7 Mart 2017 – Türk’ün eli Şengal’e uzanıyor mu?

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Fehim Taştekin

İhtiraslı dış politika yüzünden birkaç yılda komşusuz kalan Türkiye, Irak Kürdistanı’ndan gelen Kürt liderlere artık “lider” muamelesi yapıyor. Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen’in vurguladığı gibi önceden Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani gelir ama Ankara yerine İstanbul’da ağırlanırdı. Görüşme sarayda değil köşkte yapılırdı. Kürdistan bayrağı asılmazdı. Konuşma dili Kürtçe değil Arapça olurdu. Görüşmede kravat takılmazdı. Bütün bunlar görüşmeler gayri resmi olsun ve “Kürdistan tanındı” denmesin diye yapılırdı.

Barzani’nin Türkiye ziyareti sonrası Şengal’e Rojavalı Peşmergelerin gönderilmesi çatışma çıkardı. Apocu kanat Türkiye’yi suçlarken olay Kürtler arasındaki iç kavganın derinliğini de gösterdi.
Author Fehim Taştekin Posted Mart 7, 2017

Artık Barzani gelince itibarlı lider olarak ağırlanıyor ve Kürdistan bayrağı Türk bayrağıyla yan yana göndere çekiliyor. 26-27 Şubat tarihlerindeki son ziyarette Çankaya’daki yemek için Kürtçe menü de basıldı.

İçeride ve dışarıda Kürtlerle çatışma çizgisinden sapmayan Türkiye’nin Barzani ile kurduğu ittifakın bir ayağında petrol gibi ekonomik bağlar, diğer ayağında Kürt’ü Kürt’e karşı kullanma siyaseti yatıyor.

Bir süredir Suriye’de Barzani’ye biçilen misyon Rojava’nın siyasi aktörü Demokratik Birlik Partisi’ni (PYD) Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile savunma gücü Halk Koruma Birlikleri’ni (YPG) de Rojavalı Peşmergelerle dengelemek. Irak’ta da Barzani’den beklenen PKK’nin Şengal’den çıkarılması.

Barzani’nin son Türkiye ziyaretinin ardından, 2 Mart’ta, Kürdistan Demokrat Parti’nin (KDP) örgütlediği “Roj Peşmergeleri” adı verilen Suriyeli Kürt grubu Şengal’e gönderildi. PKK’nin eğittiği Ezidilerden oluşan Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) bu güce geçit vermedi. Bu yüzden çatışma çıktı, ölen ve yaralananlar oldu.

Şengal’de bulunan gazeteci Ali Dağlı’nın Al Monitor’a aktardığı bilgilere göre gerilim Roj Peşmergeleri’nin kepçelerle gelip Hanesor ile Sinune arasına hendek kazmaya çalışmasıyla başladı. Kadınların öncülük ettiği bir grup kepçeleri durdurmaya çalıştı. Peşmerge’ye güvenmediklerini belirten öfkeli kadınlar karşılarındakilere İslam Devleti’nin (İD) olmadığı yerlere hendek kazmayı bırakmalarını söyledi ve niçin 15 kilometre ötedeki cephe hattına gidip savaşmadıklarını sordu.

Gerilim 3 Mart’ta çatışmaya dönüştü. Birkaç saat sonra ateşkes sağlandı ama gerilim yatışmadı. Ateşkes sırasında Peşmerge daha fazla araç getirerek gücünü tahkim etti. Bölgeye sevk edilen Rojavalı Peşmerge sayısı yaklaşık 500’ü buldu. Yeni sevkiyatı savaş hazırlığı olarak gören YBŞ Rojavalı Peşmergelere izin vermeyeceklerini yineledi. Roj Peşmergeleri ise YBŞ’yi bölgeden çıkarmakta kararlı.

Ali Dağlı, “Roj Peşmergeleri Hanesor’u ele geçirip burayı kendilerine üs yapmak ve Rojava sınırı ile Şengal arasındaki bağlantıyı kesmek istiyor” dedi.

Şengal merkezinde ve Sinune’de Irak Peşmergesi ağırlıklı ama YBŞ’nin de bu bölgelerde kontrol noktaları var. Hanesor ise YBŞ’nin kontrolünde. Yine Hanesor ile Suriye sınırı arasındaki bölgede YBŞ bulunuyor. Şengal ve Sinune hattında az sayıda Irak polis gücünün yanı sıra Arap köyü Madiba civarında Haşdu’ş Şaabi’ye (HSB) bağlı iki tabur görev yapıyor. YBŞ’ye destek için bölgede bulunan HPG’li sayısı ise 100 ila 130 arasında. Hanesor yolu Şengal ile Rojava arasındaki geçişler açısından önemli bir mevzi.

Yerel kaynaklar Rojava Peşmergesi diye sunulan yapı içerisinde hem Irak Peşmergesi hem de Türk istihbarat unsurlarının bulunduğuna inanıyor.

Hem KDP hem PKK’yi kırılgan durumu istismar etmekle suçlayan Ezidi toplumunun öne çıkan isimlerinden Sosyolog Azad Barış Al-Monitor’a şu değerlendirmeyi yaptı: “Birçok Ezidi YPG ve HPG’ye minnettar. Birçoğu 2014’te yaşananlardan sonra KDP’ye güvenmiyor. Peşmerge’nin Sünni refleksleri Ezidiler için problem. Ama bir kısmı da maddi ya da siyasi nedenlerle KDP’yle birlikte hareket ediyor. Erbil’de ağırlanan ruhani liderlerin açıklamalarını bu yönde okumak gerekiyor. Ayrıca KDP’den destek gören (Haydar Şeşo liderliğinde) bir Ezidi birliği mevcut. Onlar da ‘YBŞ kışkırtıyor. Türkiyeli Kürt’ün burada ne işi var. Ezidi bile olsalar gitsinler’ diye tepki gösteriyor. YBŞ’de yerli olmayan Ezidi oranı yüzde 5’i geçmez. Bu insanların bir kısmı Hannover (Almanya) gibi yerlerden gelmiş olabilir ama bunlar aslen Şengallidir. Ezidiler diasporik bir toplumdur. Yüzlerce Ezidi 2014’te anavatanlarını savunmak için Şengal’e gitti. Bunlar öz savunma güçlerine katıldı. Bunlar öyle kolayca sökülüp atılamaz. Bunların bir kısmı da Şeyhanlıdır (Güney Kürdistan). Merkezi hükümet de bunları meşru güç olarak kabul etti ve maaşa bağladı. Sayıları 3 bin 500’e ulaştı. Her bir Ezidi’nin anavatanları Şengal’deki mücadeleye katılma hakkı vardır. Tabii burada sorun öz savunma gücüne yardım edenlerin Apocu olmalarıdır. Diğerleri Apocu düşüncenin bu topraklara ait olmadığını söylüyor. Fakat genel çerçevede Ezidilerin kendi öz savunmasını oluşturması zorunlu hale gelmiştir. Bunu da herkesin iyi anlaması gerekiyor.”

Barzani’nin bir daha asla Kürt’ün Kürt’le savaşına izin vermeyeceğine dair sürekli tekrarladığı bir sözü var. Şengal’e Irak Peşmergesi yerine Rojavalı Peşmergelerin gönderilmesi, düşmanlığın KDP ile değil Suriyeli Kürtlerle Apocu Ezidiler arasında yaşanmasına yol açıyor. İddiaya göre Barzani bu taktikle, sözünü tutmuş olacağına ve KDP’yi yıpranmaktan koruyabileceğine dair bir hesap içinde. Ancak Roj Peşmergeleri emirleri doğrudan Barzani ve Peşmerge Genel Komutanlığı’ndan aldıklarını gizlemiyor.

Sosyolog Azad Barış, Şengal’de bir tarafta KDP destekli Ezidilerle PKK çizgisindeki Ezidileri karşı karşıya getiren; diğer tarafta PKK ve PKK çizgisindeki Ezidilerle Rojavalı Kürtleri çatışmaya sürükleyen bu durumun iki temel stratejiye yaslandığını kaydetti: “Birincisi, Şengal’de yerli halkı birbirine düşürme taktiği devreye sokuluyor. Ezidi’yi Ezidi’yle çatıştırmak binlerce yıl sürecek bir çatışmanın tohumunu ekmektir. İnançları nedeniyle KDP Ezidileri asla benimsemedi. Ezidiler de kendilerini asla güvende hissetmedi. Ezidiler bölündükleri takdirde KDP’nin kontrolü kolaylaşacaktır. İkincisi ‘yabancı’ diye nitelenen bir Kürt’ü (Türkiyeli Kürtler) diğer yabancı Kürt’ün (Suriyeli Kürtler) eliyle vuruyorlar. Özellikle YBŞ’nin yabancı olduğu tezini işleyip bunu yabancının yabancıyla çatışması olarak sunuyorlar. Bu taktikle, Kürtler içinde bir iç savaş kışkırtılıyor. Burada Türkiye’nin de etkili olduğu iddiasını yabana atmıyorum. İçlerinde Türklerden öncü birlik olabilir. Fakat şunun altını çizmek istiyorum: Türkiye istesin ya da istemesin Barzani’nin tahammülsüzlüğü PKK’nin orada olmasıyla sınırlı değil. Ezidilerin kendilerini savunma ve özerk yapıyı isteme fikrine karşı. Hiçbir acımıza, ölümüze ve haykırışımıza ortak olmayan KDP katliamdan sonra da hiçbir talebimize ve diyalog çağrımıza kulak vermedi. Bugün bile feryatlarımız yok sayılıyor. Tüm bu acı hakikate rağmen DAİŞ (İslam Devleti) gibi vahşi bir güruhu Kürtlere ve dolayısıyla Ezdilere tercih eden bir müttefiki yanına alarak Ezidi yurduna saldıran kim olursa olsun Ezidilerin gözünde lanetlidir. Bunu yapan aynı zaman da Kürdistan hayalini kuran Kürtlerin de düşmanıdır.”

Kuzey şeridinde İran sınırından Suriye sınırına kadar Kandil, Hakurk, Zap, Avaşin, Metina, Haftanin ve Gare’de kampları olan PKK’nin buralardaki askeri varlığının sindirilmesinin nedenlerinden biri Güney Kürdistan siyasetinde pasif pozisyonda kalmasıydı. İki kamp arasında Suriye’de 2012’den sonra KDP çizgisindeki partilerin inisiyatifi PYD’ye kaptırmasıyla başlayan gerilim Şengal’le yeni bir boyut kazandı. 2014’te Peşmerge’nin çekilmesiyle İD’le yüz yüze kalan Ezidilere kalkan olduğu günden beri PKK’nin Apocu çizgisine büyük bir askeri ve siyasi nüfuz alanı açıldı. PKK’nin askeri kanadı HPG, Şengal Dağı’nda İD’in önünü keserek, YPG de Suriye tarafından koridor açarak Ezidileri kurtarmıştı. Bu durum KDP ve Peşmerge’nin sorgulandığı, PKK’nin taraftar bulduğu bir süreci hızlandırdı. HPG, Ezidileri örgütleyerek YBŞ’yi kurmasına yardımcı oldu. Sonradan Peşmerge güçlerinin İD’e karşı başlatılan operasyonda yüzlerce askerini yitirmesi de Ezidilerin PKK’ye kaymasının önüne geçemedi. Barzani, Şengal kurtarıldığından beri YBŞ’nin kontrol ettiği bölgeleri Peşmergeye teslim etmesini istiyor.

Şengal’deki gelişmelerin Türkiye ile ilgisine dönecek olursak çok fazla tehditkâr sözün döndüğünü görüyoruz. PKK’ye yakın Kürt medyası bunu doğrudan Türkiye’nin yönlendirdiği bir saldırı olarak yorumladı ve Roj Peşmergeleri’nin arasında MİT elemanı oldukları öne sürüldü.

Şengal’e sevkiyat Türk liderlerin Şengal’in ikinci bir Kandil olmasına izin verilmeyeceğine dair ısrarlı açıklamalarının gölgesinde yaşandığı için Türkiye’nin rolü kaçınılmaz olarak sorgulanıyor.

Türk medyasına konuşan üst düzey diplomatik kaynaklara göre Türk hükümeti, Şengal ve Mahmur’daki PKK varlığına karşı Erbil’le iş birliğini sürdürüyor ve günü geldiğinde Türkiye askeri müdahalede bulunacak. Musul’da İD’e karşı başlatılan harekât tamamlandıkça Peşmerge de Şengal ve Mahmur’a daha fazla güç ayıracak. Kürdistan yönetiminin istemesi hâlinde güneydeki Kerkük bölgesinde ve kuzeydeki bazı bölgelerde Türkiye eğitim üsleri kuracak.

Bir süre önce Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak açıkça “Şengal’de yeni bir Kandil oluşumuna asla müsaade etmeyiz. Barzani’nin başarılı bir netice alması en büyük dileğimiz ama olmadığı takdirde bunun gereğini Türkiye TSK marifetiyle yerine getirecektir” demişti.

Irak coğrafyasının tam ortasında yer alan ve artık kamp değil 12 bin nüfuslu küçük bir kasabayı andıran Mahmur bir yana Şengal’e doğrudan bir askeri operasyon birçok açıdan zor. Her şeyden önce Şengal kamp alanı olarak tanımlanabilecek bir yer değil. Hedefe konulanların ezici çoğunluğu da Ezidiler. Bu tür bir operasyon geniş çerçevede Kürtler arasında ciddi bir reaksiyon doğurabilir. Irak hükümeti de bunu doğrudan kendisine yönelik saldırı olarak görecektir.

Bırakın Türkiye’yi Peşmerge’nin önünde bile bir sürü engel var. Ezidi halkının Peşmerge’ye güveninin sarsılması, öz savunma gücü olmazsa katliamın tekrarlanacağı korkusu, İD’le mücadelenin hala tamamlanmamış olması, bölgesel ve uluslararası aktörlerin tutumu, yani özetle, sahanın hassas dengeleri PKK ve YBŞ’yi sahneden silecek bir hareketin geliştirilmesini engelliyor. Bir kere ABD ve Rusya İD tehdidi sürerken Kürtlerin Kürtlerle çatışmasını istemiyor. Nitekim ateşkes de Amerikan güçlerinin telkiniyle sağlandı. İD ile mücadele ederken Kürdistan yönetiminin statüsü tartışmalı olan bölgelerde kontrolü ele almasından rahatsız olan Irak hükümeti de YBŞ’ye arka çıkıyor. YBŞ’yi HSB içinde değerlendiren Bağdat yönetimi, geçen yıl Türkiye’nin protestoları yüzünden kestiği Ezidi güçlerinin maaşlarını tekrar göndermeye başladı.

Katliama uğrayan ve kadınları köle pazarlarında satılan Ezidilerin yaşadığı felaketin dünya çapında yarattığı yankıya paralel olarak Avrupa’dan da YBŞ’ye yardım ulaştı. Mesela önemli bir AB üyesi, Ezidi öz savunma güçlerine 5 bin asker üniforması gönderdi. PKK ve KDP arasında Kürdistan coğrafyasında gelişen karşıtlığın kısa sürede çözüme kavuşması zor. Şengal’de kanlı restleşme devam ederse bunun devam edeceği yer çok. Ancak geçmişte yaşanan bu tür iç çatışmalar hiçbir tarafa bir üstünlük getirmiş değil.

Bu yazı al-monitor.com web sitesinde yayınlanmıştır.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.