5-11 Nisan 2011 – Küresel Bak Bülteni

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

İshak Alaton”dan tartışma yaratacak öneriler / DHA – 08.04.20

“Kürtlerin ayrılmak isteyip istemediklerini belirleyecek geniş kapsamlı sosyal araştırmalar yapılmalı.” – “Kürtleri teskin edecekse Öcalan ev hapsi konumuna da geçirilebilir. Parlamentonun toplumu bu fikre hazırlayacak, toplumsal zemini hazırlaması gerekiyor” – ” Açıkca Kürt meselesinin bugün geldiği yere silahla ulaşıldı. Bunu da biliyorum. Ancak silah bundan daha fazlasını alamaz. Silahları bırakmak şart.”

* Eski DEP Milletvekili Leyla Zana : – “Kürtler kendi elbiseleriyle bile dışarı çıkmaya utanıyorlardı” – “Türk halkı Kürtlerle yaşamak istiyor mu ? İstemiyor mu ? Referandum sadece Kürtlere yapılmamalı, Tüm Türkiye”de yapılmalı” – “30 yıldır Kürtleri bu aşamaya getiren Sayın Öcalan ve örgütüdür”

Bilgi Üniversitesi”nde düzenlenen ” Barışı Kurmak ” konferansına, DEP Eski Milletvekili Leyla Zana”yla birlikte konuşmacı olarak katılan işadamı İshak Alaton tartışılacak önerilerde bulundu. Eskiden Kürdistan kelimesini kullanmanın mümkün olmadığını söyleyen Alaton, bugün gelinen noktada bölge insanının Türkiye”den ayrılıp ayrılmama konusundaki tercihinin sosyal araştırmalarla tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Üstü kapalı olarak bu konuda referandum çağrısı yapan Alaton, Kanada , iskoçya ve İngiltere gibi ülkelerin bu yola başvurarak, önemli ilerlemelerde bulunduğunu hatırlattı. Alaton şöyle konuştu : ” Herşeyden önce bölgeden ayrılmak istenilip istenilmediğini belirleyecek geniş kapsamlı sosyal araştırmalar yaparak, gerçek istekleri görmeliyiz. Kürtlerin gerçekten ayrılmak isteyip istemediklerini, hem kendileri ve hem de biz Türkler görmüş olacağız. Bu bizi, şiddeti kullananlar karşısında çok güçlü bir konuma getirecektir. Bunu yapan ülkeler huzur içinde yaşamadıktadırlar. Mesela Kanada”daki Quebec bölgesinde ayrılmak isteyenler azınlıkta kaldı”. Büyük ihtimalle Türkiye”nin de Kanada Quebec”deki gibi bir tecrübe yaşayacağını öne süren Alaton, ” dürüst bir şekilde bu araştırmayı yapalım. Diyelim ki, ayrılmak isteyenlen küçük bir azınlık, beraber yaşayanlar çoğunlukta, o zaman çoğunlukta yürüyelim” şeklinde konuştu.

AYRILIP AYRILMAMAK İSTEDİKLERİ BÖLGE İNSANINA SORULMASI

Bölgede ayrılmamayı isteyenlerin çoğunlukta olduğuna inandığını vurgulayan Alaton, ” Barış kelimesi gerekli gereksiz kullanılarak hakikatan çok yıprandı. Yıllarca propagandaya kurban edildi ve böylece algı karışıklığı da yarattı. Ne yazık ki bir taraf için her barış çabası, savaşın devamı gibi algılanıyor. İki tarafta barış derken savaşın galibi olduğunu söylüyor. Eğer bir taraf, barış derken diğer taraf onu elleri tetikte tutmak olarak algılıyorsa, mevcut olandan da daha tehlikeli bir duruma işaret ediliyor” diye konuştu.

KUZEY IRAK”IN GÜNEYDOĞU”YA ETKİSİ KAÇILINMAZ

1984″ten bu yana Kürt meselesinde çok değişlikler yaşandığını söyleyen İshak Alaton, ” Irak”ta artık Saddam Hüseyin yok. Irak”taki kürt topraklarında federal bir Kürt devleti kuruldu. Kürt sorununa hala şartlar hiç değişmemiş gibi yaklaşıyoruz. Dünde yaşamaya devam ediyoruz ve inat ediyoruz. Bugün yapacağımız hareket, Irak Kürdistanı”ndaki kalkınma hamlesinin Güneydoğu”daki etkilerine bakmak olmalıdır. Bu etki kaçınılmaz. Bölge hızla değer kazanmakta. Bölgeyi Türk şirketleri kuruyor. Kendi bölgemizde hayvancılık ve tarımı yeniden inşaa etmeliyiz.” şeklinde konuştu.

TOPLUM ÖCALAN”IN EV HAPSİNE HAZIRLANMALI

Kürt sorununda siyasi olarak yapılması gerekenleri de sıralayan Alaton, seçim barajını düşürülmesini ve bölge insanına tek bir oyunun bile ziyan olmadan mecliste temsil edileceği güvencesinin sağlaması gerektiği söyledi. Tek başına hükümet iradesiyle değil, Ulusal bir uzlaşmayla Öcalan”ın durumunun netleştirilmesi gerektiğini belirten Alaton, ” Kürtleri teskin edecekse Öcalan ev hapsi konumuna da geçirilebilir. Parlamentonun toplumu bu fikre hazırlayacak, toplumsal zemini hazırlaması gerekiyor. Bu toplumsal bir hazırlık icab ediyor” diye konuştu.

SİLAHLA ULAŞILDI, SİLAHLA DEVAM EDEMEZ

Silahla bir yere varılamayacağını söyleyerek sahte bir iyimserlik sunmayacağını söyleyen Alaton, ” Açıkca Kürt meselesinin bugün geldiği yere silahla ulaşıldı. Bunu da biliyorum. Ancak silah bundan daha fazlasını alamaz. Silahları bırakmak şart. Şiddet devam ettikçe, elde ettiklerini hızla kaybedeceklerdi ortadır” şeklinde konuştu.

ALATON”UN ZANA”YA JESTİ GÜLDÜRDÜ

“Kızım” diye hitap ettiği Eski Dep Milletvekili Leyla Zana kürsüye geldiğinde nazeket gösterip önce oturmasını isteyen Alaton, Zana”nın da jestine karşılık vermesi üzerine, sert bir el işaretiyle Zana”nın oturmasını istedi. Leyla Zana”da bu hareket üzerine önce oturunca solanda gülüşmeler yaşandı.

ZANA KÜRTÇE KONUŞTU

İshak Alaton”un konuşmasının ardından kürsüye çıkan Eski Dep Milletvekili Leyla Zana konuşmasını Kürtçe yaptı. Başlangıçta tercüme konusunda sıkıntı yaşanmasına rağmen Zana, sorunun halledilmesini Türkçe olarak isteyen Zana, sorun çözülünce Kürtçe konuşmaya devam etti.

“KÜRTLER KENDİ ELBİSELERİYLE BİLE DIŞARI ÇIKMAYA UTANIYORLARDI

Türkiye”nin her açıdan zengin ve güzel bir ülke olduğunu söyleyen Zana, zihniyetteki sınırların yıkılması gerektiğini belirtti. Kürtlerin bir dönem kendi ana dillerinden utandıklarını öne süren Zana, “Kürtler kendi elbiseleriyle bile dışarı çıkmaya utanıyorlardı” şeklinde konuştu. ” Bu ülkede Kürtler vardır” dediklerinde, kendilerine ” onlar dağ Türkleridir” denildiğini belirten Zana, ” bu dönem artık sona erdi ” dedi. Türkiye halkının da artık Kürtleri bildiğini ve sorunlarıyle ilgilenmeye başladığını hatırlatan Zana , bugün sorulması gereken sorunun Kürtlerin siyasi ve idari anlamda başı dik, sınırsız bir şekilde yaşamlarını yeniden şekillendirecekler mi ? olduğunu söyledi.

AYRILIP AYRILMAMA SORUSU TÜM TÜRKİYE”YE SORULMALI

Alaton”un gündeme getirdiği önerilere de değinen Zana, ayrılıp ayrılmama konusunun sadece Kürtlere değil, tüm Türkiye”ye sorulması gerektiğini söyledi. Zana, Türk halkı Kürtlerle yaşamak istiyor mu ? İstemiyor mu ? Referandum sadece Kürtlere yapılmamalı, Tüm Türkiye”de yapılmalı” şeklinde konuştu.

” KÜRTLERİ BU AŞAMAYA GETİREN SAYIN ÖCALAN VE ÖRGÜTÜDÜR”

Türklerin Kürtleri kendi kapısındaki ayakkabı boyacısı veya simitçi olarak görmekten vazgeçmesini gerektiğini söyleyen Zana, ” Tabuları yıkmamız lazım. Kürtlerin yerine düşünülmekten vazgeçilmeli. Kürtler kendi liderlerini seçmeli. Kimi istiyorlarsa, onu seçmelidir. 30 yıldır Kürtleri bu aşamaya getiren Sayın Öcalan ve örgütüdür” şeklinde konuştu. Kürtlerin PKK”nin ortadan kalmasını istemediğini öne süren DEP Eski Milletvekili Leyla Zana, “bu güç ortadan kalkarsa Kürtler ortadan kalkar. Bu güç kendini değiştirsin. Silahlı mücadeleyi bıraksın, gelsin siyaset yapsın.” diye konuştu

CHP”Lİ TANRIKULU DA KATILACAK

Yurdışı ve Yuriçinden çok sayıda siyasetçi ve akademisyenin katıldığı ve Barış Girişiminin düzenlediği ” Barışı Kurmak Konferası” yarın da devam edecek. Bilgi Üniversitesi”nin Dolapdere Kampüsündeki konferans için hazırlanan Türkçe, Kürtçe ve İngilizce büroşürler dikkat çekerken, ünlü şair Melih Cevdet Anday”ın içinde ” Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör” dizesinin de yer aldığı “Olsun da gör ” şiiri konferasın mesajı olarak kullanılıyor. Gazeteciler de dahil sadece akredite olanlar katılabildiği konferansın yarınki oturumuna öldürülen Gazeteci Hrant Dink”in eşi Rakel Dink, Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak ve CHP Genelbaşkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu”nun da katılması bekleniyor.

Barışı Kurmak’ konferansında barış için 6 talep

Evrensel – 10.04.2011

TÜRKİYE Barış Girişimi tarafından organize edilen ve uluslararası alandan çok sayıda aydının katılımı temelinde iki gündür devam eden “Barışı Kurmak” konulu konferansın sonuç bildirgesinde, 6 talep önerisi yapıldı.

Konferansın son oturumundan sonra sonuç bildirgesi deklare edildi. Yüzde 10 barajının kaldırılması istenen bildirgede, “Çocuklarımızın öldürülmesini kabul etmiyor, çatışmalara son verilmesini, tüm operasyonların durdurulmasını istiyoruz” denildi.

Seçime girecek tüm siyasal partilerden anayasal taslak ve tasavvurlarını seçimler öncesi de açıklanması talep edilerek, yeni anayasanın eşit hak ve sorumluluklar temelinde Türkiyelilik üzerinden tanımlanmasını istendi. Anadilde eğitimin kişinin temel ve doğal hakkı olarak tanınması istenerek, diller üzerindeki bütün yasa ve baskıların kaldırılması talep edildi. Özerklik kavramı ile katılımcı demokrasi arasındaki bağ göz önünde bulundurularak Türkiye’nin siyasi ve idari yapısında köklü reformlara gidilmesinin aynı zamanda barışın kurulmasına katkı sağlayacağını bildirgede yer aldı.

“Sivil Cuma Namazı” Kılındı

BİA Haber Merkezi – 08.04.2011

BDP tarafından Kürt sorununun demokratik çözümü için yürütülen “sivil itaatsizlik” kapsamında bugün Türkiye”nin birçok ilinde “sivil cuma namazı” kılındı.Tuncel, “Namazı nerde kıldığın nasıl kıldığın önemli değil. İnanarak kıldığın önemlidir. İnançlar kimsenin tekelinde değildir” dedi. Barış ve Demokrasi Partisi”nin (BDP) “sivil itaatsizlik” adına kurduğu “Demokratik Çözüm Çadırları” nda toplanan binlerce kişi, cuma namazı kıldı.

Binlerce kişi, üç haftadır devam eden “sivil itaatsizlik” kapsamında bugün Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mardin, Adana, İzmir, Van, Ağrı, Muş, Hakkari, Mersin ve İstanbul”da cuma namazını “sivil imam” eşliğinde Kürtçe olarak kıldı.

“Ya Allah bismillah seroke me Öcalan”

Fırat Haber Ajansı”na (ANF) göre, “Ya Allah bismillah seroke me Öcalan” sloganları” eşliğinde  İstanbul Sultanahmet Meydanı”nda kılınan namaza BDP İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel de katıldı.“İnançlar kimsenin tekelinde değil”

Tuncel, yaptığı konuşmada, “Başbakan Erdoğan şunu çok iyi bilsin, namazı nerde kıldığın nasıl kıldığın önemli değil. İnanarak kıldığın önemlidir. İnançlar kimsenin tekelinde değildir” dedi.

Anadolu Ajansı”na (AA) göre, Kürt isyanı liderlerinden Şeyh Sait”in asıldığı Diyarbakır Dağkıpı Meydanı”nda kılınan namazın ardından, çadır kurmak isteyen BDP”liler ile polis arasında gerginlik yaşandı. Bir polis memurunun burnu kırıldı, Batman  milletvekili Bengi Yıldız polis tarafından uzun süre yerde sürüklendi.

Sivil imam tartışması

“Sivil imam” için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”in geçtiğimiz gün BDP”ye yaptığı “dinimiz içerisine bölücülük sokuyor” suçlamasına BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş şöyle yanıt vermişti:

“Tüm imamları devlet atar, ancak bölgeye imam göndermek Milli Güvenlik Kurumu”nun  işi değildir. Bu imamların, özel harekatçılardan, koruculardan, jitemcilerden hiçbir farkı yoktur. Terörle mücadele amacıyla imamları kullanmak, dine bunu alet etmek çok tehlikelidir.”

“Sivil itaatsizlik” talepleri

* Anadilde eğitim

* Askeri ve siyasi operasyonların durdurulması

* Tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması

* Yüzde 10 seçim barajının kaldırılması.(NV/EÖ)

Samast: Ben değil, manşetler suçlu!

Dünya Bülteni -04.04.2011

Ogün Samast mahkemede dolaylı yoldan Hürriyet gazetesini suçladı; “Ben Agos”u bilmezdim. Dink”i hain ilan edenler nerede? O manşetleri atanlar nerede?” İkinci kez çocuk mahmesine çıkan gazeteci Hrant Dink suikastinin tetikçisi Ogün Samast, kendisinin değil, onu vatan haini gösteren manşetlerin suçlu olduğunu söyledi.

Samast, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink”in suikaste uğramasının üzerinden 4 yıldan fazla bir süre geçti ve bugün yeni bir duruşma daha var.

Suikastin tetikçisi Ogün Samast”ın suç tarihinde 17 yaşında olduğu gerekçesiyle davadan dosyası ayrıldı ve Samast bugün ikinci kez çocuk mahkemesine çıktı. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi”ndeki ikinci duruşmada 4 ayrı tanık dinlendi. Tanıklardan biri, olay yerine yakın bir sokakta üç kişiyi arkalarından gördüğünü ve üç kişiden birinin üzerindeki kıyafetlerin Ogün Samast”ın kıyafetlerine benzediğini söyledi.

“MANŞETİ ATANLAR ŞİMDİ NEREDE?”

Ogün Samast mahkemeye gönderdiği mektubu okudu. Samast’ın mektubunda şu ifadeler yer aldı: “Ben suçlu değilim, suçlu Hrant Dink’i vatan haini olarak gösteren manşetlerdir. Ben gözümdeki çöpü çıkardım şimdi bu manşetleri atanlar düşünsün. Beni bu sürece getirenler şimdi nerede? Ben Agos’u bile bilmezdim.

O zamanlar damarlarımdan cahillik akıyordu. Onu gazete manşetlerinden tanıdım. Kendimi kurban ettim. Başkaları beni kurban etti. Yasin Hayal”den korkuyorum. Gazetenin önünde Dink”le karşılaştım. İki yumruk atacaktım ama kafam karışıktı ve beni kurban ettiler. Asıl suçlu onu bana vatan haini gibi gösterenler oldu.”

HÜRRİYET GAZETESİ ÜZERİNE ALINMADI

Hürriyet gazetesinin internet sitesi ise Samast”ın mektubunu haber yaparken, üzerine hiç alınmadı. Bilindiği gibi o dönemde Hrant Dink”i defalarca Hürriyet gazetesi manşet yaparak dolaylı yoldan hedef göstermişti.

“18 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR”

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde Erhan Tuncel ve Yasin Hayal”in de aralarında bulunduğu 20 kişinin yargılandığı suikast davasının 25 Ekim 2010″daki duruşmasında, Ogün Samast”ın dosyası ayrılmış ve çocuk mahkemesine gönderilmişti.

Davanın iddianamesinde Samast”ın yaşının 18″den küçük olduğu da dikkate alınarak 18 yıl ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. İddianamede, sanığın “terör örgütüne üye olma” ve “ruhsatsız silah taşıma” suçlamalarıyla da 8,5 yıl ile 18 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Dünyadan Haberler

  • Filistin – İsrail
  • Irak
  • Afganistan – Pakistan
  • Türkiye

NATO’dan çaresizlik itirafı

Star – 11.04.2011

Libya’da Kadafi güçlerine karşı yürütülen hava operasyonlarını komuta eden NATO’nun ..Genel Sekreteri Rasmussen, ülkedeki krizin askeri değil siyasi yolla çözülebileceğini söyledi.

BİrleŞmİŞ Milletler’de (BM) Libya’da sivillerin korunmasına yönelik olarak alınan karar uyarınca başlatılan hava harekatında gelinen nokta, müdahalenin geleceğini de tartışma konusu yaptı. Harekatın komutasını üstlenen NATO’nun Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Libya’daki çatışmaya “askeri çözüm” olmadığını, siyasi bir çözüm gerektiğini belirtti. Alman Der Spiegel dergisinin “Libya’ya kara birlikleri gönderilmeden bu savaşın kazanılıp kazanılamayacağı” sorusuna, “Bu sorunun samimi yanıtı, çatışmaya askeri çözüm olmadığı şeklindedir. Siyasi bir çözüme ihtiyacımız var, bu da bu yönde çalışacak Libya halkının işidir” diye konuştu. BM’nin Libya’ya siyasi çözüm bulunması için yardımcı olması gerektiğini kaydeden NATO Genel Sekreteri, “Libya’nın toprak bütünlüğü her ne pahasına olursa olsun korunmalıdır” dedi. Rasmussen, NATO’nun rolüyle ilgili olarak da Libya’da sivillerin korunmasını öngören BM’nin 1973 sayılı kararının uygulanmasına odaklandıklarını ifade etti.

Çözüm yok ama bombardımana devam

NATO uçaklarının ise, Kaddafi’ye bağlı güçlere ait 25 tankı tahrip ettiği bildirildi. Adını açıklamayan bir NATO yetkilisi, Ecdebiye’ye giden yolda önceki sabah 11 tankın tahrip edildiğini, bombardımanların gün ve gece boyunca devam edeceğini belirtti. Yetkili, Misrata yakınlarında da 14 tankın vurulduğunu kaydetti. Öte yandan Misrata’dan bir doktor, Kaddafi  güçlerinin saldırılarında bugün muhalif güçlerden en az 2 kişi ile bir sivilin öldüğünü, 8 kişinin yaralandığını belirtti. Kaddafi’ye bağlı güçlerse, isyancılara ait ABD yapımı 2 helikopteri düşürdüklerini belirtti. Libya Dışişleri Bakan Yardımcısı Halid Kaim de BM’yi uçuşa yasak bölgeyi muhalifler için uygulamamakla suçladı. Muhaliflerden konuyla ilgili bir açıklama gelmezken bölgede muhalefete ait en az bir saldırı helikopteri görüldüğü bildirildi. Brega’nın yanı sıra, isyancıların başkenti Bingazi’den önceki son büyük kent olan Ecdebiye’deki çatışmalar da devam etti. Kentteki isyancı güçler, yaşanan çatışmalarda 4 kayıp verdiklerini açıkladı.

Libya ile Fildişi uzmanları yanılttı

Lİbya ve Fildişi Kıyısı’nın hedefteki liderleri Muammer Kaddafi ve Laurent Gbagbo’nun devrilmesi beklenirken, iki lider de ilginç bir şekilde güç kazanarak geri döndü. İki liderin diğer ilginç benzerliği ise Fransa’nın başını çektiği uluslararası koalisyon güçlerinin operasyonlarına maruz kalması. Şubat ayında başlayan gösteriler ve ardından muhaliflerin doğudaki kentleri ele geçirerek başkent Trablus’a yaklaşmasıyla Libya’nın 42 yıllık lideri Kaddafi’nin sayılı günlerinin kaldığı öne sürülüyordu. Ancak Fransa’nın önderliğinde başlayan askeri harekata rağmen muhalifler  geri püskürtüldü. Fildişi Kıyısı’nın uluslararası camia tarafından tanınmayan lideri Gbagbo da rakibi Alassane Ouattara güçleri tarafından sarayına sıkıştırılmıştı. Fransa ve BM, helikopterleriyle Ouattara’ya yardıma koştu. Ancak Gbagbo’nun güçlenerek geri döndüğü belirtiliyor.

Harekatın 10 günlük bilançosu

31 Mart’ta komutayı devralan NATO, hava operasyonları için kullandığı195 uçakla, 1434 sorti yaptı, 587’sinde ateş edildi. 18 savaş gemisi, Libya açıklarında silah ambargosunun korunması için devriyede. NATO uçakları, Misrata, Ras Lanuf ve Brega’da Kaddafi’ye ait tanklar, zırhlı askeri personel taşıyıcılar, roket fırlatıcılar, uçaksavarlar ve cephane depolarını tahrip etti.

NATO”dan Flaş Libya İtirafı

AA – 10.04.2011

İşte NATO”nun Libya İçin öngördüğü çözüm önerisi

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Libya”daki çatışmaya “askeri çözüm” olmadığını, siyasi bir çözüm gerektiğini belirtti.

Rasmussen, Alman Der Spiegel dergisinde yarın yayımlanacak demecinde,

“Libya”ya kara birlikleri gönderilmeden bu savaşın kazanılıp kazanılamayacağı” sorusunu yanıtlarken, “Bu sorunun samimi yanıtı, çatışmaya askeri çözüm olmadığı şeklindedir. Siyasi bir çözüme ihtiyacımız var, bu da bu yönde çalışacak Libya halkının işidir” diye konuştu.

BM”nin ise Libya”ya siyasi çözüm bulunması için yardımcı olması gerektiğini kaydeden NATO Genel Sekreteri, “Libya”nın toprak bütünlüğü her ne pahasına olursa olsun korunmalıdır” dedi.

Rasmussen, NATO”nun rolüyle ilgili olarak da Libya”da sivillerin korunmasını öngören BM”nin 1973 sayılı kararının uygulanmasına odaklandıklarını ifade etti. NATO Genel Sekreteri, “Bu karara sıkı sıkıya bağlı olacağız, bu bizim görevimiz” ifadesini kullandı.

Rakamlarla Libya Operasyonu

Cihan Haber Ajansı -10.04.2011

Muammer Kaddafi”nin askeri gücüne yönelik yapılan en son operasyonlarda 17 tankın vurulduğunu açıkladı.

NATO yetkilileri, Libya lideri Muammer Kaddafi”nin askeri gücüne yönelik yapılan en son operasyonlarda 17 tankın vurulduğunu açıkladı. 31 Mart”ta komutayı devralan NATO”nun, Libya”da bugüne kadarki faaliyetleriyle ilgili bazı rakamlar:

-Hava operasyonları için toplam 195 uçak kullanılıyor.

-Uçaklar bugüne kadar 1434 sorti yaptı. 587″sinde ateş edildi. Sadece 8 Mart”ta 156 sorti yapıldı, 60″ında hedefler vuruldu.

-18 savaş gemisi, Libya açıklarında Birleşmiş Milletler”in silah ambargosunun korunması için devriye görevi sürdürüyor. 31 Mart”tan beri durumu şüpheli görülen 22 gemi NATO güçlerince durduruldu ve limanlara yanaşmalarına izin verilmedi.

-Silah ambargosunun başlamasından bu yana ise 170″e yakın gemi durduruldu. Ancak sadece 6″sının geçmesine izin verildi.

-NATO”nun Libya operasyonları komutanı, son 24 saat içerisinde Kaddafi”ye bağlı silahlı güçlerin “önemli oranda” yok edildiğini bildirdi.

-Bingazi yakınlarında muhaliflere ait bir MIG 23 uçağı tespit edildi. NATO güçleri, uçağın yere inmesini istedi.

-İngiliz uçakları 8 Nisan”da Kaddafi”nin birliklerine ait 7 tankı vurdu.

-NATO”nun hava saldırılarında Cuma günü Trablus”un güneyindeki Zintan”da silah depoları vuruldu. Perşembe ve Cuma günleri toplam 23 hedef vuruldu.

-31 Mart”tan bu yana NATO uçakları, Misrata, Ras Lanuf ve Brega”da Kaddafi”ye ait T-72 tankları, zırhlı askeri personel taşıyıcılar, roket fırlatıcılar, uçaksavarlar ve cephane depoları tahrip etti.

NATO”nun Libya operasyonuna, Türkiye”nin yanı sıra Belçika, İngiltere, Bulgaristan, Kanada, Danimarka, Fransa, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Norveç, Katar, Romanya, İspanya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD katılıyor.

Tahrir”de “Mübarek yargılansın” çığlığı

Raikal – 08.04.2011

Mısır”da binlerce insan yine Tahrir Meydanı”nda : Mübarek yargılanmaya başlamazsa Şarm El Şeyh”e yürürüz. Mısır’da muhalifler, Yüksek Askeri Konsey Başkanı Hüseyin Tantavi’ye bir çağrı yaparak, eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile yakınındaki isimlerin yargılanmasına başlanmaması durumunda Şarm El Şeyh’e yürüyecekleri uyarısında bulundu.

Kahire’deki Tarhir Meydanı’nda sabah saatlerinden itibaren toplanan protestocular, Mübarek ve yakınındaki isimler aleyhine sloganlar atarak, ordunun Mübarek’i korumamasını istediler.

Topluca cuma namazı kılan binlerce muhalif, Mübarek ve ailesi ile eski Meclis Başkanı Fethi Surur, bakanlar Saffet Şerif ve Zekeriya Azmi’nin zaman kaybedilmeden yargılanmasını talep ettiler.

Cuma namazını kıldıran Saffet Hicazi, göstericilere “Allah, halkı Mübarek’in adamlarının şerrinden korusun” şeklinde dua ettirdi. Uzun bir aradan sonra alana gelen karikatüristler de çizimleriyle gösteride yer aldı.

Başta Müslüman Kardeşler örgütü olmak üzere muhalefetin tüm kesimlerince desteklenen gösteriye Port Said, İsmailiye, İskenderiye gibi çevre illerden katılım oldu.

Sosyal paylaşım sitelerinden yapılan “tören alanına üniformalarınızla katılın” çağrısına askerin ilgi göstermediği gözlenirken, bazı kaynaklar gösterilere emekli askerlerin katıldığını, ancak üniforma giymediklerini öne sürdü.

Mısır Yüksek Askeri Konseyi dün bir açıklama yaparak, protesto gösterilerine üniformalı katılanların askeri mahkemeye sevk edileceklerini duyurmuştu.

Gösterilere Mübarek’i deviren süreçte ölenlerin yakınları da katıldı. Olaylar sırasında hayatını kaybeden Seyit Hasan Şahat’ın arkadaşı Ahmet Abdülaziz, arkadaşının öldüren polisler ile onlara emri veren Mübarek ve eski İçişleri Bakanı Habib El Adli’nin yargılanmasını istediğini anlattı. Hayatını kaybedenlerden Muhammed Mahmud’un annesi Nada Ahmet Mahmut da 20 yaşındaki oğlunun, önce Mübarek yanlılarınca darp edildiğini sonra polis tarafından işkence yapılarak öldürüldüğünü ileri sürerek, sorumluların cezalandırılmasını istedi.

Suriye reforma rağmen isyanda

Star – 09.04.2011

Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın reform hamlelerine rağmen Suriye’de gösteriler durmuyor.

Der’a kentinde dün meydana gelen olaylarda 10’a yakın kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Öte yandan Suriye Devlet Televizyonu’nun haberinde, “kentte meydana gelen olaylarda yaralananları taşıyan bir ambulansa açılan ateş sonucu ambulansın şoförünün hayatını kaybettiği” belirtildi. Haberde, “Cuma namazının ardından kentin farklı noktalarında halka ve güvenlik güçlerine ateş açıldığı” belirtildi. Televizyon, bu olayın görüntülerinin yayınlanacağını duyurdu. Esad reform paketi kapsamında Kürtlere vatandaşlık hakkı  verileceğini duyurmuştu.

Filistin – İsrail

İsrail ordusundan Filistin”e bombardıman: 2 ölü, 3 yaralı

AA – 08.04.2011

Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları”nın İsrail”de bir okul otobüsüne düzenlediği saldırıda iki kişinin yaralanmasının ardından, İsrail uçak ve tanklarının dün başlattığı bombardımanlar, Filistinli grupların ateşkes ilan etmelerine rağmen gece boyunca ve sabah da devam etti.

İsrail bombardımanında bu sabah, iki Filistinli hayatını kaybederken, 3 kişi de yaralandı.

Gazze”deki kaynaklar, sabaha karşı 03.00 sıralarında bir seri bombardıman sonucunda Han Yunus”un doğusundaki Kuza”a bölgesinde ölenlerin ikisinin de Kassam Tugayları üyesi olduğunu belirttiler.

Son saldırı ile birlikte, dünden bu yana Gazze”de hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 7″ye ulaştı.

İsrail ordu radyosu ise İsrail uçaklarının dün ve bugün Gazze nbso online casino reviews Şeridi”ndeki 12 hedefe saldırı düzenlediğini duyurdu.

Filistinli kadınlar İsrail”in hedefinde

Gazeteport – 08.04.2011

İsrail askerleri, Batı Şeria”daki Nablus yakınında bir köyde 100″den fazla Filistinli kadını gözaltına aldı. El Cezire”de yer alan habere göre, İsrail askerleri, Itamar”da İsrailli bir ailenin öldürülmesi olayıyla ilgili olarak Batı Şeria”nın kuzeyindeki Awarta köyüne baskın düzenledi. Baskında 100″den fazla kadın tutuklandı.

Awarta”da perşembe gece yarısından sonra yüzlerce asker evlere girdi. Çoğu yaşlı 100″den fazla kadın tutuklandı. Askerler gece boyunca evlere baskın düzenleyerek arama yaptı.

Askeri kampa götürülerek parmak izleri ve DNA örnekleri alınan kadınların bir kısmının serbest bırakıldığı, 20 kadının hala gözaltında olduğu bildirildi.

İsrail askerlerinin ayrıca İsrail kontrolü altındaki Tubas şehrinin doğusundaki bir çiftçi köyünde Filistinlilerin evlerini buldozerlerle yıktığı kaydedildi. Filistin Yönetimi, Awarta”ya yönelik baskını kınadı.

İsrail ordusu, son dört haftadır Awarta”ya sürekli olarak baskın düzenliyor. Geçen ay Yahudi yerleşimi Itamar”da beş kişinin öldürülmesinin ardından gerçekleşen baskınlarda köyden çok sayıda kişi tutuklandı.

Itamar, işgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası hukuka aykırı olarak inşa edilen onlarca Yahudi yerleşiminden biri.

Dün geceki baskınırn ise kadınların tutuklanması açısından bir ilk niteliğinde olduğu belirtiliyor. Geçen hafta köydeki evlerin yüzde 80″inin arandığı, 300 yetişkin ve genç erkeğin gözaltına alındığı kaydediliyor. 40″ı hala tutuklu. Gözaltındakilere şimdiye dek herhangi bir suçlama yöneltilmedi. İsrail ordusu ise gözaltılarla ilgili herhangi bir açıklama yapmıyor.

Geçen pazar, BM Filistinli Mültecilere Yardım kuruluşu, mart ayında Batı Şeria”da Filistinlilere ait 76 evin İsrail tarafından yıkıldığını açıkladı. Ocak ayında bu sayı 29, şubat ayında ise 70 idi.

İsrail”in Gazze saldırısında altı Filistinli öldü

BBC Türkçe – 08.04.2011

Hamas”ın ateşkes önerisinin üzerinden 24 saat geçmeden İsrail”in Gazze Şeridi”ne düzenlediği hava saldırısında altı Filistinlinin öldüğü söyleniyor.

Hamas, İsrail”in cuma sabahı erken saatlerde Gazze”ye düzenlediği hava saldırısında altı kişinin öldüğünü açıkladı.

Gazze”de kontrolü elinde tutan Filistinli İslamcı örgüt, ölenlerden ikisinin Hamas militanı olduğunu doğruladı.

Gazze”deki kaynaklar, saldırıda can verenlerden en az üçünün sivil olduğunu bildiriyor.

İsrail”in hava saldırısı, Hamas”ın İsrail”e ateşkes önerisinden saatler sonra meydana geldi.

Hamas, İsrail”in Filistin topraklarına saldırılarını durdurması kaydıyla ateşkes önermişti.

Gece bundan önce meydana gelen İsrail saldırılarında da dört Filistinli yaralanmıştı.

Gazze Şeridi”nde diğer militan örgütlerle bir araya gelen Hamas, İsrail”in saldırıları durdurması şartıyla ateşkes ilan edilmesini kararlaştırmıştı.

Fakat İsrail”in gün doğumundan hemen sonra düzenlediği ölümcül saldırı ateşkesin hayata geçmeyeceğine işaret ediyor.

İsrail, Gazze Şeridi”nden yöneltilen füze saldırılarına karşılık verdiğini söylüyor.

Perşembe günü Hamas militanlarının attığı füze bir okul otobüsünü hedeflemiş ve iki İsraillinin yaralanmasına yol açmıştı.

Bunun yanısıra İsrail topraklarına onlarca havan topu ve roket fırlatıldı.

İsrail”in Gazze Şeridi”ne iki yıl önce düzenlediği büyük saldırıdan bu yana, geride bıraktığımız ay içerisinde taraflar arasındaki en ciddi şiddet olayları meydana geldi.

Merkel ve Netanyahu, Berlin”de bir araya geldi

AA – 07.04.2011

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Berlin”de bir araya geldi.

Merkel, Netenyahu ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, İsrail ile Filistin arasındaki barış sürecinin hızlı bir şekilde sürdürülmesi, durgunluğun aşılması gerektiğini söyledi.

Eylül ayına kadar bu konuda önemli ilerlemeler kaydedilmesi gerektiğini ve bunun sağlanabileceğini düşündüğünü belirten Merkel, Ortadoğu Dörtlüsü kapsamında yapılacak görüşmelerin bunun bir yolu olduğuna dikkati çekti.

Merkel, Almanya”nın tek taraflı olarak bir Filistin devletini tanımayacağını, Alman hükümetinin İsrail ve Filistin arasında sorunun çözümünden yana olduğunu yineleyerek, bundan dolayı tek taraflı tanımanın bu hedefe katkı sağlamayacağını ifade etti.

Görüşmede bölgedeki durumun da değerlendirildiğini aktaran Merkel, İran”ın nükleer programının her zamankinden daha fazla bir tehdit oluşturduğunu, bu ülkenin nükleer silah elde etmesinin engellenmesi gerektiğini kaydetti.

İsrail Başbakanı Netanyahu da basın toplantısında, Merkel”in İsrail”in dostu, barış ve güvenlik için çaba gösteren birisi olduğunu dile getirerek, bu görüşmelerin karşılıklı güven çerçevesinde olmasının öneme vurgu yaptı.

Değişen dünyada istikrar ve barış aradıklarını belirten Netanyahu, bölgelerinde demokratik ve gelişmiş tek istikrarlı ülkenin İsrail olduğunu, diğerlerinin de istikrarlı olması için demokrasiye doğru ilerlemeleri gerektiğini kaydetti.

Netanyahu, İran”ın nükleer silahlar geliştirmesini engellemek için tüm imkanların kullanılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile bir araya gelerek uzlaşma ve barış konularını ele aldı

İnternet haber – 07.04.2011

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile bir araya geldi. Görüşmede Hamas ile El Fetih”in uzlaşması konusu ele alındı.

Görüşmeden sonra Filistinli Başmüzakereci Saib Erikat ve Amr Musa, ortak bir basın açıklamasında bulundu. Mahmut Abbas ile Amr Musa”nın iki önemli konuyu ele aldığını dile getiren Erikat, “Birinci konu, Filistinli gruplar arasında uzlaşma. Başkan Mahmut Abbas”ın uzlaşmayı sonuçlandırmak için Gazze”ye gitme girişimi ve teknokrat hükümeti kurulması konusu ele alındı. Bu gece görüşülen ikinci konu, İsrail ile barış girişimleri ile ilgili Batılı ülkelerle yaptığımız temaslardı. Abbas, Sayın Musa”ya Filistin-İsrail barışı konusundaki değişmezlerimiz ve Kudüs”ün de içinde bulunduğu bölgede yerleşimlerin durdurulması konusundaki tutumumuzu ifade etti” dedi.

Bir soru üzerine Erikat, “Filistinliler arasındaki bu bölünmüşlük, Netanyahu”nun eline Filistin davasının boynunu vurmak için verilmiş bir kılıçtır. Filistin ve Kudüs; Hamas, El Fetih ve diğer gruplardan çok daha önemlidir” ifadelerini kaydetti.

Amr Musa ise, Filistinli gruplar arasındaki uzlaşma girişimlerini ele aldıklarını ifade etti. Musa, “İşgal altındaki Filistin topraklarında yaşananları değerlendirdik. Filistin toprakları üzerine bina edilen yerleşimler, İsrail ile barış görüşmelerinin başlamasının önündeki en büyük engeldir. Abbas ile ele aldığımız ikinci konu ise, Filistinli gruplar arasında uzlaşma sağlanması için Sayın Abbas”ın Gazze”ye gitme ve uzlaşmayı başlatma girişimi. Arap Birliği, Abbas”ın bu girişimini desteklemektedir. Biz acil uzlaşma istiyoruz. Filistinli gruplar arasında anlaşmazlık için her hangi bir gerekçe görmüyoruz. Öne sürülen bütün gerekçeler uzlaşmayı engellemeye yöneliktir” diye konuştu.

İsrail ve Filistin’i birleştiren matem

Star – 09.04.2011

Cenin’de öldürülen İsrailli Arap yönetmen Hamis’in cenazesi, ‘‘hasımları” buluşturdu.

BATI Şeria’nın Cenin kentindeki mülteci kampında uğradığı bir suikast sonucu hayatını kaybeden İsrailli Arap yönetmen ve oyuncu Juliano Mer Hamis’in cenaze törenine İsrailli ve Arap sanatçılar, oyuncular, yazarlar ve binin üzerinde kişi katıldı. Öte yandan, Filistin güvenlik kuvvetlerinin, suikastle ilgili olarak, El Fetih’in silahlı kanadı El Aksa Şehitleri Tugayı’nın eski bir üyesini gözaltına aldığı bildirildi. Mer Hamis’in İsrail vatandaşı olduğu için öldürülmediğini düşünen İsrail yönetimiyse, bu konudaki soruşturmanın sorumluluğunu Filistin Yönetimi’ne bıraktı. İsrail’in Nasıra kentinde Yahudi bir anne ve İsrailli Arap bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Arap yönetmen ve oyuncu Mer Hamis, Hayfa’da yetişip, Cenin’e yerleşmişti. Kimliği belirlenemeyen silahlı kişilerin aracına açtığı ateşte hayatını kaybeden Hamis’le aynı araçta olan 8 aylık oğluna bir şey olmadığı belirtilmişti. Mer Hamis’in Cenin Mülteci Kampı’ndaki tiyatrosu, daha önce de bazı saldırılara uğramış;  kendisi de ölüm tehditleri almıştı.

Wikileaks’te İsrail dalgası

Star – 09.04.2011

Assange, Tel Aviv’deki ABD büyükelçiliğine ait belgeleri İsrail basınına verdi. Belgelere göre İsrailli ve ABD’li yetkililer, “Türkiye’nin askeri kapasitesi gelişti, artık İsrail’e ihtiyaç duymuyor” diyor.

ABD’nin gizli diplomatik belgelerini yayımlayarak küresel depreme yol açan Wikileaks kurucusu Julian Assange, ABD’nin İsrail ile ilgili yazışmalarını basına dağıttı. Belgelerde, Tel Aviv’in hassas stratejik hesapları, komşu ülkelerle ilgili değerlendirmeleri ve özellikle Türkiye ile ilişkilerin gidişatına dair kaygıları gün yüzüne çıktı. Haaretz’in yayımladığı Kasım 2009 tarihli bir belgede, İsrail ile ABD’nin istihbarat paylaşımıyla ilgili bir toplantısının tutanakları yer alıyor. Belgeye göre İsrailli bir yetkili, Türkiye’nin İran’ın nükleer programına destek verdiğini ileri sürerek, bir NATO üyesinin BM’nin yaptırım kararlarına rağmen İran’a yardım etmesinin tehlikesini vurguluyor. Diğer bir İsrailli yetkili de, İsrail ile ilişkilerin, Türkiye’nin ‘yeni Osmanlı’ politikasının ilk kurbanı olduğunu ileri sürerek, ABD’li muhataplarından Türkiye’ye baskı yapmasını istiyor.

Türkiye İsrail’e ihtiyaç duymuyor

Aynı belgede ayrıca, ABD ve İsrailli yetkililerin yaptıkları şu değerlendirme de dikkat çekiyor: “Türkiye’nin askeri kapasitesi gelişti ve artık Türkiye 15 yıl öncesinde olduğu gibi İsrail’e ihtiyaç duymuyor. İsrail’in Türkiye’ye savunma amaçlı satışları düşüyor ve Türkiye’deki kamuoyunun hassasiyetleri yakın gelecekte de muhtemelen büyük satışların yapılmasını engelleyecek.”

İsrail Hamas’tan memnun

2006 tarihli bir belgede ise, İsrail’in tehdit sıralaması, İran, Suriye, Hizbullah ve Hamas şeklinde sıralanırken, İsrail ile savaşa girmesi halinde Suriye lideri Esad’ın iktidarı kaybedeceği belirtiliyor. Belgelerde Gazze’deki gelişmelere dair çarpıcı değerlendirmeler de dikkat çekiyor. İsrailli yetkililerin, Fetih ile Hamas arasında patlak verecek savaştan Hamas’ın galip çıkacağı tahmininin yer aldığı belgede, İsrail’in Gazze’yi ‘düşman bölge’ olarak ilan etmesine imkan vereceği için, Hamas’ın Gazze’de yönetimi devralmasından memnun olacağı belirtiliyor.

Gazze’de tansiyon yüksek

İsrail ile Gazze Şeridi arasında tırmanan gerilim ise sürüyor. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın İsrail’de bir okul otobüsüne düzenlediği saldırıda 2 kişinin yaralanmasının ardından İsrail’in dün başlattığı bombardımanlar, Filistinli grupların ateşkes ilan etmesine rağmen devam etti. 5 Filistinli öldü, 40’a yakın kişi de yaralandı.

Bahreyn- İsrail arasındaki isthbarat temasının perde arkası

Kral ile Mossad dostane ilişkiler içinde. İsraİl basınının yayımladığı 2005 tarihli bir belge, Körfez ülkesi Bahreyn ile İsrail arasında perde arkasında yürütülen temasları da gün yüzüne çıkardı. ABD’li istihbarat yetkililerinin Bahreyn Kralı Hammad ile yaptıkları toplantının kayıtlarının yer aldığı belgede, Kral’ın, taraflar arasında hiçbir diplomatik ilişki olmamasına karşın, İsrail gizli servisi Mossad’la ‘dostane’ ilişkiler kurdukları bilgisi yer alıyor. Ülkesindeki reform taleplerini şiddet kullanarak bastırdığı için uluslararası camiada şimşekleri üzerine çeken Hammad, diğer alanlarda da ilişkileri geliştirmek istediklerini belirtiyor.

Mısır’da İsrail’in korktuğu başına geldi

İsrail basınında yer alan 2009 tarihli bir belgede, İsrail güvenlik güçlerinin, Mısır’da Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesinin ardından yönetimi devralan komutan Hüseyin Tantavi’yi, Sina’dan Gazze Şeridi’ne yapılan silah kaçakçılığının önüne geçilmesi çabaları için bir engel olarak nitelendiriyor. Mübarek’in görevini bırakmadan önce başkan yardımcılığına atadığı Ömer Süleyman’dan ise övgüyle söz edilerek, silah kaçakçılığının önlenmesine destek veren bir isim olduğundan bahsediliyor.

Irak

Irak isterse Amerikan askerleri kalabilir

Akşam – 07.04.2011

Irak”ın başkenti Bağdat”a dün sürpriz bir ziyarette bulunan ABD Savunma Bakanı Robert Gates, tamamen çekilme tarihi olan 31 Aralık 2011″den sonra Irak hükümeti isterse bazı Amerikan askerlerinin bu ülkede kalabileceğini belirtti.

Savunma Bakanlığı”nın (Pentagon) askerlerin görev süresini uzatmayı ayarlayabilmesi için Iraklıların “”çok çabuk”” karar vermesi gerektiğini vurgulayan Bakan Gates, Amerikan ordusunun kalmasına Iraklıların karar verecek olmasına rağmen, ülkesinin birçok taahhütleri olduğunu hatırlattı. Sadece Afganistan ve Libya”da değil, 19 ABD donanma gemisinin ve 18 bin Amerikan askerinin depremin vurduğu Japonya”da görevli olduğunu belirten Gates, “”Dolayısıyla burada olmamazı istenirse, planlama açısından oldukça hızlı hareket etmeliyiz”” dedi.

ABD”nin şu anda Irak”ta 47 bin askeri bulunuyor ve yaz sonu ya da güz başında büyük oranda asker çekmeye başlayacak.

Gates ayrıca, Bahreyn”de Şii-Sunni anlaşmazlığı nedeniyle görülen karışıklığın, başbakanı Şii olan Irak”ta gerilime neden olduğunu, bu konuyu bugün ilerleyen saatlerde Başbakan Nuri el Maliki ile görüşeceğini kaydetti.

Irak”a tahminen 14 kez ziyarette bulunduğunu ifade eden Robert Gates, “”Bu belki sonuncusu olacak”” diye konuştu.

Gates, daha önce yaptığı bir açıklamada bu yıl emekli olmak istediğini söylemişti. Zaman konusunda açıklama yapmayan Gates”in bu yaz emekli olmayı planladığı belirtiliyor. Irak”ta yarına kadar kalması beklenen Gates, Irak Başbakanı Nuri El Maliki ve Devlet Başkanı Celal Talabani ile görüşecek. Gates”in yarın Irak”ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin başkanı Mesut Barzani ile de görüşmesi bekleniyor.

Irak”ta işgal protestosu

İHA – 08.04.2011

Irak”ın başkenti Bağdat”ta Sünniler, işgalin 8. yıldönümünde Cuma namazı sonrasında gösteri düzenledi.

Bağdat”ın Azemiye bölgesindeki Ebu Hanife Camisi”nde kılınan Cuma namazı sonrası Irak bayrakları açarak gösteri düzenleyen Sünniler, ABD ve işgal aleyhine sloganlar attı.

Irak Sünni Alimler Konseyi Birliği tarafından organize edilen gösteride, “Obama sesimizi duy, Biz Iraklıyız, biz Müslümanız geri dönmeyiz”, “Çıkın Ülkemizden” sloganları atıldı.

İşgalin başından bu yana hapsedilen Iraklılar”ın salıverilmesini de isteyen göstericiler, “Yeter zulüm yeter, tutukluları serbest bırakın” pankartları taşıdı.

Gösteride konuşma yapan birliğin önde gelen din adamları da işgali kınayarak, birlik çağrısında bulundu.

Yarın “İşgale Hayır” sloganıyla başlayacak büyük gösteride ise Sünniler”in yanı sıra Şiiler”in de ABD karşıtı bir yürüyüş düzenlemesi bekleniyor.

Irak Sünni Alimler Konseyi Birliği, dün yayınladığı bildiride, “Iraklı tüm hür ve şerefli insanları, işgalcilerin Irak’tan kovulması için dayanışmalarını korumaya ve işgalden doğan yıkımı onarma” çağrısında bulunmuştu.

Bu arada Şii Sadr Hareketi de, Cumartesi günü yapılacak gösteriye katılacaklarını açıkladı.

Irak, 2011″den sonra ABD askeri istemiyor

AA – 09.04.2011

Irak hükümeti, tamamen çekilme tarihi olan 31 Aralık 2011″den sonra bazı Amerikan askerlerinin bu ülkede kalabileceğini söyleyen ABD Savunma Bakanı Robert Gates”e ret cevabı verdi.

Irak hükümet sözcüsü Ali el Debbağ”ın yaptığı açıklamaya göre Başbakan Nuri el Maliki”nin, önceki gün Bağdat”ta görüştüğü Gates”e Amerikan kuvvetlerinin 2011″den sonra ülkede kalmasının hem ülkede hem de bölgede sorunlara sebep olacağını, bu yüzden Amerikan kuvvetlerinin Irak topraklarında kalmasını kesinlikle istemediklerini dile getirdi. Debbağ, “Amerika, kendi iradesini Irak”a zorla kabul ettiremez. Amerikan kuvvetleri, kendilerini misafir eden ülkeyle anlaşmadan o ülkenin topraklarında kalamaz.” dedi.

Dün cuma namazından sonra Bağdat”ın kuzeyinde yer alan ve Sünni çoğunluğun olduğu Azamiye bölgesinde, Ulemalar Meclisi tarafından bir bildiri okundu. Bildiride, “işgal kuvvetlerinin hemen Irak”tan çekilmesi, Amerikan güçlerinin Irak”ta kalma süresinin uzatılmaması, Amerikan üslerinin kapatılması, işgalin sebep olduğu zararlar için tazminat ödenmesi, suçsuz tutukluların serbest bırakılması ve tazminat ödenmesi” gibi talepler yer aldı. Bildiride “askeri işgalin siyasi ve iktisadi işgale dönüştüğü ve işgale karşı direnmenin vacip olduğu” ifadeleri dikkati çekti. Bağdat”ın yanı sıra Felluce, Musul ve Samarra gibi şehirlerde düzenlenen gösterilerde de aynı talepler dile getirildi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı gösteriler olaysız bir şekilde sona erdi. Muharip Amerikan kuvvetleri Haziran 2009″da Irak”taki tüm şehir ve kasabalardan çekilmiş, Irak”taki Amerikan askeri sayısı 150 binden 50 bine inmişti. Bu arada Irak güvenlik güçlerinin dün İran rejimine muhalif Halkın Mücahitleri örgütünün Diyala vilayetindeki Eşref kampına baskın düzenlediği, çıkan çatışmada 28 kişinin öldüğü, 325 kişinin yaralandığı açıklandı.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Bülteni, 11 Nisan  2011

İletişim: www.kureselbak.org, kureselbak@gmail.com; 00905362196341

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.