkişiye soracak. Osman Hayal’ın tutuklanmasıyla ilgili talep ondan sonra değerlendirilecek.

Ayrıca, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) ve üç GSM operatöründen de, cinayet günü Akbank Pangaltı Şubesi ve yine yakınından bulunan Saray Kumaşçılık dükkanı önündeki iki noktadan cep telefonuyla konuştuğu görülen şüphelinin kimliğinin tespit etmek için, bu kişinin olay yerinde bulunduğu saat 11.10 ile 11.25, 14.45 ile 15.00 saatleri arasında ilgili baz istasyonlarından yapılan tüm telefon görüşmelerinin bildirilmesini istedi.

Azmettirici olmakla yargılanan Yasin Hayal ve polis muhbiri olan Erhan Tucel’in tahliye edilmesiyle ilgili talepleri reddeden mahkeme, yargılamaya 29 Temmuz’da devam edileceğini bildirdi.

Hrant Dink cinayeti davasında 18. duruşma: ‘Muammer Güler’ler yargılansın!’

Hrant’ın Arkadaşları Güler ve Çiçek’in Yargılanmasını İstiyor / BİA Haber Merkezi – 30 Mayıs 2011

Hrant Dink cinayeti davasının 18. duruşması için Beşiktaş İskelesi’nin önünde bir araya gelen Hrant’ın Arkadaşları tabıklıklarına devam ettiklerini açıkladı; “Unutmayacağız” ve “Hrant İçin Adalet İçin” pankartları ve sloganlarla Beşiktaş Adliyesi’ne yürüdü. İstanbul Şişli’de 19 Ocak 2007’de öldürülen gazeteci  Hrant’ın Dink cinayeti davasının 18. duruşması bugün (30 Mayıs) Beşiktaş Adliyesi’nde görülüyor. 19 sanıklı davanın 18. duruşması oturum açılmadan üye hakimlerinden birinin önemli bir mazereti olduğu gerekçesiyle saat 12:30’a ertelendi.

Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in tutuklu yargılandığı davanın duruşmasını Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili adayı Oktay Ekşi, İbrahim Betil, Rakel Dink, Hrant Dink’in kızı Delal Dink, kardeşleri  Hosrof, Yervant,  Zabel, Haygan ve Haycan Dink, gazeteciler Oral Çalışlar, Rober Koptaş ve Avrupa Komisyonu’ndan Sema Kılıçer’in de aralarında bulunduğu izleyici grubu takip etmek için bekliyor.

Uzun zamandır mahkemenin dinlemek istediği cinayet tanıklarından çaycı Emale Çakmakçı bugün adliyeye geldi; duruşmada Çakmacı’nın da dinlenemesi bekleniyor.

Duruşma başlamadan önce, başından beri davanın takipçisi olan Hrant’ın Arkadaşları’ndan bir grup saat 10:00’da Dolmabahçe’de buluştu. Grup Dolmabahçe’den, çevreden geçen arabaların korna çalarak desteğiyle, Beşiktaş İskelesi’nde diğer grupla buluştu.

Beşiktaş İskelesi’nde, aralarında Rakel Dink, İstanbul bağımsız milletvekili adayları Sebahat Tuncel ve  Sırrı Süreyya Önder ile Ufuk Uras, Ümit Kıvanç, Masis Kürkçügil, Tayfun Mater, Gençay Gürsoy, Cengiz Aktar, Hayko Bağdat, Osman Kavala, Oral Çalışlar, Yıldırım Türker ve Zeynep Tanbay’ın da bulunduğu yaklaşık 300 kişilik grup “Unutmayacağız” ve Hrant İçin Adalet İçin” pankartlarıyla toplandı.

Grup, “Muammer Güler Yargılansın”, “Faşizme İnat, Kardeşimsin Hrant”, “Faşistler Vuruyor, AKP Koruyor”, “Cemil Çiçek Yargılansın”, “Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz” sloganları attı.

Hrant’ın Arkdaşları’ndan Mehmet Esen yaptığı basın açıklamasında, mahkemenin hükmü yaklaştıkça gerçeketen uzaklaşılsa da, aynı kararlılıkla  Hrant’ın yanında olacaklarını söyledi.

“Umudumuz zamana yenik düşmesin”

“Bu ülkede belki de başka hiçbir duruşmada yapılmayan bir şey yapıldı; ilk günden beri, katlin kronolojisi üzerinden tek tek, isimlerini vererek, adres göstererek, bağlantıları anlatılarak, şimdi içerde tutulan bir kaç tetikçi ile yetinmeyeceğimizi, ağabeyler istediğimizi söyledik.

Ağabeyler her kimse tek tek adlarını söyledik…Başından beri, savsaklayarak, alay ederek, yok sayarak, gözdağı vererek tanıklığımızın bitmesine çalıştılar. Mahkemelerde sabrı zorlayan duruşma oyunları oynadılar… Kendi adamlarını kolladılar; yetmedi, şimdi de alenen milletvekili adayı ilan ettiler!

Umudumuz zamana yenik düşmesin, tanıklığımız gücünü kaybetmesin diye, sözün bittiği bugün yine buradayız. Sokaklarda gelecek vaatleriyle dolaşan seçim arabalarından Hrant’ın katillerine göz dağı verecek tek ses duyamasak da, mahkemenin hükmü yaklaştıkça, gerçek bizden uzaklaşsa da, bir daha yazamasa da kalem kanaya kanaya, biz yine burada olacağız… Bugün olduğu gibi, her gün acımızın ağacını sulayarak o kocaman yürekli adamın anısını taptaze tutacağız.

Hrant için, adalet için!”

Basın açıklamasının ardından grup, Beşiktaş İskelesi’nden sloganlar ve alkışlar eşliğinde Adliye’ye yürüdü.

İstanbul bağımsız milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, “Takibine başladığımız bu davadaki kararlılığımız öfkeye dönüşüyor. Bu davanın sorunluları hala devleti temsilcileri ve bunlardan adalet beklemek ne kadar gerçekçi ? Bu olayın arkasında duran da tetiği çeken de, ona malzeme veren de herkes yargılanacak” dedi.

Marksist.org – 30 Mayıs 2011

Hrant Dink cinayeti davasının 18. duruşması İstanbul’da Beşiktaş Adliyesi’nde görülüyor. Hrant Dink için adalet isteyenler her duruşmada olduğu gibi yine saat 10.00’da Beşiktaş İskele Meydanı’nda toplandı. Hrant’ın Arkadaşları adına basın açıklama yapan tiyatro sanatçısı Mehmet Esen “Bizim acımız, bizim öfkemiz, bizim öfkemiz taptaze” diyerek “sokaktaki seçim arabalarından katillere gözdağı verecek tek ses duyulmadığını” söyled.

4 yıl 4 aydır süren Hrant Dink cinayeti davasında sona gelindi. Ancak “öldür diyenler” yargılanmadığı gibi Ermeni gazeteciyi makamlarında tehdit eden eski İstanbul Valisi Muammer Güler gibiler AKP’den birinci sıra milletvekili adayı yapılarak ödüllendirilmek isteniyor. Cemil Çiçek gibi Hrant’ın katledilmesinde ağır sorumluluğu olan kirli politikacılar koltuklarında oturuyor. Hrant Dink cinayetindeki Ergenekon’a ise dokunulmuyor.

Hrant Dink’in arkasından vurulmasından bunca zaman geçmesine rağmen katillerin ve azmettiricilerin yargı önüne çıkartılmaması, tetikçilerin yargılandığı davanın hukuksuzluğun aleni bir örneği haline dönüştürülmesi ırkçılık karşıtlarını ve Hrant’ın arkadaşlarını öfkelendiriyor.

Duruşma öncesi Beşiktaş İskele Meydanı’nda toplanan Hrant’ın arkadaşları yine adalet sloganları attı.

Topluluk adına konuşan Mehmet Esen şunları söyledi:

“Bizim acımız, bizim tanıklığımız, bizim öfkemiz taptaze; aynı yerde yatıyor! Bu ülkede insanlar hafızalarına ağır gelen her şeyi unutarak yaşar… 1915’ten beri bir kambur gibi çocuklarımıza devrettiğimiz bu karanlık sır, tarihin koskoca bir hafıza deliği olarak durduğu yerde büyüyor.

Şimdi bizden yine unutmamızı istiyorlar.

Bu ülkede belli ki de hiçbir duruşmada yapılmayan bir şey yapıldı; ilk günden beri, katlin kronolojisi üzerinden tek tek, isimlerini vererek, adres göstererek, bağlantıları anlatılarak, şimdi içerde tutulan birkaç tetikçi ile yetinmeyeceğimizi, ağbilerini istediğimizi söyledik…

Başından beri, savsaklayarak, alay ederek, yok sayarak, gözdağı vererek tanıklığımızın bitmesine çalıştılar. Mahkemelerde sabrı zorlayan duruşma oyunları oynadılar… Kendi adamlarını kolladılar; yetmedi, şimdi alenen milletvekili adayı ilan ettiler!”

Mehmet Esen, “mahkemenin hükmü yaklaştıkça, gerçek bizden uzaklaşsa da, bir daha yazmasa da kalem kanaya kanaya, biz yine burada olacağız” diyerek Hrant için adalet için mücadeleye devam çağrısı yaptı.

İskele Meydanı’ndan mahkemeye sloganlarla yürüyen grup “Cemil Çiçek, Muammer Güler yargılansın”, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeni’yiz” diye haykırdı.

18. duruşma devam ediyor, gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.