4–10 Ocak 2011 Küresel Bak Bülteni

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Filistin – İsrail

AB”den İsrail”e kınama /  Cumhuriyet – 09.01.2011

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, İsrail”in Doğu Kudüs”te Yahudi yerleşimine yer açmak için bir oteli yıkmasını şiddetle kınadı. Ashton, yaptığı yazılı açıklamada, Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim yerlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğu, taraflar arasında güveni tehdit ettiği ve barışa engel oluşturduğu uyarısında bulundu. Ashton, “Doğu Kudüs işgal altındaki Filistin toprakları arasındadır. AB İsrail”in ilhakını tanımayacaktır” dedi.

İşgal altındaki Filistin topraklarında son dönemde şiddetin tırmanışa geçmesinden ve can kayıplarından endişe duyduğunu belirten Ashton, taraflara teenni ve şiddeti durdurma çağrısı yaptı. Doğu Kudüs”ün Şeyh Cerrah semtindeki Shepherd Oteli, yerine 20 apartman dairesi inşa etmek isteyen İsrail tarafından bu sabah yıkılmıştı.

“Mavi Marmara raporu iki hafta içinde sunulacak”

Cumhuriyet – 10.01.2011

Haaretz, filo baskını soruşturan Turkel Komisyonu”nun nihai raporunun ilk bölümünü iki hafta içinde sunacağını bildirdi. Haaretz gazetesi, emekli yargıç Jacob Turkel”in başkanlık ettiği Komisyonu”nun nihai raporunun ilk kısmını iki hafta içinde sunacağını bildirdiği haberinde İsrail Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi”nin yerine atanan ve Şubat ayında göreve başlayacak olan Tümgeneral Yoav Galant ile ilgili sıkıntılı bir duruma da dikkat çekti.

Galant”ın bir kamu arazine el koyduğu gerekçesiyle atamasını bloke etmek isteyen çevrecilerin ise, Turkel”in de başında bulunduğu üst düzey devlet atamalarını inceleyen komisyonun iddiaları ayrıntılı biçimde değerlendirmeden Galant atamasını çabucak onayladığını öne sürdüklerine dikkat çekti.

Bu iddialara ilişkin olarak İsrail Yüksek Mahkeme”nin bu aşamada devreye girmesi halinde Mavi Marmara baskını araştıran komisyonun başındaki Turkel”in itibarının olumsuz etkilenebileceğini savunan Haaretz, şunları da yazdı:

“Turkel Komisyonu, nihai raporunun ilk bölümünü önümüzdeki iki hafta içinde sunacak. Komisyon, bu aşamada iki ana konu üzerinde duracak: İsrail tarafından Gazze”ye uyguladığı ablukanın en ölçüde hukuki olduğu ve dokuz Türk İslamcı aktivistin öldürüldüğü, filoya komando baskının yasal olup olmadığıdır.”

Netanyanu hükümetinin rapora ilişkin beklentilerine yer veren Haaretz “Hükümette, Komisyon”un, çeşitli konularda dile getirdiği eleştirilerin yanı sıra İsrail”in, gemilerin, onay vermediği Gazze”ye girişlerini bloke etmek amacıyla harekete geçmek için tam yetkili olduğu iddiasını destekleyeceği umuluyor. Ancak mesele budur: Yüksek Mahkeme, Turkel”in, Galant konusunda görevini yapmadığını söylerse eğer, (Turkel”in) filo olayına ilişkin nihai bulguları nasıl etkileyecek” yorumunu yaptı. Haberde Mavi Marmara konusunda başka soruşturmaların da yapıldığı anımsatılarak Devlet Denetçisi Micha Lindenrstrauss”un da kendi raporunu önümüzdeki bir ay içinde tamamlayarak sunması beklendiğini belirterek “Savunma kurumlarında Lindenstrauss”un, operasyon öncesi hem siyasi hem de askeri düzeylerdeki karar mekanizmasına sert eleştiriler yönelteceğine inanılıyor” denildi.

Irak

Sadr: Direnin ama silahla değil

Taraf – 09.01.2011

Iraklı Şii lider Mukteda El Sadr, üç yıl yaşadığı İran’dan döndükten sonra Necef kentinde büyük bir kalabalığın karşısına çıkarak konuşma yaptı.

Iraklı Şii lider Mukteda El Sadr, üç yıl yaşadığı İran’dan döndükten sonra Necef kentinde büyük bir kalabalığın karşısına çıkarak konuşma yaptı. Necef’e dönüşünü törenlerle kutlayan on binlerce taraftarına “Biz hâlâ mücadeleciyiz” diyen Sadr, ülkedeki işgalcilere karşı bu kez sivil direniş çağrısında bulundu. ABD, İsrail ve Britanya’yı “ortak düşman” olarak niteleyen Sadr, “mümkün olan her araçla direniş” derken, bunun silahlı olması gerekmediğini vurguladı. Sadr’ın bu ifadesinin, milis güçlerinin “geri döneceği” korkusunu azalttığı belirtiliyor. Irak’ta Şiiler için kutsal olan Necef’te destekçilerine hitap eden Sadr, Başbakan Nuri El Maliki’nin yeni hükümetine bir şans verilmesini de istedi. “Irak hükümeti halka hizmet ederse onun yanındayız” diyen Sadr, hükümetin aksi yönde davranması halinde ise onu düşürmenin mümkün olduğunu ancak bunun “sadece siyasi yolla olması gerektiğini” ifade etti. Irak’ta 2003’teki Amerikan işgalinin başlarında kendisine bağlı Mehdi Ordusu’yla ABD’ye karşı savaşan Sadr, 2004’te Amerikan askerlerine karşı iki ayaklanma başlatmış, ABD ordusunun kendisine karşı operasyon hazırlığı içinde olduğu 2007 yılında İran’a gitmişti.

Önemli bir siyasi güç

Bu yıl sonunda Irak’tan tamamen çekilmeyi planlayan ABD’yi daha erken ayrılmaya çağıran Sadr’ın başlattığı siyasi hareket genel seçimlerde önemli bir siyasi güç haline geldi. Irak hükümetinin kurulmasında yaşanan siyasi müzakerelerde önemli rol oynayan Sadr’ın desteklediği siyasi blok, 325 kişilik parlamentoda 39 koltuk kazandı ve grup Başbakan Nuri El Maliki’yi destekleme kararı aldı. Bunun karşılığında hükümette yer alma hakkı verilen Şii grup, kabinede yedi bakanlıkla temsil edilecek.

Türkiye, Irak’ta ‘yumuşak gücü’yle var

Taraf – 06.01.2011

Türkiye’nin Osmanlı dönemine döndüğünü yazan New York Times, Irak’ta artan nüfuzunun ise ‘yumuşak güç’ten kaynaklandığını söyledi

New York Times gazetesi, Türkiye’nin Irak’ta artan nüfuzunun değerlendirildiği bir makale yayımladı. Anthony Şadid imzalı yazıda, Türkiye’nin Osmanlı günlerindeki gücüne döndüğü belirtilirken, İbrahim Tatlıses’in Kuzey Irak’ta oynadığı konut reklamlarından, Türkiye’deki bir dinî hareketin bölgede kurduğu okullardan, Türk dizilerinin gördüğü ilgiden ve Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yürüttüğü ticari faaliyetlerden söz edildi.

Yazıda, Irak’ı işgal eden ABD’nin aksine, Türkiye’nin ülkede, ekonomik ve sosyal gücü ifade eden ‘yumuşak güç’le (soft power) daha kalıcı şekilde var olduğu da ifade ediliyor. Makalenin yazarı, Türkiye’nin Basra Başkonsolosu Ali Rıza Özcoşkun’un “Burada çok iyi karşılanıyoruz, işin sırrı da bu” sözlerini aktarıyor.

Türkiye’nin özellikle bölgedeki ekonomik entegrasyona kendini adadığını yazan Şadid, Türkiye-Irak sınırındaki 26 kontrol noktasından her gün bin 500 TIR geçtiğini anlatıyor. Müteahhit Rüştü Said bile reklam yüzü olarak Angelina Jolie ile irtibata geçmeyi düşünmüş ama en son İbrahim Tatlıses’te karar kılmış.

Saddam heykelinin yıkılışı kurmaca mı?

CNNTÜRK – 05.01.2011

Irak”ın eski lideri Saddam Hüseyin”in devrilmesinden bahsederken akıllara en çok gelen görüntü, Firdevs meydanındaki Saddam Hüseyin heykelinin devrilmesi oldu. Dünya, yıllarca Amerika”yı “yansıtılmak istenen görüntünün yaratılması”ndan sorumlu tuttu. Yıllar sonra, “heykel operasyonu”nun ayrıntıları bizzat o günü yaşayanların ağzından ortaya çıktı.

Saddam Hüseyin”in Bağdat”ın Firdevs meydanındaki heykelinin devrilme görüntüsünün arka planında yaşananları, o gün orada olan muhabir Peter Maass New Yorker dergisine yazdı.

Maass”e göre, o an ne tam anlamıyla rastlantısal gelişti ne de tamamen kurmaca.

O telefon…

“Heykel operasyonu”na imza atan Amerikan askeri birliğinin, o gün Bağdat”ta kentin içine girmeye niyeti yoktu.

Ta ki gazetecilerine kaldığı Filistin otelindeki bir muhabirden birliğe edilen telefona kadar. O muhabir “Kentin bu bölgesindeki hiç direniş kalmadı” diyordu.

Amerikan birliği yola çıktı, normalde çatışmalarla geçilen alandan rahat geçti; gazetecilerin bulunduğu o otele doğru yol aldı.

Günün zirve noktası, Amerikan tanklarının Firdevs meydanına olaysız girişi olur sanılıyordu, ama o meydanda bir sürpriz ile karşılaşınca da fırsatı kaçırmadılar.

Raslantısal toplandılar ve yardım istediler…

Yaşayanların anlattıklarına göre, meydandaki Iraklı siviller orada rastlantısal olarak toplandılar ve heykeli indirmek için Amerikan askerlerinden yardım istediler.

Amerikan birliği de, sanki tesadüfen bir balyoz ve bir ip düşmüş gibi yapmakta sakınca görmedi.

Iraklılar canhıraş halde Saddam”ı devirmeye çalışırken, Amerikalılar fiziken o resimde yoktu.

İlk heyecanın üzerinden bir saat geçti, Saddam sapasağlam yerinde durunca Iraklılar işlerine bakmaya karar verdi.

Amerikan müdahalesi…

Tam da bu anda Amerikan müdahalesi geldi. Bir Amerikan vinci meydanda belirdi. Saddam”ın boynuna atılan ip o vinçle çekildi. O görüntü, Amerika tarafı için “gururun sembolü”, eleştirel bakanlar için “zorla yaratılmış bir yalan” olarak kaldı. Ama hangi taraftan olursa olsun herkes, o anları Irak savaşının tarihinde ironinin resmi olarak hatırlıyor. Çünkü savaşın en kanlı günleri, aslında Saddam”ın sembolik olarak devrildiği o andan sonra yaşandı.

Afganistan – Pakistan

NATO Afganistan’da Kışa Rağmen Operasyonlarını Sürdürecek

Voanews –  04.01.2011

NATO, Afganistan’da ağırlaşan kış şartlarına rağmen militanlara karşı mücadelenin aynı hızla devam edeceğini açıkladı.

Bölgedeki NATO kuvvetlerinin sözcüsü Alman general Josef Blotz, askerlerin kış aylarında da militanlarla mücadeleyi sürdüreceğini bildirdi. Afganistan gibi zorlu arazi şartlarına sahip ülkelerde, genellikle soğuk hava koşulları çatışmaların azalmasına yol açıyor.

Bununla birlikte General Blotz, Afganistan’da şiddet olaylarında azalma beklediklerini, nedenininse militanlar üzerindeki baskıyı arttırmaları olduğunu söyledi.

Josef Blotz ayrıca askerlerin çekilme işlemlerinin planlandığı gibi gerçekleşeceğini kaydetti. Blotz, operasyonlar devam etse de, 2011’de NATO askerlerinin çekilmesine başlanacağını, bazı güvenlik sorumluluklarının Afgan güçlerine devredileceğini belirtti.

Bu arada, batıdaki Herat ilinde girişilen bombalı saldırı en az bir sivilin ölümüne, beşinin de yaralanmasına yol açtı. Yaralananlardan birinin polis olduğu açıklandı. Saldırının sorumluluğunu Taleban üstlendi.

Afganistan”a 1400 daha gönderilecek

HaberTürk – 06.01.2011

Wall Street Journal gazetesi, ABD”nin bahar ayları öncesinde takviye olarak Afganistan”a 1400 deniz piyadesi göndermeyi planladığını yazdı.

Wall Street Journal yetkililere dayandırarak verdiği haberinde, taburun, en erken bu ay ortalarında bölgeye ulaşmaya başlayabileceğini kaydetti. Haberde, “”Birlikler genellikle ABD”nin son birkaç ayda askerlerini yoğunlaştırdığı ülkenin güneyinde, Kandahar çevresinde konuşlandırılacak”” denildi.

ABD”nin Afganistan”da yaklaşık 100 bin askeri bulunuyor. 2008 yılından bu yana operasyonların artırılmasına rağmen bu dönemin, Taliban militanlarının en güçlü oldukları dönem olduğu ifade ediliyor. Geçen yıl ülkede 700″den fazla yabancı asker ölürken, sivil kayıpların da rekor seviyede olduğu belirtilmişti.

ABD Başkanı Barack Obama, geçen ay yaptığı açıklamada, Amerikan askerlerinin temmuzda çekilmesi ve güvenliğin Afgan birliklerine 2014″de devredilmesi için yeterli ilerleme sağlandığını kaydetmişti.

Afganistan”a yeni askerler gönderiliyor

07.01.2011

Hollanda kabinesinin, asker ve polisin eğitimi için Afganistan”a yeni askeri misyon göndermeyi değerlendirdiği bildirildi.

Başbakan Mark Rutte”nin yeni misyonla ilgili planın ayrıntılarını açıklamadığı, ancak Hollanda medyasında çıkan haberlerde, Rutte”nin AB ve NATO”nun Afgan asker ve polisinin eğitimine yardımcı olmak için Afganistan”ın kuzeyine 350 eğitimci göndermek istediği belirtildi.

Hükümet yetkilileri, konunun bugünkü kabine toplantısında görüşüldüğünü, yeni misyon için parlamentonun onayının gerektiğini kaydetti.

Bir önceki Hollanda hükümeti, Afganistan”daki askerlerin görev süresinin uzatılması planları yüzünden geçen yıl yıkılmıştı.

Amerikalı askerler askeri mahkemede

Star – 8.01.2011

Amerikalı bir asker Afganistan”da sivilleri öldürdüğü iddiasıyla askeri mahkemeye sevk edildi.

Üst Çavuş Calvin Gibbs adlı 25 yaşındaki asker, aralarında 3 silahsız Afgan sivili öldürmek, öldürdükleri kişilerin vücutlarından savaş hatırası olarak çeşitli parçalar almak ve üstlerine kendi biriminde esrar kullanıldığını ihbar eden bir itirafçıyı dövmenin de bulunduğu bir dizi suçtan yargılanacak.

Gibbs de dahil olmak Stryker Taburundan 5 askerin cinayet suçundan yargılanacağı davada, toplam 12 asker hakkında savaş suçları işledikleri gerekçesiyle suçlamada bulunuluyor.

Suçlu bulunması halinde en fazla şartlı tahliye hakkı verilmeden ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilecek olan Gibbs hakkındaki yargılama emri, Lewis-McChord Ortak Üssü komuta subayı Tümgeneral Curtis Scaparroti tarafından imzalandı. Mahkeme tarihi ise henüz belirlenmedi.

Mahkeme kayıtlarına göre Gibbs, Ocak 2010″da La Muhammed Kaley köyünde, Şubat 2010″da Hari Kleyl köyünde, Mayıs 2010″da Kualadey köyünde aralarında bir din adamının da bulunduğu 3 silahsız Afgan sivili önceden planlayarak öldürmek, ayrıca tıbbi makasla kesilmiş, ölen kişilere ait parmakları saklamak ve kendi müfrezesindeki askerlere gözdağı vermek amacıyla teşhir etmekle suçlanıyor.

Gibbs, aralarında, ölen kişilere ait dişler, parmaklar ve ayak kemiklerinin de bulunduğu vücut parçalarını savaş hatırası olarak saklamanın da bulunduğu, 12 kadar ayrı suç işlediği casino online iddiasıyla yargılanacak.

Stryker Taburundaki askerler hakkında açılan davada, askerlerin, kendilerini ölen Afganlarla gösteren, Irak”ta 2004 yılında Ebu Gureyb hapishanesinde çekilen aşağılayıcı fotoğrafları çağrıştıran, 4000 bin kadar fotoğrafın da bulunduğu bildirildi. Ancak fotoğrafların basın tarafından kamuoyuna sunulmasına izin verilmedi.

Yetkililer, ABD askerleri hakkında dava açılması kararının, 5. Stryker Taburundaki askerlerin esrar kullandıkları iddiası üzerine yapılan soruşturmanın derinleştirilmesi sonucu verildiğini belirtti.

Türkiye

BDP’den çağrı: 13 Ocak’ta Diyarbakır’a!

Marksist.org – 07.01.2011

Barış ve Demokrasi Partisi yazılı bir açıklama yaparak demokrasi ve özgürlükten yana olan herkesi 13 Ocak”ta Diyarbakır”da görülecek KCK davasında yargılanan Kürt siyasetçilerle dayanışmaya çağırdı. Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasi davalarından biri olan KCK davasında ezilen bir ulusun geleceği yargılanıyor.

“Bu davanın hedefi hiç kuşkusuz Kürtler adına siyaset yapan sivil siyasetçiler, sivil toplum kuruluşlarıdır” diyen BDP”de Diyarbakır”daki KCK davasının yanı sıra Şırnak KCK davası, Batman”da yakalananların yargılandığı 2 tane KCK davası, Mardin KCK davası, Van KCK davası, Adana”da yakalananların yargılandığı iki tane KCK davası, Mersin KCK davası, Antep KCK davası, İzmir”de yargılaması yapılan Aydın KCK davalarının açıldığını vurguladı.

BDP açıklamasında KCK davaları hakkında şunlar söylendi:

“Bu davada yargılananların önemli bir kesimi 1980 ve 90″lı yıllarda ağırlıklı olarak “PKK”li olmak” ve “PKK ile ilişkide bulunmaktan” dolayı tutuklanmış, 24–20–15 veya 10 yıl gibi uzun süreler cezaevlerinde kalmışlardır. 2000 yılları başı itibariyle gerçekleşen tahliyelerden sonra toplumsal, sosyal, kültürel, akademik, siyasal çalışma ve etkinlikler içinde yer almışlardır. Demokratik Özgür Kadın Hareketi”nin (DÖKH), yasal ve meşru çalışmalarında yer almış, kadına yönelik ayrımcı uygulama ve davranışların ortadan kaldırılması için çaba harcayan kadınlardır. Demokratik Toplum Kongresi”nin Kurucuları, eş başkanı, divanı, eski milletvekilleri, yönetici ve çalışanları, bu davada yargılananların önemli bir kesimini oluşturmaktadır. Kapatılan DTP eş başkan yardımcıları, MYK ve PM üyeleri, Genel Merkez saymanları, seçim komisyonları, merkezi Komisyon çalışanları ile il-ilçe başkanları-yöneticileri ve üyeleri de yargılananların ciddi bir sayısını oluşturmaktadır. Demokratik özgür belediyecilik modelinin yaşama geçirilmesinde önemli rol oynayan Yerel Yönetimler Komisyonunun üyeleridir. Halkın ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş DTP ve BDP”li eski ve yeni belediye başkanları, seçilmiş İl Genel Meclis Başkanları ve üyeleridir. Belediye Meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları, belediye bürokrasinin farklı kademesindeki daire başkanları ve belediye çalışanlarıdır. İHD Başkanı, yönetici ve üyeleri, avukatlar, akademisyenler, sivil toplum örgütlerinin başkan, yönetici ve üyeleri, skendikaların üye ve çalışanlarıdır. Yerel TV yöneticisi ve gazete çalışanları, yerel, kültürel ve çevreci dernek yönetici ve çalışanları, mahalle, belde, ilçe ve il meclis üyeleri ve çalışanlarıdır.”

BDP çağrısında şu tespitler yer aldı:

“Ülkenin demokratikleşmesi, Kürt sorununun çözümü, yargının adalet eksenli faaliyet yürütmesi, hükümetin veya hükümet temsilcilerinin vicdanına bırakılamayacak kadar önemlidir. Bu konuda herkesin yapabilecekleri vardır. Ülke geleceğinin karartılmaması için kamuoyunun soruna duyarlı olması elzemdir. Bu nedenle, sizleri de hukuksuzluğa tanıklık yapmak ve barışçıl yöntemlerin geliştirilmesinde katkıda bulunmak üzere yanımızda görmek istiyoruz.”

54 Türk firmasına nükleer takip

Taraf – 08.01.2011

ABD’nin, İran’ın nükleer programında kullanması muhtemel malzemeleri üreten 54 Türk firmasını yakın takibe aldığı ve Türk hükümetinin de ABD’nin isteği üzerine bu firmaların İran’a satış yapmalarına izin vermediği ortaya çıktı.

ABD’nin, İran’ın nükleer programında kullanması muhtemel malzemeleri üreten 54 Türk firmasını yakın takibe aldığı ve Türk hükümetinin de ABD’nin isteği üzerine bu firmaların İran’a satış yapmalarına izin vermediği ortaya çıktı. Söz konusu firmalardan, Bursa’da faaliyet gösteren Durmazlar, Baykal ve Ermaksan’ın ABD tarafından izlendiği daha önce WikiLeaks belgelerinde ortaya çıkmıştı.

Bakan listeyi doğruladı

Konuyu haberleştiren Todays Zaman’ın görüşüne başvurduğu Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, “İran’ın nükleer programı için gerekli yan ürünleri bu ülkeye satmıyoruz. Türkiye, Birleşmiş Milletler’in ambargo kararının gereklerini bugüne kadar yerine getirdi. İran’a hangi ürünlerin satılamayacağına dair bir liste mevcut. Bu ürünlerin birçoğu nükleer bir programda kullanılabilecek nitelikteki ürünler. Örneğin alüminyum, çift kullanımlı ürünler, 5 aşamalı CNS tezgâhları vs. Hangi ürünlerin satılamayacağına dair liste Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın elinde” diye konuştu. Gazetenin elde ettiği bilgilere göre, ABD, 2007 yılında İran’a satılmasını istemediği ürünlerle ilgili bir listeyi Türkiye’ye göndermiş. Listede yer alan ürünlerin birçoğu füze üretimi ve nükleer programlarda kullanılabilecek ürünler. Aynı şekilde, WikiLeaks belgelerinde ortaya çıkan Bursalı üç firmanın ürettiği ürünlerin çoğu da nükleer programda kullanılabiliyor. Saç işleme makineleri üreten dünyaca ünlü Ermaksan firması, uçak firması Boeing’e bile makine satıyor. Baykal firması, 11 Eylül saldırısında yıkılan Dünya Ticaret Merkezi’nin yerine yapılan Özgürlük Kulesi’nin çelik konstrüksiyonunu yaptı. Havayolu, tersane ve elektronik sanayide kullanılacak ürünler üreten Durmazlar firması ise Kanada’daki Chalk River Nükleer Tesisleri’ni yaptı. Firmanın aynı zamanda İran’ın Hürmüz Boğazı’nda da faaliyetleri oldu.

16’sı İstanbul’dan, ikisi Ankara’dan

ABD yönetiminin, takibe aldığı 54 Türk firmasının ikisinin Ankara’da, 16’sının İstanbul’da olduğu ifade ediliyor. Kocaeli, İzmir ve Gaziantep’ten bazı firmaların da listede yer aldığı belirtiliyor. Habere göre adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir dış ticaret yetkilisi, ABD’nin yakın takibe aldığı firmalar arasında ısıtıcı ve soğutucu üreten firmaların, çelik sac ve boru, alüminyum alaşımlı ürünler, kompresör, mıknatıs, özel kapama ve kontrol vanaları üreten şirketlerin de yer aldığını söylüyor.

“İstanbul”daki müzakereleri sabırsızlıkla bekliyoruz”

Cumhuriyet – 08.01.2011

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, İran ile BM Güvenlik Konseyi”nin 5 daimi üyesi ve Almanya (5 1) arasında İstanbul”da yapılacak müzakereleri “sabırsızlıkla beklediklerini” belirterek, “anlamlı bir müzakere sürecinin belirdiğini görmek istediklerini” söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, günlük basın toplantısında, AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton”ın, bugün, müzakerelerin bir sonraki turunun bu ay içinde İstanbul”da yapılacağını doğruladığını not ettiklerini bildirerek, “Müzakerelerin bir sonraki turunu sabırsızlıkla bekliyoruz. Anlamlı bir müzakere sürecinin belirdiğini görmek istiyoruz” dedi.

Crowley, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz ve ortaklarımız, uluslararası toplumun İran”ın nükleer programıyla ilgili kaygılarına çözüm bulunması yolunda pragmatik çabalar göstermeye kendimizi adadık, ancak İran”ı uluslararası yükümlülüklerine karşı sorumlu tutmaya da aynı oranda kendimizi adamış durumdayız ve İran”ın, somut adımlar yoluyla uluslararası kaygıları gidermeye hazır olduğunu göstermesine kadar buna odaklanmaya devam edeceğiz.”

Sudan”da çatışma! Ölü sayısı artıyor

Star – 10.01.2011

Sudan”ın kuzey-güney sınırında çıkan çatışmalarda 23 kişinin öldüğü bildirildi.

Tartışmalı Abyei bölgesindeki yönetimin sözcüsü Charles Abyei, hükümet yanlısı milislerin desteklediği Misseriya kabilesinden çok sayıda kişinin, sınırdaki Maker köyüne cuma günü saldırı başlattığını, ilk gün 1, ikinci gün 9, dün de 13 kişinin öldüğünü belirtti.

Abyei, ölenlerin hepsinin köylü olduğunu söyledi.

Abyei”deki Dinka Ngok kabilesinin güneyle bağlantısı bulunan önde gelen isimleriyse, Hartum hükümetini bölgedeki çatışmalardan sorumlu tutulan Arap Misseriya milislerini silahlandırmakla suçladı.

Ancak Kuzey”in ordu sözcüsü çatışmalarla ilgileri bulunmadığını söylerken, Misseriya lideri Muhtar Babo Nimr, dün ölenlerin kendi adamları olduğunu ifade ederek, güneyi çatışmaları başlatmakla itham etti.

Bir BM kaynağı da Misseriya savaşçılarının, BM barışgücü ve uluslararası yardım örgütlerinin merkezlerinin bulunduğu Abyei kentinin 25 kilometre kuzeyindeki Golih Langar”da bugün yeniden toparlandığı yolunda bilgiler olduğunu belirtti.

Güney”de bağımsızlık referandumu yapılırken, kuzey ile güney arasında yer alan, petrol kaynaklarınca zengin Abyei bölgesinde de halkın kuzeyle mi yoksa güneyle mi birleşmek istediğinin sorulacağı bir referandum düzenlenmesi planlanıyordu ancak Abyei referandumu dün yapılamadı.

Kıptî kiliselerinde Noel gerginliği

Taraf – 07.01.2011

Mısır’ın İskenderiye kentinde yeni yılın ilk günü bir kiliseye yönelik bombalı saldırıda 23 kişinin ölmesinin ardından Kıptî Hıristiyanlar, Noel kutlamalarını yoğun güvenlik önlemleri altında yapıyor.

Mısır’ın İskenderiye kentinde yeni yılın ilk günü bir kiliseye yönelik bombalı saldırıda 23 kişinin ölmesinin ardından Kıptî Hıristiyanlar, Noel kutlamalarını yoğun güvenlik önlemleri altında yapıyor. Ortodoks dünyası Noel’i kutlamaya hazırlanırken, Mısır’ın yanı sıra Avrupa’da da hedef gösterilen kiliseler kordon altına alındı. Fransa’daki Müslüman cemaatin liderleri ise, Noel ayini düzenlenen kiliselere, dayanışma amacıyla temsilcilerini göndereceklerini açıkladı.

Öte yandan geçen hafta İskenderiye’deki saldırıyı düzenleyen bombacının, intihar saldırısı tasarlamamış olabileceği belirtildi. El Ahram gazetesi, olay yerinden toplanan kanıtların, bombacının patlayıcı düzeneğini zamanından erken patlattığını ya da kendini öldürme niyetinde olmadığını akla getirdiğini yazdı. Yetkililer de, saldırının El Kaide’nin tarzı olduğunu savunuyor. Mısır’da Müslüman Kardeşler’e yönelik artan baskının, ülkede El Kaide örgütlenmesini güçlendirdiği belirtiliyor.

ABD savunma bütçesinde büyük kesintiye gidiliyor

BBC Türkçe- 10.01.2011

Beyaz Saray”dan yapılan açıklamada savunma bütçesinden önümüzdeki beş yılda seksen milyar dolara yakın kesinti planlandığı belirtildi. Savunma Bakanı Gates, Irak ve Afganistan savaşlarının bütçesinde kesinti yapılmayacağını söyledi.

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, önümüzdeki beş yıl içinde ülkenin savunma bütçesinde 78 milyar dolarlık kesinti planlandığını açıkladı. Bu kesinti, bakanlık içinde daha önce açıklanmış olan 100 milyar dolarlık tasarrufa ek olarak getiriliyor.

Planlanan kesinti, 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yanaki en büyük tasarruf olacak. Savunma Bakanı Robert Gates söz konusu kesintilerin, ülkenin sıkıntılı mali durumunu iyileştirmeyi hedeflediğini belirtti.

Gates, kesintilerin bir diğer amacının da, Pentagon”un sınırsız kaynakları olduğu şeklindeki inanışı değiştirmek olduğunu belirtti. Asker sayısında yüzde 6″lık bir azaltmaya gidilecek olmasına ve 14 milyar dolarlık amfibik taşıtlar gibi bazı pahalı yatırımlardan vazgeçilecek olmasına rağmen, halen 1 trilyon dolara mal olan ve her geçen gün maliyeti artan Irak ve Afganistan savaşlarına ayrılan fonların kesilmeyeceği kaydedildi. ABD yönetiminin bütçesinde en büyük paya sahip olan savunbma bakanlığının geçen yılki bütçesi 700 milyar dolardan fazlaydı.

Üst kadrolarda tasarruf

Yaklaşık 178 milyar doları bulacak savunma kesintileri, idari harcamalarda ve örgütlenme alanında alınacak tasarruf önlemleriyle ve personel maliyetinin düşürülmesiyle sağlanacak.

Pentagon, “bürokratik yapıda sıkı bir temizliğe girişileceğini” belirtiyor. Amerikan savunma bakanlığının 2012 bütçesinin yüzde 3″lük bir büyümeyle 553 milyar dolar olması bekleniyor. Daha sonra bu büyümenin yavaşlaması ve 2015 ile 2016 yıllarında aynı düzeyde seyretmesi hedefleniyor. Savunma Bakanı Gates, tasarrufların çoğunun, 100″ü aşkın yüksek rütbeli subay ve general ile yine savunma bakanlığında görevli 200″ü aşkın sivilin işine son verlmesiyle sağlanacağını bildirdi.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Bülteni,  10 Ocak 2011

İletişim: www.kureselbak.org, kureselbak@gmail.com; 00905362196341

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.