18 – 24 Ocak 2011 – Küresel Bak Bülteni

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Filistin – İsrail
Barak ‘Bağımsızlık’ını ilan etti/ Taraf – 18.01.2011

İsrail Savunma Bakanı Barak, merkez sol İşçi Partisi başkanlığını bıraktı. İşçi Partili üç bakan daha istifa ederken, Barak, beraberindeki dört milletvekiliyle Knesset’te “Bağımsızlık” adıyla yeni bir grup oluşturdu. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, parti içinde aylardır süren çekişmenin ardından, başkanı olduğu İşçi Partisi’nin liderliğini bırakarak parlamentoda (Knesset) yeni bir grup kurdu. Bu gelişme üzerine Barak’ın, hükümetin aşırı sağcı politikalarına göz yumduğu gerekçesiyle hükümetteki diğer İşçi Partili bakanlar da istifa etme kararı aldı. Hükümetten ayrılan isimler arasında Sosyal İşler Bakanı Isaac Herzog, Azınlık Bakanı Avişay Braverman ve Ticaret, Sanayi ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer de bulunuyor. Herzog istifasının kişisel bir tavır olduğunu söylediği açıklamasında, “Kendimize yalan söylemeye bir son vermenin ve bizi bir çıkmaza sürükleyen ve demokrasimizi tehdit eden, kabul edilemez ırkçı söylemiyle üzerimize Avigdor Lieberman’ı ve partisini salan hükümetten ayrılma zamanı geldi” diye konuştu.

Ehud Barak ise, ‘Bağımsızlık’ (Atzmaut) adıyla kurduğu yeni oluşumun içinde yer alan dört İşçi Partili milletvekiliyle Knesset’te düzenlediği basın toplantısında, yeni grubun siyasi çizgisinin ‘merkez, Siyonist ve demokratik’ olacağına vurgu yapıldı. İşçi Partisi’nin durumunu ve yeni hareketin amacını anlatan Barak şöyle konuştu: “Bugün bağımsızlığa yelken açtık. Bu hareketin birincil önceliği her şeyden önce devlettir, parti sonra gelir ve en sonda da biz. Bu yola inanan herkesi katılmaya davet ediyoruz. İsrail devleti, politika, savunma ve toplum konularında zor sınavlardan geçti.

“İsrail Türk ordusunun müşterisi olabilir”

Cumhuriyet – 19.01.2011

Haaretz gazetesi, TSK”nın, 4 milyar dolar tutarındaki “dev” bir helikopter alımı gerçekleştirme üzere olduğuna, kontrat için yarışan iki şirketten ABD”li Sikorsky”nin teklifinin, üçüncü ülkelere sattığı helikopterlerin Türkiye”de onarılmasını içerdiğine dikkat çekerek “İsrail”in yakında Türk ordusunun müşterisi haline gelebileceği”ni belirtti.

Türk Silahlı Kuvvetleri”nin, 4 milyar dolar tutarındaki “dev” bir helikopter alımını gerçekleştirmek üzere olduğuna, kontrat için yarışan iki şirketten ABD”li Sikorsky”nin teklifinin, üçüncü ülkelere sattığı helikopterlerin Türkiye”de onarılmasını içerdiğine dikkat çekilerek “İsrail”in yakında Türk ordusunun müsterişi haline gelebileceği” belirtildi.

İsrail”in önde gelen gazetelerinden Haaretz, Türkiye”deki helikopter ihalesinde İtalyan Augusta ile yarışan Sikorsky şirketinin, teklifinin, üçüncü ülkelere sattığı helikopterlerin Türkiye”de onarılmasını içerdiğine işaret ederek “Türkler, Amerikan helikopterlerini satın almaya karar verirse geçmişte Türk helikopterlerini tamir etmiş olan İsrail, Türkiye”nin müsterişi haline gelecek mi?” sorusunu sordu.

Haaretz, “milyarlaca dolar değerinde” varlıkları olduğunu belirttiği Oyak”a da dikkat çektiği geniş haberinde Oyak”ın, bütçenin yanısıra TSK”nin diğer önemli bir kaynağı olduğunu belirterek Oyak”ın, Türkiye”nin en büyük ticari kuruluşu durumuna geldiğini” vurguladı.

“Oyak tesislerinde üretilen arabalar İsrail”de satılıyor”

Oyak”ın Renault otomobillerinin üretildiği bir tesise sahip olduğunu kaydeden gazete, Oyak Renault tarafından üretilen Fluence arabalarının İsrail”de satıldığını belirterek “Yani, İsrail”de bu tür bir aracı satın alanı, doğrudan Türk ordusunun ceplerine para koyuyor” diye yazdı.

İran devrim muhafızları benzetmesi

Gazete, Oyak ile ilgili olarak “Türk ordusu ile Türk ekonomisi arasındaki ilişki, yapısal olarak İran”daki Devrim Muhafızları”nın ilişkisine benzer. Onların da, imalat ve hizmet şirketlerinden oluşan bağımsız bir ekonomik temeli var. Türkiye”de bu yapı, 1961 askeri ayaklanma sonrası kuruldu” savını da dile getirdi.  Şimdi Türk hükümetin Oyak”ı “dizginlemeye karar verdiğini” savunan gazete, “Geçen hafta benimsenen ve ordunun karşı olduğu yasal düzenlemeyle Oyak”ın, bir denetim mahkemesinin yetkisine tabii tutulacağı”nı yazdı.

Haaretz, haberinde ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”ın bir araştırmanın bulgularını benimsendiğini, söz konusu raporda “ülkenin demokratik süreçleri üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu için Oyak”ın mevcut hali ile faaliyetlerini sürdürmesi halinde, Türkiye”nin AB”ye katılma şansına zarar verebileceği uyarısında bulunduğunu” belirterek “Bu, zaten ordunun hem toplumda, hem de ekonomideki rolünü azaltmak isteyen bir hükümet için iyi bir bahanedir” iddiasında bulundu. Gazete şöyle devam etti:

“Ordunun üzülmesine gerek yok”

“Yeni yasa ve ordunun ona yönelik eleştirilerine rağmen. Türk ordusunun ekonomik kuruluşu için üzülmeye gerek yok. Çimento ve arabaları üretmeye, ürünlerinin dünya çapında pazarlamaya ve büyük karları etmeye devam edecek. Sadece Türkiye içinde biraz daha rekabet ile karşılanacak ve bir miktar daha yüksek kurum vergisini ödemeye mecbur kalacak. Ve ordu personeli emekli olduğunda , – biri hükümetten biri de, politikası her kariyer askere bir “daire ve bir araba” sağlama olan Oyak”tan olmak üzere, çifte emekli maaşından yararlamaya devam edecek.”

ABD”de bir ilk!

Sabah – 20.01.2011

Filistin Kurtuluş Örgütü”nün (FKÖ) ABD”nin başkenti Washington”da bulunan temsilciğinde dün Filistin bayrağı ilk kez göndere çekildi.

Amerikan yönetiminin temsilcilik dışında Filistin bayrağının dalgalanmasına izin vermesi, taraflar arasındaki ilişkilerde değişimin bir sinyali olarak değerlendiriliyor. Filistin”in Washington temsilcisi Maen Areikat yaptığı açıklamada, bina dışında Filistin bayrağının sallanmasının önemine değinerek, “Bayrak önemlidir. Her millet için çok kutsaldır, bizim için de öyle.

Bu bayrağın, Birleşik Devletler”de, Washington DC”de dalgalanması yasaktı. Tabi bu bizim kabul edemediğimiz bir durumdu” diye konuştu. Areikat, ABD Dışişleri Bakanlığı ile yapılan görüşmelerin ardından, Filistin”in ABD”deki çalışmalarını kolaylaştırmak maksadıyla böyle bir kararın alındığını belirtti.

ABD, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında, Filistin”in diplomatik statüsünü Genel Delegasyon seviyesine çıkarmıştı. Ancak Washington yönetimi Filistin”i bağımsız bir ülke olarak tanımadığı için delegasyon, tam bir diplomatik misyon olarak görülmüyor.

Bununla birlikte Washington”da Filistin bayrağının sallanmasını önemli bir gelişme olarak niteleyen Areikat, “Bu bizim için çok mana ifade ediyor. Çünkü Filistin ulusunun bayrağı, Filistin halkının kendi kendini yönetme, devlet olma, bağımsızlık mücadelesini temsil ediyor. Dolayısıyla Washington”da, Birleşik Devletler”de Filistin bayrağının dalgalanması büyük önem taşıyor. Çünkü bu, Filistin halkının Ortadoğu”daki barış girişimlerinde çok önemli bir oyuncu olduğuna, onlar olmadan barış, istikrar veya güvenlik olmayacağına dair çok açık ve çok güçlü bir mesaj” dedi.

ABD Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ileana Ros-Lehtinen, temsilcilik dışına Filistin bayrağının asılmasına tepki göstererek, bunun Filistinliler”in bir tertipi olarak nitelendirmişti. Areikat ise bunun gizli kapaklı bir girişim olmadığını belirterek, “Biz arkadan dolaplar çevirmiyoruz. Biz bağımsızlığımız için, özgürlüğümüz için mücadele eden insanlarız” diye konuştu.

Filistinliler”in Arap-İsrail ihtilafının başlamasından bu yana, ABD”den her zaman tarafsız ve yansız olmalarını talep ettiğini kaydeden Areikat, “Amerikalı dostlarımıza “İsrail”i terk etmenizi istemiyoruz, İsrail”e verdiğiniz desteği kesmenizi istemiyoruz” diyoruz, tam tersine, bu ilişkiyi barışı sağlamada bir avantaj olarak kullanabileceklerine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD”deki Filistin heyeti dün, İsrail”in yerleşim birimlerindeki inşaa faaliyetlerine son verilmesine yönelik olarak BM Güvenlik Konseyi”ne bir karar tasarı sunmuş, ancak bu ABD temsilcisinin engeline takılmıştı. Barışcıl yollarla çözüme ulaşmaya çalıştıklarını vurgulayan Areikat, “Ama bizden bunu yapmamızı istemiyorlar” şeklinde tepkisini de dile getirdi.

Siyasi tartışmaların dışında, FKÖ binası dışında Filistin bayrağının dalgalandığını görmekten heyecan ve mutluluk duyan Amerikalılar da vardı. Filistinliler”in haklarını savunan bir dernekte faaliyet gösteren Julia Hurley, bunun iki taraf arasındaki ilişkiler için yeni bir gelecek manası taşıdığını ifade etti.

Hurley, “Bunun, Amerika”nın Filistinliler”e yönelik politikasında gerçek bir değişimin ilk adımı olmasını umuyorum. Bir değişim şart, daha eşit olacak bir değişim… Filistinliler”in özgürlüklerini ve eşit haklara sahip olduklarını görmemiz lazım. Bu çok, çok geç kalmış bir şey” dedi.

Filistin kökenli John Sakakini ise dalgalanan bir Filistin bayrağın kendileri için bir gurur kaynağı olduğunu belirterek, “ABD”de doğup büyüyen Filistin kökenli bir Amerikalı olarak bunu görmek büyük bir başarı” şeklinde konuştu.

Ailesinin ABD”ye göç ettiği 1980″li yıllardan bu yana siyasi olarak faaliyetlerde bulunduğunu belirten Sakakini, “Burada, Washington”da, misyon binasının dışında göndere çekilen bir Filistin bayrağı görmek gerçekten büykü bir başarı, Filistinliler”in haklarına yönelik büyük bir adım. Umurız gelecek yıl içinde bir devletimiz de olur” dedi.

Fransız Bakan Gazze”de yaralandı

Sabah – 21.01.2011

Fransa Dışişleri Bakanı Michele Alliot-Marie”nin Gazze”de başından darbe aldığı ve hastaneye götürüldüğü bildirildi.

Bölgedeki AFP muhabiri, Alliot-Marie”nin göstericiler tarafından Gazze”deki El Kuds hastanesine götürüldüğünü belirtti.

Hastane kapısında da bakanın aracının yumurta yağmuruna tutulduğu bildirildi.

FİLİSTİNLİ TUTUKLU AİLELERİNDEN BAKANA PROTESTO

Fransa Dışişleri Bakanı Michele Alliot-Marie, bu sabah Gazze”ye gitmişti.

Alliot-Marie, bu sabah, Erez geçişinden Beyt Hanun”a girdiğinde, bir grup Filistinli tutuklu ailesi tarafından, kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit ile ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle protesto edilmişti.

Alliot-Marie”nin Gazze”ye gelişini protesto eden tutuklu yakınlarının, Fransız bakana “hoş gelmedin” diye bağırdıkları, aracına ayakkabı fırlattıkları, bazı göstericilerin yola yatarak bakanın konvoyunun geçişine enaz 10 dakika süreyle engel oldukları kaydedildi.

Fransa Dışişleri Bakanı, dün İsrail ziyareti sırasında, Haziran 2006″da Filistinli militan gruplar tarafından ve o günden bu yana Gazze”de tutulan İsrailli asker Gilad Şalit”in ailesini, Kudüs”te kurdukları çadırda ziyaret etmişti.

İsrail radyosu, Alliot-Marie”nin, Şalit”in anne-babası Aviva ve Noam Şalit”e destek verip, “Avrupa Birliği”nin görevi, Hamas”ın savaş suçlarını kınamaktır” dediğini belirtmişti.

Radyo, hem İsrail hem Fransız vatandaşlığı taşıyan Gilad Şalit”in serbest bırakılması amacıyla Almanya ile işbirliğine gideceklerini belirten bakanın, Şalit konusunu AB Yüksek temsilcisi Catherine Ashton ile yapacakları gelecek toplantıda gündeme getireceğini söylediğini de kaydetmişti.

Hamas sözcülerinden Sami Ebu Zühri ise Fransız Dışişleri Bakanı”nın Şalit”le ilgili sözlerinin, kendisinin “işgal rejiminden yana olduğunu gösterdiğini” ileri sürmüştü. Hamas sözcüsu, Fransız bakanın açıklamalarını kabul etmediklerini, bu açıklamaların Fransa”nın Ortadoğu”daki rolüne hizmet etmediğini ifade etti ve bakanı açıklamalarını gözden geçirmeye çağırmıştı.

İsrail”e dün gelen Fransa Dışişleri Bakanı, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile görüşmüş, Yad Vaşem soykırım müzesini ziyaret etmişti.

İsrail raporuna göre saldırı hukuka uygun

Star – 21.01.2011

İsrail’in Mavi Marmara baskınını soruşturmak üzere kurduğu Turkel Komisyonu, “operasyon uluslararası hukuka uygun” sonucuna vardı.

9 Türkün öldüğü Mavi Marmara baskınını soruşturan İsrail Turkel Komisyonu’nun, “operasyon uluslararası hukuka uygun” sonucuna vardığı öğrenildi. İsrail ordu radyosuna konuşan komisyona yakın bir kaynağa göre, İsrailli komandoların uluslararası hukuka uygun hareket ettiği sonucuna varıldı. İsrail’in baskını soruşturmak üzere kurduğu Turkel Komisyonu savaş suçu işlenmediğine hükmetti. Bu sonuçların komisyonun 2’si yabancı gözlemci 5 üyesi tarafından da onaylandığı belirtildi. Raporun Pazartesi günü açıklanması bekleniyor.

Türkiye”nin Mavi Marmara raporu

BBC Türkçe – 24.01.2011

Türkiye”nin Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulan Mavi Marmara soruşturma komisyonuna sunduğu ara raporun ayrıntıları ortaya çıktı.

Türkiye İsrail”in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler”e sunduğu ara raporda tazminat talep etti.

Saldırısının ardından BM Güvenlik Konseyinin kabul ettiği Başkanlık Açıklaması uyarınca, Genel Sekreter”in talebiyle oluşturulan soruşturma paneline Türkiye 1 Eylül 2010 tarihinde ara raporunu sunmuştu.

Anadolu Ajansı”nın ulaştığı raporda saldırı anı ile ilgili olarak şu bilgiler veriliyor:

“İsrail askerleri helikopterlerden gerçek mermilerle ateş açarak, daha hiçbir asker geminin güvertesine inmeden iki sivili öldürmüşlerdir. Saldırı sırasında İsrail askerleri sivil yolculara karşı aşırı, rastgele ve orantısız güç kullanmışlardır. Yolcular, İsrail askerlerinin silahlı saldırısına karşı, silah kullanmaksızın meşru müdafaa haklarını kullanmışlardır.”

“Geminin kontrolünü ele geçirdikten sonra da İsrail askerleri, temkin ve teenni göstermek yerine, fiziki ve psikolojik şiddete başvurmak suretiyle, yolculara zulmetmeyi sürdürmüşlerdir. Yolcular dövülmüş, yumruklanmış, diz ve dirsek darbelerine maruz bırakılmış, su, yiyecek ve tuvalet ihtiyaçlarını gidermekten mahrum edilmiş, kelepçelenmiş, saatlerce güneşin altında bırakılmış ve sözlü saldırılara uğratılmıştır.”

Raporda İsrail”in Aşdod Limanı”na on saat süren yolculuktan sonra dahi, yolcuların çoğunluğunun kelepçeli kaldığı belirtilerek, “Bazıları soyularak aranmış, kadınlar cinsel açıdan aşağılayıcı muameleye tutulmuş ve bunlardan biri çok defa soyunmak zorunda bırakıldığı gibi, bacaklarının arasına bir metal detektörü yerleştirilmiştir” denildi.

Bütün yolcuların kendilerini suçlayıcı ifadeler imzalamaya zorlandıkları, avukat veya konsolosluk memurlarıyla temas ettirilmedikleri, ayrıca, zamanlı ve yeterli tıbbi yardımdan da mahrum bırakıldıkları belirtilerek, yolculara yeterli yiyecek verilmeyerek, aşırı soğuk veya sıcak olan dar alanlara yerleştirildikleri ifade edildi.

“İsrail yaşam hakkını ihlal etti”

Türkiye”nin BM”nin soruşturma paneline sunduğu ara raporun sonuç bölümünde, İsrail”in insani yardım konvoyuna saldırısının 9 sivilin uluslararası sularda öldürülmesine yol açtığı hatırlatıldı.

İsrail”in yaşama hakkı da dahil olmak üzere temel insan hak ve özgürlüklerini ihlal ettiğine dikkat çekildi.

Savaşta sivil kurbanlara tazminat ödenmesinin uygun ve gerekli olduğu, ayrıca bu tür ödemelerin yürüttükleri harekâtların sonuçlarını doğru şekilde öngörmemelerinin gerçek masraflarını öğreterek askeri güçleri daha orantılı olmaya sevk ettiği düşüncesinin artık genel kabul görmekte olduğu belirtildi.

“Dolayısıyla, İsrail”in de İsrail Savunma Güçlerinin 31 Mayıs 2010 tarihinde Mavi Marmara”ya karşı yürüttükleri askeri harekâtta ölen ve yaralananlara tazminat ödemesi gerekmektedir” denildi ve şöyle devam edildi:

“Bu konu, uluslararası toplumun hukukun üstünlüğünü ne ölçüde arzuladığını göstermek bakımından belirleyici olacaktır. Hiçbir devletin kendisini hukukun üstünde görmesine izin verilmemelidir. Cezasızlık yerini sorumluluğa terk etmelidir. İsrail sorumluluğunu teslim etmeli ve buna bağlı olarak da açıkça özür dileyerek hukuk dışı saldırısıyla yol açtığı zarar ve kayıpları tazmin etmelidir.”

Filistin yönetimini sarsacak gizli belgeler

BBC Türkçe – 24.01.2011

El Cezire ve Guardian”ın yayınladığı belgelerde Filistin yönetiminin İsrail”e “ödün online casino üstüne ödün” verdiği iddialarını gündeme getiren ayrıntılar var. Filistinli başmüzakereci Erakat belgelerin gerçek olup olmadığını sorgulanmasını istedi.

Basına sızan Orta Doğu görüşmelerine ilişkin yüzlerce belgenin El Cezire televizyonu ve Guardian tarafından yayınlanmaya başlandı.

Belgelerden biri, Filistinli müzakerecilerin bir aşamada Doğu Kudüs”ün bir bölümü hariç tamamında inşa edilen Yahudi yerleşim merkezlerini kabullendiklerini ortaya koyuyor.

Belgelere göre, daha önce Filistinlilerin müzakerelerde hiç gündeme getirmedikleri teklif, Filistinli yetkililer tarafından İsrail”e 2008 yılında yapılmış, ama İsrail tarafından reddedilmiş. İsrail, ayrıca karşılığında da hiçbir şey vermemiş.

BBC belgelerin orjinal olup olmadığını bağımsız kaynaklara doğrulatamadı.

Yine aynı belgelere göre, kutsal mekanlardan Mescid-i Aksa ve Kubbet-ü Sahra”yı da kapsayan Harem-üş-şerif”in statüsü konusunda da Filistin tarafı bazı ödünler veriyor.

Filistinli başmüzakereci Saeb Erkat, belgelerin gerçek olup olmadığının sorgulanması gerektiğini savundu.

El Cezire”ye konuşan Erakat, Filistinlilerin gizleyecek bir şeyleri olmadığını ve belgelerin büyük bölümünün bir dolu yalandan ibaret olduğunu savundu.

Erakat, “”Eğer bu ödünleri vermişsek gerçekten peki o zaman İsrail neden barış anlaşmasını imzalamadı”” sorusunu da sordu.

İsrail Parlamentosu”nun Arap üyesi, Hanen Zoabi ise, sızan belgelerin, Filistinlilerin haklarını temsil etmekte yetersiz kaldığını ortaya koyduğu için Filistin yönetiminin meşruiyetine ilişkin derin etkileri olacağını söyledi.

2000 yılındaki barış görüşmelerine katılan ABD heyetindeki isimlerden Aaron David Miller ise, benzer ödünlerin eski Filistin lideri Yaser Arafat tarafından da gündeme getirildiğini söyledi.

Miller, “”bu belgeler Filistin yönetimini, müzakere ekibini rezil edecek, mahcup duruma düşürecek ve baltalayacaktır. Ama Camp David”deki müzakereler sırasında Arafat”ın liderliğindeki Filistin ekibinin şimdi belgelerdekine benzer pozisyonları takındığına da kuşku yok. Dolayısıyla, Abbas liderliğindeki Filistin yönetiminin Filistin halkının mirasına ihanet ettiği savı saçmalık”” dedi.

El Cezire elinde elektronik posta mesajları, İsrail, Filistin ve Amerikalı yetkililerin toplantı tutanaklarına ilişkin 16 bin sayfa gizli belgenin bulunduğunu söylüyor.

Irak

İntihar saldırısında ölü sayısı 65″e yükseldi

Star – 19.01.2011

Irak”ın Tikrit kentinde dün düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin sayısı 65″e yükseldi.

Hastane yetkilisi Dr. Raied al-Ani, başkent Bağdat”ın kuzeyindeki Tikrit kentinde, polislik başvurusu için sıra bekleyenlerin arasına giren bir intihar eylemcisinin üzerindeki patlayıcıları infilak ettirmesi sonucu ölenlerin sayısının 65″e yükseldiğini söyledi. Saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmazken, olayda 150 kişi yaralanmıştı.

Kerbela anmasında canlı bomba saldırısı

Star – 21.01.2011

Irak’ın Kerbela kenti yakınlarında düzenlenen iki intihar saldırısında, ilk belirlemelere göre 50 kişi öldü.

Yerel yetkililer, Şiiler için kutsal olan Kerbela kenti yolunda bomba yüklü araçlarla düzenlenen saldırıda 50 kişinin öldüğünü belirtti. Kerbela Vilayeti Belediye Başkanı Muhammed Hamid El Musavi,  150 kişinin yaralanmasına yol açan saldırıların bomba yüklü araçla düzenlendiğini bildirdi. Halk, Kerbela’da Hazreti Ali’nin oğlu Hazreti Hüseyin’in şehit edilişinin 1330. yılının Erbain (40. gün) töreninde toplanıyor.

Afganistan – Pakistan

Pakistan’da, ABD saldırıları protesto edildi

Star – 24.01.2011

Pakistan”ın kuzeybatısındaki Peşaver kentinde toplanan binlerce kişi, insansız Amerikan uçaklarıyla Pakistan topraklarına yapılan saldırıları protesto etti.Pakistan”ın en büyük İslamcı partilerinden Cemaat-i İslami (JI) tarafından düzenlenen protesto eyleminde “”ABD”nin saldırılara derhal son vermesi”” istendi.

Hayber Paktunva Eyalet Meclisi önünde toplanan 10 binden fazla kişi, kentin önemli yollarını saatlerce trafiğe kapattı. Protestocular, “”Amerika için ölüme hayır””, “”Pakistan, Amerikan saldırılarına “dur” desin”” ve “”Obama, masum Müslümanları öldürüme”” yazılı dövizler taşıdı, sloganlar attı.

Bu arada, insansız Amerikan uçaklarının Kuzey Veziristan”da düzenlediği iki saldırıda 13 kişi daha hayatını kaybetti.

İnsansız Amerikan uçaklarının eylül ayının başından beri Pakistan”ın kuzeybatısındaki topraklara düzenlediği saldırılarda önemli oranda artış oldu.

ABD”nin son üç ayda Pakistan”a düzenlediği 70″in üzerindeki saldırılarda 300″den fazla kişi hayatını kaybetti.

Pakistan topraklarında 2008 yılında başlayan Amerikan saldırılarında şimdiye kadar bin 500″den fazla kişinin öldüğü ifade ediliyor.

Bu saldırılar, Pakistan kamuoyunda Amerikan aleyhtarı tepkilere ve öfkenin büyümesine neden oluyor.

Hizbullah”tan yeni şartlar

Star – 20.01.2011

Lübnan”daki siyasi krize çözüm arayışları çerçevesinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Katar Başbakanı Şeyh Hamad bin Casim El Thani”nin Beyrut”taki temasları devam ederken Hizbullah”tan yeni bir adım geldi.

Hizbullah”ın yayın organı El Menar televizyonu, dün geç saatlerde yayınladığı bir haberde Hizbullah lideri Hasan Nasrallah”ın Davutoğlu ve El Tani ile yaptığı görüşmede çözüme yönelik yeni şartlar öne sürdüğünü duyurdu. Ancak bu şartların ne olduğuna dair detay vermedi. Haberde, Türkiye ile Katar”ın yürütmekte olduğu girişim, Suriye ile Suudi Arabistan”ın oluşturduğu çözüm çerçevenin unsurlarının yeniden formülize edilmiş ve öncelik sıralaması değiştirilmiş hali olarak tarif edildi.

Davutoğlu ve El Thani, Beyrut temasları çerçevesinde dün Hizbullah temsilcisinin yanı sıra Başbakan Saad Hariri ve Dürzi lider Velid Canbolad ile bir araya geldi.

Öte yandan Türkiye ve Katar”ın başlattığı sürecin, Suriye ve Suudi Arabistan”ın sürecine bir alternatif ve yeni bir girişim olarak değerlendiriliyor. Hizbullah”ın yayın organı El Menar”ın veb sitesinde yayınlanan haberde eski Bakan Abdulrahim Murat, Suriye ve Suudi Arabistan sürecinin hükümetin düşmesi ile birlikte sona erdiğini savundu. Eski bakan Murat, “O zaman Katar ve Türk hükümetleri ne yapıyor? İki taraf iyi niyet çabası olarak sorunun çözümü için Lübnan”da bulunuyor. Hükümet krizine çözüm imkanının olup olmadığını görmek amacıyla Lübnan”da temaslarda bulunuyorlar” dedi.

Eski Bakan Murat, pazarlık konusu yapılamayacak üç sartın olduğunu belirterek, “Bu şartlar yeni kurulacak ulusal birlik hükümetinde Hariri”nin başbakanlığının kesin olarak kabul edilemeyeceğini, uluslar arası mahkemenin yalancı tanıklar konusunun inkar etmemesini ve uluslar arası mahkemenin finansal olarak desteklenmesinin kabul edilmeyeceği” şeklinde sıraladı.

Lübnan”da hükümet görüşmeleri başladı

CNN Türk – 24.01.2011

12 Ocak”ta 11 Hizbullah bakanının istifasıyla hükümetin düştüğü Lübnan”da 1 hafta ertelenen hükümet görüşmeleri bugün başladı. Çözüm için Türkiye dahil uluslararası toplumun devreye girdiği ülkede, Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, yeni hükümetin kurulması için bugün siyasi parti liderleriyle görüşmelere başladı.

Lübnan  Cumhurbaşkanlığı Sarayı”nda yapılan görüşmelere ilk olarak Meclis Başkanı Nebih Berri katıldı. Berri görüşmenin ardından basına açıklama yapmadan ayrıldı.

Geçici hükümetin Başbakanı Saad Hariri ise, görüşmeye girmeden önce, kendisinin çoğunluğun başbakan adayı olduğunu ve Hizbullah önderliğindeki muhalefetin kuracağı bir hükümette “kesinlikle yer almayacağını” söyledi.

Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen Hariri, görüşmenin ardından bir açıklama yapmadı.

Cumhurbaşkanı Süleyman, bugün ve yarın ülkedeki siyasi parti liderleri ve milletvekilleriyle görüşmelerde bulunarak, yeni hükümeti kimin kuracağına karar verecek.

Lübnan”da yaşanan gelişmeler

Hizbullah bakanları çekildi ve Saad Hariri başkanlığındaki hükümet çöktü. 12 Ocak”ta 11 Hizbullah bakanı Lübnan kabinesinden istifa etti.

İstifanın arkasındaki nedense bombalı saldırıda öldürülen Eski Başbakan Refik Hariri”nin BM Özel Mahkemesi”nde incelenen suikast raporuydu. Çünkü BM soruşturması taleplerini karşılamıyor, ayrıca Hizbullah”ı suçladığına dair haberler geliyordu.

Hizbullah ise 2005 yılında gerçekleşen suikastla ilgili suçlamaları reddediyor, ayrıca Lübnan hükümetinin mahkemeyle işbirliği yapmaması yönünde açıklamalar yapıyordu.

Ve kriz tepe noktasına ulaşıp, hükümeti devirdi. Araya uluslararası toplum girdi, ancak yine sonuç alınamadı.

Suudi Arabistan, “Durum tehlikeli” diyerek arabulucuktan çekildi, Türkiye ve Katar”da çözüm çabalarını askıya aldı  ve hükümet görüşmeleri ertelendi.

Şimdi o görüşmeler 1 hafta sonra, bugün yeniden başlıyor.

Saad Hariri koltuğunu geri alma çabasında. Hariri, “Kendi meclis bloğumla da uyumlu olarak aday olmaya devam edeceğim” diyor.

Hizbullah ise kendi adayının hükümet koltuğuna oturmasını istiyor. Genel Sekreter Hasan Nasrallah, “Muhalefetin adayı parlamentonun çoğunluğu tarafından seçilirse koalisyona hazırız, Biz tek yanlı bir hükümet kurmak istemiyoruz.  herkesin temsilcisine saygı gösteriyoruz ve kimseyi politik yaşamdan silmek istemiyoruz” dedi.

Nasrallah, BM Özel Mahkemesi”nde incelenen Hariri raporuyla ilgili olarak da iddianame tamamınn açıklanmasını beklediklerini, asıl tavrın o zaman gösterileceğini belirtti.

15 yıllık bir iç savaş yaşayan Lübnan”da şimdi gözler bugün başlayan yeni hükümet görüşmelerinde. Ülkenin yeniden uçuruma sürüklenmesinden duyulan endişelerse devam ediyor.

Nükleer karşıtı 5 1’ İstanbul’da

Taraf – 21.01.2011

‘İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili, Batılı ülkelerle Tahran arasındaki müzakerelerin yeni turuna İstanbul evsahipliği yapıyor. İran, “Yeni bir teklifimiz yok ancak müzakerelere hazırız” diyor

BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, Fransa, Britanya ve Almanya (5 1) ile İran arasındaki yeni tur nükleer müzakereler bugün İstanbul’da başlıyor. İki gün sürecek görüşmelerde 5 1 heyetine AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, İran heyetine ise Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili başkanlık edecek. Batılı ülkelerle İran arasındaki görüşmelerin 2009’da çökmesi ve ardından gelen uluslararası yaptırımlardan 14 ay sonra, taraflar en son Aralık 2010’da İsviçre’nin Cenevre kentinde biraraya gelmişti. Bu arada Suudi Arabistan merkezli El Arabiya televizyonunun, İran’ın, nükleer mübadele konusunda İstanbul toplantısında yeni bir anlaşma önereceği iddiasına, İran kaynaklarından yalanlama geldi. BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Ekim 2009’daki görüşmelerde Tahran’ın uranyumunu, zenginleştirme ve silah yapımında kullanılamayacak nitelikte yakıta dönüştürme işleminin tamamlanması için yurtdışına göndermesine yönelik öneri sunmuştu. Son olarak Haziran 2010’da “İran’ın uranyum zenginleştirme programıyla ilgili BM taleplerine uymadığı” belirtilerek Güvenlik Konseyi’nde İran’a yeni yaptırım tasarısı onaylandı. Konsey, İran aleyhinde dört yaptırım paketini uygulamaya koydu ve faaliyetlerini durdurmasını istedi.

İstanbul zirvesi anlaşmazlıkla sona erdi

BBC Türkçe – 24.01.2011

İran”la yapılan nükleer program konulu görüşmelere, BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi Çin, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD ile Almanya”nın temsilcileri katılıyor.

Batı”nın iddialarına karşın, İran nükleer programının barışçı amaçlı olduğunu söylüyor

Avrupa Birliği”nin Dış Politika Yetkilisi Catherine Ashton İstanbul”da yapılan İran”ın nükleer programına ilişkin görüşmelerin anlaşmazlıkla sona erdiğini açıkladı.

Basına kapalı yapılan 2 günlük toplantı dün başlamıştı.

Görüşmelerde, uluslararası ekibe Avrupa Birliği”nın Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Barones Catherine Ashton başkanlık etti.

Ashton İran”ın ön koşullarla gelmesinden “düş kırıklığına uğradıklarını” söyledi.

İran”ın ayrıntılı tartışmalara hazır olmadığını ileri süren Ashton, İran heyetinin aralarında yaptırımların kaldırılması da olan, ön koşullarda ısrarlı olduğunu söyledi.

İngiliz yetkili İran”la yeni görüşme tarihi belirlenmediğini ancak kapılarının açık olduğunu da kaydetti.

İran heyetinin başkanı olan Sair Celili ise görüşmelerde ortak bir mantığa sahip olunması ve düşmanlığa neden olan konulardan uzak durulması gerektiğini söyledi.

İran”la görüşmeler yürüten uluslararası ekip BM Güvenlik Konseyi üyesi olan ABD, Fransa, İngiltere, Rusya, Çin ve Almanya”dan oluşuyor.

Görüşmelerde uluslararası yetkililer İran”la nükleer yakıt takası teklifine yeni bir biçim vermeye çalışıyordu.

İran”ın ise genel olarak nükleer silahsızlanmayı görüşmek istediği bildiriliyor.

Uluslararası girişimler sonuçsuz

BM, nükleer faaliyetlerini açıklamadığı gerekçesiyle İran”a son yıllarda dört ayrı yaptırım uyguladı.

Batılı ülkeler, İran”ın nükleer silah geliştirme arzusu içinde olduğunu iddia ediyor.

Bu iddiaları reddeden Tahran ise uranyum zenginleştirme programının uluslararası hukuka uygun ve barışçıl olduğunda ısrarlı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, İstanbul görüşmelerinde büyük bir ilerleme olmasını beklemediklerini; ancak anlamlı bir müzakere sürecinin ortaya çıkmasının umulduğunu bildirmişti.

İstanbul zirvesi, son bir buçuk yılda bu türden bir yakıt karşılığı uranyum takasının üçüncü kez dile getirildiği zirve oldu.

Bu yoldaki bir anlaşma, ilk kez 2009 yılının Ekim ayında gündeme gelmiş ve kısa süre sonra başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

2010 yılının Mayıs ayında Brezilya ve Türkiye İran”la kendi takas anlaşmalarını yapmış; ama bu anlaşma da, Batı tarafından reddedilmişti.

Ahmedinecad yeni görüşmeler önerdi

Sabah – 24.01.2011

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, bir netice alınamayan İstanbul nükleer zirvesinden bir gün sonra yeni görüşme önerisinde bulundu. Ahmedinecad, yurt gezileri kapsamında yaptığı konuşmada BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ile Almanya”nın oluşturduğu “5 artı 1″” ülkelerinin, adalet ve saygıya bağlı olmaları halinde gelecekteki müzakerelerden sonuç alınabileceğini söyledi. Ahmedinecad ayrıca geçici olarak Dışişleri bakanlığı görevinde bulunan Ali Ekber Salihi”yi resmen bu göreve atadı. Salihi”nin Dışişleri Bakanı olabilmesi için mecliste bu hafta güven oylaması yapılacak. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ise “Görüşmleredeki diğer partnerlerimizle İran ile yeniden görüşmek için yoğun bir şekilde fikir alışverişi yapıyoruz” dedi. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Vu Davei de İran”ın nükleer meselesinin “bir, iki görüşmede çözülemeyeceğini” belirtti.

Protestolar Tony Blair”in yakasını bırakmıyor

Zaman – 21.01.2011

Irak savaşını soruşturan Chilcot Komisyonu”na bugün ifade veren İngiltere eski Başbakanı Tony Blair, Irak”taki ölümlerden dolayı “oldukça üzgün” olduğunu söyledi. Blair, binlerce kişinin hayatını kaybetmesine üzüldüğünü belirtirken, İran”ın nükleer silah geliştirmesiyle ilgili olarak bir de uyarı da bulundu. Dışarıda ise savaş karşıtı göstericiler Tony Blair”i protesto etti.

Komisyon üyelerinin, “Irak savaşı İran”ın bölgedeki etkinliğini artırdı mı?” sorusuna Blair, “Hayır, sanmıyorum.” cevabını verdi. Soruşturmayı yürüten John Chilcot, Blair”in Irak savaşı öncesi parlamentoda yaptığı ve Irak savaşında ABD”ye yardım etmeleri konusundaki görüşlerinden rahatsız olduğunu aktardı.

Blair ayrıca, “Eğer Saddam iktidarda kalsaydı, Irak da İran gibi nükleer silah üretme yarışına girecekti.” dedi.

Bu arada Blair”in yargılandığı Parlamento Meydanı”nda çok sayıda gösterici de dışarıda gösteri yaptı. Ellerinde döviz ve pankartlarla soruşturmanın yürütüldüğü Queen Elizabeth II binası önünde toplanan göstericiler Tony Blair ve ABD eski Başkanı George Bush”u protesto etti. Bina önünde ve çevresinde çok sayıda polis de görev yaptı.

Independent: Irak savaşındaki son sır

Timetürk – 21.01.2011

İngiliz The Independent gazetesi, Chilcot soruşturmasında sırlar ve kamu yararı, Irak haberinde şunlara yer verdi;

ngiltere”nin Irak”ın işgali sırasındaki Başbakanı Tony Blair, Cuma günü savaşa giden süreçte alınan kararların ele alındığı Chilcot soruşturmasında bir kez daha tanık sandalyesine oturacak. Bu oturum öncesinde İngiltere gazetelerinde bir çok haber ve yoruma rastlanıyor. Independent gazetesinin manşeti “Irak: Son sır.”

Gazetenin haberine göre Irak”ın işgali öncesi, dönemin ABD Başkanı George Bush”la Blair arasındaki özel yazışmalar saklı tutulacak.

İngiltere”nin en üst düzey kamu görevlisi, hükümet müsteşarı Sir Gus O”Donnell, Chilcot soruşturma heyetinin hayli önem verdiği iç yazışmalardan “kilit önem taşıyan bölümleri” yayımlama çabalarını veto etti. Soruşturmayı yöneten Sir John Chilcot, Sir Gus”un kararını, “şeffaflığa ciddi bir darbe” diye niteledi.

Örneğin 2002 yılından bir yazışmada Blair”in ABD Başkanına, Saddam Hüseyin”e karşı askeri eylemi tercih etmeleri halinde İngiltere”nin “tamamıyla yanlarında olduğu” yolunda güvence verdiği söyleniyor.

Karar, soruşturma heyetinin, eski başbakanı, İngiltere”yi Amerika önderliğindeki işgale ne zaman dahil etmeye karar verdiği konusunda sorgulama kabiliyetine de ciddi darbe vurabilir. Önde gelen hükümet kaynakları ise, dün gece komisyon üyelerinin, bu belgelere atıfta bulunmalarına izin verileceğini ancak belgelerin içeriğini tartışamayacaklarını doğruladı.

Independent baş yazısında da bu konuya değiniyor ve Blair ile Bush”un savaş planlarına ilişkin gizliliğin kaldırılmasında kamu yararı olduğunun altını çiziyor. Şöyle devam ediyor yazı:

“Sir Gus, bu yazışmaların şimdi kamuya açıklanması halinde, gelecekteki başbakanların Amerikan başkanlarıyla özgürce konuşmayacaklarını savunuyor. Ancak bu aşırı titizlik gibi görünüyor. Chilcot paneli, belgeleri gördü ve açık şekilde bunların ilan edilmelerinin, kamu yararına olduğuna inanıyor.”

Irak işgalinin ardındaki gerçekler bir süre daha gizli kalacak!

Radikal – 19.01.2011

Tony Blair ile George W. Bush arasında, Irak”ın işgalinden önce yapılan gizli yazışmaların kamuoyuna açıklanmasına izin verilmedi.

Irak işgalinin ardındaki gerçekler bir süre daha gizli kalacak!

İngiltere”de Irak savaşı kararı ile o dönem politikaların masaya yatırıldığı soruşturmanın başkanlığını yürüten Sir John Chilcot, geçen ay Başbakanlık Müsteşarı Sir Gus O”Donnell”dan Blair ile Bush arasındaki gizli yazışmaların kamuoyu ile paylaşılmasını talep etmişti.

Chilcot”un soruşturmanın şeffaflığı çerçevesindeki bu talebi, O”Donnell tarafından “İngiltere”nin uluslararası ilişkilerine zarar verebileceği” gerekçesiyle reddedildi. Sir Chilcot bu kararın “büyük hayal kırıklığı yarattığını” söyleyerek tepki gösterirken, cuma günü soruşturmada ikinci kez ifade verecek olan Tony Blair”e gizli yazışmaların içeriğinin sorulması bekleniyor. İngiliz gazeteleri de bugün konuya yer verdi.

Independent gazetesi baş yazısında, “Sir Gus, bu yazışmaların şimdi kamuya açıklanması halinde, gelecekteki başbakanların Amerikan başkanlarıyla özgürce konuşamayacaklarını savunuyor. Ancak bu aşırı titizlik gibi görünüyor. Chilcot paneli, belgeleri gördü ve bunların açıkça ilan edilmesinin kamu yararına olduğuna inanıyor” denildi.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Bülteni,  24 Ocak 2011

İletişim: www.kureselbak.org, kureselbak@gmail.com; 00905362196341

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.