27 Kasım 2012 – Yazılı Basın Açıklaması – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

SAVAŞA YATIRIM YAPILARAK BARIŞ SATIN ALINAMAZ!

Suriye ile Türkiye arasında yükselen gerilim tragedyasının son perdesinde sahneye Patriot isimli ‘yurtsever’ füzeler sürülüyor. Füzeler ABD’nin ‘dünya krallığına’ giden yolunun üzerindeki egemenlik oyununun saldırı stratejisinin yeni oyuncağıdır. 4-6 Nisan 2008 de Bükreş’te düzenlenen NATO Zirvesi’nde, 14 Ekim 2010 de Brüksel’de yapılan NATO Savunma ve Dışişleri Bakanları toplantısında, 19-20 Kasım 2010 tarihleri arasında Lizbon’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesinde kabul edilen NATO’nun yeni stratejik konsepti, anti-balistik füzeler, füzesavar sistemler, füze savunma sistemleri ve füze kalkanları ve  projeleri,  bize  bugünlerin geleceğinin ipuçlarını zaten veriyordu. 1950’li yıllarda tırmanmaya başlayan statejiyle, uzay ve kıtalar arası füzeler yarışı, devletlerin elinde var olan dünyayı yok edecek kadar nükleer başlık, dünyayı uzaydan gözetleyecek ve dinleyecek kadar uzay aracının varlığı ile “Dehşet Dengesi” denilen noktaya kadar gelindi.

Bu süreçte “Ben kendiminkini durdurursam sen kendininkini durdurabilecek misin?” sorusunu herkesin olumsuz yanıtladığını gördük. Kimse durmadı ve bir kez daha savaşa harcanan milyarlarca dolarla barışı sağlayamayacağımıza tanık olduk.

Türkiye-Suriye sınırına yerleştirilmesi planlanan Patriot füzeleri, 5,30 metre uzunluğunda, 900 kilogram ağırlığında , sesten 5 kat daha hızlı ve 80 kilometre etkili menzile sahip.  Komuta merkezinden 30 kilometre uzağa mevzilendirilebilen 16’lı rampalara konuşlandırılıyor. Hedefini çarparak imha eden füzeler,  her biri 225 gram ağırlığında 24 tungsten parçacık saçarak manevra yapan hedefine karşı ölümcül bir duvar örüyor.

Türkiye’ye getirilecek olan PAC2 tipi füzeler, hem uçaklara hem de balistik füzelere karşı kullanılabilecek. Patriot füze sisteminde yaklaşık 200 personelin ve 40 araçlık bir konvoyun görev alıyor ve ortalama maliyet yaklaşık 1,5 milyon dolar.

8-9 Kasım tarihlerinde Türkiye’ye gelen NATO eşgüdüm komitesi,  Diyarbakır’ın da aralarında bulunduğu üs bölgelerinde inceleme yaptılar. Suriye’nin elinde bulunan uzun menzilli füze tehdidinin boyutları dikkate alınarak kaç bataryanın hangi üslerde konuşlandırılacağını incelediler. Yapılan değerlendirmelere göre, İncirlik, Diyarbakır ve Batman’da konuşlandırılmak üzere maksimum 10, minimum 5 füze bataryasının Türkiye’ye getirilmesi gündemde. Urfa ve Maraş da aday iller arasında.

Batarya sayısına bağlı olarak 500 ile 1000 arasında NATO askeri de Türkiye’deki üslere getirilecek.

NATO müttefiki olan Türkiye için, NATO anlaşması, T. C. Anayasası’nın üzerinde bir değer taşıyor. Bu durum ‘TBMM’den bir yetki tezkeresi geçirilmesi gerekmiyor’ açıklamalarının ardındaki nesnel durumu işaret ediyor.

Bu durumda, açıklamaların ardından sorulması gereken sorular var.

Çok bilinen iki askeri ilke vardır. Birincisi, “silahların hedefe en yakın yerlerde bulundurulması”nı öngörür. Diğer ilke ise: “en yakın silahların en kolay hedefler olduğunu” söyler.

YANIT BEKLEYEN SORULAR:

1- Suriye için füze bataryalarının konuşlanacağı üslerin bulunduğu bölgeler, aynı zamanda muhtemel bir çatışmada ilk hedef noktaları olarak tanımlanmış olmuyor mu?

2- Hiroşima ve Nagazaki’yi 9 dakikada yok eden bombadan 9 kat güçlü, 90 adet    B-61 nükleer başlığın konuşlandığı bir üs olan İncirlik, zaten hem bir saldırı merkezi hem de saldırının hedefi bir merkez değil mi?

3- Patriot füze savunma sisteminin havada imha edeceği varsayılan, Suriye’den geleceği kaygısı taşınan kimyasal füzelerin patlaması sonucunda ortaya çıkacak olan nükleer, biyolojik, toksin ve kimyasal serpintilerin, 12 saat sonra ortaya çıkacak zararlı etkileri öngörülüyor mu?

4- T.C. Anayasa’sı ve TBMM’nin üzerinde yetkilerle donatılmış NATO Anlaşması  ve onun getireceği stratejik durumun bölgede yol açabileceği tehlikeler göz önüne alınmış mıdır?

5- Savunma amacıyla konuşlandırıldığı söylenen füze sisteminin ülkeyi ne zaman terk edeceği öngörülmektedir?

6- Kürecik Üssü’nün kurulması ile başlayan süreç, NATO Stratejik Konsepti’ne uygun olarak Türkiye’yi, ‘bölgesel jandarma’ olarak bir füze saldırı üssü haline mi getirmektedir?

7- Türkiye’de başlatılan Patriot operasyonunun masrafları kim tarafından üstlenilmektedir?
BİZ SAVAŞ KARŞITLARI OLARAK;
Patriot’ların Türkiye’ye getirilmesini kesinlikle istemiyoruz.

Nereye gideceği hiç bilinmeyen bütün bu durumların bir an önce netleştirilmesi gerektiğini söylüyor ve hükümetten yukarıdaki soruların yanıtını bekliyoruz.

Yalnızca silahların sınırlandırılmasını değil insani zorunluluk olarak silahsız yaşamın benimsenmesini talep ediyoruz.

‘Başkalarını ve başka sesleri dinlemeyi öğrenmeliyiz’ diyoruz.

 

HERŞEY İÇİN ÇOK GEÇ OLMADAN!

Silahla, savaşla barışın sağlanamayacağını savunuyoruz.

Şiddetin daha büyük bir şiddet doğuracağını görüyoruz.

Bölge halklarının kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme haklarının olduğunu söylüyoruz.

 

Nilüfer Uğur Dalay

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu adına

27 Kasım 2012

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.