23 Haziran 2010 – Basın Açıklaması – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.
İNCİRLİK KARARNAMESİ NEDEN UZATILIYOR?

Küresel BAK, 23 Haziran Çarşamba günü saat 12.30’da,  İncirlik üssüne ilişkin gizli kararnamenin uzatılmasını protesto için bir basın açıklaması yaptı. Küresel BAK yürütme kurulu üyesi Faruk Sevim’in okuduğu açıklamada 2003’ten beri her sene yenilenen gizli kararnamenin içeriğinin bir an önce kamuoyu ile paylaşılması gerektiğinin altı çizildi.  Açıklamada “2005 Yılında yayınlanan ancak bugüne kadar reddedilemeyen raporlara göre, İncirlik Üssü’nde  1998 yılından bu yana  90 adet B-1 tipi nükleer başlık bulunmaktadır? Bunların her biri, Hiroşima ve Nagazaki’yi 9 dakikada yok eden bombalardan 9 kat daha fazla  tahrip gücü anlamına gelmektedir” dendi.  Açıklama, “ABD askeri varlığı İncirlik Üssü’nden hemen çıkmalıdır!” ve  “İncirlik Üssü nükleer başlıklardan hemen arındırılmalıdır!” talepleri ile sona erdi.

İncirlik Üssüne ilişkin basın dosyası aşağıdadır.

GİZLİ KARARNAME HALKA AÇIKLANSIN

İNCİRLİK ÜSSÜ KAPATILSIN!

Değerli basın mensupları, sevgili savaş karşıtları,

Adana’nın İncirlik beldesinde bir ABD askeri üssü var. Yerleştiği kasabadan daha büyük olan üs, 1954 yılında yapılan gizli bir anlaşma ile faaliyete geçti. O günden beri de bölge barışını ve halkların kardeşliğini tehdit ediyor. İçinde binlerce asker, ağır silahlar ve bombalar dolu. İncirlik Üssü’nde neler oluyor? Üs’te kaç ABD askeri var? Üs’te kaç adet nükleer başlık var? Bu nükleer başlıkların kaçı her an kullanıma hazır durumda? Bunlar yıllardır halktan gizleniyor.

ABD askerleri İncirlik’te hangi yasa çerçevesinde görev yapabiliyor? İncirlik Üssü ABD’nin Irak ve Afganistan işgallerinde nasıl bir rol oynadı? Üssü işgalcilere kullandıran gizli kararname 7 yıldır her 23 Haziran’da neden otomatik olarak neden uzatılıyor. ABD askerlerine izin veren bu kararnameden bırakın halkı, TBMM’deki milletvekillerinin haberi var mı?

Değerli basın mensupları,

Bizler, savaş karşıtları olarak ABD’nin Irak işgalinin başladığı günden bu yana hep bu soruları sorduk. Bu soruların yanıtını bilmediğimizden değil. Bu soruları soruyoruz, çünkü yanıtlarını Meclisteki milletvekilleri de bilmiyor. İncirlik Üssü ile ilgili Bakanlar Kurulu’nun 2003’ten beri her yıl yenilediği Gizli Kararname’den onlar da habersiz.

Türkiye, Irak Savaşı’na doğrudan katılmamış olsa da ABD ve işgal güçlerine sağladığı  yardımlarla dolaylı olarak katıldı. Irak Savaşı’na verilen en önemli destek, İncirlik Üssü’nün ABD savaşan birliklerinin kullanımına açılmasıdır. ‘Gizlilik’ damgasını taşıyan 23 Haziran 2003 tarih ve 5755 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile başlayan bu hukuk tanımaz süreç halen sürmektedir.

Bu kararname önce bir yıl boyunca tamamen halktan gizlendi. Hem Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun kampanyalarıyla hem de hukukçu arkadaşlarımızın açtığı davalar sonucunda, gizli kararnamenin varlığını halka açıklanmak zorunda kaldılar. Kararnamenin içeriğiyle ilgili bilgilenme hakkını kullanmak ve iptaliyle ilgili takip ettiğimiz yasal süreç ise halen devam ediyor.

Son olarak, 2003 Kararnamesinin iptaliyle ilgili Danıştay temyiz incelemesinde, 15’e karşı 14 üye kararnamenin hukuka aykırı olduğu yönünde karşı oy verdi. Azlık oya eğer bir üye daha katılmış olsaydı, çoğunluk olacak ve İncirlik Kararnamesi iptal edilmiş olacaktı.

Bu mücadeleyi sürdürmekten bir an bile vaz geçmeyeceğiz. Çünkü, İncirlik Üssü, ABD’nin kanlı Irak işgalinin en önemli lojistik merkezidir. İncirlik Üssü, 1990 Körfez Savaşında, 2001’den itibaren Afganistan ve Irak işgallerinde yakıt ikmali ve operasyon lojistik destek gücünün ana üssü olmuştur? İncirlik Üssü bölge barışı için en büyük tehdidi oluşturmaktadır.

2004 Tarihinden itibaren İncirlik Üssü, Irak’tan Amerika’ya dönen, ya da kısa süreli geri hizmete, hava değişimine gönderilen askerlerin konaklama ve transfer merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır. İncirlik Üssü, bu dönemdeki kullanımı ile A.B.D.’nin en büyük “askeri kıtalarının yer değiştirme yeri” olarak kabul edilmiştir.

İncirlik Üssü’nden yönetilen tüm operasyonlar, BM kararları çerçevesinde dahi, ‘saldırı hukuku’ kapsamına girmekte, uygulayan ve uygulanmasına zemin hazırlayan devletler, yasal dayanaktan yoksun kalmakta ve uluslararası hukuka aykırı hareket etmektedir.

ABD, yedi yıllık işgalde Irak’ta yüz binlerce masum insanı katletti. İşte İncirlik Üssü bu katliama ev sahipliği yapmıştır ve yapmaktadır.

2005 Yılında yayınlanan ancak bugüne kadar reddedilemeyen raporlara göre, İncirlik Üssü’nde  1998 yılından bu yana  90 adet B-1 tipi nükleer başlık bulunmaktadır? Bunların her biri, Hiroşima ve Nagazaki’yi 9 dakikada yok eden bombalardan 9 kat daha fazla  tahrip gücü anlamına gelmektedir.

GİZLİ KARARNAME HALKA AÇIKLANSIN!

Savaşa, işgallere, işgalcilerle ortaklıklara karşı mücadele eden savaş karşıtları olarak, İncirlik Üssü’nün ABD’nin Irak ve Afganistan cinayetlerinde kullanılmasını, gizli ve hukuk dışı kararnamelerle ABD askerlerinin ve savaş mekanizmasının İncirlik Üssü’nde yenilenmesini tekrar protesto ediyoruz.

Her yıl 23 Haziran’da otomatik olarak uzatılan 5755 sayılı ‘Gizli Kararname’ derhal halka açıklanmalı ve iptal edilmelidir.

ABD askeri varlığı İncirlik Üssü’nden hemen çıkmalıdır!

İncirlik Üssü nükleer başlıklardan hemen arındırılmalıdır!

Nükleer pazarlıkların ve tehditlerin yoğunlaştığı, yeni çatışma ihtimallerinin gündemde tutulduğu bölgemizde, halkların kardeşliği ve barışı tehdit eden İncirlik Üssü kapatılmalıdır.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu

23 Haziran 2010

İncirlik Askeri Üssü’nün Gerçeklikleri

Biliyor musunuz ki: 2005 Yılında yayınlanan ancak bugüne kadar reddedilemeyen raporlara göre, İncirlik Üssü’nde  1998 yılından bu yana  90 adet B-1 tipi nükleer başlık bulunmaktadır? Her bir B-1  başlık, Hiroşima ve Nagazaki’yi 9 dakikada yok eden bombalardan 9 kat daha güçlü bir tahrip gücü anlamına gelmektedir.

Bu haliyle İncirlik Üssü hem bir nükleer saldırı merkezi, hem de bir saldırı çekim alanıdır.

İncirlik Üssü nükleer savaş olasılığını yükseltmektedir.

Nükleer silahlar, radyasyon etkisinin insan, her türden canlı ve çevrede uzun yıllar sürdüğü, soykırım savaş araçları olarak kabul edilmektedir.

Biliyor musunuz ki: Tüm askeri üsler gibi İncirlik Üssü de askerlerin şiddet eğilimleri nedeniyle, bölgede yaşayan insanlara yönelik, özellikle de kadınlar üzerinde bir baskı ve taciz ortamı yaratmakta, özel yasal düzenlemelerle korunduğu için, bulundukları çevre ve toplum üzerinde, suç, saldırganlık, asayiş sorunlarına yol açmaktadır?

Tüm askeri üsler gibi İncirlik Üssü de ülkenin ekonomik kaynaklarında önemli pay ayrılmasını gerekli kılmakta, insanların refah düzeylerini düşüren yüksek insani maliyetler yaratmaktadır.

Biliyor musunuz  ki: İncirlik Üssü, 1990 Körfez Savaşında, 2001’den itibaren Afganistan ve Irak işgallerinde yakıt ikmali ve operasyon lojistik destek gücünün ana üssü olmuştur?

2004 Tarihinden itibaren Üs, Irak’tan Amerika’ya dönen, ya da kısa süreli geri hizmete, hava değişimine gönderilen askerlerin konaklama ve transfer merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır. İncirlik bu dönemdeki kullanımı ile A.B.D.’nin en büyük “askeri kıtalarının yer değiştirme yeri” olarak kabul edilmiştir.

Biliyor musunuz ki: Bugünlerde, Ağustos 2010 tarihinden itibaren Irak’dan A.B.D. askerlerinin çekilmesi programı çerçevesinde, bir bölümünün ülkelerine bir bölümünün ise Afganistan’a yönlendirilmesi için “ara durak”, transfer üssü olarak kullanılması düşünülmektedir?

Biliyor musunuz ki: İncirlik Üssü’nden yönetilen tüm operasyonlar, BM kararları çerçevesinde, saldırı hukuku kapsamına girmekte, uygulayan ve uygulanmasına zemin hazırlayan devlet ve devletler, yasal dayanaktan yoksun kalmakta ve uluslararası hukuka kesinlikle aykırı hareket edilmektedir?

23 Haziran 2003 tarihinde imzalanan ve A.B.D.nin İncirlik Üssü’nü, lojistik amaçla ve transit geçişler için kullanılmasının hukuki dayanağı oluşturulan gizli bir bakanlar kurulu kararnamesi, uluslar arası hukukun ihlal edildiği, hukuk dışı bir belgedir. Bu kararname günümüze kadar birer yıllık süreler ile uzatılarak işleyişine devam etmektedir.

Gerek Afganistan Operasyonları, gerekse, Irak Operasyonları için İncirlik Üssü’nün kullanılması, BM ve NATO anlaşmaları ihlal edilerek ve halktan gizli kararnamelerle yürütülmektedir.

Biliyor musunuz ki: Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu 2005 yılından bu yana ülke genelinde  “İncirlik Kapatılsın” kampanyası yürütmekte ve kampanya deneyimini uluslar arası platformlara taşımakta, kampanya çerçevesinde çok sayıda toplantı, gösteri ve yürüyüş düzenlemiş, binlerce bildiri ve broşür dağıtmaktadır?

Bilgi Edinme Yasası’nın sağladığı hakla, Başbakanlığa, 2005 yılında, 2003 yılında imzalanan İncirlik Üssü’nün kullanımına ilişkin gizli kararnamenin içeriği sorulmuş, 2005 yılında, Anayasa’nın 92.maddesi ihlal edildiği gerekçesiyle, gizli kararnamenin iptal edilmesi için dava açılmış ve geçmiş kararnamelerin iptal edilmesi kararı Danıştay’dan çıkmıştır.

Şimdi önümüzde yeni bir kararname dönemi ve İncirliğe yüklenilmek istenen yeni transfer üssü misyonu bulunmaktadır.

Şimdi konuşma, karşı çıkma, soru sorma zamanıdır.

Biliyor musunuz ki: Şimdi susarsak sonsuza kadar susmamız gerekecektir?

GİZLİ TEHDİT; İNCİRLİK ÜSSÜ KARARNAMELERİ

1.) 2003 Kararnamesi (ilk) Dava;

Türkiye, Irak Savaşı’na doğrudan katılmamış olsa da ABD ve yandaşlarına sağladığı yardımlarla savaşa dolaylı olarak katılmıştır. Bu kapsamda Irak Savaşı’na verilen en önemli destek, İncirlik Üssü’nün ABD savaşan birliklerinin kullanılmasına açılmasıdır. GİZLİLİK damgasını taşıyan 23.06.2003 tarih ve 5755 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile başlayan bu hukuk tanımaz süreç halen sürmektedir.

Bir yıl süreli bu kararname önce kamuoyundan gizlenmiş, Küresel BAK İzmir Grubu ve Savaşa Karşı Hukuk Grubu tarafından açılan dava üzerine açıklanmak zorunda kalınmıştı.

Davamız, Danıştay 10. Dairesi’nin 25.04.2006 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Kararın temyiz incelemesi sonucuna dair henüz tebligat yapılmamış olmasına karşın Danıştay Web sitesindeki dosya bilgi notuna göre Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun davanın reddi kararını onamıştır.

2.) 2007 Kararnamesi Davası

İlk kararnamenin süresinin dolmasından sonra düzenlenen kararnamelerin hiç birisi kamuoyuna açıklanmamıştır. İncirlik’te neler olduğu, üsten kalkan uçakların ne yaptığı  hep gizli tutulmuştur. Bilinen gerçekler; İncirlik Üssü’nde 90 adet nükleer başlıklı bomba olduğu, Üssün CIA tarafından, Afganistan ve Iraklı insanların, bir insanlık ayıbı olan Guantanamo cezaevine götürülmeleri ve nakliye uçaklarında işkence yapılması sürecinde üs olarak kullanıldığı, Üssün Irak’taki hukuk dışı işgalin devamına önemli katkısının olduğudur.

Küresel BAK İzmir Grubu, 2007 yılında yeniden İncirlik Üssü’nün kullanılmasını kamuoyunun gündemine getirmek, üssün yarattığı tehlikeleri ortadan kaldırmak için yargı sürecini başlatmıştır. Bu amaçla “İncirlik Üssü’nün yabancı silahlı güçlerine kullandırılmasına ilişkin olarak alınan kararları öğrenmek, yürürlükte olan kararnamenin kaldırılmasını sağlamak için 25 Mayıs 2007 tarihinde İzmir Valiliği kanalıyla Başbakanlık’a başvurulmuştur. Ancak başvurumuza hiçbir yanıt verilmemiştir. Bunun üzerine “yürürlükteki kararnamenin ve kararnamenin geri alınması isteminin zımni ret işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali için”  dava açılmıştır.. Dava dosyası ÇHD İzmir Şubesi tarafından hazırlanmıştır.

Davanın Danıştay 10. Dairesi’nde 3 Kasım 2010 tarihinde yapılan duruşmasında, ‘önceki davada olduğu gibi’ Danıştay Savacısı’nın kararnamenin iptali yönünde görüş bildirmesi bir kez daha barış yanlılarını umutlandırmışsa da 03.11.2009 tarihli kararla bu dava da oyçokluğu ile reddedilmiştir.

3.) Değerlendirmelerimiz;

Kamuoyu baskısı ve sırf gizli olduğundan iptal edilme olasılığı olması nedeniyle ilk kararnamenin gizliliği kaldırıldı. Ancak sonraki kararnameler hep gizlendi. Dava dosyalarına Başbakanlık tarafından verilen savunma dilekçelerinden bazı bilgilere ulaşabiliyoruz; İlk kararname 23.06.2003 tarihli ve 2003/5755 sayılı, bu kararnamenin gizlilik derecesi 10.11.2003 tarihinde kaldırılmıştır. Bu kararname  her yıl 23 Haziran’dan itibaren aşağıdaki kararnameler ile uzatılmıştır.

  • 22.06.2004 tarihli ve 2004/7515 sayılı kararname ile  bir yıl uzatılmış.
  • 18.04.2005 tarihli ve 2005/8712 sayılı kararname ile bir yıl uzatılmış,
  • 09.06.2006 tarihli ve 2006/10568 sayılı kararname ile bir yıl uzatılmış,
  • 17.05.2007 tarihli ve 2007/12189 sayılı kararname ile bir yıl uzatılmıştır.

2008, 2009 yılları için elimizde hiçbir bilgi yok, ancak yukarıdaki bilgilere göre 23.06.2008 ve 23.09.2009 tarihinden itibaren de uzatan bir kararnameler olduğunu anlıyoruz. Bu yıl için de 23.06.2010 tarihinden itibaren uzatacak yeni bir karar alındı ya da alınacaktır.

Görünen o ki; İncirlik Üssü, kamuoyundan gizlenmek ve TBMM’nin Anayasa’daki yetkisi de yok sayılmak suretiyle Bakanlar Kurulu kararıyla ABD’nin işgal ve yok etme emellerine hizmet etmektedir. Bu yılki kararnamenin başka bir işlevi de Irak’tan çekileceği bildirilen Amerikan askerleri tarafından kullanılacak olması, yani önümüzdeki dönemde İncirlik Üssü daha yoğun, daha sıcak geçecek.

Bakanlar Kurulu Kararı ile İncirlik Üssü’nün kullandırılması, “yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisini TBMM’ne tanıyan Anayasa’nın 92. maddesine de açıkça aykırılık oluşturmaktadır.  

Anayasa’nın 92.maddenin 1.fıkrasına göre; ”Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ilanına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası antlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir

Anayasanın bu düzenlemesine karşın, Bakanlar Kurulu kamuoyundan ve TBMM’nden gizli gizli her yıl yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin vermektedir.

Bu değerlendirmemiz, ilk davada yürütmeyi durdurma ret kararına itirazımızı değerlendiren İdari Dava Daireleri Kurulu’nun üyelerinin bir kısmı tarafından da karşı oy gerekçesi olarak yazılmıştı. İkinci davada bu kez 10 Daire üyelerinden bir üye de karşı oy kullandı. Azınlık da olsa bizim gibi düşünen Danıştay üyelerinin olmasını önemsemeli ve Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun  bıkmadan usanmadan  yürüttüğü barış mücadelesinin sonucu olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Kararnamelerin gizlenmesi, demokratik ve şeffaf yönetim ilkesinin, idarenin yapmış olduğu her türlü işlemin yargı denetimine tabi olmasına ilişkin hukuk devleti ilkesinin de yok sayılması anlamına geliyor.  Zira gizlenen işlemin denetlenmesi olası değildir.

Anayasanın 125/1. maddesi “…idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır… Hukuk devleti olmanın “olmazsa olmaz” koşulu, İDARENİN YAPMIŞ OLDUĞU İŞLEM VE EYLEMLERİN YARGI TARAFINDAN DENETLENMESİDİR.

4.) Önerilerimiz;

2010 yılı kararnamesi için de yargı süreci başlatılmalı, bunun için yukarıdaki bilgilere göre yeniden Başbakanlığa

“İncirlik Üssü’nün Irak için ABD ve müttefiki savaşan birliklerince kullanılmasını sağlayan 23.06.2003 tarih ve 2003/5755 sayılı Bakanlar Kurulu kararının süresini, 23.06.2010 tarihinden itibaren uzatan  Bakanlar Kurulu kararı hakkında bilgi verilmesini, uluslararası ve ulusal hukuka aykırı olan yürürlükteki kararın hemen kaldırılmasını”

isteyen başvuru yapılmalı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun karar gerekçesine göre yeni işlemin iptali için dava açılması ya da açılmaması değerlendirilmelidir.

Bunun dışında, yeniden, soru önergeleri, araştırma önergeleri ile konu TBMM’nin gündemine yeniden taşınmalı.

Daha da önemlisi, kamuoyunun ilgisi ve duyarlılığını artıracak eylemler örgütlenmelidir.

İncirlik Kararnamesi Uzatılacak mı?
Türkiye’nin iç gündemi ve dış gündemi çok yoğun geçiyor. Bir konu var ki; hem iç gündemini, hem de dış gündemini yakından ilgilendirmektedir; İncirlik Üssü’nü yabancı savaşan birliklerine kullandırılması meselesi. Irak Savaşı’na fiilen katılmayan Türkiye, işgal yıllarında işgalcilerin işini kolaylaştırmaktan geri kalmadı.  Bunun en somut biçimi; 23 Haziran 2003’den bu yana her yıl yenilenen Bakanlar Kurulu kararıyla  İncirlik Üssü’nün ABD’nin savaşan birliklerine kullandırılması.

Bir yanda İsrail ile ilişkilerin kopma noktasına gelmesi, diğer yanda BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a Yaptırım oylamasında Türkiye’nin ABD ile ters düşmesine karşın,  İncirlik kararnamesinin bu yıl da uzatılıp uzatılmayacağı merak konusu.

Neden gizleniyor;

Bakanlar Kurulu’nun İncirlik Kararnameleri hep ‘gizli’ gizlilik derecesini taşıyor. İlk kararnamenin gizli tutulması kamuoyunda tartışılmıştı,  Danıştay açılan iptal davasında da gizlilik en önemli itirazlardan birisi olmuştu.  Kamuoyunun baskısı ve davanın sırf bu yüzden kaybedilmesi olasılığını ortaya çıkmasıyla bir süre sonra kararnamenin gizliliğini kaldırmak zorunda kalmışlardı. Ancak ardından bugüne kadar her yıl yenilenen kararnameler hep gizli tutuldu.

Kararname neden gizli tutuluyor olabilir; buna resmi yanıtın “güvenlik” olacağını kestirmek zor değil. Gerçekten gizli tutulmasının nedeni bu mudur? Yoksa, kararnameler kamuoyuna anlatılamayacak derecede, barışı tehdit eden bir şeyler mi içeriyor, artık gizlenemeyen İncirlik Üssü’ndeki 90 adet nükleer başlıklı füzenin unutturulma çabası mıdır?

Yargıçlar da ikiye bölündü

Gizli olmasına karşın, kararnamenin haber olması üzerine, Irak savaşıyla oluşan duyarlılık ve Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun örgütlülüğü ile 2003 kararnamesi ile 2007 yılı yenileme/uzatma kararnamesi yargıya taşındı. Davalarda, özetle İncirlik’in yabancı savaşan birliklere kullandırılmasının bölge barışını tehdit edeceği vurgusunun yanı sıra dayanılan en önemli hukuksal itiraz, kararnamenin yetki yönünden sakat olduğuydu. Çünkü Anayasan 92. maddesine göre; yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi TBMM’ne aittir. Anayasanın bu düzenlemesine karşın, konu meclisten de gizlenerek, bakanlar kurulu tarafından izin verilmişti. Tabi ki konu bu kadar yalın değildi, kararnamenin dayanağı olarak B.M. Güvenlik Konseyi’nin 22.05.2003 tarihli  ve 1483 sayılı kararı gösteriliyordu.  Anayasanın 92. maddesi “Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller” i ayrık durum olarak düzenlemiş, yani bu hallerde TBMM kararına gerek yok. İşte Başbakanlık savunmasında bu ayrık düzenlemeye dayanıyor.

Gerçekten İncirlik Kararnamesi, “Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşma” ya da “milletlerarası nezaket kurallarının”   gereği mi çıkartılmıştır? Kararname gizli tutulduğu için konu kamuoyunda tartışılamasa da  dava dosyasına sunulan biçimiyle kararnameyi inceleyen Danıştay yargıçları ikiye bölmüş durumda. Farklı görüş, temyiz  ve itiraz mercii olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun üyeleri arasında ortaya çıktı.

2003 Kararnamesinin iptali davasında yürütmeyi durdurma istemine ilişkin itirazı değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13 üyesi yürütmeyi durdurma isteminin reddi yolunda oy kullanırken, 8 üyesi ise istemin kabulü yönünden oy kullandı. Temyiz incelemesi sonunda karşı oy sayısında önemli bir artış oldu; 15’e karşı 14 üye kararnamenin hukuka aykırı olduğu yönünde karşı oy verdi. Karşı oy gerekçesinde önemli saptamalar ve değerlendirmeler var; “…BM Güvenlik Konseyi’nin Irak’ın toprak bütünlüğünü teyit eden, istikrar ve güvenliğinin sağlanmasını, yeniden yapılandırılmasını ve ülkeye insani ve diğer yardımların ulaştırılmasına ilişkin  kararında yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulundurulmasını öngören bir ifade yer almamaktadır, kararnamede ise tespit edilecek liman, havaalanı, tesis ve üslerde yabancı silahlı kuvvetlerin bulundurulmasına izin verilmektedir, Başbakanlık savunmasında da kararname ile yabancı silahlı kuvvetleri Türkiye’de bulundurulmasına izin verildiği kabul edilmektedir, bu nitelikteki bir iznin milletlerarası nezaket kurallarının gereği olarak da görülemez, dolayısıyla Anayasanın 92. maddesine aykırı olarak, yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulundurulmasına izin verme yetkisinin Bakanlar Kurulunca kullanılmasında hukuka uygunluk bulunamamaktadır…” Bu karşı oy ile konunun kendisi kadar, yargılaması da dikkat çekici nitelik kazanmıştır. Azlık oya bir üye daha katılmış olsaydı, çoğunluk olacak ve İncirlik Kararnamesi iptal edilmiş olacaktı.

Yaklaşık 7 yıllık yargılama sürecinde gelinen nokta bu. 23 Haziran yaklaşıyor; İncirlik Kararnamesinin süresini uzatan yeni bir kararname çıkartıldı mı? İsrail’e rest çeken, Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin oyuna karşı oy kullanan  AKP Hükümeti İncirlik Üssü’nü yine ABD askerlerine mi bıraktı? Türkiye’nin karşı oyuna karşın bu askerler İran’a yönelik ambargonun uygulayıcısı olmaya kalkarlarsa ne olacak, sayısının 90 olduğu söylenen İncirlik’teki nükleer bombalar patlarsa bunun hesabını kim verecek? Bütün bu sorulara yanıt verilmesini isteme hakkımız yok mu? Soru sormamız, barışı tehdit eden politikaların hesabını sormamız gerekmez mi? TBMM’nin üyeleri daha ne kadar susacaklar? Savaşı istemeyenler, barış yanlıları daha ne kadar susacağız?

Arif Ali Cangı

cangi@cangi.av.tr

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.