25 Aralık 2014 – Basında Çıkan Haberler – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.
“Barışa Söz Ver” kampanyası – Trt haber  – 25 Aralık 2014

Mazlumder ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun öncülüğünde 49 aydının imza verdiği “Barışa Söz Ver” kampanyası başlatıldı. Beyoğlu’ndaki Cezayir Salonu’nda düzenlenen basın toplantısına, kampanya çağrıcılarından Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, eski milletvekili Ufuk Uras ile Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ali Nesin, Zeynep Tanbay, Şenol Karakaş ve Erol Katırcıoğlu katılırken, Vedat Türkali, Tarık Ziya Ekinci ve Adalet Ağaoğlu destek mesajı gönderdi.

Zeynep Tanbay’ın okuduğu kampanya basın bildirisinde, çözüm sürecinin barış sürecine evrilmesine ihtiyaç bulunduğu vurgulanarak, “Köklü bir sorun olan Kürt sorununun bir çırpıda çözülemeyeceğini biliyoruz. Bu yüzden çözüm sürecini önemsiyor, çok önemli tarihi bir ilk adım olduğu için sonuna kadar destekliyoruz” denildi.

Ekim ayında yaşanan sokak olaylarının hatırlatıldığı bildiride, “Şiddet patlaması, ne kadar hızla hareket etmek zorunda olduğumuzu gösteriyor” ifadesi kullanıldı.

Demokrasiye sahip çıkan bir dile ulaşılması gerektiği belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Savaşın kazananı olmaz’ diyenlerin yan yana gelmesine, birbirine dokunmasına, her türlü ayrımcılığı reddeden toplumsal sıcaklığa, hakkının yenildiğini düşünen, ötekileştirilen, ötekileştirildiğini düşünen tüm seslerin, grupların, kesimlerin haklarını garantiye alacak demokratik bir barış köprüsüne ihtiyacımız var.”

– “Her problemin çözümü başka problemler yaratır”

Toplantıda söz alan Ali Nesin, “Bilim dahil hiçbir konuda sorunlar daha başka sorunlar yaratmadan çözülmez. Her problemin çözümü başka problemler yaratır. Kürt sorunu da bir problemdir, bunun çözümü de problemsiz olmayacaktır” dedi.

Problemlerden korkmamak gerektiğini vurgulayan Nesin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin de toplumun da çözümün yaratacağı problemlerden korkmaması gerekir. O problemlerle karşılaştığımızda onları da çözeriz” görüşünü dile getirdi.

– “Üçüncü göz yerli olmalı”

Ufuk Uras da 2015’in bir barış yılı olmasını istediklerini dile getirerek, “Tepede yapılan siyasetin bir tür gözlemcisi, denetleyicisi, takipçisi, hafızası bir üçüncü göz olmak durumundayız. Her hafta ‘Bu hafta barış için ne yaptın?’ sorusuyla bu işin peşini bırakmamak durumundayız” dedi.

Çözüm sürecine küresel güçlerin dahil olmasının milliyetçi reaksiyonlara neden olabileceğini belirten Uras, “Üçüncü gözün yerli bir göz olması sonuç alınması itibarıyla çok daha anlamlıdır, pratiktir” diye konuştu.

Barış mücadelesini “güncellemek, derinleştirmek ve toplumsallaştırmak” gerektiğini vurgulayan Uras, “Gücün sözüne değil, sözün gücüne inanıyoruz. Barışın anayasasıyla bu toprakların, bu ülkenin ortak vatan kılınmasını önemsiyoruz” görüşünü ifade etti.

Anadolu coğrafyasının halklarıyla hem bölgenin hem de Türkiye’nin geleceğini değiştirme imkanı olduğunu anlatan Uras, “Polemik dilinin değil, barışın dilinin ön plana çıkarılmasını istiyoruz. Bir çırpıda çözüm olmadığını bildiğimiz için bu uzun soluklu umut yolculuğunun takipçisiyiz. Biliyoruz ki barış olursa demokrasi de olur, adalet de olur. Barış demokrasinin gerekli şartıdır” şeklinde konuştu.

Uras, muhalefet partilerini de sürece katkı vermeye çağırdı.

– “Tırmalayan kelimeleri terk etmek zorundayız”

Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Sarıyaşar da “Kavga ederken birbirimizi yeterince tırmalıyoruz, öyleyse barışa çağrımızda tırmalayan kelimeleri terk etmek zorundayız” dedi.

Birbirine doğru yürümeyen, durdukları yeri muhkem hale getirme çabası içinde olan insanların barışamayacaklarını belirten Sarıyaşar, “Barışı inşa edecek aktör siyasetçiler değildir. Siyasetçiler icracıdırlar. Esas etkin olanın sivil toplum olması gerekir” diye konuştu.

“Barışımızın yeryüzünde nerede durduğuna dikkat etmek zorundayız” ifadesini kullanan Sarıyaşar, “Barışımız sadece Türklerin ve Kürtlerin barışı değildir. Barışımız, bu topraklarda yaşayan bütün halkların ve Ortadoğu halklarının barışıdır” değerlendirmesini yaptı.

Sarıyaşar, barış sürecinde özellikle muhafazakar ve İslamcı kesimlerin öne çıkmasının önemli olduğunu belirterek, “Bütün barışa yönelik söz söyleyenlerin de bütün bu toplumsal kesimlerin hassasiyetleri üzerinden barışın dilini inşa etmesinin önemini vurgulamak istiyorum” dedi.

Toplantında, “Barışa Söz Ver” kampanyası kapsamında 7 Şubat’ta Beyoğlu’nda bir yürüyüş düzenleneceği ve mart ayı içinde de panayırlar düzenleneceği bilgisi verildi.

Kampanyaya, aralarında Lale Mansur, Hale Soygazi, Murat Belge, Taner Akçam, Cengiz Aktar, Yasemin Çongar, Ümit Kıvanç ve Yücel Sayman’ın da yer aldığı 49 aydın imza verdi

Yazarlar “Barışa Söz Ver” kampanyasını anlatıyor – IMC TV – 25 Aralık 2014
http://www.imctv.com.tr/canli-yayin/

Aydın ve yazarlardan hükümete çağrı: Somut adım at – Diha – 25 Aralık 2014

http://www.diclehaber.com/tr/news/content/view/436856?from=675588005

 

Müzakere sürecine geçilmesi için hükümete çağrı yapan aydın ve yazarlar, çözüm süreciyle ilgili gelinen aşamada somut adımların atılması gerektiğini belirterek, “Ekim ayında yaşanan şiddet patlaması, ne kadar hızlı hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor” dedi.

Aralarında aydın, yazarlar ve sivil toplum örgütleri temsilcileri, müzakere sürecinin bir an önce başlatılması için, “Barışa söz ver” sloganıyla Cezayir Restaurant’ta basın toplantısı düzenledi. Toplantıya “Barışa söz ver” çağrısının imzacıları arasında yer alan Sosyolog-yazar Oya Baydar, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Matematikçi Ali Nesin, eski milletvekili Ufuk Uras ve yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda aydın ve yazar katıldı. Toplantıda hazırlanan basın metnini balerin Zeynep Tanbay okudu. Çözüm sürecinin hızla barış sürecine evrilmesi gerektiğini belirten Tanbay, gelinen aşamada somut adımlara ihtiyaç olduğunun altını çizerek, “Ekim ayında yaşanan şiddet patlaması, ne kadar hızlı hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor” dedi. Çözüm sürecinde acil olarak gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydeden Tanbay, “Kürtlerin iade edilmesi çok kolay haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına, pratik adımların atılmasına ihtiyacımız var” diye konuştu.

‘Sivil toplum sürece dahil edilsin’

Ardından, toplantıya katılan aydın ve yazarların konuştuğu toplantıda ilk olarak yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu konuştu. Çözüm sürecinde önemli engellerin aşıldığını belirten Gergerlioğlu, “Barış sürecinde artık önemli bir yere, müzakere aşamasına geldik. Barış sürecinin toplum tarafından da hazmedildiğini görerek, bir an önce gereken adımların atılması gerek” dedi. Gergerlioğlu, çözüm sürecine sivil toplumun da dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.

‘AKP kendi istediği gibi bir çözüm istiyor’

Ardından konuşan Sosyolog-yazar Oya Baydar, halkların barıştan başka bir şansının olmadığını vurgulayarak, “Artık bu adımı atmak zorundayız, çünkü barışa mahkumuz. İktidar yola çıkmayı sürecin kendisi gibi gösteriyor ama henüz yola çıkmadık. İktidarın yola çıkmayı geciktirmemesi gerekiyor” dedi. Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu da, çözüm sürecinde gelinen aşamanın önemine işaret ederek, Kürt sorununun aynı zamanda demokrasi sorunu olduğunu söyledi. Katırcıoğlu, “AKP çözüm istiyor ama kendi istediği gibi bir çözüm olsun istiyor. Müzakere lafını bile kullanmak istemiyorlar” diye belirtti.

Siyasi partilere ‘sürece katkı sunun’ çağrısı

Zıtlıkların sosyal bilimlerin doğası olduğunu belirten Matematikçi Ali Nesin de, “Hiçbir problem daha başka sorunlar yaratmadan çözülmez, bu sosyal bilimlerin doğası gereği böyledir. Kürt sorunu da problemdi. Bu noktada hükümetin sorunun çözümü noktasında çözümün yaratacağı problemlerden korkmaması gerekir. Söz konusu insan haklarıysa gerisi teferruattır” değerlendirmesinde bulundu. Barışın toplumsallaştırılması gerektiğini belirten eski milletvekili Ufuk Uras ise, şunları dile getirdi: “Barışın anayasasıyla bu toprakların ortak vatan kılınmasını istiyoruz. Hem bölge halklarının hem de kendi Türkiye’de yaşayan hakların kaderini değiştirme imkanımız var. Barışın değiştirici gücüne inanıyoruz. Bu nedenle başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün siyasi özneleri sürece katkı sunmaya çağırıyoruz.”

DSİP Eş Başkanı Şenol Karakaş da, “Abdullah Öcalan çok ciddi bir ısrarla bir sürecin inşa edilmesi için çabalıyor. Eğer barış süreci nihayete ulaşmazsa yaşanacak olanlar 6-8 Ekim’de ortaya çıkanlardır” diye konuştu.

Toplantıda, çağrının imzacıları arasında yer alan yazarlar Tarık Ziya Ekinci, Vedat Türkali ve Adalet Ağaoğlu tarafından gönderilen mesajlar da okundu.

AYDIN VE YAZARLARDAN “BARIŞA SÖZ VER” ÇAĞRISI – DHA – 25 Aralık 2014

http://www.dha.com.tr/en-son-haber-aydin-ve-yazarlardan-barisa-soz-ver-cagrisi-son-dakika-haberleri_832870.html

Çeşitli Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ile aydın ve yazarlardan oluşan bir grup, “Barışa söz ver” çağrısıyla başlattıkları kampanya ile ilgili basın toplantısı düzenledi.

Beyoğlu Galatasaray‘da bulunan Cezayir Toplantı Salonu’nda ‘Barışa Söz Ver’ sloganıyla gerçekleştirilen toplantıya, Sanatçı Zeynep Tanbay, Yazar ve Sosyolog Oya Baydar, Eski Milletvekili Ufuk Uras, Yazar ve İnsan Hakları Aktivisti Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Aziz Nesin Vakfı Matematik Köyü Kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Yazar Şenol Karakaş, Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Mehmet Cüneyt Sarıyaşar katıldı.

“ARTIK SOMUT ADIMLARA İHTİYACIMIZ VAR”

Toplantıda ortak basın açıklamasını okuyan Sanatçı Zeynep Tanbay çözüm sürecinin ilan edildiğinde ‘Çözüme evet, barışa evet’ diyerek desteklediklerini ifade ederek, şunları söyledi:

‘Akan kanın durmasının çok önemli olduğun savunduk, sokaklara çıktık, basın toplantıları yaptık. Ama artık sürecin ilk günlerinde değiliz. Artık somut adımlara ihtiyacımız var. Ekim ayında yaşanan şiddet patlaması, ne kadar hızla hareket etmek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Artık acil olarak, Kürtlerin iade edilmesi çok kolay olan ve hiçbir pazarlığa tabi kılınamayacak haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına, pratik adımların atılmasına ihtiyacımız var. Pazarlık değil hakların iadesi diyenler olarak, çözüm sürecini desteklemek, Kürt halkını haklarının tanınması, kalıcı barış, adalet ve eşitlik için ‘Artık barış zamanı’ diyoruz”

SÜREÇ İKİ TARAFIN KAPRİSİNE KURBAN EDİLMESİN

Yazar ve İnsan Hakları Aktivisti Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu da, ‘Devlet ve PKK arasında süren bir süreç var. Biz sivil toplum olarak olayı onların yaptığına bakarak uzun süredir tartışıyoruz ama bu çok açık bir zorunluluktur ki, sivil toplum artık bir şekilde işin içine girmelidir. Çünkü iki tarafın kaprisine kurban edilmeden yürümesi gereken bir süreç vardır. Müzakerede üçüncü bir ayak sivil toplum olmalıdır. Sivil toplumun da dengeleyici olarak bu rolünü ifa etmelidir” dedi.

‘DAHA YOLA ÇIKMADIK, YOLA ÇIKMAK ZORUNDAYIZ”

Yazar ve Sosyolog Oya Baydar, iktidarın yola çıkmayı sürecin kendisi gibi gösterdiğini belirterek, ‘Hayır, daha yola çıkmadık. Yola çıkmak zorundayız. Geciktirmemek zorundayız. Eğer sivil toplumun bir etkisi, bir sözü olacaksa ‘hadi bakalım çıkalım yola’ denmelidir. Gerek iktidar gerekse Kürt siyasi hareketinin, yola çıkmayı geciktirmemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘KÜRT SORUNU BİR DEMOKRASİ SORUNUDUR”

‘Sorun sadece Kürt sorunu değildir” diyen Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu ise, ‘Kürt sorunu bir demokrasi sorunudur. Dolayısıyla sağ siyasetlerde ‘Kürt sorunu’ denince ‘bölücülük, vs.’ deniliyor. Bıraksınlar bunu diye düşünüyorum artık buralarda değiliz. Kürt sorunu dediğimiz sorun Türkiye‘deki eksik demokrasinin giderilmesi sorunudur” diye konuştu.

‘KÜRT SORUNU PROBLEMDİR ÇÖZÜMÜ DE PROLEMSİZ OLAMAYACAKTIR”

Aziz Nesin Vakfı Matematik Köyü kurucusu Prof Dr. Ali Nesin, ‘Her problemin çözümü başka problemler yaratır. Bilimin de sosyal bilimlerin de doğası gereği böyledir. Kürt sorunu da bir problemdir, çözümü de problemsiz olmayacaktır” dedi. Problemlerden korkmamak gerektiğini dile getiren Nesin, ‘Eğer karşınıza bir gün bir problem çıkarsa ve o problemin sıfır, sorunsuz bir çözümünü bulursanız; o zamana kadar bir saniye bile düşünmemişsiniz demektir. Türkiye Cumhuriyeti de, bizim de, toplumun da artık çözümün yaratacağı problemlerden korkmaması gerekir. Bu problemlerle karşılaştığımız zaman o problemleri çözeriz” ifadesinde bulundu.

‘BARIŞIN PAZARLIĞI OLMAZ”

Eski Milletvekili Ufuk Uras da 2015’in barış yılı olması temennisinde bulunarak, ‘Tepe de yapılan siyasetin bir tür gözlemcisi, denetleyicisi, takipçisi, hafızası ve bir üçüncü göz olmak durumundayız. Her hafta ‘bu hafta barış için ne yaptın?’ sorusuyla bu işin peşini bırakmamak durumundayız. Barış mücadelesini güncellemek, derinleştirmek ve toplumsallaştırmak durumundayız. Çünkü gücün sözüne değil, sözün gücüne inanıyoruz” dedi. Barışın ortak kimliğine vurgu yapan Uras, ‘Başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün siyasi özneleri sürece katkı sunmaya, sürecin takozu olmamaya çağırıyorum. Çünkü barışın pazarlığı olmazö açıklamasında bulundu.

Açıklamanın altına imza atanlar: Adalet Ağaoğlu, Ali Nesin, Ali Öner, Aydın Engin, Bekir Ağırdır, Bülent Aydın, Cafer Solgun, Cengiz Atar, Defne Azal, Dengir Mir Mehmet Fırat, Emine Uçak Erdoğan, Emel Kurma, Eren Keskin, Erol Katırcıoğlu, Ferhat Kentel, Gülten Kaya, Hadi Uluengin, Hale Soygazi, Halil Ergün, Hidayet Şefkatlı Tuksal, İbrahim Betil, İpek Çalışlar, Kuban Kural, Kutluğ Ataman, Lale Mansur, Mehmet Cüneyt Sarıyaşar, Murat Belge, Murat Belge, Murat Morova, Naci Sönmez, Nilüfer, Uğur Dalay, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Rakel Dink, Roni Margulies, Selda Bağcan, Şenol Karakaş, Taner Akçam, Taner Ziya Ekinci, Temil İskit, Turgay Oğur, Ufuk Uras, Ümit Kardaş, Ümit Kıvanç, Vedat Türkali, Yasemin Çongar, Yıldız Önen, Yücel Sayman, Zeynep Tanbay.

 

Barış ve çözüm için yeni kampanya: “Barışa söz ver” – Turnusol – 25 Aralık 2014

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (BAK) ile Mazlum-Der öncülüğünde, çok sayıda aydın ve aktivistin desteğiyle, “Barışa söz ver” isimli bir kampanya başlatıldı.

Çözüm sürecinin hızla barış sürecine evrilmesini savunan ve sivil toplumun da taraf olduğunu vurgulayan “Barışa söz ver” çağrısının imzacıları bugün saat 13’de İstanbul’da Cezayir binasında bir basın toplantısıyla kampanyayı tanıttılar. Kampanya kapsamında yapılacak çalışmalar arasında 7 Şubat’ta İstanbul’da büyük barış yürüyüşü ve Mart ayında düzenlenecek barış panayırları da var.

Toplantının açılışını ve moderatörlüğünü Küresel BAK’tan Meltem Oral ve Mazlum-Der’den Ali Öner yaptı. Kampanyanın çağırıcılarından Zeynep Tanbay, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Erol Katırcıoğlu, Ufuk Uras, Ali Nesin, Şenol Karakaş ve Mehmet Cüneyt Sarıyaşar kısa konuşmalarla kampanyaya ve çözüm sürecine dair görüşlerini aktardılar.

“Barışa söz ver” kampanyasının çağırıcılarından olup basın toplantısına katılamayan Adalet Ağaoğlu, Tarık Ziya Ekinci ve Vedat Türkali’nin mesajları okundu.

“ÇÖZÜM, BARIŞ, KARDEŞLİK”

Kampanyanın çağrı metnini sanatçı Zeynep Tanbay okudu:

“Çözüm sürecinin hızla barış sürecine evrilmesine ihtiyacımız var. On yıllardır süren, cumhuriyetin kuruluş tarihi kadar köklü bir sorun olan Kürt sorununun bir çırpıda çözülemeyeceğini biliyoruz. Bu yüzden çözüm sürecini önemsiyor, çok önemli tarihî bir ilk adım olduğu için sonuna kadar destekliyoruz.

Çözüm süreci ilan edildiğinde, “çözüme evet, barışa evet” diyerek destekledik, akan kanın durmasının çok önemli olduğunu savunduk, sokaklara çıktık, basın toplantıları yaptık.

Ama artık sürecin ilk günlerinde değiliz. Artık somut adımlara ihtiyacımız var. Ekim ayında yaşanan şiddet patlaması, ne kadar hızla hareket etmek zorunda olduğumuzu gösteriyor.

Artık acil olarak, Kürtlerin iade edilmesi çok kolay olan ve hiçbir pazarlığa tabi kılınamayacak haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına, pratik adımların atılmasına ihtiyacımız var.

Kardeşliğe ihtiyacımız var. Kardeşliğe ihtiyacımız var ama eşit koşullarda kardeşliğe. Kibirden arınmış, demokrasiye sahip çıkan bir dile, bu dilin sözcülüğünü yaptığı bir kardeşliğe ihtiyacımız var.

“Savaşın kazananı olmaz” diyenlerin yan yana gelmesine, birbirine dokunmasına, her türlü ayrımcılığı reddeden toplumsal sıcaklığa, hakkının yendiğini düşünen, ötekileştirilen, ötekileştirildiğini düşünen tüm seslerin, grupların haklarını garanti altına alacak demokratik bir barış köprüsüne ihtiyacımız var.

Artık milliyetçilik değil kardeşlik, kibir değil eşitlik, çatışma değil diyalog, savaş değil barış istiyoruz.

Pazarlık değil hakların iadesi diyenler olarak, çözüm sürecini desteklemek, Kürt halkının haklarının tanınması, kalıcı barış, adalet ve eşitlik için,

“Artık barış zamanı!” diyoruz.”

BARIŞA SÖZ VERMEK NEDEN GEREKLİ?

Zeynep Tanbay: “Kampanyanın adını oluşturan sözün arkasında bir kaç anlam var. Barış için söz verin ve bunu artık yapın! Sözünüzün arkasında durun! Barışa şans verin, barışın sözü olsun. Kamuoyunda tüm tarafların barış için sözü var.”

Ömer Faruk Gergerlioğlu: “Bu toplum yıllardır barışa hasret. Çözüm süreci iki yıldır başladı ama yeterince hızlı ilerlemedi. Bu sürecin ne olursa olsun desteklenmesi gerektiğini düşünen biri olarak, her iki tarafın kaprislerine bu sürecin kurban edilmemesini diliyorum. Daha cesur olmak lazım. Müzakerenin açıklıkla yapılması lazım. Kürt ve Türk halklarının barışa olan özlemi sebebiyle yaşanan krizlerin bu süreci engelleyemediğini gördük. Farklı kesimlerden barışa gönül vermiş insanlar burada bir araya geldik ama toplumun da barışa söz vermesi gerekiyor. Sivil toplum süreçte daha aktif rol almalıdır. Sürecin üçüncü ayağı sivil toplum olmalıdır.”

Oya Baydar: “Artık söz vermenin de ötesinde, yolda yürüme zamanıdır. Biz daha o yola adımlarımızı atmadık. Önce yola çıkalım. Bu yolda ilerlemeye toplum olarak mecburuz.  İktidar yola çıkmayı sürecin kendisi gibi göstermeye çalışıyor. Sivil toplumun yürüyüşün başlamasını sağlaması gerekiyor. Hadi bakalım çıkalım yola diyebiliriz.”

Erol Katırcıoğlu: “Önemli bir dönemi yaşıyoruz. Yaşanan krizlerin ardından son günlerde iki tarafın da olumlu ifadeleri var. Sahiden bir müzakereye başladılar diyebiliyoruz. AKP çözümü istiyor ancak kendi istediği gibi olsun istiyor. Müzakere lafını kullanmak istemiyorlar. Her konuda kimseye danışmadan karar verme alışkanlığı burada da olumsuz olarak yansıyor. Kürt sorunu sadece Kürt sorunu değil, bir demokrasi sorunudur. Eksik demokrasinin eksiklerinin giderilmesi sorunudur. Bütün kimliklerin kendilerini ve taleplerini daha iyi ifade edebilecekleri bir çözüme ihtiyacımız var. Bu süreçte biz de varız diyoruz.”

Ali Nesin: Hiç bir sorun başka sorunlar yaratmadan çözülemez. Doğal bilimlerde de böyledir. Her sorunun çözümünde yeni problemler ortaya çıkar. Kürt sorununun çözümü de problemsiz olmayacak ama bundan korkmamak gerekir. Bu sürecin mutlaka ilerlemesi gerekir. Ayrıca benim için söz konusu insan haklarıysa gerisi teferruattır.”

Ufuk Uras: “2015’in barış yılı olmasını istiyoruz. Bunun için bir üçüncü göz olmak durumundayız. Tepede yapılan siyasetin gözlemcisi, hafızası ve denetleyicisi olacağız. Bu işin peşini bırakamayız. Barış mücadelesini toplumsallaştırmak zorundayız. Bütün Anadolu coğrafyasının halklarıyla geleceğimizi değiştirebiliriz. Biliyoruz ki barış olursa demokrasi de olur adalet de olur. Bu süreçte üçüncü göz yerli bir göz olmalıdır. Barışın dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Bu şansı mutlaka değerlendirmek zorundayız. Tüm siyasi özneleri sürece katkı vermeye çağırıyoruz.”

Şenol Karakaş: “Bundan iki yıl önce cezaevlerinde ölüm oruçları 60. günlerdeydi ve hepimizde sonrasının ne olacağı tedirginliği vardı. Sonra Öcalan’ın devreye girmesi ve çağrısı o krizi bitirdi. Öcalan’ın sürecin devam etmesi yönündeki ısrarı önemlidir. Barış süreci nihayete ulaşmazsa olacak olanları Kobane olaylarında gördük. İki günde 50 kişinin öldüğü alternatifin, diğer yanında ise barış alternatifi var. Yüzlerimizin asık olduğunu görüyorum. Oysa biz gülümsemek istiyoruz. Zaten barışın asık suratla değil, gülerek, şenliklerle ve sokaklarda balon uçurarak inşa edilir. Kürtlerin uzattığı barış elini gülümseyerek kucaklamalıyız. Çözüm sürecinin insan hakları, demokrasi ve eşitlik ile tamamlanması için mücadele etmeliyiz.”

Mehmet Cüneyt Sarıyaşar: Siyasetin kendi gerekleri üzerinden hareket edip oy konsolidasyonu ile barış sürecini eşzamanlı götürmek zorunda olduğunu, Siyaset kendisini öyle görse de bu süreçte esas aktör sivil toplumdur. Siyasiler icracıdır. Barışın birinci önceliği halklardadır. Bunu geliştirmenin yollarını bulmalıyız. 100 yıl önce büyük acıların yaşandığı bu topraklar bugün artık barışın toprağı olmalıdır. Bu barış sadece Kürtlerle Türklerin değil, diğer halkların ve Ortadoğu halklarının da barışıdır. Bu toprakların kadim halklarının iradesini önemsiyoruz. Süreçte özellikle muhafazakar ve İslamcı kesimlerin dominasyonu gereklidir. Barışın dilini kurarken bu kesimleri tedirgin etmemeye hassasiyet gösterilmelidir.”

TARIK ZİYA EKİNCİ, VEDAT TÜRKALİ VE ADALET AĞAOĞLU’NDAN MESAJ

Kampanyanın açılış toplantısına katılamayan ama yazılı bir mesaj yollayan Adalet Ağaoğlu: “2015’te barış için adım atın. Artık çözüm süreci değil barışın kendisini istiyorum” dedikten sonra, barışa söz verenlere seslenerek “Evimden çıkamıyorum ama sesinize ses katmak bana güç ve moral verdi” dedi.

Vedat Türkali ise mesajında “Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki hepimizin yürekten istediği şey barıştır. Ben süreç lafını bile gereksiz buluyorum. Artık bu işin süreci kalmadı. Açık seçik, barış için çözüm istiyoruz” dedi.

Tarık Ziya Ekinci’nin mesajı: “Sağlığım el vermediği için orada olamadım. Ama gönlüm, aklım ve vicdanım sizinledir. Barışseverlerimizin dur durak bilmeden 30 yıllık mücadele sık sık kesintiye uğradı. Bu uzun erimli mücadelenin bugünkü aşamasında elde ettiğimiz kazanım, akan kanın durmasıdır. Bunun temelli olması dileğimizdir. Ancak gelişkin bir demokrasi kurularak barış tesis edilebilir.”

“Barışa söz ver” kampanyasının çağrıcıları ise şöyle:

Adalet Ağaoğlu, Ali Nesin, Ali Öner, Aydın Engin, Bekir Ağırdır, Bülent Aydın, Cafer Solgun, Cengiz Aktar, Defne Asal, Dengir Mir Mehmet Fırat, Emine Uçak Erdoğan, Emel Kurma, Eren Keskin, Erol Katırcıoğlu, Ferhat Kentel, Gülten Kaya, Hadi Uluengin, Hale Soygazi, Halil Ergün, Hidayet Şefkatli Tuksal, İbrahim Betil, ​İpek Çalışlar, Kuban Kural, Kutluğ Ataman,​ Lale Mansur, Mehmet Cüneyt Sarıyaşar, Murat Belge, Murat Morova, Naci Sönmez, Nilüfer Uğur Dalay, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Rakel Dink, Roni Margulies, Selda Bağcan, ​Şenol Karakaş, Taner Akçam, Taner Ziya Koçak, Tarık Ziya Ekinci, Temel İskit, Turgay Oğur, Ufuk Uras, Ümit Kardaş, Ümit Kıvanç, Vedat Türkali, Yasemin Çongar, Yıldız Önen, Yücel Sayman, Zeynep Tanbay.

Barışa söz verenler yeni kampanya için yola çıktı! – Marksist.org – 25 Aralık 2014

 

 

“Barışa söz ver” kampanyasının İstanbul’da dün gerçekleşen ilk toplantısında çözüm sürecinde sivil toplumun oynaması gereken role vurgu yapıldı.

Kampanyanın Facebook adresi: https://www.facebook.com/barisasozver

Kampanyanın Twitter adresi: https://twitter.com/barisasozver/

Zeynep Tanbay: “Kampanyanın adını oluşturan sözün arkasında bir kaç anlam var. Barış için söz verin ve bunu artık yapın! Sözünüzün arkasında durun! Barışa şans verin, barışın sözü olsun. Kamuoyunda tüm tarafların barış için sözü var.”

Ömer Faruk Gergerlioğlu: “Bu toplum yıllardır barışa hasret. Çözüm süreci iki yıldır başladı ama yeterince hızlı ilerlemedi. Bu sürecin ne olursa olsun desteklenmesi gerektiğini düşünen biri olarak, her iki tarafın kaprislerine bu sürecin kurban edilmemesini diliyorum. Daha cesur olmak lazım. Müzakerenin açıklıkla yapılması lazım. Kürt ve Türk halklarının barışa olan özlemi sebebiyle yaşanan krizlerin bu süreci engelleyemediğini gördük. Farklı kesimlerden barışa gönül vermiş insanlar burada bir araya geldik ama toplumun da barışa söz vermesi gerekiyor. Sivil toplum süreçte daha aktif rol almalıdır. Sürecin üçüncü ayağı sivil toplum olmalıdır.”

Oya Baydar: “Artık söz vermenin de ötesinde, yolda yürüme zamanıdır. Biz daha o yola adımlarımızı atmadık. Önce yola çıkalım. Bu yolda ilerlemeye toplum olarak mecburuz. İktidar yola çıkmayı sürecin kendisi gibi göstermeye çalışıyor. Sivil toplumun yürüyüşün başlamasını sağlaması gerekiyor. Hadi bakalım çıkalım yola diyebiliriz.”

Erol Katırcıoğlu: “Önemli bir dönemi yaşıyoruz. Yaşanan krizlerin ardından son günlerde iki tarafın da olumlu ifadeleri var. Sahiden bir müzakereye başladılar diyebiliyoruz. AKP çözümü istiyor ancak kendi istediği gibi olsun istiyor. Müzakere lafını kullanmak istemiyorlar. Her konuda kimseye danışmadan karar verme alışkanlığı burada da olumsuz olarak yansıyor. Kürt sorunu sadece Kürt sorunu değil, bir demokrasi sorunudur. Eksik demokrasinin eksiklerinin giderilmesi sorunudur. Bütün kimliklerin kendilerini ve taleplerini daha iyi ifade edebilecekleri bir çözüme ihtiyacımız var. Bu süreçte biz de varız diyoruz.”

Ali Nesin: “Hiç bir sorun başka sorunlar yaratmadan çözülemez. Doğal bilimlerde de böyledir. Her sorunun çözümünde yeni problemler ortaya çıkar. Kürt sorununun çözümü de problemsiz olmayacak ama bundan korkmamak gerekir. Bu sürecin mutlaka ilerlemesi gerekir. Ayrıca benim için söz konusu insan haklarıysa gerisi teferruattır.”

Ufuk Uras: “2015’in barış yılı olmasını istiyoruz. Bunun için bir üçüncü göz olmak durumundayız. Tepede yapılan siyasetin gözlemcisi, hafızası ve denetleyicisi olacağız. Bu işin peşini bırakamayız. Barış mücadelesini toplumsallaştırmak zorundayız. Bütün Anadolu coğrafyasının halklarıyla geleceğimizi değiştirebiliriz. Biliyoruz ki barış olursa demokrasi de olur adalet de olur. Bu süreçte üçüncü göz yerli bir göz olmalıdır. Barışın dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Bu şansı mutlaka değerlendirmek zorundayız. Tüm siyasi özneleri sürece katkı vermeye çağırıyoruz.”

Şenol Karakaş: “Bundan iki yıl önce cezaevlerinde ölüm oruçları 60. günlerdeydi ve hepimizde sonrasının ne olacağı tedirginliği vardı. Sonra Öcalan’ın devreye girmesi ve çağrısı o krizi bitirdi. Öcalan’ın sürecin devam etmesi yönündeki ısrarı önemlidir. Barış süreci nihayete ulaşmazsa olacak olanları Kobane olaylarında gördük. İki günde 50 kişinin öldüğü alternatifin, diğer yanında ise barış alternatifi var. Yüzlerimizin asık olduğunu görüyorum. Oysa biz gülümsemek istiyoruz. Zaten barışın asık suratla değil, gülerek, şenliklerle ve sokaklarda balon uçurarak inşa edilir. Kürtlerin uzattığı barış elini gülümseyerek kucaklamalıyız. Çözüm sürecinin insan hakları, demokrasi ve eşitlik ile tamamlanması için mücadele etmeliyiz.”

Mehmet Cüneyt Sarıyaşar: “Siyasetin kendi gerekleri üzerinden hareket edip oy konsolidasyonu ile barış sürecini eşzamanlı götürmek zorunda olduğunu, Siyaset kendisini öyle görse de bu süreçte esas aktör sivil toplumdur. Siyasiler icracıdır. Barışın birinci önceliği halklardadır. Bunu geliştirmenin yollarını bulmalıyız. 100 yıl önce büyük acıların yaşandığı bu topraklar bugün artık barışın toprağı olmalıdır. Bu barış sadece Kürtlerle Türklerin değil, diğer halkların ve Ortadoğu halklarının da barışıdır. Bu toprakların kadim halklarının iradesini önemsiyoruz. Süreçte özellikle muhafazakar ve İslamcı kesimlerin dominasyonu gereklidir. Barışın dilini kurarken bu kesimleri tedirgin etmemeye hassasiyet gösterilmelidir.”

‘Adalet ve eşitlik için barışa söz ver’ – ETHA – 25 Aralık 2014

“Barışa söz ver” kampanyası başlatan aydın ve yazarlar, “Pazarlık değil, hakların iradesini isteyenler olarak; çözüm sürecini desteklemek, Kürt halkının haklarının tanınması, kalıcı barış, adalet ve eşitlik için artık barış zamanı diyoruz” dedi.

Aydın ve yazarlar, “Barışa söz ver” kampanyası başlattı. Kampanyanın duyurusu için Cezayir Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya, Zeynep Tanbay, Oya Baydar, Erol Katırcıoğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ali Nesin, Ufuk Uras, Şenol Karataş ve MAZLUM-DER İstanbul Başkanı Cüneyt Sarıyaşar katıldı. Yazar Vedat Türkali, Adalet Ağaoğlunun ve Tarık Ziya Ekici ise toplantıya mesaj gönderdi.

Kampanyanın çağrıcıları adına basın açıklamasını okuyan Zeynep Tanbay, çözüm sürecinin, hızla barış sürecine evrilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi. Kürt sorunun bir çırpıda çözülemeyeceğini ifade eden Tanbay, bu nedenle “çözüm” sürecini önemsediklerini ve süreci sonuna kadar desteklediklerini belirtti.

Kürt halkının, iade edilmesi çok kolay olan ve hiçbir pazarlığa tabi kılınmayacak haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirten Tanbay, şunları söyledi: “Artık milliyetçilik değil kardeşlik, kibir değil eşitlik, çatışma değil diyalog, savaş değil barış istiyoruz” şeklinde konuştu. ‘Savaşın kazananları olmaz’ diyenlerin yanyana gelmesine, her türlü ayrımcılığı reddeden toplumsal sıcaklığa ihtiyacı olduğunu kaydeden Tanbay, “Pazarlık değil, hakların iadesini isteyenler olarak çözüm sürecini desteklemek, Kürt halkının haklarının tanınması, kalıcı barış adalet ve eşitlik için artık barış zamanı diyoruz.”

‘ÖCALAN’IN MÜZAKERE TASLAĞI HERŞEYİ GÖSTERİYOR’

Toplantıda söz alan Erol Katırcıoğlu, Kürt sorunun, sadece Kürtlerin sorunu olmadığını, bir demokrasi sorunu olduğunu vurguladı. Katırcıoğlu, “Bu sorun Türkiye’deki eksik demokrasinin giderilmesi sorunudur. Sivil Toplum Kuruluşları olarak bizim de artık bir şeyler yapmamız gerekiyor. Bu süreçte biz de varız” dedi. Katırcıoğlu, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın müzakere taslağını hatırlattı ve ekledi: “Taslaktaki tüm maddeleri yan yana getirdiğimizde, ortaya gerçekten Türkiye’deki demokrasi çıtasının yükseltilmesi gerektiğini ve nasıl, hangi konulara bakılarak yükseltilmesi gerektiğini bize söylüyor.”

‘BARIŞA MAHKUMUZ’

Barış süreçlerinde inişlerin, çıkışların olduğunu, fakat bu süreçte tam manasıyla adım atılamadığını kaydeden Oya Baydar, “Bu adım atılmak zorunda, barışa mahkumuz. Önce yola çıkmalıyız” şeklinde konuştu. İktidarın, yola çıkmayı, sürecin bir parçası gibi gösterme çabası içinde olduğunu belirten Baydar, barış süreci açısından zaman geciktirmeden adım atılması gerektiğini söyledi.

‘SORUN İNSAN HAKLARIYLA GERİSİ TEFERRUATTIR’

Ali Nesin, bilim de dahil olmak üzere hiçbir konuda, özellikle toplumsal konulardaki bir sorunların, doğası gereği, başka sorun yaratmadan çözülmeyeceğini belirtti. Ali Nesin, “Kürt sorunu da böyle problemdir. Çözümü de problemsiz olmayacaktır. O problemlerden korkmamak gerekir. Eğer söz konusu insan haklarıysa da gerisi teferruattır” şeklinde konuştu.

‘2015, BARIŞIN YILI OLSUN’

2015’in barış yılı olamasını istediklerini kaydeden Ufuk Uras, “Tepede yapılan siyasetin, bir tür gözlemcisi, denetleyicisi, takipçisi bir üçüncü gözü olmak durumdayız” dedi. Barış mücadelesini, derinleştirmek, geliştirmek, toplumsallaştırmak durumunda olduklarını ifade eden Uras, “Çünkü gücün sözüne değil, sözün gücüne inanıyoruz. Polemik dilinin değil barışın dilinin ön plana çıkarılmasını istiyoruz” diye belirtti. Uras, barış olursa demokrasinin ve adaletin de olacağını ifade etti.

Barışa Söz Ver’ kampanyası başlatıldı –  Timeturk – 25 Aralık 2014

 

Mazlumder ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun öncülüğünde 49 aydının imza verdiği ‘Barışa Söz Ver” kampanyası başlatıldı.
Mazlumder ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun öncülüğünde 49 aydının imza verdiği “Barışa Söz Ver” kampanyası başlatıldı.

Beyoğlu’ndaki Cezayir Salonu’nda düzenlenen basın toplantısına, kampanya çağrıcılarından Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, eski milletvekili Ufuk Uras ile Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ali Nesin, Zeynep Tanbay, Şenol Karakaş ve Erol Katırcıoğlu katılırken, Vedat Türkali, Tarık Ziya Ekinci ve Adalet Ağaoğlu destek mesajı gönderdi.

Zeynep Tanbay’ın okuduğu kampanya basın bildirisinde, çözüm sürecinin barış sürecine evrilmesine ihtiyaç bulunduğu vurgulanarak, “Köklü bir sorun olan Kürt sorununun bir çırpıda çözülemeyeceğini biliyoruz. Bu yüzden çözüm sürecini önemsiyor, çok önemli tarihi bir ilk adım olduğu için sonuna kadar destekliyoruz” denildi.

Ekim ayında yaşanan sokak olaylarının hatırlatıldığı bildiride, “Şiddet patlaması, ne kadar hızla hareket etmek zorunda olduğumuzu gösteriyor” ifadesi kullanıldı.

Demokrasiye sahip çıkan bir dile ulaşılması gerektiği belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Savaşın kazananı olmaz’ diyenlerin yan yana gelmesine, birbirine dokunmasına, her türlü ayrımcılığı reddeden toplumsal sıcaklığa, hakkının yenildiğini düşünen, ötekileştirilen, ötekileştirildiğini düşünen tüm seslerin, grupların, kesimlerin haklarını garantiye alacak demokratik bir barış köprüsüne ihtiyacımız var.”

“Her problemin çözümü başka problemler yaratır”

Toplantıda söz alan Ali Nesin, “Bilim dahil hiçbir konuda sorunlar daha başka sorunlar yaratmadan çözülmez. Her problemin çözümü başka problemler yaratır. Kürt sorunu da bir problemdir, bunun çözümü de problemsiz olmayacaktır” dedi.
Problemlerden korkmamak gerektiğini vurgulayan Nesin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin de toplumun da çözümün yaratacağı problemlerden korkmaması gerekir. O problemlerle karşılaştığımızda onları da çözeriz” görüşünü dile getirdi.
“Üçüncü göz yerli olmalı”

Ufuk Uras da 2015’in bir barış yılı olmasını istediklerini dile getirerek, “Tepede yapılan siyasetin bir tür gözlemcisi, denetleyicisi, takipçisi, hafızası bir üçüncü göz olmak durumundayız. Her hafta ‘Bu hafta barış için ne yaptın?’ sorusuyla bu işin peşini bırakmamak durumundayız” dedi.

Çözüm sürecine küresel güçlerin dahil olmasının milliyetçi reaksiyonlara neden olabileceğini belirten Uras, “Üçüncü gözün yerli bir göz olması sonuç alınması itibarıyla çok daha anlamlıdır, pratiktir” diye konuştu.

Barış mücadelesini “güncellemek, derinleştirmek ve toplumsallaştırmak” gerektiğini vurgulayan Uras, “Gücün sözüne değil, sözün gücüne inanıyoruz. Barışın anayasasıyla bu toprakların, bu ülkenin ortak vatan kılınmasını önemsiyoruz” görüşünü ifade etti.

Anadolu coğrafyasının halklarıyla hem bölgenin hem de Türkiye’nin geleceğini değiştirme imkanı olduğunu anlatan Uras, “Polemik dilinin değil, barışın dilinin ön plana çıkarılmasını istiyoruz. Bir çırpıda çözüm olmadığını bildiğimiz için bu uzun soluklu umut yolculuğunun takipçisiyiz. Biliyoruz ki barış olursa demokrasi de olur, adalet de olur. Barış demokrasinin gerekli şartıdır” şeklinde konuştu.

Uras, muhalefet partilerini de sürece katkı vermeye çağırdı.

“Tırmalayan kelimeleri terk etmek zorundayız”

Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Sarıyaşar da “Kavga ederken birbirimizi yeterince tırmalıyoruz, öyleyse barışa çağrımızda tırmalayan kelimeleri terk etmek zorundayız” dedi.

Birbirine doğru yürümeyen, durdukları yeri muhkem hale getirme çabası içinde olan insanların barışamayacaklarını belirten Sarıyaşar, “Barışı inşa edecek aktör siyasetçiler değildir. Siyasetçiler icracıdırlar. Esas etkin olanın sivil toplum olması gerekir” diye konuştu.

“Barışımızın yeryüzünde nerede durduğuna dikkat etmek zorundayız” ifadesini kullanan Sarıyaşar, “Barışımız sadece Türklerin ve Kürtlerin barışı değildir. Barışımız, bu topraklarda yaşayan bütün halkların ve Ortadoğu halklarının barışıdır” değerlendirmesini yaptı.

Sarıyaşar, barış sürecinde özellikle muhafazakar ve İslamcı kesimlerin öne çıkmasının önemli olduğunu belirterek, “Bütün barışa yönelik söz söyleyenlerin de bütün bu toplumsal kesimlerin hassasiyetleri üzerinden barışın dilini inşa etmesinin önemini vurgulamak istiyorum” dedi.

Toplantında, “Barışa Söz Ver” kampanyası kapsamında 7 Şubat’ta Beyoğlu’nda bir yürüyüş düzenleneceği ve mart ayı içinde de panayırlar düzenleneceği bilgisi verildi.

Kampanyaya, aralarında Lale Mansur, Hale Soygazi, Murat Belge, Taner Akçam, Cengiz Aktar, Yasemin Çongar, Ümit Kıvanç ve Yücel Sayman’ın da yer aldığı 49 aydın imza verdi

 

 

 

Barışa Söz Ver” Kampanyası Başlatıldı – Haberler.com – 25 Aralık 2014

www.haberler.com/barisa-soz-ver-kampanyasi-baslatildi-6806868-haberi/

Mazlumder ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun öncülüğünde 49 aydının imza verdiği “Barışa Söz Ver” kampanyası başlatıldı Bildiriden: “Köklü bir sorun olan Kürt sorununun bir çırpıda çözülemeyeceğini biliyoruz.

Mazlumder ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun öncülüğünde 49 aydının imza verdiği “Barışa Söz Ver” kampanyası başlatıldı.

Beyoğlu’ndaki Cezayir Salonu’nda düzenlenen basın toplantısına, kampanya çağrıcılarından Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, eski milletvekili Ufuk Uras ile Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ali Nesin, Zeynep Tanbay, Şenol Karakaş ve Erol Katırcıoğlu katılırken, Vedat Türkali, Tarık Ziya Ekinci ve Adalet Ağaoğlu destek mesajı gönderdi.

Zeynep Tanbay’ın okuduğu kampanya basın bildirisinde, çözüm sürecinin barış sürecine evrilmesine ihtiyaç bulunduğu vurgulanarak, “Köklü bir sorun olan Kürt sorununun bir çırpıda çözülemeyeceğini biliyoruz. Bu yüzden çözüm sürecini önemsiyor, çok önemli tarihi bir ilk adım olduğu için sonuna kadar destekliyoruz” denildi.

Ekim ayında yaşanan sokak olaylarının hatırlatıldığı bildiride, “Şiddet patlaması, ne kadar hızla hareket etmek zorunda olduğumuzu gösteriyor” ifadesi kullanıldı.

Demokrasiye sahip çıkan bir dile ulaşılması gerektiği belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Savaşın kazananı olmaz’ diyenlerin yan yana gelmesine, birbirine dokunmasına, her türlü ayrımcılığı reddeden toplumsal sıcaklığa, hakkının yenildiğini düşünen, ötekileştirilen, ötekileştirildiğini düşünen tüm seslerin, grupların, kesimlerin haklarını garantiye alacak demokratik bir barış köprüsüne ihtiyacımız var.”

“Her problemin çözümü başka problemler yaratır”

Toplantıda söz alan Ali Nesin, “Bilim dahil hiçbir konuda sorunlar daha başka sorunlar yaratmadan çözülmez. Her problemin çözümü başka problemler yaratır. Kürt sorunu da bir problemdir, bunun çözümü de problemsiz olmayacaktır” dedi.

Problemlerden korkmamak gerektiğini vurgulayan Nesin,  “Türkiye Cumhuriyeti’nin de toplumun da çözümün yaratacağı problemlerden korkmaması gerekir. O problemlerle karşılaştığımızda onları da çözeriz” görüşünü dile getirdi.

“Üçüncü göz yerli olmalı”

Ufuk Uras da 2015’in bir barış yılı olmasını istediklerini dile getirerek, “Tepede yapılan siyasetin bir tür gözlemcisi, denetleyicisi, takipçisi, hafızası bir üçüncü göz olmak durumundayız. Her hafta ‘Bu hafta barış için ne yaptın?’ sorusuyla bu işin peşini bırakmamak durumundayız” dedi.

Çözüm sürecine küresel güçlerin dahil olmasının milliyetçi reaksiyonlara neden olabileceğini belirten Uras, “Üçüncü gözün yerli bir göz olması sonuç alınması itibarıyla çok daha anlamlıdır, pratiktir”  diye konuştu.

Barış mücadelesini “güncellemek, derinleştirmek ve toplumsallaştırmak” gerektiğini vurgulayan Uras, “Gücün sözüne değil, sözün gücüne inanıyoruz. Barışın anayasasıyla bu toprakların, bu ülkenin ortak vatan kılınmasını önemsiyoruz” görüşünü ifade etti.

Anadolu coğrafyasının halklarıyla hem bölgenin hem de Türkiye’nin geleceğini değiştirme imkanı olduğunu anlatan Uras, “Polemik dilinin değil, barışın dilinin ön plana çıkarılmasını istiyoruz. Bir çırpıda çözüm olmadığını bildiğimiz için bu uzun soluklu umut yolculuğunun takipçisiyiz. Biliyoruz ki barış olursa demokrasi de olur, adalet de olur. Barış demokrasinin gerekli şartıdır” şeklinde konuştu.

Uras, muhalefet partilerini de sürece katkı vermeye çağırdı.

“Tırmalayan kelimeleri terk etmek zorundayız”

Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Sarıyaşar da “Kavga ederken birbirimizi yeterince tırmalıyoruz, öyleyse barışa çağrımızda tırmalayan kelimeleri terk etmek zorundayız” dedi.

Birbirine doğru yürümeyen, durdukları yeri muhkem hale getirme çabası içinde olan insanların barışamayacaklarını belirten Sarıyaşar, “Barışı inşa edecek aktör siyasetçiler değildir. Siyasetçiler icracıdırlar. Esas etkin olanın sivil toplum olması gerekir” diye konuştu.

“Barışımızın yeryüzünde nerede durduğuna dikkat etmek zorundayız” ifadesini kullanan Sarıyaşar, “Barışımız sadece Türklerin ve Kürtlerin barışı değildir. Barışımız, bu topraklarda yaşayan bütün halkların ve Ortadoğu halklarının barışıdır” değerlendirmesini yaptı.

Sarıyaşar, barış sürecinde özellikle muhafazakar ve İslamcı kesimlerin öne çıkmasının önemli olduğunu belirterek, “Bütün barışa yönelik söz söyleyenlerin de bütün bu toplumsal kesimlerin hassasiyetleri üzerinden barışın dilini inşa etmesinin önemini vurgulamak istiyorum” dedi.

Toplantında, “Barışa Söz Ver” kampanyası kapsamında 7 Şubat’ta Beyoğlu’nda bir yürüyüş düzenleneceği ve mart ayı içinde de panayırlar düzenleneceği bilgisi verildi.

Kampanyaya, aralarında Lale Mansur, Hale Soygazi, Murat Belge, Taner Akçam, Cengiz Aktar, Yasemin Çongar, Ümit Kıvanç ve Yücel Sayman’ın da yer aldığı 49 aydın imza verdi

 

 

AYDIN VE YAZARLARDAN “BARIŞA SÖZ VER” ÇAĞRISI – Haber48.com – 25 Aralık 2014

http://www.haber48.com.tr/haber/-aydinveyazarlardanbarisasozvercagrisi-54488.html

Çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile aydın ve yazarlardan oluşan bir grup, “Barışa söz ver” çağrısıyla başlattıkları kampanya ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Beyoğlu Galatasaray`da bulunan Cezayir Toplantı Salonu`nda `Barışa Söz Ver` sloganıyla gerçekleştirilen toplantıya, Sanatçı Zeynep Tanbay, Yazar ve Sosyolog Oya Baydar, Eski Milletvekili Ufuk Uras, Yazar ve İnsan Hakları Aktivisti Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Aziz Nesin Vakfı Matematik Köyü Kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Yazar Şenol Karakaş, Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Mehmet Cüneyt Sarıyaşar katıldı.

“ARTIK SOMUT ADIMLARA İHTİYACIMIZ VAR”
Toplantıda ortak basın açıklamasını okuyan Sanatçı Zeynep Tanbay çözüm sürecinin ilan edildiğinde `Çözüme evet, barışa evet` diyerek desteklediklerini ifade ederek, şunları söyledi:
“Akan kanın durmasının çok önemli olduğun savunduk, sokaklara çıktık, basın toplantıları yaptık. Ama artık sürecin ilk günlerinde değiliz. Artık somut adımlara ihtiyacımız var. Ekim ayında yaşanan şiddet patlaması, ne kadar hızla hareket etmek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Artık acil olarak, Kürtlerin iade edilmesi çok kolay olan ve hiçbir pazarlığa tabi kılınamayacak haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına, pratik adımların atılmasına ihtiyacımız var. Pazarlık değil hakların iadesi diyenler olarak, çözüm sürecini desteklemek, Kürt halkını haklarının tanınması, kalıcı barış, adalet ve eşitlik için `Artık barış zamanı` diyoruz”

SÜREÇ İKİ TARAFIN KAPRİSİNE KURBAN EDİLMESİN
Yazar ve İnsan Hakları Aktivisti Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu da, “Devlet ve PKK arasında süren bir süreç var. Biz sivil toplum olarak olayı onların yaptığına bakarak uzun süredir tartışıyoruz ama bu çok açık bir zorunluluktur ki, sivil toplum artık bir şekilde işin içine girmelidir. Çünkü iki tarafın kaprisine kurban edilmeden yürümesi gereken bir süreç vardır. Müzakerede üçüncü bir ayak sivil toplum olmalıdır. Sivil toplumun da dengeleyici olarak bu rolünü ifa etmelidir” dedi.

“DAHA YOLA ÇIKMADIK, YOLA ÇIKMAK ZORUNDAYIZ”
Yazar ve Sosyolog Oya Baydar, iktidarın yola çıkmayı sürecin kendisi gibi gösterdiğini belirterek, “Hayır, daha yola çıkmadık. Yola çıkmak zorundayız. Geciktirmemek zorundayız. Eğer sivil toplumun bir etkisi, bir sözü olacaksa `hadi bakalım çıkalım yola` denmelidir. Gerek iktidar gerekse Kürt siyasi hareketinin, yola çıkmayı geciktirmemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

“KÜRT SORUNU BİR DEMOKRASİ SORUNUDUR”
“Sorun sadece Kürt sorunu değildir” diyen Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu ise, “Kürt sorunu bir demokrasi sorunudur. Dolayısıyla sağ siyasetlerde `Kürt sorunu` denince `bölücülük, vs.` deniliyor. Bıraksınlar bunu diye düşünüyorum artık buralarda değiliz. Kürt sorunu dediğimiz sorun Türkiye`deki eksik demokrasinin giderilmesi sorunudur” diye konuştu.

“KÜRT SORUNU PROBLEMDİR ÇÖZÜMÜ DE PROLEMSİZ OLAMAYACAKTIR”
Aziz Nesin Vakfı Matematik Köyü kurucusu Prof Dr. Ali Nesin, “Her problemin çözümü başka problemler yaratır. Bilimin de sosyal bilimlerin de doğası gereği böyledir. Kürt sorunu da bir problemdir, çözümü de problemsiz olmayacaktır” dedi. Problemlerden korkmamak gerektiğini dile getiren Nesin, “Eğer karşınıza bir gün bir problem çıkarsa ve o problemin sıfır, sorunsuz bir çözümünü bulursanız; o zamana kadar bir saniye bile düşünmemişsiniz demektir. Türkiye Cumhuriyeti de, bizim de, toplumun da artık çözümün yaratacağı problemlerden korkmaması gerekir. Bu problemlerle karşılaştığımız zaman o problemleri çözeriz” ifadesinde bulundu.

“BARIŞIN PAZARLIĞI OLMAZ”
Eski Milletvekili Ufuk Uras da 2015`in barış yılı olması temennisinde bulunarak, “Tepe de yapılan siyasetin bir tür gözlemcisi, denetleyicisi, takipçisi, hafızası ve bir üçüncü göz olmak durumundayız. Her hafta `bu hafta barış için ne yaptın?` sorusuyla bu işin peşini bırakmamak durumundayız. Barış mücadelesini güncellemek, derinleştirmek ve toplumsallaştırmak durumundayız. Çünkü gücün sözüne değil, sözün gücüne inanıyoruz” dedi. Barışın ortak kimliğine vurgu yapan Uras, “Başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün siyasi özneleri sürece katkı sunmaya, sürecin takozu olmamaya çağırıyorum. Çünkü barışın pazarlığı olmazö açıklamasında bulundu.
Açıklamanın altına imza atanlar: Adalet Ağaoğlu, Ali Nesin, Ali Öner, Aydın Engin, Bekir Ağırdır, Bülent Aydın, Cafer Solgun, Cengiz Atar, Defne Azal, Dengir Mir Mehmet Fırat, Emine Uçak Erdoğan, Emel Kurma, Eren Keskin, Erol Katırcıoğlu, Ferhat Kentel, Gülten Kaya, Hadi Uluengin, Hale Soygazi, Halil Ergün, Hidayet Şefkatlı Tuksal, İbrahim Betil, İpek Çalışlar, Kuban Kural, Kutluğ Ataman, Lale Mansur, Mehmet Cüneyt Sarıyaşar, Murat Belge, Murat Belge, Murat Morova, Naci Sönmez, Nilüfer, Uğur Dalay, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Rakel Dink, Roni Margulies, Selda Bağcan, Şenol Karakaş, Taner Akçam, Taner Ziya Ekinci, Temil İskit, Turgay Oğur, Ufuk Uras, Ümit Kardaş, Ümit Kıvanç, Vedat Türkali, Yasemin Çongar, Yıldız Önen, Yücel Sayman, Zeynep Tanbay.

 

AYDINLARDAN ‘BARIŞA SÖZ VER’ ÇAĞRISI! – Habervan – 25 Aralık 2014

http://www.habervantv.com/haber-10584-aydinlardan_barisa_soz_ver_cagrisi.html

Müzakere sürecine geçilmesi için hükümete çağrı yapan aydın ve yazarlar, çözüm süreciyle ilgili gelinen aşamada somut adımların atılması gerektiğini belirterek, “Ekim ayında yaşanan şiddet patlaması, ne kadar hızlı hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor” dedi.

Aralarında aydın, yazarlar ve sivil toplum örgütleri temsilcileri, müzakere sürecinin bir an önce başlatılması için, “Barışa söz ver” sloganıyla Cezayir Restaurant’ta basın toplantısı düzenledi. Toplantıya “Barışa söz ver” çağrısının imzacıları arasında yer alan Sosyolog-yazar Oya Baydar, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Matematikçi Ali Nesin, eski milletvekili Ufuk Uras ve yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda aydın ve yazar katıldı. Toplantıda hazırlanan basın metnini balerin Zeynep Tanbay okudu. Çözüm sürecinin hızla barış sürecine evrilmesi gerektiğini belirten Tanbay, gelinen aşamada somut adımlara ihtiyaç olduğunun altını çizerek, “Ekim ayında yaşanan şiddet patlaması, ne kadar hızlı hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor” dedi. Çözüm sürecinde acil olarak gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydeden Tanbay, “Kürtlerin iade edilmesi çok kolay haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına, pratik adımların atılmasına ihtiyacımız var” diye konuştu.

 

‘Sivil toplum sürece dahil edilsin’

Ardından, toplantıya katılan aydın ve yazarların konuştuğu toplantıda ilk olarak yazar Ömer Faruk Gergerlioğlu konuştu. Çözüm sürecinde önemli engellerin aşıldığını belirten Gergerlioğlu, “Barış sürecinde artık önemli bir yere, müzakere aşamasına geldik. Barış sürecinin toplum tarafından da hazmedildiğini görerek, bir an önce gereken adımların atılması gerek” dedi. Gergerlioğlu, çözüm sürecine sivil toplumun da dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.

 

‘AKP kendi istediği gibi bir çözüm istiyor’

Ardından konuşan Sosyolog-yazar Oya Baydar, halkların barıştan başka bir şansının olmadığını vurgulayarak, “Artık bu adımı atmak zorundayız, çünkü barışa mahkumuz. İktidar yola çıkmayı sürecin kendisi gibi gösteriyor ama henüz yola çıkmadık. İktidarın yola çıkmayı geciktirmemesi gerekiyor” dedi. Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu da, çözüm sürecinde gelinen aşamanın önemine işaret ederek, Kürt sorununun aynı zamanda demokrasi sorunu olduğunu söyledi. Katırcıoğlu, “AKP çözüm istiyor ama kendi istediği gibi bir çözüm olsun istiyor. Müzakere lafını bile kullanmak istemiyorlar” diye belirtti.

 

Siyasi partilere ‘sürece katkı sunun’ çağrısı

Zıtlıkların sosyal bilimlerin doğası olduğunu belirten Matematikçi Ali Nesin de, “Hiçbir problem daha başka sorunlar yaratmadan çözülmez, bu sosyal bilimlerin doğası gereği böyledir. Kürt sorunu da problemdi. Bu noktada hükümetin sorunun çözümü noktasında çözümün yaratacağı problemlerden korkmaması gerekir. Söz konusu insan haklarıysa gerisi teferruattır” değerlendirmesinde bulundu. Barışın toplumsallaştırılması gerektiğini belirten eski milletvekili Ufuk Uras ise, şunları dile getirdi: “Barışın anayasasıyla bu toprakların ortak vatan kılınmasını istiyoruz. Hem bölge halklarının hem de kendi Türkiye’de yaşayan hakların kaderini değiştirme imkanımız var. Barışın değiştirici gücüne inanıyoruz. Bu nedenle başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün siyasi özneleri sürece katkı sunmaya çağırıyoruz.”

 

DSİP Eş Başkanı Şenol Karakaş da, “Abdullah Öcalan çok ciddi bir ısrarla bir sürecin inşa edilmesi için çabalıyor. Eğer barış süreci nihayete ulaşmazsa yaşanacak olanlar 6-8 Ekim’de ortaya çıkanlardır” diye konuştu.

 

Toplantıda, çağrının imzacıları arasında yer alan yazarlar Tarık Ziya Ekinci, Vedat Türkali ve Adalet Ağaoğlu tarafından gönderilen mesajlar da okundu.

Barışa Söz Ver” Kampanyası Başlatıldı –  Ajans34 – 25 Aralık 2014

http://www.ajans34.com/guncel/barisa-soz-ver-quot-kampanyasi-baslatildi-h421574.html

 

“Barışa Söz Ver” kampanyası başlatıldı – Haber7

http://www.haber7.com/guncel/haber/1256654-barisa-soz-ver-kampanyasi-baslatildi

 

Haberler.com

http://www.haberler.com/aydin-ve-yazarlardan-barisa-soz-ver-cagrisi-6807067-haberi/

 

Maydanos haber

http://maydanos.com/trthaber-barisa-soz-ver-kampanyasi_haberleri-55256.html

 

Yurt gündemi

http://www.yurtgundemi.com/aydin-ve-yazarlardan-barisa-soz-ver-cagr-haberi-12056798.htm

 

Haber3

http://www.haber3.com//aydin-ve-yazarlardan-barisa-soz-ver-cagrisi-3099873h.htm

 

MEDYA FARESİ

http://www.medyafaresi.com/haber/FOTOGRAFLAR—AYDIN-VE-YAZARLARDAN-BARISA-SOZ-VER-CAGRISI_435661.html

Bağcılar haber

http://www.bagcilarhaber.com/aydin-ve-yazarlardan-barisa-soz-ver-cagrisi-6807067-videosu/

Avcılar haber

http://www.avcilarhaberleri.com/aydin-ve-yazarlardan-barisa-soz-ver-cagrisi-6807067-videosu/

Aydın ve yazarlardan hükümete çağrı: Somut adım at – Bestanuçe – 25 Aralık 2014

http://www.bestanuce1.com/haber/160053/aydin-ve-yazarlardan-hukumete-cagri-somut-adim-at

 

 

 

Savaşsız bir dünya mümkün

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, www.kureselbak.org

 

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.