26 Aralık 2011 – Hrant Dink Davası Basında Çıkanlar – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Erhan Tuncel “tetikçi”den rahatsızmış! / CNN Türk – 26.12.2011

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın 23. duruşmasında, Dink ailesinin avukatları, esas hakkındaki görüşlerini okudu. Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel de duruşmada söz alarak, “Bana tetikçi demeleri beni aşırı şekilde yıpratıyor” dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada esas hakkındaki görüşlerini açıklayan Hrant Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen, cinayetin öncesindeki örgütlenme, kişiler arasındaki ilişkiler, jandarmanın haber alışı, sessiz kalışı ve cinayetin önünü açıcı rolü nedeniyle bu kısmı önce açıklama gereğini duyduklarını belirterek, esas hakkındaki görüşlerini avukat Hakan Bakırcıoğlu ve Esra Salmanlı’nın okuyacağını kaydetti.

Hrant Dink’in avukatlarından Salmanlı ve Bakırcıoğlu tarafından dönüşümlü olarak okunan esas hakkındaki görüşte, tutuklu sanık Yasin Hayal’in eniştesi ve tutuksuz sanık Coşkun İğci’nin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadeleri, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile İçişleri Bakanlığınca dava sonrası bu konuda açılan soruşturma dosyaları mahkeme heyetinin dikkatine sunuldu.

Avukatlar, cinayet sonrası Trabzon Emniyet Müdürlüğünün yaptığı soruşturmaları da detaylı olarak sundu.

Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektubun ardından Başbakanlık Teftiş Kurulunca hazırlanan raporun da okunduğu duruşmada, cinayetle ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerince ihmali olduğu ileri sürülen kamu görevlileri hakkında açılan soruşturmalar ve gelinen süreç detaylarıyla anlatıldı.

“Herkes bir taş koymuş ve cinayet gerçekleşmiş”

Dink ailesinin avukatlarından Arzu Becerik AİHM’e yaptıkları başvuruyu kazandıklarını belirterek, “Buraya ne sunulduysa oraya da aynı şeyi sunduk. Olaya uzaktan bakan hakimler, olayın azmettiricilerine yaklaştılar. Umarız Mahkemeniz de bu yaklaşıma sahip olur, zira bugüne kadar bu yaklaşımı görmedik” dedi.

Becerik, dava süresince soruşturmanın genişletilmesi için defalarca dilekçe verdiklerini anlatarak, birçok taleplerinin kabul edilmediğini kaydetti.

Savcılığın soruşturma aşamasında kendilerini yalnız bıraktığını ifade eden Becerik, AİHM’nin hızlı davranılması gerektiğini belirttiği bu dosyada bile ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

Trabzon ile İstanbul hattında görev yapan yetkililerin üzerlerini düşeni yapmadıklarını öne süren Becerik, “Herkes bir taş koymuş. Sonunda da ihmal olmuş ve cinayet gerçekleşmiş. Bir kişi görevini yapsaydı bu cinayet olmazdı. Bu dava bu kadar sınırlı bir şekilde devam ederse diğer siyasi davalar gibi tarihin karanlığına gömülecektir” şeklinde konuştu.

Becerik’ten sonra söz alan Avukat Bahri Belen, esasa ilişkin görülerinin kalan kısmını gelecek duruşmada okuyacaklarını söyledi.

Duruşmada söz alan Avukat Fehriye Çetin de TİB kayıtlarının mahkemeye geldiğini hatırlatarak, emniyete yazı yazılarak söz konusu kayıtlarda cinayetten önce ve sonra birbiriyle çakışan telefonların tespit edilip belirlenmesini talep etti.

“Tetikçi demeleri beni yıpratıyor”

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel de duruşmada söz alarak, cinayetin aydınlatılması konusunda ciddi girişimleri olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: “Dink cinayeti aydınlatılırsa 1980 darbesi de aydınlatılır. Bana tetikçi demeleri beni aşırı şekilde yıpratıyor. Azmettirici olmadığım yapılan araştırmada ortaya çıktı. Evet azmettiriciyim, ama polisleri bu cinayeti işlenmemesi için azmettirdim. Evet yardım yataklık yaptım, geldim burada cinayetle ilgili bildiklerimi anlatarak yardım ettim. Tahliyemi talep ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta da, gelen TİB kayıtlarını incelenmesi amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderdiğini ve emniyetten gelen yazıda dosya sanıklarından 19’uyla ilgili herhangi bir irtibata rastlanmadığını kaydetti.

Savcı Usta, ayrıca tutuklu sanıklar hakkındaki kuvvetli suç şüphesi ve diğer sebeplerden dolayı tahliye taleplerinin reddedilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 10 Ocak 2012 tarihine bıraktı.

Hrant’ın arkadaşları: 5 yıl değil 95 yıl da geçse… / Radikal – 26.12.2011

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ile Yasin Hayal getirildi. Hrant Dink’in ailesinin gelmediği duruşmayı Hrant Dink’in kızı Delal Dink’le geçen hafta evlenen Rober Koptaş da izledi. Daha önceki duruşmalarda sık sık tartışan Erhan Tuncel ve Yasin Hayal ayrı sıralarda oturtuldu. Yasin Hayal’in uzamış sakalları dikkat çekti. Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz, bir önceki duruşmada savcılık mütalaasına karşı görüşlerini okuyan Dink ailesinin avukatlarına söz verdi.

‘SADECE GÖREVİ İHMAL DEĞİL’

Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen, esas hakkındaki görüşlerinin ilk bölümünü bir önceki duruşmada okuduklarını hatırlatarak “Bu duruşmada görüşlerimizin ikinci kısmını okuyacağız. Bu bölümde ‘Cinayetten sonraki süreç ve kamu görevlilerinin ihmali’ başlıklı bölümü okuyacağız. Savunmamızın bu bölümünde, soruşturma sürecini, dosyadaki delilleri, tanıkların ifadelerini ve Dink öldürülmesi sürecindeki somut detayları anlatacağız. Bu bölümde ayrıca Trabzon Emniyeti ve askeri birimleri, İstanbul’daki sivil ve askeri güvenlik görevlileri ile istihbarat birimlerinin rollerini değerlendireceğiz” dedi.

Trabzon davasındaki sanıkların sadece görevi ihmal suçundan yargılandıklarını vurgulayan Belen “Bu adamlar sadece görevi ihmalden yargılandılar. Oysaki yaptıkları görevi ihmal değil, ihmalli davranışla adam öldürmeye iştiraktir” dedi.

ÇOŞKUN İĞCİ’NİN CİNAYETTEKİ ROLÜ

Daha sonra söz alan Dink ailesi avukatlarından Esra Salmanlı, Yasin Hayal’in eniştesi Çoşkun İğci’nin rolüne değinen avukat Salmanlı, İğci’nin McDonalds bombalamasının ardından jandarma görevlileri tarafından istihbarat elemanı olarak görevlendirildiğini ifade etti. Sonraki süreçte İğci’nin jandarma komutanı Ali Öz’e ve Metin Yıldız’a cinayetten 6 ay önce ‘bir gazetecinin öldürüleceği’ bilgisini verdiğini fakat Öz ve Yıldız tarafından bunu kimseye söylememesi gerektiği konusunda uyarıldığını belirten Salmanlı, Temmuz ayında Dink’in öldürüleceği bilgisini alan jandarma görevlilerinin bir şey yapmadıkları halde Dink’in öldürülmesinin ardından 20 Ocak 2007 tarihinde ise görev sonuç raporu düzenlediklerini anlattı. Raporun, Coşkun İğci’nin verdiği bilgiler sanki cinayetten sonra verilmiş gibi hazırlandığına dikkat çeken Salmanlı, “Ve İğci bu süreç içerisinde bildiklerini kimseye anlatmaması için tehdit ediliyor” diye konuştu.

HRANT’IN ARKADAŞLARI: 95 YIL DA GEÇSE…

Duruşma öncesinde, Beşiktaş’taki Barbaros Parkı’nda toplanan ve kendilerine “Hrant’ın arkadaşları” adını veren grup, adliye binasına kadar yürüdü. Aralarında CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun da bulunduğu grup adına basın açıklamasını okuyan sanatçı Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, “5 yıldır burada biriken anılardır, acıladır ve tükenmez sabrımızdır. 5 değil 95 yıl geçse de bu sabrı besleyen öfkemiz, adalet inancımızdır” dedi.

“Yüz bin vicdan sahibinin, elleri üstünde taşıdığı arkadaşlarının son yolculuğunun, bu ülkenin çürümüş adalet duygusunu gömmek için olduğunu” söyleyen Kaya, “23 duruşmadır sabrımızı sınıyorsunuz. İnkar ettiğiniz adaleti yerine getirme sorumluluğunuz, geleceğe barış dolu, umut dolu bakabilmemizin önündeki tek engeldir” dedi.

Gruptakiler, basın açıklamasının ardından adliyenin önünde duruşmanın bitimine kadar bekleyişlerini sürdüreceklerini kaydetti. (DHA)

“Başlayın Artık”

BİA Haber Merkezi – 25.12.2011

Hrant’ın Arkadaşları, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “Dünyanın neresinde bir Ermeni varsa bulup gönlünü alacağız” demesine karşılık “Duruşmaya gelip ön sıralarda oturanlardan başlayabilirsiniz” dedi.

İstanbul Şişli’de 19 Ocak 2007’de Agos gazetesi önünde öldürülen gazeteci  Hrant Dink cinayeti davasının 23. duruşması Beşiktaş Adliyesi’nde görülüyor.

“Hrant’ın Arkadaşları”, duruşma öncesinde, ellerinde yine “Bu dava öyle bitmez”dövizleriyle Beşiktaş İskelesi önünde toplandı.

İskele toplanan grup, Dolmabahçe’den iskeleye yürüyen diğer grupla birleşerek,”Öldür diyenler yargılansın”, “Muammer Güler, Celalletin Cerrah yargılansın”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz” sloganları eşliğinde Beşiktaş Adliyesi’ne yürüdü.

Grubun içinde Rakel Dink, Pakrat Estukyan, Sezgin Tanrıkulu, Ufuk Uras, Ahmet İnsel, Zeynep Tanbay, Osman Kavala, Oral Çalışlar da vardı.

bianet’e konuşan Garo Paylan, “Zihniyet geçen haftaki tartışmalarda da gördüğümüz gibi suçuyla yüzleşmiyor ve üstünü örtüyor. Hrant cinayeti 1915’in farklı bir tezahürüdür. İnkar suçtur inkar devam ettikçe suç da devam ediyor. Hürriyet gazetesi “azgın azınlık” manşeti ile  hedef göstermeye devam ediyor” dedi.

Hrant’ın Arkadaşları adına basın açıklamasını okuyan Gülten Kaya, davanın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen sabrı besleyenin öfke olduğunu bu yüzden de 95 yıl geçse de bunun böyle devam edeceğini söyledi.

“Artık bizimle alay etmeyi bırakın. Cevap verin; Katiller nerede? Katilleri nereye sakladınız? Jandarma karakollarında, istihbarat raporlarında, medya plazalarında, meclis koridorlarında, adalet saraylarında, kozmik odalarda mı sakladınız onları?

“Hep yaptığınız gibi katilleri koruma refleksiniz nereden geliyor? Yoksa sizi büyük devlet yapan bu mu?”

“Başlayın artık ve gerisini getirin”

Kaya, dört gün önce Hürriyet gazetesinin “Azgın Azınlık” manşetini attığını hatırlatarak “Yeni cinayetler için yeni nişangahlar kurmanın ilk adımını hep böyle attınız, hatırlayın. İnkar edebilecek misiniz?” dedi.

* Dışişleri Bakanı  Ahmet Davutoğlu, “Dünyanın neresinde bir Ermeni varsa bulup gönlünü almaktan” bahsediyor. Nereden başlayacaksınız sayın bakan? Belki bundan sonraki ilk duruşmaya gelip ön sıralarda oturanlardan başlayabilirsiniz. Geride kalanlar artık burada değil.

* Yüzbin vicdan sahibinin elleri üstünde taşıdığı arkadaşımızın o son uzun yolculuğu bu ülkenin çürümüş adalet duygusunu, köhne, karanlık ve yalanlarla dolu geçmişini gömmek içindi. İşte bu yüzden o denli dik ve onurluydu… İşte bu yüzden hala kulaklarda yankılanıyor “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” sözü.

izi kendi karanlığınızdan koruyacak o insanlara, bizlere, vere vere iki üç tetikçiyle birlikte oynadığınız rezilliklerle dolu şu temsili verdiniz. 23 duruşmadır sabrımızı sınıyorsunuz. Unutmayın, inkar ettiğiniz adaleti yerine getirme sorumluluğunuz geleceğe barış dolu, umut dolu bakabilmemizin önündeki tek engeldir. İnkarınızın taşıdığı suç, iklimimizi her gün biraz daha hırpalıyor, hoyratlaştırıyor, zehrediyor.

* Başlayın artık. Bir yerden başlayın ve gerisini getirin. Bize katillerimizi vermek bir adımdır, oradan başlayabilirsiniz. Üstelik onlar o kadar yakınınızda ki.

Trabzon ve İstanbul Davaları Birleşmeli

BİA Haber Merkezi – 26.12.2011

Hrant Dink Davası’nın 23. duruşmasında, müdahil avukatlar esas hakkında mütalaalarını açıklamaya devam etti. Mütalaanın bugün okunan ikinci bölümü, İstanbul ve Trabzon’da 19.01.2007 ve öncesinde olanları aydınlatıyor.

19 Ocak 2007’de Agos Gazetesi önünde vurularak öldürülen gazeteci Hrant Dink davasının  23. duruşmasında bugün Dink’in avukatlarının 22. duruşmada okumaya başladıkları 205 sayfalık esas hakkında mütalaalarının sunulmasına devam edildi.

Beşiktaş 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanıklar Yasin Hayal ve Erhan Tuncel hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz duruşmayı 11.00’de başlattı.

Duruşmada sunulan mütalaanın ikinci bölümünün temel konusu, suç yeri ve tarihi; yani İstanbul ve Trabzon, 19.01.2007 ve öncesiydi.

“Trabzon ve İstanbul davaları birleşmeli”

Söz alan Avukat Bahri Bayram Belen, “Cinayetten sonraki süreç ve kamu görevlilerinin ihmali”ni değerlendireceklerini söyledi.

Belen, cinayetle ilgili Trabzon’da yürütülen dava ile İstanbul’daki ana davanın birleştirilmesinin önemini bir kez daha hatırlatarak, “Trabzon’da görülen davada sanıkların sadece görevi ihmal suçundan yargılandıklarını ancak sanıkların yaptıkları görevi ihmal değil, ihmalli davranışla adam öldürmeye iştiraktir” dedi.

Belen, bu iki davanın birleştirmesinin davanın seyrini değiştirebileceğini ifade etti.

Avukatların sırayla okuduğu mütalaada, Dink cinayetinin hazırlanması, işlenmesi, cinayetin ardından delillerin gizlenmesi, karartılması, yargı süreci ve çerçevesi arasındaki paralelliğe dikkat çekildi.

Mütalaa, “aslında bu soruşturma ve yargılama nasıl olmalıydı” sorusunu yanıtladı; cinayetin sorumlularının sadece Trabzon’daki ayağının bir kısmının açığa çıkarıldığının altını çizdi.

74. sayfadan başlayan esas hakkındaki görüşün ikinci bölümü sırasıyla, “Soruşturma süreci, Trabzon Jandarma dosyası, Trabzon Emniyet dosyası, İstanbul Emniyet dosyası, İstihbarat Daire Başkanlığı dosyası, Samsun Emniyet ve Jandarma dosyası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” başlıkları vardı.

Mütalaada Dink suikastının işlenişi ile ilgili süreçler, kişiler, kişilerin rolleri,  beyan ve savunmaları, kanıtları, tanıkları ve belgeler değerlendirildi.

Özellikle, cinayetin Trabzon ayağı üzerinde duruldu.

Yasin Hayal’in eniştesi olan Çoşkun İğci’nin McDonalds bombalamasının ardından jandarma görevlileri tarafından istihbarat elemanı olarak görevlendirildiğini belirtildi. Jandarma Komutanı Ali Öz ve Jandarma Yüzbaşı Metin Yıldız’ın cinayetten haberdar olduğu vurgulandı.

20 kişi yargılanmalı

Avukat Esra Salmanlı’nın okuduğu bölümde şu ifadeler vardı:

* Coşkun İğci, Yasin Hayal’in kendisinden silah bulmasını istediğini ve elinde Hrant Dink’in ev ve işyerine ait krokileri gördüğünü de jandarma görevlilerine bildirmişti.

* Okan Şimşek ve Veysel Şahin bu durumu üstleri konumundaki jandarma yüzbaşı Metin Yıldız’a bildirdi.

* Temmuz ayındaki olağan asayiş toplantılarından birinde Metin Yıldız, bu durumu jandarma il alay komutanı Ali Öz’e aktardı. Ali Öz “bunu sonra konuşuruz” diyerek konuyu kapattı. Bu hususta talimat bekleyen Okan Şimşek ve Veysel Şahin, Metin Yıldız’a tekrar hatırlattıklarında “ya, bu iş çok karışık bir iş” diyerek onları başından savdı.

Avukatlar, aşağıdaki 20 ismin Hrant Dink Cinayeti davası kapsamında yargılanması gerektiğini belirtti.

“Bu dosyada sanıkların eylemleri 5737 s.lı yeni TCY. nın 82/a maddesindeki ‘Kasten öldürme suçunun; a) tasarlayarak işlenmesi” eylemini oluşturması nedeni ile faillerin konumlarına göre,silahlı örgüt ve 309. maddedeki suça teşebbüs suçundan ayrı olarak ve ayrıca cezalandırılması gereken bir eylem/suç olarak subut bulmaktadır” denildi.

1) Sanık ERHAN TUNCEL

2) Sanık YASİN HAYAL

3) Sanık OGÜN SAMAST

4) Sanık ZEYNEL ABİDİN YAVUZ

5) ERSİN YOLCU

6) AHMET İSKENDER

7) TUNCAY UZUNDAL

8) SALİH HACISALİHOĞLU

9) VEYSEL TOPRAK

10) OSMAN ALPAY

11) İRFAN ÖZKAN

12) MUSTAFA ÖZTÜRK

13) ŞENOL AKDUMAN

14) NUMAN ŞİŞMAN

15) ALPER ESİRGEMEZ

16) ERBİL SUSAMAN

17) YAŞAR CİHAN

18) HALİS EGEMEN

19) OSMAN HAYAL

20) COŞKUN İĞCİ

Adı geçen 20 kişinin cinayetin işlendiği tarihte, öncesinde ve sonrasında olayla nasıl bir ilgilerinin bulunmuş olduğunu dava sürecine ilişkin belgeleri tekrar gündeme getirerek sunan avukatların esas hakkındaki görüşlerinin okunması bitmedi.

Uzun süredir Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) beklenen Hrant Dink cinayetinin işlendiği Halaskârgazi Caddesi çevresindeki telefon görüşme kayıtları mahkemeye geçen celse ulaşmıştı ancak kayıtlar henüz tam olarak incelenemedi.

Ayrıca geçen celse Dink’in vekilleri TİB kayıtlarının gönderilse dahi tedbir olarak yine de saklanmasını talep etmişti. Henüz bu talebe cevap gelmedi.

Bir sonraki duruşma 10 Ocak, sabah 10.00’da.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.