Edebiyatta Savaş ve Barış Atölyesi 10. Dönemi 31 Ekim’de başlıyor. İlgi duyan tüm barışseverleri atölyemize bekleriz.
Ne çok zaman geçti, neler neler oldu! Ne çok sınandık, ne çok her sınamadan yüzümüzün akıyla çıktık. Konuştuk, tartıştık, yazıştık kimi zaman da susarak söyledik söyleyeceklerimizi. Öyle, böyle edebiyatta savaş ve barış arayışımızın onuncu dönemine, onuncu yılına geldik.
‘Kitaplar inanmak için değil, araştırmak için yazılır. Bir kitap karşısında onun ne dediğini değil, ne demek istediğini sormalıyız kendi kendimize,’ diyor Umberto Eco Gülün Adı’nda. On dönemde kitapların satırlarında bizi biz yapan insani değerleri, huzuru, barışı, sevgiyi aradık.
‘Sevgi nedir? Dünyada bana sevgi kadar anlaşılmaz gelen hiçbir şey yoktur; ne insan ne şeytan ne de başka bir şey, çünkü sevgi her şeyden daha çok işler ruha. Yüreği böylesine kaplayan, böylesine bağlayan hiçbir şey yoktur. Bu nedenle, onu yöneten silahlar olmayınca, ruh, derin bir uçuruma atlarcasına sevgiye atılır,’ diyor yine aynı eserinde.
‘Mors est quies viatoris-finis est omnis laboris’ yani yolcunun dinlenmesidir ölüm-her işin sonudur. Biz de kitaplarla devam eden serüvenimize İtalyan Edebiyatında savaş ve barışı arayarak sürdüreceğiz; yaşadığımızı hissetmek, anlamak için durmuyor yolculuğa devam ediyoruz.
Bu yılın teması ‘İtalyan Edebiyatında savaş ve barış’. Okumalara Antik Roma’dan başlayacağız, her şeyin başından, düşüncenin başladığı yerden. Rönesans İtalya’sına geçeceğiz. Ortaçağın karanlıklarından filizlenen ve tüm dünyaya yeniden doğma fırsatı veren aydınlıktan. Sonra bu aydınlıkların yerini nasıl başka bir karanlığa yol açabildiğini anlayabilmek için faşizm öncesi İtalya’da döneceğiz. Tema böyle olunca tartışacağımız eserler yalnızca edebiyatla sınırlı olamayacak.
Aziz Augustinus Yazının Doğuşu’nda ‘ Önce söz vardı, bilgi vardı ama sonra…Kötüyle sınanmadan iyiliği anlayan biri var mı?’ diye soruyor. İyi ve kötü iç içe yaşıyor, diyalektik bir birliktelikte. İtalyan Edebiyatındaki yolculuğumuzda bu gerçekle yüzleşeceğiz. Burada dürüstlükle sınanacağız; gerçeğin inanılan şeklini, eleştirel olarak, hem de bağlılık ve yoldaşlık dinlemeyecek şekilde ortaya koyup koyamayacağımızı göreceğiz.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak, barışı ve adaleti vicdani bir sorumluluk olarak görenleri, Edebiyatta Savaş ve Barış Atölyesi’nin X. Dönemine davet ediyoruz.
Atölye’ye 31 Ekim 2018’de başlayıp 01.05.2019’da bitirmek üzere, yine on beş günde bir çarşambaları 19.30 da, Kadıköy Mim Sanat Merkezinde 13-15 buluşma/eserle devam edeceğiz.
Programı şöyle belirledik:
İ.Ö. 106-43 Cicero Dostluk üzerine İ.Ö. 99-55 Lukretius Carus Varlığın Yapısı (Doğanın Evrimi) İ.Ö. 43–İ.S.17 Ovidius Roma Takvimi ve Festivaller 1265-1321 Dante İlahi Komedi ‘Cehennem’ 1313-1375 Giovanni Boccaccio Decameron 1469-1527 Nicolò Machiavelli Prens 1785-1873 Alessandro Manzoni Nişanlılar 1896-1957 G. T. di Lampedusa Leopar 1900-1978 Ignazio Silone Fontamara 1902-1975 Carlo Levi İsa bu köye uğramadı 1908-1950 Cesare Pavese Ay ve şenlik ateşi 1916-1991 Natalia Ginzburg Aile Sözlüğü 1923-1985 Italo Calvino Örümceklerin Yuvalandığı Patika
Yedek eserler 354-430 Aziz Augustine İtiraflar 1225-1274 Aziz Aquinolu Thomas Varlık ve Öz 1932-2016 Umberto Eco Baudolino |
|
Eğer siz de ‘Kargaşa ve yozlaşmanın egemen olduğu bir dünyada, hoş bir görev olarak kitaplar için ve onlarla yaşıyorsanız: ‘Bir kitabın içine girmek, dağda bir gezinti yapmak gibidir; belli bir soluğu öğrenmek, belli bir yürüyüş adımını edinmek gerekir; yoksa insan hemen duruverir,’ diyenlerdenseniz, bizlerle yürümeye, yolculuğa çıkmaya bekliyoruz. Başvurularınızı atolyebak@gmail.com adresine bekliyoruz.
Barışla kalın.