Irak’tan Defol Kampanyası Basın Açıklamaları

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

16 Ekim 2007 – Yazılı Basın Açıklaması – İstanbul

Sınır ötesi müdahaleye ve Tezkereye hayır!

Basına ve Kamuoyuna,

AKP hükümeti Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon yapılması ile ilgili tezkereyi Meclis’e getiriyor. Bir süreden beri Türkiye’nin komşu ülkelerin sınırlarını ihlal etmesini isteyen güçler düğmeye bastılar. Tezkereyi çıkartmak isteyenlerin bahanesi de hazır: “Terör ve şiddetin son bulması için Türkiye’nin sınır ötesi operasyona girişmesi gerekiyor.” Türkiye’deki savaş ve işgal karşıtları olarak biz bu tezkereye ve Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyon yapmasına karşıyız. Çünkü bölgemizin daha çok şiddete değil, barışa ihtiyacı var. Kürt sorununun çözümü yeni şiddet adımlarının atılmasından değil, demokratik ve barışçıl yöntemlerin geliştirilmesinden geçiyor.

Tezkereye karşıyız çünkü Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi, bölgemizde ABD’nin yarattığı savaş bataklığına girmek demektir. ABD’nin Irak işgali bölgeyi tam bir kaosa, yıkıma ve çatışma ortamına sürükledi. İşgalin başladığı 2003 yılından bugüne kadar yüz binlerce Iraklının öldürüldüğünü biliyoruz. Iraklıların kendi aralarındaki çelişki ne olursa olsun, hepsi ABD’nin bölgeden çekilmesini istiyorlar. Yeni bir askeri gücün daha Irak’a müdahale etmesi ABD’nin içinden nasıl çıkacağını bilemediği savaş batağına Türkiye’nin de saplanması anlamına gelir.

Tezkereye karşıyız çünkü 15 askerin ölümünden yola çıkarak sınır ötesi operasyonlar peşinde koşanlar onlarca, yüzlerce askeri daha ölüme yollamaya çalışıyorlar. Sınır ötesi operasyon, daha fazla ölüm, daha fazla acı demektir! Bu ise çözümsüzlük ve kutuplaşmayı artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Türkiye sınırötesi operasyonu tartışacağına, demokratikleşmeyi tartışmalıdır.

Türkiye tezkereyi tartışacağına ABD’nin işgaline ortak olmamayı,

İncirlik Üssü’nün ABD’ye kullandırılmasını engellemeyi tartışmalıdır!

Türkiye komşu ülke topraklarına müdahaleyi değil, bölgede işgal ve acı yaratan İsrail’le askeri anlaşmalara son vermeyi tartışmalıdır!

1 Mart 2003’te Meclis’e gelen tezkere reddedilmişti. Türkiye savaşın bir parçası olmaktan, ABD işbirliğinde işgalci bir güç olmaktan kurtulmuştu.

Meclis bugün de aynı adımı atmak, tezkereyi reddetmek zorundadır.

TBMM, iradesini ülkede ve bölgede barıştan yana koymalıdır.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu

19 Ekim 2007 – Yazılı Basın Açıklaması – İstanbul

Komşu ülkelere müdahaleye değil, barışa ve kardeşliğe ihtiyaç var!

Basına ve kamuoyuna,

Recep Tayyip Erdoğan, 22 Temmuz genel seçimlerinden önce meydanlarda attığı demokrasi ve barış nutuklarının ne kadar sahte olduğunu kanıtladı. Daha iki yıl önce, Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, Kürt sorunun varlığından ve önceki hükümetlerin bu sorunun çözümü konusunda hata yaptığından söz eden Erdoğan, dün gerçek yüzünü gösterdi.

Sınır ötesi operasyon için hükümete yetki veren tezkereye karşı olduğumuzu öncesinde açıklamıştık. Biz gerekçesi ne olursa olsun, başka ülkelere müdahaleye, savaşa ve işgale karşıyız.

Irak’a askeri bir müdahale olduğu gün, akşam Saat 18.00’de, meydanlara çıkıp, savaşa karşı, halkların kardeşliğini var gücümüzle haykıracağız!

Tezkereye karşıydık, çünkü, bölgemizin daha çok şiddete değil, barışa ihtiyacı olduğu, Kürt sorununun çözümünün yeni şiddet adımlarının atılmasından değil, demokratik ve barışçıl yöntemlerin geliştirilmesinden geçtiği çok açık. Üstelik Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi, bölgemizde ABD’nin yarattığı savaş bataklığına girilmesi anlamına gelecektir.

AKP Hükümetinin ısrarıyla Meclis Genel Kurulu’na getirilen tezkere, Türkiye açısından içinden çıkılamaz ve sonu belli olmayan maceralar silsilesinin ilk adımı olabilir. Tezkere oylaması sırasında da gördük ki seçim meydanlarında halktan oy isteyen politikacılar, aslında savaşa ve işgale pek heveslilermiş.

Seçim meydanlarında barıştan, adaletten, eşitlikten söz edenler, 13 askerin ölümünü, yüzlerce insanın ölümüne neden olacak bir savaşın tetikleyicisi olarak kullanmak için adeta fırsat bekliyormuş. Bizler bir kez daha, politikacıların ne dediğine değil ne yaptığına bakmak zorunda olduğumuzu gördük. AKP’nin ne yaptığını bilenler açısından bu tezkerenin Meclis’ten geçmesi şaşırtıcı değil. AKP, 1 Mart 2003’te de Türkiye’nin Irak’a müdahalesini amaçlayan tezkereyi de gündeme getirmiş ama halkın tepkisi nedeniyle Meclis’ten geçirememişti.

ABD’nin Afganistan’ı işgal ettiği günden beri Türk Silahlı Kuvvetleri ABD ile işbirliği halinde Afganistan’da görev yapıyor. Geçtiğimiz yıl yaz aylarında İsrail’in Filistin ve Lübnan’ı bombalamasının ardından AKP Hükümeti İsrail’le askeri anlaşmaları kesmek yerine, Lübnan’a “Barış Gücü” maskesi altında asker yolladı. İncirlik Üssü ABD’nin imparatorluk düşlerinin ürünü olan Irak işgalinde, işgalcilerin en önemli üssü konumunda. Hükümet her yıl gizli kararnamelerle İncirlik Üssü’nün ABD tarafından kullanılması için gerekli düzenlemeleri yapıyor.

Artık biliyoruz ki, barış, tümüyle bizim, savaş karşıtlarının, barışseverlerin sahip çıktığı bir kavramdır. Hükümet ve Tezkere’ye evet oyu veren milletvekilleri barış kelimesini ağızlarına almamalıdır.

Artık biliyoruz ki, halkların kardeşliği halktan aldıkları oyla en kısa zamanda yönetici elitlere dönüşenlerin değil, savaşa karşı çıkanların sahip çıkacağı bir kavramdır. Ve artık biliyoruz ki Meclis, “küçük Amerika” olmak isteyen parti ve milletvekilleriyle kaynamaktadır. Tezkereyi Meclis Genel Kurulu’na getiren, tezkereye evet oyu veren, “Tezkere yetmez, Irak’a hemen girelim,” diyen tüm parti ve milletvekilleri aslında ABD’ye ve Bush’a özenmekte ve üstelik sahte bir ABD karşıtlığı üzerinden politika yapmaktadırlar.

İncirlik Üssü’nden kalkan ABD uçakları Irak’ı bombalarken itiraz etmeyenler, Iraklılara işkence eden canilerin İncirlik Üssü’nde dinlenmesini, eğlenmesini görmezden gelenler, Felluce’de, Necef’te, Ebu Garip’te gerçekleşen katliamlara İncirlik Üssü’nü kullandırarak ortak olanlar, ancak kendileri için bir savaş fırsatı doğduğunu düşündükleri anda, bir şantaj silahı olarak İncirlik Üssü’nü akıllarına getiriyorlar. Tezkereye evet diyenler, dile getirdikleri gerekçe ne olursa olsun aslında savaş ve işgal heveslileridir.

Tezkereye evet diyenler, bu yüzden en başından beri ABD ile işbirliği halindedir.

Biz, tüm dünyadaki savaş karşıtı hareketin bir parçası olarak uzun bir süredir ABD’nin Irak işgalinin sona ermesi, ABD’nin Irak’tan çekilmesi için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizde, hangi bahaneyle olursa olsun Türkiye’nin savaşa girmesine, ABD ile işbirliği yapmasına, halklar arasında bir kin duvarı örecek işgal politikaları uygulamasına karşı olduğumuzu defalarca dile getirdik.

Şimdi bir kez daha haykırıyoruz: İşgal macerasına kalkışmayın! İnsanların yaşamıyla oynamayın. Ekonomiyi bir savaş ekonomisine dönüştürmeyin. Küçük ABD olmaya özenmeyin!

Biz toplumun tüm kesimlerinden savaş karşıtları, tüm emek örgütlerinden, tüm meslek örgütlerinden, işsizlerden, kadınlardan, gençlerden oluşan savaşa karşı çıkan büyük çoğunluk, son sözümüzü söylemedik.

Irak’a askeri müdahalede bulunmak Türkiye’nin siyasi kaderi açısından vahim bir hata, bölge halklarının kardeşliğine vurulmuş önemli bir darbe olacaktır. Biz buna izin vermeyeceğiz!

Irak’a askeri bir müdahale olduğu gün, akşam Saat 18.00’de, meydanlara çıkıp, savaşa karşı, halkların kardeşliğini var gücümüzle haykıracağız.

KÜRESEL BARIŞ VE ADALET KOALİSYONU

Yürütme Kurulu

2 Kasım 2007 – Basın Açıklaması – Ankara

ABD Ortadoğu’dan, Rice Türkiye’den Defol!

Gözünü diktiği tüm coğrafyalara acı ve gözyaşı götüren ABD’nin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bugün ülkemize gelmiştir.

Önce Afganistan’a ardından da Irak’a yönelik kanlı operasyonlarla Ortadoğu’nun pek çok bölgesini fiilen işgal eden ABD, buradaki egemenliğini kalıcılaştırmak ve yaygınlaştırmak amacıyla kirli oyunlarını sürdürmek, Türkiye’yi bu oyunlarının bir parçası haline getirmek istemektedir.

Bir yandan IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü eliyle tüm ülkelerin ekonomik yapıları çökertilip, uluslararası sermayenin yağmasına açık hale getirilirken, diğer yandan da egemen güç ABD, fiili işgal ve savaş yöntemiyle emperyalist küresel saldırıyı kalıcı kılmak istemektedir. Rice bunun için ülkemizdedir.

Değerli Arkadaşlar,

Dünyanın “efendisi” ABD, hegemonyasını kabul etmeyen ve stratejik çıkarlarına uygun davranmayan ülkeleri “terörist” ilan edebilmekte, hayal ürünü istihbarat belgeleriyle tüm uluslararası anlaşmaları ve temel insan haklarını çiğneyerek ülkeleri işgal etmekte, parçalamakta, on binlerce insanı katletmektedir.

Kuzey Afrika’dan Güney Asya’ya uzanan sınırları içine alan “Büyük Ortadoğu Projesi” ile ABD emperyalizmi, bu bölgeleri ortak bir plan etrafında yeniden ve kendi çıkarları çerçevesinde yapılandırmak istiyor. Böylece söz konusu bölgeleri yeniden ve baştan aşağıya kendi siyasal hegemonyası altında tesis etmiş olacaktır.

ABD’nin müdahalelerinin, Afganistan ve Irak ile sınırlı kalmayacağı, Ortadoğu’dan Orta Asya’ya ulaşan geniş bir coğrafyada, enerji koridorunun denetim altında tutulmasının hedeflendiği açıktır. ABD emperyalizmi, bu yağmacı saldırganlığını perdelemek için de Ortadoğu’nun yeniden “demokratikleştirilmesi”, “statükocu düzenlerin yıkılması” ve “özgürlüğün gelmesi” gibi söylemleri kullanmaktadır.

ABD, özgürlük ve demokratikleşme adına dün Afganistan ve Irak’ta başlattığı yıkım harekâtının yeni hedefi olarak İran’ı seçmiştir. Bizler, İran’ın Irak olmasına seyirci kalmayacağız.

Değerli Arkadaşlar,

Ortadoğu halkları, ABD eliyle, savaşla, işgalle gelecek bir “özgürleşme” istemiyor. Ortadoğu halkları, hayatlarının Pentagon’da tasarlanmış planlar çerçevesinde dizayn edilmesini istemiyor. Ortadoğu halkları Büyük Ortadoğu Projesini istemiyor. Bizler biliyoruz ki, Dünyanın “efendisi” ABD’nin, “yeni bir Ortadoğu” çabası, bölge halkları için yeni acılar, kan ve gözyaşı anlamına gelmektedir.

Ortadoğu’ya gerçek anlamda bir barış, demokratikleşme ve özgürlüğün gelmesinin ilk koşulu başta ABD olmak üzere bölgedeki tüm işgalci ülkelerin derhal evlerine dönmesidir. İşgalci güçler, yarattıkları yıkımın tazminatını ödemeyi kabul ederek bir daha dönmemek üzere Ortadoğu’yu terk etmelidir.

Biz biliyoruz: Dünya halklarının önüne konulan “kırk katır, kırk satır” ikileminin dışında başka bir seçenek daha var. Halkların kardeşlik içinde yan yana ve özgürce yaşayacağı bir başka dünya mümkündür. Bir başka Ortadoğu mümkündür. Bir başka yaşam mümkündür.

Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’da yaratmaya çalıştığı bataklığın içine sürüklenmemelidir. Türkiye, bölgeyle ilişkilerini ABD’nin kanlı yıkım projeleri üzerine değil, bölgedeki tüm halklarla barış içinde kardeşçe yaşama üzerine geliştirmelidir.

Değerli Arkadaşlar,

6 günlük Ortadoğu gezisinin bir parçası olarak bugün ülkemize gelen Condoleezza Rice, ABD’nin dünya halklarına yönelik imha ve işgal politikalarına devam edeceğinin ve daha da pervasızlaşacağının simgesidir. Birçok uluslararası katliamının altında imzası bulunan ABD Yönetimi savaş suçlusudur. Condoleezza Rice ve beraberindekilerin, savaş suçlusu olarak yargılanması gerekirken, AKP hükümeti, Rice’ın karşısında el pençe divan durmaktadır.

Biz; tüm toplumumuzu, emekten ve insandan yana olanları bir kez daha, Ortadoğu’da mazlum halkların yanında ve onlarla birlikte taraf olmaya çağırıyoruz. Sadece taraf olmanın yetmeyeceğini, aynı zamanda emperyalizme karşı mücadelede ortaklaşa bir mücadele hattının örülmesi gerektiğini söylüyoruz.

ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesi için, Irak’ta süren işgalin son bulması için, savaşın ve ölümlerin durdurulması için, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barış içinde bir arada yaşamak için, barıştan yana olan herkesle, halkların kardeşliğine inanan herkesle birlikte bir kez daha haykırıyoruz:

ABD Ortadoğu’dan, Rice Türkiye’den defol!

Yarın, 3 Kasım 2007 de “Özgür, demokratik, eşitlikçi bir Türkiye” taleplerimizi hep birlikte, topluca bir kez daha Sıhhiye Meydanı’nda haykıracağız. Saat 10.00’da Hipodrom’dan başlatacağımız yürüyüşümüze ve Sıhhiye Meydanı’ndaki mitingimize bu ülkenin tüm aydınlık yürekli, aydınlık beyinli yurttaşlarını çağırıyoruz. Orada da bir kez daha haykıracağız.

Kahrolsun ABD emperyalizmi, yaşasın halkların kardeşliği!

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı

18 Aralık 2007 – Basın Açıklaması – İstanbul, Ankara, İzmir,

Adana, Aksaray, Edirne ve Maraş

SINIRÖTESİ OPERASYONLARI DURDURUN, BARIŞA BİR ŞANS VERİN!

AKP Hükümeti, Türkiye’nin komşu ülkelerin sınırlarını ihlal etmesini isteyen güçlerin düğmeye basmasının tetiklediği bir dizi gelişme neticesinde terör ve şiddetin son bulacağı gerekçesiyle sınır ötesi operasyona yetki tezkeresini Meclis’ten geçirdi ve Irak’ın kuzeyine yönelik her türlü askeri müdahaleye yol verdi.

Biz bu ülkenin savaş karşıtları olarak, tezkereye ve sınır ötesi operasyonlara karşı olduğumuzu öncesinde açıklamıştık. Gerekçesi ne olursa olsun, başka ülkelere müdahaleye, savaşa ve her türlü işgal girişimine karşıyız.

Önceki gece, Irak’ın kuzeyinde geniş bir alana kapsamlı bir hava operasyonu yapıldı. Uçakların bombardımanı ardından, uzun menzilli toplarla sınırötesi bölge ateş altında tutuldu. İran topçusunun da bazı hedeflere ateş ettiği, ABD güçlerinin operasyonu desteklediği söyleniyor. Resmi kaynaklar doğrulamıyor ama bu bölgedeki bazı köylerin ve sivillerin zarar gördüğü basına yansıdı. TV haber bültenleri ve gazetelerin birinci sayfaları adeta savaş bülteni oldu. Üstelik Hükümet ve askeri çevreler sınırötesi operasyonların gerektikçe tekrarlanacağını söyledi.

Oysa ülkemizde ve bölgemizde barışa en çok ihtiyaç duyulan günlerdeyiz.

Uluslararası kuruluşların, bu ülkenin barış ve demokrasi güçlerinin, aydınlarının, demokratik kurum ve kuruluşların, emek ve meslek örgütlerinin uyarılarına kulak tıkıyarak Türkiye’yi ucu karanlık bir maceraya sürükleyen bu adımı atanlar, elbet tarihi sorumluluğunu da üstlenecek. Ülkede yükseltilen ırkçı-şoven duyguların yarattığı tehlikeyi, bölgede ve sınırın her iki tarafında yaşayan insanların günlerdir yaşadığı korku ve tedirginliği anlamayanlar, acaba komşu halkların arasına uzun yıllar sürecek kin ve düşmanlık tohumu ektiklerinin farkındalar mı?

Irak topraklarına askeri müdahalenin bölgedeki karşılığı ABD politikaları doğrultusunda yeni gerilimlerin yaratılması olurken, ülke içindeki karşılığı da şovenizmin yükseltilmesi, halklar arasında düşmanlık ve İran’a saldırı dahil her türlü askeri müdahaleye yol veren bir sürece girmek oluyor.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak, 1 Mart’ta Irak’ın işgaline ortak olmaya karşı olduğumuz gibi, Afganistan’a, Lübnan’a müdahalelere karşı çıktığımız gibi, Irak’a yönelik sınır ötesi harekâta da karşıyız. Bugüne kadar görüldü ki, savaş ile işgal ile hiçbir sorun çözülmüyor. Kürt sorununun da askeri operasyonlarla çözümü mümkün değil.

Silahlar sussun, barışçılar konuşsun!

Biz diyoruz ki, kimse kimsenin sınırlarını tankla, tüfekle geçmesin, kimse kimsenin gökyüzünü savaş uçaklarıyla yırtmasın, kimse kimsenin tepesine bomba yağdırmasın!

ABD’nin Irak işgali sonucunda 1 milyonu aşkın Iraklı öldü. İsrail’in, Filistin işgalinin yarattığı acılar yetmedi mi? Ortadoğu, Emperyalist güçler tarafından yeniden dizayn edilmeye çalışılırken Türkiye’yi de bölgedeki savaş bataklığına sürmeye hiç kimsenin hakkı yok!

Biz ABD’nin Irak’ı işgaline karşı olduğumuz gibi, Türkiye’nin sınır ötesi müdahalelerine de karşıyız. Çünkü çocuklarımız, gençlerimiz ölmesin, sınırötesinden cenazeler gelmesin, kardeş halklar birbirini düşman bilmesin istiyoruz.

Yetkililere, basına, kamuoyunu oluşturanlara sesleniyoruz:

Gerekçesi ne olursa olsun savaşı, sınırötesi müdahaleyi değil, barışı konuşalım.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun çağrısıyla bugün Ankara, İstanbul ve İzmir’de sokaklara çıkanların amacı, barışı savunmaktır.

Irak’ı işgali sürdüren, İran’ı tehdit eden ABD ve İsrail ile kol kola giren AKP Hükümeti, Bush yönetiminin gözetimi altında ülkemizi savaş bataklığına sürüklüyor. Tüm barış güçlerini ve savaş karşıtlarını, barışın sesini yükseltmeye çağırıyoruz.

Yurttaşlarımıza sesleniyoruz. Evlerimizin duvarları ardında, TV ekranları başında olan bitene hayıflanmayı bırakalım. Silahlarla, bombalarla, uçaklarla, sınır ötesi operasyonlarla gölgelenen ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğidir. Savaş daha fazla yoksulluk, acı ve çaresizlik demektir. Buna itiraz edelim.

Sınırötesi operasyonları durdurun.

Savaşa karşı halkların kardeşliği için, bölgede savaşın değil barışın parçası olan bir Türkiye için,

BARIŞA BİR ŞANS VERİN!

Jülide Kural

KÜRESEL BARIŞ VE ADALET KOALİSYONU

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.