29 Mart – 4 Nisan 2011 – Küresel Bak Bülteni

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Fildişi Sahili’nde Fransız müdahalesi / Zaman – 04.04.2011

Fransız askerler, Fildişi Sahili’nde devlet başkanlığı seçimini kazandığı halde, Devlet Başkanı Laurent Gbagbo’nun makamını terk etmemesi nedeniyle görevine başlayamayan Alassane Ouattara’ye destek için Abidjan Havaalanı’nı ele geçirdi. Başkent Yamoussoukroa’da başkanlık sarayını kuşatan Ouattara yanlıları son bir darbeye hazırlanırken, iktidar yanlıları ise, “Herkes başkanlık sarayının etrafında toplansın. İsyancıları avlamak ve Başkan Gbagbo’nun konutunun etrafında canlı kalkan olmak için dışarı çıkın.” çağrısı üzerine Gbagbo taraftarları başkanlık sarayı etrafında toplandı. Abidjan’da BM barış gücü askerî konvoyuna saldıran 5 Gbagbo yanlısı asker hayatını kaybetti.Güney Afrika elçiliği civarında devriye gezen BM barış gücü yetkilileri, o sırada yoldan geçen barış gücü konvoyuna saldırı düzenleyen Gbagbo yanlısı askerlere karşılık verildiğini ve 5 askerin öldüğünü ifade etti. Ouattara güçlerinin kontrolüne geçen Duekoue şehrinde yaklaşık bin kişinin öldüğü ya da kaybolduğu bildirildi. Önceki akşam Abidjan şehrinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı da pazartesi gününe kadar uzatıldı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Fildişi Kıyısı’nda tartışmalı bir şekilde devlet başkanlığı görevini sürdüren Laurent Gbagbo’nun “derhal çekilmesi” yönündeki talebini yineledi. ABD Dışişleri Bakanı Clinton, ülkede durumun kötüye gitmesinden “büyük endişe” duyduklarını belirtirken Gbagbo’nun görevde kalmasının ülkeyi “anarşiye” sürüklediğini kaydetti. Fildişi Sahili’nde geçen yıl kasım ayında yapılan seçimlerin ülkeyi bir araya getirmesi bekleniyordu. Ancak Bağımsız Seçim Komisyonu’nun açıkladığı sonuçları kabul etmeyen Cumhurbaşkanı Laurent Gbagbo görevi teslim etmeyi reddedince, ülkede siyasi krize sebep olmuştu.

Libya operasyonları İzmir’de protesto edildi

Zaman – 29.03.2011

Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) İzmir Koordinasyon Kurulu ile destek veren bazı parti, sendika ve sivil toplum kuruluşları, Libya’ya yönelik operasyonu ve İzmir’deki NATO üssünün komuta merkezi olarak kullanılmasını protesto amacıyla yürüyüş yaptı.

Konak Meydanı’ndaki eski Sümerbank Binası önünde toplanan TMMOB üyeleri ile destek veren ÖDP, KESK, DİSK ve bazı sivil toplum kuruluşlarının üyeleri, ”NATO üsleri kapatılsın, İzmir savaşın değil barışın merkezi olsun” yazılı pankart ve Libya’ya yönelik operasyonu eleştiren dövizler açtı. ”Silahlar sussun, üsler kapatılsın”, ”Kahrolsun ABD emperyalizmi”, ”Libya halkı yalnız değildir” şeklinde slogan atan grup, İzmir Büyükşehir Belediye Sarayı önüne yürüdü.

Grup adına açıklama yapan TMMOB İzmir Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferdan Çiftçi, Libya halkının Kaddafi’nin ağır yönetimine karşı sokak eylemleri başlattığını, ABD ve Fransa’nın başı çektiği bazı ülkelerin bunu fırsat bilerek, Libya’ya bomba yağdırdığını savundu.

Çİftçi, şunları söyledi:

”Kurtarma adı altında başlatılan operasyonda yüzlerce kişi öldü. Aynı sahneyi, daha önce Afganistan ve Irak’ta da gördük. Amacın enerji kaynaklarını kontrol altına almak olduğunu izledik. Türkiye de bu operasyona yeşil ışık yaktı, İzmir’in saldırı üssü olarak kullanılmasına izin verdi. Buca’daki eski Kızılçullu Köy Enstitüsü alanında kurulu bulanan NATO üssü başta olmak üzere, Türkiye’deki tüm NATO üsleri kapatılmalı. İzmir’in barış ve hoşgörünün kenti olarak kalmalı.”

Açıklamanın ardından bir süre daha slogan atan grup daha sonra dağıldı.

Eylem nedeniyle, Çevik Kuvvet ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemi aldı.

ABD’li seçmenler Libya’ya müdahaleye karşı

HaberTürk – 30.03.2011

ABD’de yapılan bir araştırma, seçmenlerin yarısına yakınının ülkelerinin Libya’ya müdahalesine karşı olduğunu ortaya koydu

Quinnipiac Üniversitesinin araştırmasında, seçmenlerin yüzde 47’sinin ABD’nin Libya’ya müdahalesine karşı olduğu, yüzde 41’inin de bunu onayladığı görülüyor.

Libya’nın hava savunma sistemlerine uzun menzilli füzelerle saldırılmasına yüzde 53’lük bir kesimin onay verdiğini, katılımcıların yüzde 33’ünün de buna karşı çıktığını ortaya koyan araştırmaya göre, ABD’nin Albay Muammer Kaddafi’yi ”zorla” devirmemesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 48, bunun aksini düşünenlerin oranı ise yüzde 41.

Ayrıca seçmenlerin yüzde 58’inin ABD Başkanı Barack Obama’nın konuşmasında ABD’nin Libya’daki hedeflerini yeterince iyi açıklamadığını düşündüğünü gösteren araştırma, seçmenlerin yüzde 50’sinin Obama’nın yeniden seçilmeyi hak etmediği fikrinde olduğunu ortaya koyuyor.

Irak’taki hataya düşmemeliyiz

Taraf – 30.03.2011

Libya’ya yönelik hava harekâtının başlamasından dokuz gün sonra ilk kez başkent Washington’daki Ulusal Savunma Üniversitesi’nde açıklama yapan ABD Başkanı Barack Obama, Libyalılara yönelik katliamı durdurmak ve Libya lideri Kaddafi’nin halkına baskısına engel olmak amacıyla operasyona katılma kararı aldıklarını söyledi.

Libya’ya yönelik hava harekâtının başlamasından dokuz gün sonra ilk kez başkent Washington’daki Ulusal Savunma Üniversitesi’nde açıklama yapan ABD Başkanı Barack Obama, Libyalılara yönelik katliamı durdurmak ve Libya lideri Kaddafi’nin halkına baskısına engel olmak amacıyla operasyona katılma kararı aldıklarını söyledi. Libya’da rejim değişikliği amacıyla askerî operasyonun genişletilmesinin bir hata olacağını belirten Obama, “Irak’ta rejim değişikliği sekiz yıl sürdü, binlerce Amerikan askerinin ve Iraklı sivilin hayatına ve ABD’ye yaklaşık bir trilyon dolara mal oldu. Bu, Libya’da tekrar altına girebileceğimiz bir şey değil” dedi. Obama, “Irak’ta yapılan hatalara düşmemek için BM kararının dışına çıkmayacaklarını ve Libya’ya kara gücü yollamayacaklarını” söyledi.

‘Müdahale kaçınılmazdı’

ABD’nin, hava operasyonuna kendilerine danışmadan katılmasını eleştiren Kongre üyelerini yatıştırmayı hedefleyen Obama, ABD’nin “çıkarları ve savunduğu değerler” tehlikeye girdiği zaman müdahalenin kaçınılmaz olduğunu söyleyerek, “Tabii ki, her baskı rejimine karşı orduyu kullanamayız” ifadelerini kullandı.

ABD komutayı devrediyor

ABD’nin Libya’da tek başına hareket etmediğini, “güçlü ve büyüyen bir koalisyonun” da kendilerine katıldığını belirten Obama, “Buna, yıllardır bizim tarafımızda savaşan ve yakın müttefiklerimiz olan Britanya, Fransa, Kanada, Danimarka, Norveç, İtalya, İspanya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkeler de dahil” dedi. Obama NATO’nun bugün Libya’ya yönelik askeri operasyonun komutasını devralacağını da duyurdu. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Susan Rice da, Libya’da muhalifleri silahlandırma seçeneğinin göz önünde bulundurulduğunu söyledi.

NATO, şimdiden Libya’yı Afganistan’a çevirdi

Dünya Bülteni – 02.04 2011

NATO, Afganistan’da şu ana kadar izlediği ‘sivilleri öldürme’ taktiğinin aynısını şimdiden Libya’da uygulamaya başladı. Dün gece 13 sivili yanlışlıkla (!) öldürdü

NATO, Afganistan işgalin başladığı günden yaptığını Libya’da da uygulamaya koydu. Afganistan’da hemen hemen hergün NATO güçleri tarafından siviller öldürülüyor. Öldürme olaylarından sonra da hep aynı açıklama yapılıyor. “Yanlışlıkla öldürdük”. NATO bu yöntemle Afganistan’da şu ana kadar binlerce masum Afgan kadın ve çocuğu öldürdü.

Libya’da Kaddafi’ye karşı başlatılan isyandan sonra ülkeye yapılan müdahale ve ardından  NATO’nun gelmesiyle birlikte Afganistan’daki durum şimdiden burada kendini göstermeye başladı.

Libya’nın doğusunda NATO’nun dün geceki bir hava bombardımanında yanlışlıkla 9 muhalifle 4 sivilin öldürüldüğü bildirildi.

Ecdebiye kentinde, muhaliflerle ilişkilerden sorumlu bir siyasi yetkili, Brega’da petrol tesisi yakınlarında dün gece NATO’nun hava bombardımanı düzenlediğini ve bombardımanda yanlışlıkla 9 muhalifle 4 sivilin öldüğünü belirtti.

İsa Hamis, AFP’ye yaptığı açıklamada, bir muhalifin sevinç gösterisi olarak havaya ateş açtığını, bir koalisyon uçağının da biri ambulans 5-6 araçlık konvoya ateş ettiğini anlattı.

Ölenlerin 9’unun muhalif, diğerlerinin de ambulansta bulunan biri sürücü 3 tıp öğrencisi olduğu belirtiliyor.

Libya’da çatışmalar yeniden şiddetlendi

Hürriyet – 04.04.2011

Libya’da Kaddafi’ye bağlı birliklerle isyancılar doğudaki petrol kenti Brega’nın denetimi için savaşıyor.

Libya’da Devlet Başkanı Muammer Kaddafi’ye bağlı birliklerle, isyancılar arasında doğudaki petrol kenti Brega’nın denetimi için şiddetli çarpışmalar yaşanıyor.

AFP ajansına göre, isyancılar, kentin eteklerindeki üniversite binasının denetimini ele geçirdi.

Haftalardır Kaddafi birliklerinin kuşatması altında olan ülkenin üçüncü büyük kenti Misrata da dün gece topçu saldırısına hedef oldu.

Brega ile Ecdebiye arasındaki bir noktada, Cuma günü koalisyon uçaklarının yanlışlık sonucu isyancıları hedef aldığı saldırısında 13 kişi ölmüştü.

İsyancıların liderleri, saldırıyı, muhalif güçlerin disiplinsizlik sonucu havaya ateş açmasının tetiklemiş olabileceğini söyledi.

İsyancılar, birliklerin profesyonel hale getirilmesi için daha fazla çaba harcanacağını belirtti.

Bu çervede, çatışma bölgelerinde barikatlar oluşturulduğu ve sadece eğitimi olan askerlere çarpışmalara katılma izni verildiği kaydediliyor.Askeri ve siyasi açmaz

Başkent Trablus’un 800 kilometre kadar doğusundaki Brega’da daha önce kenti terk etmeye zorlanan Kaddafi birliklerinin birkaç gün önce karşı saldırıya geçmesiyle başlayan çarpışmalar şiddetlendi.

İsyancılar, Cumartesi günü kenti ele geçirdiklerini açıkladı. Fakat Kaddafi’ye bağlı keskin nişancıların kentte saldırılarına devam ettiği ve bazılarının kent dışındaki üniversitede saklandıkları belirtiliyordu.

Bu sabah isyancıların hücuma geçerek kampusu ele geçirdikleri haber veriliyor.

İsyancıların elindeki Misrata’da ise Kaddafi’ye bağlı güçlerin bir binaya topçu saldırısı düzenlemesi sonucu en az bir kişinin öldüğü birkaç kişinin de yaralandığı bildirildi.

El Arabiya televizyonu, Trablus’un güneybatısındaki dağlık Yafran kasabasının da topçu saldırısına hedef olduğunu duyurdu.

İsyancıların elindeki Bingazi kentinde bulunan BBC muhabiri John Leyne, kimsenin, altı-buçuk hafta önce başlayan isyanda askeri ve siyasi açmazın nasıl sonuçlanacağını kestiremediğini söylüyor.

Filistin – İsrail

Filistinli gruplara uzlaşma çağrısı

AA- 30.03.2011

Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Filistinli gruplara “Uzlaşma” çağrısında bulunarak, Arap Birliği’nin, Filistinli grupları uzlaşma çabalarına yönlendirmek amacı ile görüşmelere ev sahipliği yapma arzusunda olduğunu söyledi.

Mısır’ın resmi Nil televizyonun haberine göre, Hamas liderlerinden Filistin eski Dışişleri Bakanı Mahmut Zahar’ın Arap Birliği’ni ziyareti sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Musa, Arap Birliği’nin Fetih ile Hamas arasında uzlaşma sağlanabilmesi için gerekli desteği vereceğini kaydetti. Musa, uzlaşmanın önünde herhangi bir engel olmadığını belirtti.

Fetih Hareketi ile uzlaşma çalışmalarına ilişkin Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile değerlendirmelerde bulunduklarını bildiren Mahmut Zahar ise Hamas ile Fetih uzlaşma süreci ile ilgili bir toplantı daha yapılacağını ifade etti.

Zahar, Mısır’ın, geçmişte uzlaşma görüşmelerine ev sahipliği yaptığını, ancak bu görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine artık Hamas ile Fetih arasındaki görüşmelere aracılık yapmaya sıcak bakmadığını savundu.

Hamas ile Fetih arasında 2007 yılında başlayan çatışmalar sonucunda, Hamas Gazze şeridinde kontrolü ele geçirmiş ve örgütün Fetih ile ilişkileri bu tarihten itibaren kesintiye uğramıştı. Bazı Arap ülkelerinin arabuluculuk çabalarına rağmen iki örgüt arasında bir türlü uzlaşma sağlamadı.

Mısır, Filistinli gruplar arasındaki ara buluculukta etkin olmak istiyor

Zaman – 02.04.2011

Mısır Yüksek Askeri Konseyi Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi’nin, Mısır’ın Filistinli gruplar arasındaki ara buluculuk konumunu yeniden güçlendirmek için önümüzdeki hafta Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas ile görüşeceği bildirildi.

Mısır’ın resmi Nil televizyonunun, resmi Ortadoğu Haber Ajansı’na dayanarak verdiği habere göre, Abbas önümüzdeki hafta içinde Mısır’ı ziyaret ederek, başkent Kahire’de Tantavi ile görüşecek.

Tantavi ile Abbas’ın, Mısır’ın, Hamas ve Fetih arasındaki uzlaşma görüşmelerinde yeniden ara buluculuk ve ev sahipliği yapma durumunu değerlendireceği ifade edildi.

Mısır, 2007 yılında Hamas’ın Gazze şeridinde Fetih kuvvetlerini yenerek kontrolü sağlamasının ardından, Fetih ile Hamas arasında uzlaşma sağlamak için ara buluculuk yapmış, Mısır eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve İstihbarat eski Başkanı Ömer Süleyman’ın, Filistinli gruplar arasındaki uzlaşıyı sağlama gayretleri sonuçsuz kalmıştı.

Abbas’ın Mısır ziyareti, Nil televizyonu tarafından Mübarek’in ardından Mısır’da yönetimi devralan Yüksek Askeri Konsey’in ülkenin Filistinli gruplar arasındaki görüşmelerde tekrar etkin olmayı hedeflediği şeklinde yorumlandı.

Kendi Filistin raporunu köşe yazısıyla tashih etti

HaberTürk – 03.04.2011

İsrail’i savaş suçu işlemekle suçlayan Birleşmiş Milletler(BM) Komisyonu’nun başkanı Richard Goldstone’nun çark etmesinin ardından, İsrail raporun rafa kaldırılması için harekete geçti

İsrail ordusunun, 2008 yılı sonunda Gazze Şeridi’nde düzenlediği ve bin 500’den fazla Filistinlinin öldüğü Dökme Kurşun Operasyonu’nu soruşturan Güney Afrikalı eski yargıç Richard Goldstone, ABD’nin Washington Post gazetesine yazdığı makalede, “Şimdi bildiklerimi o zaman bilseydim, ortaya farklı bir belge çıkardı” ifadesini kullandı.

Goldstone makalede, İsrail’in yöneltilen suçlamaları soruşturduğunu, ancak Hamas’ın hiçbir soruşturma yapmadığını belirtti.

Operasyon sırasında İsrail’i ve Hamas’ı savaş suçu işlemekle suçladığı raporla bir dönem İsrail’de büyük tepki çeken Richard Goldstone, yapılan soruşturmaların “İsrail’in sivilleri kasti olarak hedef almadığını ortaya koyduğunu” dile getirdi.

İsrail’in de kendisini ve vatandaşlarını dışarıdan yönelen saldırılara karşı savunma hakkı bulunduğunu belirten Goldstone, kendi raporlarında ilk kez Hamas’ın “terör eylemlerinin” soruşturma konusu yapıldığını ve bu eylemlerin BM tarafından kınandığını belirtti.

İSRAİL MEMNUN

Goldstone’un makalesinin ardından İsrail Cumhurbaşkanı Şimon  Peres, Goldstone’un İsrail’den özür dilemesi gerektiğini söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da, Birleşmiş Milletler’i raporu iptal etmeye çağırdı ve bunun için uluslararası alanda diplomatik girişimlerde bulunacaklarını bildirdi. Netanyahu, “Bizim söylediğimiz her şeyin doğru olduğu ispatlanmıştır. İsrail, sivillere kasti olarak bir zarar vermedi” dedi.

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ise Goldstone’nun yazdıklarını yeterli bulmadı. Barak, sadece Washington Post’a yazılan bir makalenin yetmeyeceğini  belirterek, “çarpık ve yanıltıcı” bir raporu yayımladıktan sonra, tüm dünyanın  Goldstone’nun bu yeni değerlendirmelerini görmesi için raporun yeniden yazılmasını istedi. Barak, “Ancak o zaman verdiği zarar kısmen onarılabilir”  diye konuştu.

İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da, Goldstone’un yazdıklarına şaşırmadığını söyleyerek, “Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkacağından hiç kuşkumuz yoktu” dedi.

HAMAS’TAN TEPKİ

Hamas ise Goldstone’un yeni açıklamalarına tepki göstererek soruşturmayla ilgili olarak her konuda işbirliği yaptıklarını savundu. Hamas sözcülerinden Sami Ebu Zühri, “Onun geri adım atması, Gazze’de yaşayan 1,5 milyon kişiye karşı savaş suçu işlendiği gerçeğini değiştirmez” dedi.

Irak

Erbil’e tarihi ziyaret

Hürriyet – 30.03.2011

İlk kez bir Türk Başbakanı, Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi’nin merkezi Erbil’i resmen ziyaret etti. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Lideri Barzani, Erdoğan’ı uçağın merdivenlerinde karşıladı.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, bir ilke imza atarak Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin merkezi Erbil’i ziyaret etti. Başbakan Erdoğan’ı, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Lideri Mesud Barzani, havaalanında uçağın merdivenlerinde karşıladı. Erdoğan’ın Erbil gezisine ikili ekonomik ilişkiler ve terörle mücadelede atılacak ortak adımlar damgasını vurdu.

Türkmenlerle yemek

Bağdat’ta Irak Ulusal Meclisi’nde önceki akşam yaptığı konuşmada artık terör örgütünün, Irak ile Türkiye arasında bir şer odağı olarak kalmasını istemediklerini belirten Erdoğan “Irak’la daha fazla dayanışma içinde olursak, bölgesel anlamda da kardeşliğimiz pekişecek ve yücelecektir” dedi. Erdoğan ardından Irak Ulusal Meclisi’ndeki Türkmen bakan ve milletvekilleri ile yemekli toplantıda bir araya geldi. Bağdat’taki Devlet Konukevi’nde yapılan toplantıya milletvekillerinden Şeyh Taki El Mevla, Erşad Salihi, Jale Neftçi, Hasan Özmen, Müdrike Ahmet, Nebil Harbo, Muhammed Osman, Abbas Bayati ve Bakanlar Turhan Müftü, Casim Muhammed Cafer katıldı. Erdoğan, yemekli toplantı öncesinde Irak Yüksek İslam Konseyi Lideri Ammar Al-Hekim, Irakiye Listesi Lideri Ayad Allawi ve Ulusal İttifak Listesi Lideri İbrahim Caferi’yi de ayrı ayrı kabul etti.

Bahreyn’i sordular

Bağdat’tan Necef’e geçen Erdoğan, daha sonra özel uçak “ANA” ile Necef’ten Erbil’e gitti.  Havaalanında Iraklı bir gazetecinin Bahreyn’deki olaylarla ilgili sorusuna Erdoğan, “Halkın taleplerini, demokratik taleplerini, özgürlük taleplerini değerlendirmek suretiyle barış sürecine katkıda bulunmak gerekir. Ve demokratik iradenin egemen olduğu yerde inanıyorum ki barış da hakim olacaktır. Özellikle gerek oradaki halkın talepleri gerekse yönetimin yaklaşım tarzı bizlerin de devreye girmesiyle inanıyorum ki kısa zamanda bir netice doğuracaktır” yanıtını verdi.Merdivende karşıladı

Başbakan’ın akşam saatlerine ise havalanının açılışı ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere Erbil’e geldi. Erdoğan’ı, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Lideri Mesud Barzani, havaalanında uçağın merdivenlerinde karşıladı. Karşılama heyetinde yerel kıyafetleriyle dikkat çeken çocuklar, Erdoğan’ı ellerinde Türk, Bölgesel Yönetim ve Irak bayraklarıyla karşıladı.

Olağanüstü güvenlik

Erdoğan’a güvenliğin hâlâ tam olarak sağlanamadığı Irak’ta, bir koruma ordusu eşlik etti. Erdoğan’la Irak’a gelen 100’ün üzerinde Başbakanlık koruması, özel harekat timleriyle takviye edildi. Erbil’de Erdoğan’ın gelişi öncesinde Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi de olağanüstü önlemler aldı. Erdoğan’ın güzergahı üzerindeki yollar sabah saatlerinden itibaren araç trafiğine kapatıldı, parketmiş araçlar kaldırıldı. Erdoğan’ın açılışını yapacağı Erbil Uluslararası havaalanında hazırlık çalışmaları iki gün öncesinden başladı. Erdoğan ile Barzani’nin açılış yapacağı platform yine Türk firmaları tarafından kuruldu.

Tatlıses’li mesaj

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Erbil Uluslararası Havalimanı’nın açılış töreninde İbrahim Tatlıses’in bir şarkısıyla mesaj verdi: “İbrahim Tatlıses’in burada çok sevildiğini biliyorum. Kendisine İstanbul’da menfur bir saldırı yapıldı. Cuma günü kendisini ziyaret ettim. Sağlığı iyiydi. Bir şarkısında diyor ki, ‘Fark etmez ne dili ne rengi, madem ki insandır saygımız var.’ Bizim için insan kutsaldır. Can kutsaldır. Dini mezhebi, dili, rengi, etnik kökeni ne olursa olsun insan önce insandır. İç huzur yoksa, güvenlik yoksa, adalet mekanizması işlemiyorsa, orada ne ekonomik ne sosyal kalkınmadan bahsedilemez. Güçlü bir Türkiye güçlü bir Irak demektir. Güçlü bir Irak da güçlü bir Türkiye demektir. Bu bölgedeki yatırımlarımız, nasıl bir gönül birlikteliği içinde olduğumuzu gösteriyor. İnşallah daha güzel günler göreceğiz.” Erbil Başkonsolosluğu açılışı sırasında Erdoğan şöyle konuştu. “Değerli dostum, Sayın Başkan Barzani’ye, Mak-Yol Cengiz ortaklığına, mimarından mühendisinden işçisine herkese teşekkür ediyorum.” Erdoğan daha sonra Barzani ile birlikte kurdelayı keserek açılışı yaptı.

KERKÜK JESTİ

Başbakan Erdoğan’ın ziyareti öncesi Kuzey Irak’ta, Türkmen ve Kürtler arasında gerginliğe neden olan Kerkük Kent Meclisi Başkanlığı’na ilk kez bir Türkmen seçildi. 15 gün önce Kürt asıllı Rızgar Ali’nin istifasıyla boşalan Kerkük Kent Meclisi’nde 27’si Kürt, 6’sı Türkmen ve 8’i Arap olmak üzere 41 üyesinin dün yaptığı seçimlerde, Türkmen Asıllı Hasan Turan’ın seçilmesi, Kuzey Irak’ı ziyaret eden Erdoğan’a jest olarak görüldü.

Hediye Kuran

Başbakan Erdoğan, Bağdat gezisi sırasında önce Kazımiye ve İmam-ı Azam Ebu Hanife türbelerini ziyaret etti. Türbelerde dua eden ve ilgililerden bilgi alan Başbakan Erdoğan’a Kur’an-ı Kerim armağan edildi. Erdoğan’a gezisi sırasında Iraklılar coşkulu sevgi

gösterilerinde bulundu.

Hz. Ali’ye dua etti

Başbakan Erdoğan, Necef’te çiçeklerle karşılandı. Irak ziyaretinin ikinci durağı Necef’te Hazreti Ali’nin türbesini ziyaret ederek, burada dua etti. Erdoğan, türbeden çıktıktan yoğun güvenlik önlemleri altında şehir merkezine yürüyerek gitti.

Londra’ya gidiyor

Erdoğan, İngiltere Başbakanı David Cameron’ın daveti üzerine bugün İngiltere’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirecek. Erdoğan 31 Mart günü İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth tarafından da kabul edilecek.

Afganistan – Pakistan

İşte NATO’nun Barış Güçleri

Milliyet – 29.03.2011

ABD’nin Libya işgali öncesi NATO’nun barış gücü adı altında Afganistan ve Irak’ta neler yaptığı hala hafızalardan silinmedi..

Afganistan’da ‘zevk için’ öldürdükleri sivillerin parmaklarını ve kafatası kemiklerini hatıra olarak saklayan Amerikalı askerlerin kan dondurucu hikâyesi, tüm ayrıntılarıyla ortalığa saçıldı.

Amerikan ordusunun Ocak-Mayıs 2010 arasında Kandahar’da işlenen cinayetlere dair geçen ekimde açtığı soruşturmanın belgeleri, Amerikan dergisi Rolling Stone’da yayımlandı.

Calvin Gibbs, Andrew Holmes, Michael Wagnon, Jeremy Morlock ve Adam Winfield adlı askerlerin, öldürdükleri sivillerle çektirdiği yüzlerce fotoğraf ve soruşturmada verdikleri ifadeler, ‘Ölüm Timi’nin Afganistan ’da herkesin bilgisi dahilinde, adeta dokunulmazlık altında hareket ettiğini ortaya koydu.

Rolling Stone, askerlerin ‘hacı’ diye adlandırdıkları Müslümanları öldürüp, cinayeti Taliban saldırısına uğradıkları için işlemiş gibi görünmek üzere masum sivillerin yanına silah yerleştirdiklerini yazdı.

Playboy karşılığı bomba

İfadelerde, Gibbs’in Amerikan ordusunun kayıtlarında bulunmayan silahlar karşılığında Afgan polisine Playboy dergileri verdiği bilgisi de yer aldı. Dergi, Gibbs’in hatıra olarak kestiği parmakları etrafında et kalmış halde mendiller içinde sakladığını, yaşananları üstlerine anlatacağını söyleyenleri ölümle tehdit ettiğini yazdı.

Saldırıyı klip yaptılar

‘Ölüm Timi’nin, iki Afgan’ın hava saldırısı ile vuruldukları görüntüleri içeren ‘Ölüm Bölgesi’ adlı bir video bile hazırladığı ortaya çıktı. Klip, yol kenarına bomba döşedikleri tahmin edilen iki Afgan’ın görüntüleri ile başlıyor. Bu sırada Amerikan askerleri fonda, “Bugün Afgan olmak için en kötü gün. Ölecekler” diyor. Bombalama başladığı anda fonda Apocalyptica grubunun şarkısı çalıyor. ‘Ölüm Timi’nin saçtığı dehşet, Justin Stoner adlı erin yediği dayaktan sonra her şeyi itiraf etmesiyle son buldu.

7 yılda tahliye olacak

Soruşturmanın ardından Morlock, geçen hafta askeri mahkemede Gibbs aleyhinde ifade vermeyi kabul ettiği için, müebbet hapis cezası yerine 24 yıl hapis cezası almış, avukatları askerin 7 yılda tahliye edilebileceğini açıklamıştı.

CİNAYET 1

15 yaşındaki çiftçi çocuğa acımadılar

‘Ölüm Timi’nin ilk kurbanı, hiçbir silah taşımadığı halde vurulan 15 yaşındaki Gül Mudin oldu. Çiftçilikle uğraşan Mudin, Gibbs ve ekibi ‘Taliban avı’ için köyünü bastığında, tarlada tek başına çalışmaktaydı.

15 Ocak 2010 sabahı La Muhammed Kalay köyüne gelen 3. Müfreze, geleneksel giysileri içinde, elektriksiz ve susuz çiftçilik yapmaya çalışan köylülerle karşılaştı. Diğer askerler köylülerle konuşurken, Gibbs ve arkadaşları gruptan ayrılarak öldürecek birini bulmak üzere tarlalara yöneldi.

‘Öldüğünden emin olun’

Gözlerine kestirdikleri Mudin, tarlada çalışıyordu. Askerleri görünce onlara doğru yürümeye başladı. İşte tam o sırada Morlock ona doğru bir el bombası fırlattı. Morlock ve Holmes daha sonra Afgan çocuğa M4 karabina tüfekler ve makineli tüfeklerle ateş etti. Yanlarına gelen bir çavuş ne olduğunu sorduğunda Morlock’un cevabı hazırdı: Afgan çocuk kendilerine el bombasıyla saldırmak üzereydi ve canlarını kurtarmak için onu vurmak zorunda kalmışlardı…

Bu hikâyeye kimse inanmadı, hatta olay yerindeki en üst rütbeli asker olan Patrick Mitchell sonradan soruşturmada, “Taliban’ın gündüz vakti yanımıza kadar gelip el bombası atması garip gelmişti” dedi. Ancak o sırada, askerlere Mudin’e yardım gönderilmesi yerine ‘öldüğünden emin olunması’ emrini verdi.

Askerler etrafta kimsenin olmadığı bir sırada cesetle fotoğraf çektirerek kutlama yaptılar; Mudin’i saçından tutup çekiştirirken poz verdiler. İfade veren askerlerden biri ise Gibbs’in bu sırada havalara uçtuğunu, Afgan çocuğun serçe parmağını jiletle kesip fermuarlı bir çantaya koyduğunu anlattı.

CİNAYET 2

Sağır adamı taradılar

‘Ölüm timi’, ilk cinayetten sadece iki hafta sonra sağır ya da zihinsel özürlü olduğu tahmin edilen silahsız bir adamı öldürdü ve kafatasından bir parçayı da hatıra olarak sakladı. Cinayet şöyle gerçekleşti:  Birlik anayolda ilerlerken, termal kamerada bir insan kafası tespit etti. Taliban’ın geceleri çalıştığını bilen askerler, araçlarını adama 90 metre kala durdurdu.

Üzerinde silah olduğundan şüphelenen askerler tişörtünü kaldırmasını istediler. Adam, çağrıları dikkate almadan ileri geri hareket etmeye başladı. Bunun üzerine  başta Gibbs olmak üzere en az beş kişi adama ateş açtı. Adam yere yığıldıkan sonra silahsız olduğu anlaşıldı.

Askeri soruşturmada ise olaya tanık olan birçok asker adamın sağır ya da zihinsel özürlü olduğunu söyledi. Bu arada kafatasının büyük bir kısmı yoktu…

Kafatasını sakladılar

Michael Wagnon adlı asker, kafatasından bir parça aldı ve hatıra olarak sakladı… Bu ikinci cinayet de, Gibbs’in tankta sakladığı kutudan çıkarıp olay yerine bırakılmasını sağladığı bir kalaşnikof şarjörü ile haklı çıkarılmaya çalışıldı.

CİNAYET 3

Yaşlı imamı katlettiler

Calvin Gibbs  ve Morlock 2 Mayıs’ta, birlikleri rutin bir devriyedeyken yeni planlarını uygulamaya soktu. Bir köy ziyareti sırasında Gibbs ve arkadaşları kurbanlarını aramaya başladı. Gibbs çocuklarla dolu bir evden beyaz sakallı bir adamı dışarı çıkardı.

Winfield soruşturmada olayı anlatırken sakallı adam için “Dost canlısı görünüyordu. Bize karşı düşmanlığı yok gibiydi” dedi. Ama “Bu adamı yere indirmek istemez misiniz?” diye bağıran Gibbs, onu yakındaki bir hendeğe götürerek yere çökmeye zorladı.  Gibbs, “Hadi dostum, indir şu adamı, öldür şunu” diye bağırarak el bombasını sakallı adama doğru fırlattı. Bomba patlarken Morlock ve Winfield da ateş açmaya başladı. Yerde yatan adamın iki ayağı da kopmuştu. Gibbs adamın kafasına iki el ateş açarak çene kemiğini parçaladı. Sonra da bir makas çıkararak sol serçe parmağını kesti ve sakladı. Bir dişini de söküp Winfield’a verdi. Öldürülen adam Molla Allah Dad adında barışçıl bir din adamıydı.

Hamid Karzai bile haberdarmış

İfadelerde, cinayetlerin Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’den bazı askerlerin ailelerine dek sayısız insan tarafından bilindiği ortaya çıktı. Öyle ki, Karzai’nin yanı sıra Rolling Stone’la yaptığı bir söyleşide Obama yönetimini eleştirdiği için kovulan eski Afganistan komutanı General Stanley McChrystal’a brifing verilmiş. Pentagon da fotoğrafları yok etmek için elinden geleni yapmış. Zira askerler fotoğrafları tanıdıklarına e-posta ile göndermiş. ABD ordusunun Kriminal Soruşturma Komutası ise askerlerin ABD’deki ailelerinin evlerine ajan gönderip fotoğraflara dair kanıtları yok etti.

Şeker dağıtarak tuzak kuracaklardı

Rolling Stone dergisi, ‘ölüm timi’nin boş zamanlarında esrar içerken ve sohbet ederken yaptıkları üç korkunç senaryoyu da anlattı. Derginin bir kısmının ‘espiri’ olduğunu yazdığı planlardan biri, bir köyden geçerken tanktan dışarıya şeker fırlatmak ve kendilerine doğru gelecek çocuklara ateş etmekti. İkinci bir senaryoda, şekerleri tankın ön tarafına yerleştirecek ve araca tırmanan çocukları ezeceklerdi. Üçüncü planda ise bir saldırıya maruz kalmayı bekleyecek, sonra da ‘böyle bir durumda etraftaki herkesi vurup paçayı kurtarabilecekleri için’ bu saldırıyı sivilleri vurma bahanesi olarak kullanacaklardı.

Sarah Palin’in oğluyla arkadaş

Geçen hafta mahkemeyle anlaştığı için müebbet hapis yerine 24 yıl hapis cezası alan Jeremy Morlock, Afganistan’ın dışında Irak ’ta da görev yaptı. Alaskalı olan Morlock, Amerikalı Cumhuriyetçi lider Sarah Palin’in çocukları Bristol’la yakın arkadaştı ve oğlu Track’le birlikte de hockey oynuyordu. Orduya girmeden önce de başı beladan kurtulmayan Morlock’un sürekli sarhoş olup kavgaya karıştığı, ehliyetsiz araba kullandığı ve ciddi bir araba kazası yapıp kaçtığı biliniyor. Ayrıca Afganistan’a gelmeden bir ay önce karısının üzerinde sigara sürdürmekle suçlanmıştı.

Afganistan’da Kur’an-ı Kerim gerginliği

DW–Wolrd.de – 04.04.2011

ABD’nin Florida Eyaletinde Kur’an-ı Kerim’in yakılması Afganistan’da tansiyonu yükseltti. Düzenlenen protesto gösterilerinde çok sayıda kişi yaşamını yitirirken, ABD Başkanı Barack Obama her iki olayı da kınadı.

Afganistan’da, ABD’de Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına karşı hafta sonu düzenlenen protesto gösterilerine şiddet karıştı.

Resmi verilere göre, ülkenin güneyindeki Kandahar kentinde güvenlik güçleri ve protestocular arasında meydana gelen çatışmada en az 9 kişi hayatını kaybetti.

Mezar-ı Şerif’te cuma günü Birleşmiş Milletler bürosuna düzenlenen saldırıda da 7 yabancı ölmüştü.

Diğer kentlerdeki şiddet olayları ile birlikte ölü sayısının 20’yi bulduğu bildiriliyor.

Tartışmalı rahip

Afganistan’daki protestolar, New York Times gazetesinde yayımlanan, Florida eyaletinde radikal eğilimli rahip Terry Jones’un 20 Mart’ta Kur’an-ı Kerim’i yaktığı yönündeki haberin ardından baş gösterdi.

Jones, geçtiğimiz yıl 11 Eylül saldırılarının yıldönümünde Kur’an-ı Kerim’i yakacaklarını açıklamış, ancak bu girişim son anda durdurulmuştu.

Obama olayları kınadı

ABD Başkanı Barack Obama da hem Afganistan’daki protestolara şiddet karışmasını hem de Kur’an-ı Kerim’in yakılmasını kınayan bir açıklama yaptı.

Obama yazılı açıklamasında, Kur’an-ı Kerim de dahil olmak üzere kutsal kitaplara zarar verilmesinin hoşgörüsüzlük ve bağnazlık olduğunu belirtti.

Obama, bu eyleme masum insanlara saldırarak ve öldürerek yanıt vermenin de utanılması gereken bir durum olduğunu, bunu hiçbir dinin hoşgörmediğini belirtti. Obama, böyle bir eylemin haklı çıkarılamayacağını ifade etti.

Jones kendini sorumlu hissetmiyor

Tartışmalı Amerikalı rahip Jones ise Afganistan’da şiddet olaylarından sorumlu olmadığını savundu.

ABD’de ABC televizyonuna yaptığı açıklamada, “Bu tehlikeli dine karşı bilinci artırmak istedik” diyen Jones, yaşanan olaylar nedeniyle kendisini sorumlu hissetmediğini söyledi.

Dışişleri Bakanlığı Afganistan’da Birleşmiş Milletlere Yapılan Saldırıyı Kınadı

Haber Fx – 03.04.2011

Dışişleri Bakanlığı Afganistan’da 7’si Birleşmiş Milletler (BM) görevlisi, 14 kişinin öldüğü BM

Dışişleri Bakanlığı Afganistan’da 7’si Birleşmiş Milletler (BM) görevlisi, 14 kişinin öldüğü BM Afganistan Yardım Misyonu’na (UNAMA) yapılan saldırı kınadı.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Belh vilayetinde meydana gelen gösteride UNAMA’ya saldırılarak, 7’si BM görevlisi 14 kişinin katledildiğini diğer bazılarının ise yaralandığını derin üzüntüyle öğrendikleri belirtilerek, “Başta bu menfur eylemde hayatını kaybedenlerin aileleri olmak üzere UNAMA’ya ve bütün BM camiasına baş sağlığı dileriz. Yaralıların bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz” denildi.

Açıklamada, BM insanlığın ortak teşkilatı olup, Afganistan’daki Yardım Misyonu öncelikle Afgan halkının yararına hizmet ettiği hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:

“Söz konusu elim hadise hiçbir sebeple mazur gösterilemez. Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Öte yandan, Kuran-ı Kerim’in yakılması gibi sorumsuz ve tahrikkar eylemlerin, içinden geçilmekte olan esasen hassas dönemde Afganistan’da zor koşullarda görev yapan uluslararası personelin işini daha da güçleştirdiği aşikardır.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Bülteni,  4 Nisan 2011

İletişim: www.kureselbak.org, kureselbak@gmail.com; 00905362196341

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.