“Barışa Evet 2014″ Kampanyası Basında Çıkan Haberler – 1 Ocak/31 Aralık 2014

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

18 Temmuz 2014 – ‘Gazze Halkının Yanındayız’ Basın Açıklamasının Haberleri – İstanbul

Küresel barış ve Adalet Koalisyonu (BAK), İsrail’in Gazze’ye düzenlediği kara harekâtını protesto etti. Saat 18.00 sıralarında Galatasaray Lisesi önünde toplanan yaklaşık 30 kişilik grup adına, Patrak Estukyan basın açıklamasını okudu. Açıklamada, “Türkiye’den tüm dünyadaki barış yanlılarına sesleniyoruz Küresel barışa ve adalete inanıyoruz. İsrail Devleti’nin saldırganlığını kınıyoruz.  İnsanlığın adalet ve barış umudu asla sönmeyecek. Bir kez daha soyluyoruz; Gazze’ye uygulanan ambargo bir an önce kaldırılmalıdır.  Uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler derhal harekete geçmeli, İsrail’ine bu saldırganlığını durdurmalıdır.  İsrail’in bütün dünyayı alaya alan bu davranışları cezalandırılmalıdır. Direnen Gazze’nin yanındayız denildi.  BAK aktivisti Bülent Aydın’ın sözcülüğünü yaptığı grup, “Hepimiz Gazzeli, Filistinliyiz, “Filistin halkı yalnız değildir ve “Katil İsrail, Filistin’den defol sloganları attıktan sonra eyleme son verdi.

Haberin yayınlandığı siteler

Doğan haber ajansı: http://www.dha.com.tr/turkiyede-israil-protestolari_719519.html

Tv5 haber: http://www.tv5haber.com/37272_Israil-protestolari-cig-gibi-buyuyor!.html

Sancaktepe haber: http://www.sancaktepe.com.tr/kuresel-baris-ve-adalet-koalisyonu-bak-uyeleri-israili-kinadi.html

aekspres: http://www.aekspres.com/haber-11793-kuresel_baris_ve_adalet_k.html

haberler

Son dakika: http://www.haberlersondakika.gen.tr/57176-kuresel-baris-ve-adalet-koalisyonu-bak-uyeleri-israil

Flaş gazetesi: http://www.flasgazetesi.com.tr/haber-8094-turkiye_israile_karsi_tek_yurek_tek_vucut_oldu.html

Medyadan haber: http://www.medyadanhaber.com/kuresel-baris-ve-adalet-koalisyonu-bak-uyeleri-israili-kinadi-61445h.htm

Haber vitrini: http://www.habervitrini.com/asayis/turkiyede-israil-protestolari-789806/

Haber ses: http://www.gazeteses.com/genel/kuresel-baris-ve-adalet-koalisyonu-bak-uyeleri-israili-kinadi-h260809.html

Haberdar: http://www.haberdar.com.tr/m/?id=28926

Haber hemen: http://haberhemen.com/kuresel-baris-ve-adalet-koalisyonu-uyeleri-israili-kinadi/1059/

Edep haber: http://edephaber.com/haber/2302/turkiyede-israil-protestolari

 

 

9 Ağustos 2014 – “Suriyeli Sığınmacılar Kardeşimizdir!” Basın Açıklaması Haberleri

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu Beyoğlu’nda Suriyeli sığınmacılara destek amacıyla eylem yaptı. Platform üyeleri, Beyoğlu Tünel’de bir araya gelerek, Suriyeli sığınmacılarla ilgili son haftalarda meydana gelen olayları protesto etti.  “Mülteci hakkı, insan hakkıdır”, “Mülteciler kardeşimizdir”, “Suriyeli mülteciler yalnız değildir” sloganları atan gruptakiler, buradan Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Grup adına açıklama yapan platform aktivisti Çağla Oflaz, son haftalarda bazı kentlerde Suriyeli sığınmacılara karşı saldırılarda bulunulduğunu söyledi.  Suriyelilerin, ülkelerinde çıkarılan iç çatışmalardan dolayı mülteci durumuna düştüğüne dikkati çeken Oflaz, “Toplumsal sorunların kaynağını göçmenlerde aramak ırkçılıktır. Suriyeli sığınmacılar her şeyden önce kanlı bir iç savaşın mağdurlarıdır” dedi.

 

Yürüyüşün haberinin çıktığı diğer linkler:

http://www.sondakika.com/haber/haber-suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi-6360771/

http://www.konhaber.com/yeni/haber-176820-GUNCEL-Suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi.html

http://urfadabugun.com/mobil/haber/82069/suriyeli-siginmacilara-yonelik-irkci-saldirilar-protesto-edildi.html

http://www.memleket.com.tr/suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi-444830h.htm

http://www.ajans34.com/guncel/suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi-h148458.html

http://www.kizilbayrak.net/ana-sayfa/guendem/haber/suriyeli-siginmacilar-kardesimizdir/

http://www.haberlersondakika.gen.tr/93128-suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi

http://www.tarafsizhaber.com/suriyelilere-multeci-hakki-taninsin/4893/

http://guncelhabertv.blogspot.com.tr/2014/08/suriyeli-sgnmaclarla-dayansma_8.html

http://www.ozgurgelecek.net/guncel-haberler/10774.html?task=view

http://oui.hypotheses.org/2900

http://www.stgm.org/tr/icerik/detay/suriyeli-siginmacilar-kardesimizdir-kardesime-dokunma

http://www.haberahval.com/suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi.html

http://www.haberexen.com/suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi-714221h.htm

http://www.belge.com.tr/haber-65244-1-suriyeli_siginmacilara_destek_eylemi.html

http://haberciniz.biz/suriyeli-siginmacilara-destek-eylemi-3086732h.htm

 

9 Eylül 2014 – “Savaş Karşıtları Barış için Buluştu” Toplantısı Haberleri

 

Barış Gemisi’nden Kürtlere selam! – 9 Eylül 2014 – Rudaw

“Nükleer tehdit, savaş ve şiddetten arındırılmış bir dünya” sloganıyla 8 Temmuz’da Japonya’dan yola çıkan ‘Barış Gemisi’ (Peace Boat) dün İstanbul’a geldi. Gemide bulunan aktivistler, Beyoğlu Cezayir Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan İstanbul Kıbrıslılar Derneği Genel Sekreteri Kıvanç Diren, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, barış mesajı verdi. Kıvanç, Filistin halkı ile Kürt halkına destek verdiklerini söyledi. Rûdaw’a konuşan aktivist Kostantinos Kalamvakidis, geminin Japonya’dan yola çıktığını belirterek, amaçlarının savaş ve şiddete karşı durmak olduğunu söyledi. Petros Petrou ise gemide yaklaşık bin kişi bulunduğunu söyledi.  Emperyalist güçlerin savaş ve şiddeti beslediğini beliren Petrou, şunları söyledi: “Hepimiz aynı çatı altında yaşıyoruz. Hiçbir güce ihtiyacımız yok. Atalarımız gibi biz de barış içinde yaşayabiliriz.”

“Barış Gemisi” eylemi ilk olarak 1983 yılında bir grup üniversite öğrencisi tarafından Japon hükümetine karşı başlatılmıştı. 1999 yılına yılda bir kez düzenlenen bu eylem, 1999’dan sonra ise yılda 3-4 kez düzenlenmeye başladı. Dünya ülkelerini dolaşan gemi, barış ve hoşgörü mesajı veriyor. Karaköy Salıpazarı’ndaki rıhtıma demir atan gemi, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna’ya uğrayarak, Mısır’a, oradan da yola çıktığı Yokohama’ya geri dönecek.

Video için http://www.youtube.com/watch?v=CX3VlLxVTeg tıklayın.

 

Kıbrıslı ve Türkiyeli savaş karşıtları İstanbul’da buluşuyor – 8 Eylül 2014 – Marksist.org

Japonya’dan yola çıkan Peace Boat (Barış Gemisi) 84. Küresel Seyahati kapsamında bugün İstanbul’a geliyor. Japonya, Kore, ABD ve farklı ülkelerden nükleer karşıtları ve savaş karşıtlarını taşıyan Barış Gemisi’nin yolcuları arasında Güney Kıbrıslı barış mücadelecileri de var. Bugün İstanbul’da Peace Boat aktivistleri ile Türkiyeli savaş karşıtları Küresel BAK’ın düzenlediği bir panelde bir araya gelecek.

Daha önce 2003, 2006 ve 2012′de Türkiye’ye gelen Barış Gemisi, savaş karşıtları tarafından karşılandı, savaş ve nükleer karşıtı ortak basın açıklamaları ve paneller yapıldı. 2012′de İstanbul’da yapılan toplantıda Hiroşima, Nagazaki ve Fukuşima nükleer felaketlerini yaşamış tanıklar da konuştu.

“Savaşsız, şiddetsiz ve nükleersiz bir dünya” temasıyla tekrar İstanbul’a gelen Barış Gemisi’nin yolcuları ile Japonya, Yunanistan ve Kıbrıs’ın her iki kesiminden savaş karşıtlarının katılacağı buluşma, bugün saat 17.00′de Galatsaray’daki Cezayir Toplantı Salonunda yapılacak.

Toplantıda İst-KIBES Genel Sekreteri Kıvanç Diren, Peace Boat temsilcisi, Birleşik Kıbrıs Platformu üyeleri, Mağusa inisiyatifi temsilcisi ve Yunanistan Barış Komitesinden Konstantinos Kalanvokides birer konuşma yapacak.

 

Barış Gemisi, ‘Savaşsız bir dünya’ için İstanbul’daydı – Agos10 Eylül 2014 /Gülşah Keleş

Barış Gemisi “Nükleer tehdit,savaş ve şiddetten arındırılmış bir dünya” temasıyla İstanbul’daydı. Farklı ülkelerden nükleer karşıtı ve savaş karşıtlarını taşıyan Barış Gemisi’nin yolcuları arasında Güney Kıbrıslı barış mültecileri de var.

Barış Gemisi, ilk olarak 1983 yılında Japonya’dan yola çıkmış; ülkenin Asya-Pasifik’teki saldırılarına ve sansürüne bir cevap olarak Japonya kıyılarını dolaşmıştı. Çevre,barış,insan hakları, sürdürülebilir bir kalkınma ve saygıyı teşvik için çalışan Japonya merkezli, uluslararası, kar gütmeyen Barış Gemisi 84. küresel seyahati kapsamında “Nükleer tehdit,savaş ve şiddetten arındırılmış bir dünya” temasıyla Japonya’nın Yokohama limanından 8 Temmuz’da yola çıktı ve Peace Boat(Barış Gemisi) 9 Eylül sabahı saat 10:00’da İstanbul’a demirledi.

Farklı ülkelerden nükleer karşıtı ve savaş karşıtlarını taşıyan Barış Gemisi’nin yolcuları arasında Güney Kıbrıslı barış mültecileri de var. İstanbul’a gelmeden önce uğradığı Pire ve Atina limanlarından Barış Gemisi’nin yolcuları arasına katılan Yunanistanlı ve Kıbrıslı barış gönüllüleri dün Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen bir etkinlikle Türkiyeli savaş karşıtlarıyla buluştu.

Toplantıda İstanbul Kıbrıslılar Bilim Eğitim Sağlık ve Dayanışma Derneği(İst-KIBES) Genel Sekreteri Kıvanç Diren,Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Yürütmesinden Şengül Çiftçi,Barış Gemisi yolcularından “2014 Year of Cyprus” barış kampanyası temsilcisi Konstantinos Kalamvakidis ve Birleşik Kıbrıs Platformu temsilcisi Petros Petrou konuştu.

 

“Barış mültecileriyle buluşmaktan dolayı mutluyuz”

Toplantının moderatörlüğünü yapan Küresel BAK’tan Bülent Aydın, Barış Gemisi’nin 2003, 2006 ve 2012’de Türkiye’ye geldiğini belirterek “Peace Boat her gelişiyle burada savaş karşıtları tarafından karşılandı. Savaş ve nükleer karşıtı ortak basın açıklamaları ve paneller yapıldı. 2012’de İstanbul’da yapılan toplantı’da Hiroşima, Nagazaki ve Fukuşima nükleer felaketlerini yaşamış tanıklar da konuştu. Bugün de Yunanistan ve Kıbrıs’tan gelen barış mültecileriyle buluşmaktan dolayı mutluyuz.” dedi.

 

“Filistin halkının direnişini selamlıyoruz”

İst-KIBES Genel Sekreteri Kıvanç Diren ise ”Bu toplantı Kıbrıslı Rum, Yunanistanlı ve Türkiyeli dostlarımız ile barış için ortaklaşa çalışan bizlere, çözümsüzlüğün hüküm sürdüğü adamıza küresel dayanışma çerçevesinde ortak bir barış mesajı gönderme fırsatı vermesinden dolayı da çok değerlidir” ifadelerini kullandı.

Barışseverlerin çabalarına rağmen savaş çığırtkanlığının arttığı, bölgesel çatışmaların yoğunlaştığı ve küresel barış ortamından gün geçtikçe uzaklaşıldığını belirten Kıvanç Diren sözlerine şöyle devam etti:”Yakın zaman önce, Kıbrıs’ın hemen yanı başında yaşananlar, herkesi olduğu gibi bizleri de çok derinden yaralamıştır. Gazze’de Filistinlilere karşı yürütülen İsrail saldırıları, savaşın ve şiddetin acımasız yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur.Kıbrıslı barışseverler olarak Filistin halkının direnişini bu salondan bir kez daha selamlıyoruz.”

 

“İnsan hakları inkâr ediliyor”

Toplantının düzenleyicilerinden Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu adına konuşan Şengül Çiftçi, Irak ve Suriye’deki son gelişmelerin dünya barışına yönelik bir tehdit oluşturduğunu söyledi: ”Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ve Suriye Devletinin terörüne karşı Suriye ve Irak halklarıyla, Ezidi ve Kürt halkıyla dayanışma içindeyiz.Yaşanan gelişmeler insan haklarının inkar edilmesi anlamına gelmekte,bütün bölgeyi sonu olmayan bir savaş ve şiddete doğru sürüklemektedir.Ortadoğu’da barış ve demokrasi için mücadele bütün dünyanın önceliği olmalıdır.”

Barış Gemisi’nin yolcularından barış gönüllüsü Kostantinos Kalamvakidis, gemide barış, silahlardan arınma, anti militarist, ırkçılık karşıtı toplantılar yaptıklarını belirterek; Kıbrıs’ta iki toplum arasındaki anlaşmazlıkların giderilebileceğini ve buna katkı sağlayarak dünyada bir farklılık oluşturmak istediklerini söyledi.

Savaşsız, nükleersiz,barış içinde bir dünyaya dikkati çekmek için 84. küresel seyahatini gerçekleştiren Barış Gemisi bir günlük ziyaretinin ardından, Karadeniz’e açılmak üzere 9 Eylül akşamı İstanbul’dan ayrıldı. Bulgaristan’ın Burgaz ve Ukrayna’nın Odessa limanlarına uğrayacak olan gemi Akdeniz’e dönerek Mısır’ın Port Said limanını ziyaret edecek. Ekim ayı sonunda küresel turunu tamamlayacak olan Barış Gemisi Yokohama’ya geri dönecek.

http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=baris-gemisi-savassiz-bir-dunya-icin-istanbuldaydi&haberid=8053

 

 “Barış Gemisi” İstanbul’da – 9 Eylül 2014 – HaberTürk 

“Nükleer tehdit, savaş ve şiddetten arındırılmış bir dünya” sloganıyla Japonya’dan 8 Temmuz’da yola çıkan Peace Boat (Barış Gemisi) İstanbul’a geldi.

Yokohama Limanı’ndan demir aldıktan sonra İstanbul’a ulaşan gemi, savaşsız, barış içinde bir dünyaya dikkati çekmek için 84. küresel seyahatini gerçekleştiriyor. Bu kapsamda Karaköy Salıpazarı’ndaki rıhtıma demir atan gemi, gece saatlerinde buradan hareket edecek.

Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna’ya uğrayacak gemi, buradan geri dönerek Mısır’a, oradan da yola çıktığı Yokohama’ya geri dönecek. Gemide, Japonya, Türkiye, Yunanistan ile Güney ve Kuzey Kıbrıs’tan barış gönüllüleri yer alıyor.

İstanbul Kıbrıslılar Bilim Eğitim ve Sağlık Derneği (İST-KIBES) Genel Sekreteri Kıvanç Diren, geminin Türkiye’ye varması nedeniyle Cezayir Toplantı Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında, geminin ziyaretinin kendileri için büyük bir anlam ifade ettiğini söyledi.

 

“BARIŞTAN GÜN GEÇTİKÇE UZAKLAŞILIYOR”

Böyle bir organizasyonun parçası olmaktan gurur duyduklarını belirten Diren, “Barış için ortaklaşa çalışanların küresel dayanışma ile taşıdığı barış mesajları umut verici. Son dönemde savaş çığırtkanlığının arttığını ve buna paralel, barıştan gün geçtikçe uzaklaşıldığını üzülerek görüyoruz. Dünyanın birçok yerinde savaş var. Özellikle Ortadoğu bölgesi kan gölü. Biz Kıbrıslılar, Ortadoğu halklarının yaşadıklarını çok iyi anlıyoruz. Gazze’de yaşananlar bizi çok üzüyor. Kıbrıslı barışseverler olarak Filistin halkının direnişini selamlıyoruz. IŞİD saldırıları ile yerinden edilenlerin acılarını da paylaşıyoruz” dedi.

Diren, Ukrayna’da devam eden çatışmaların son bulmasını dileyerek, “Türkiye’deki barış sürecine de destek veriyoruz ve bu sürecin barış için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Sadece üzülerek bu kötü gidişe ‘dur’ denilemez. Elimizi taşın altına koymalıyız. Bu gemiyi küresel dayanışma için bir fırsat olarak görüyoruz” diye konuştu.

Gemide bulunan gönüllülerden Kostantinos Kalamvakidis de dünya barışına destek olmak için organizasyona dahil olduğunu aktararak, “Kampanyaya Yunanistan’dan katılıyorum. Gemide ülkemden başka arkadaşlar da var. Uğradığımız limanlarda barış için düşüncelerimizi anlatacağız. Kıbrıs’ta iki toplum arasındaki anlaşmazlıkların giderilebileceğini göstermek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

http://www.haberturk.com/gundem/haber/988544-baris-gemisi-istanbulda

 

Barış Gemisi yolcuları savaş karşıtlarıyla buluştu – 9 Eylül 2014 – Turnusol

KIBES, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu ve Peace Boat tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında Yunanistan ve Kıbrıs’tan gelen barış gönüllüleri konuştu.

“Nükleer tehdit, savaş ve şiddetten arındırılmış bir dünya” temasıyla Japonya’nın Yokohama limanından 8 Temmuz’da yola çıkan Peace Boat (Barış Gemisi) 9 Eylül sabah saat 10.00′da İstanbul’a geldi ve Karaköy Salıpazarı rıhtımına demirledi. Savaşsız, nükleersiz, barış içinde bir dünyaya dikkati çekmek için 84. küresel seyahatini gerçekleştiren Barış Gemisi, Karadeniz’e açılmak üzere gece saatlerinde İstanbul’dan ayrıldı. Bulgaristan’ın Burgaz, Romanya’nın Konstansa ve Ukrayna’nın Odessa limanlarına uğrayacak gemi, Akdeniz’e dönerek Mısır’ın Port Said limanını ziyaret edecek. Ekim ayı sonunda küresel turu tamamlayacak Barış Gemisi Yokohama’ya geri dönecek.

İstanbul’a gelmeden önce uğradığı Pire ve Atina limanlarından Barış Gemisi’ne binen Yunanistanlı ve Kıbrıslı barış gönüllüleri saat 17.00′de Cezayir toplantı salonunda gerçekleştirilen bir etkinlikte Türkiyeli savaş karşıtlarıyla ve basınla buluştu. KIBES, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu ve Peace Boat tarafından düzenlenen basın toplantısında yapılan sunumların ardından sorular yanıtlandı.

Toplantıda İstanbul Kıbrıslılar Bilim Eğitim Sağlık ve Dayanışma Derneği (İst-KIBES) Genel Sekreteri Kıvanç Diren, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Yürütmesinden Şengül Çifçi, Barış Gemisi yolcularından “2014 Year of Cyprus” barış kampanyası temsilcisi Konstantinos Kalamvakidis ve Birleşik Kıbrıs Platformu temsilcisi Petros Petrou birer konuşma yaptı. Konuşmalar Mine Atafırat tarafından Türkçe – İngilizce çevrildi.

Toplantının moderatörlüğünü yapan Bülent Aydın (Küresel BAK), katılımcıları ve konukları selamladıktan sonra, Barış Gemisi’nin 2003, 2006 ve 2012′de Türkiye’ye geldiğini belirterek “Peace Boat her gelişinde burada savaş karşıtları tarafından karşılandı, savaş ve nükleer karşıtı ortak basın açıklamaları ve paneller yapıldı. 2012′de İstanbul’da yapılan toplantıda Hiroşima, Nagazaki ve Fukuşima nükleer felaketlerini yaşamış tanıklar da konuştu. Bugün de Yunanistan ve Kıbrıs’tan gelen barış mücadelecileriyle buluşmaktan mutluyuz” dedi.

 

KIVANÇ DİREN: “BARIŞ MÜCADELEMİZİ BÜYÜTEREK SÜRDÜRMELİYİZ”

İst-KIBES Genel Sekreteri Kıvanç Diren, buluşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, küresel barış mücadelesinin bir parçası olmanın çok değerli olduğunu vurguladı. İstanbul’da yaşayan Kıbrıslılar adına Barış Gemisi yolcularını selamlayan Diren, “Bu toplantı Kıbrıslı Rum, Yunanistanlı ve Türkiyeli dostlarımız ile barış için ortaklaşa çalışan bizlere, çözümsüzlüğün hüküm sürdüğü adamıza küresel dayanışma çerçevesinde ortak bir barış mesajı gönderme fırsatı vermesinden dolayı da çok değerlidir” dedi.

Barışseverlerin çabalarına rağmen savaş çığırtkanlığının arttığını, bölgesel çatışmaların yoğunlaştığını ve küresel barış ortamından gün geçtikçe uzaklaşıldığını belirten Kıvanç Diren sözlerine şöyle devam etti: “yakın zaman önce, Kıbrıs’ın hemen yanı başında yaşananlar, herkesi olduğu gibi bizleri de çok derinden yaralamıştır. Gazze’de Filistinlilere karşı yürütülen İsrail saldırıları, savaşın ve şiddetin acımasız yüzünü tüm çıplaklığıyla bir kez daha ortaya koymuştur. Kıbrıslı barışseverler olarak Filistin halkının direnişini bu salondan bir kez daha selamlıyoruz.”

Diren, bölgesel sorunlarla ilgili mesajlarını aktardıktan sonra Kıbrıs’taki bölünmüşlük hakkındaki görüşleri de özetledi. KIBES’in örgütsel olarak varoluş sebeplerinin en başında Kıbrıs’ta barış için çalışmanın geldiğini belirten Kıvanç Diren şöyle devam etti: “Kıbrıslı Rum dostlarımız ile geliştirdiğimiz ortak anlayış ve ortak dil çerçevesinde, Kıbrıs’ta iki toplumlu iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyonu tek çözüm modeli olarak öngörüyor ve kabul ediyoruz. 2008’de başlayan liderler arası müzakere sürecinin halen bir sonuca ulaşmaması bizleri endişelendiriyor. Kıbrıs’ta barışa ulaşamadığımız her geçen gün zaman aleyhimize işliyor. Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs sorunun çözümü Doğu Akdeniz’de bölgesel barış açısından da büyük bir önem arz ediyor.”

 

ŞENGÜL ÇİFÇİ: “SAVAŞLARIN OLMADIĞI BİR DÜNYA MÜMKÜN”

Toplantının düzenleyicilerinden Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu adına konuşan Şengül Çifçi Barış Gemisi yolcularına başarılar diledi. Barış hareketinin gündemindeki konulara değinen Çifçi, Irak ve Suriye’deki son gelişmelerin dünya barışına yönelik bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Şöyle devam etti: “Irak Şam İslam Devleti – IŞİD ve Suriye Devletinin terörüne karşı Suriye ve Irak halklarıyla, Ezidi ve Kürt halkıyla dayanışma içindeyiz. Yaşanan gelişmeler insan haklarının inkar edilmesi anlamına gelmekte, bütün bölgeyi sonu olmayan bir savaş ve şiddete doğru sürüklemektedir. Ortadoğu’da barış ve demokrasi için mücadele bütün dünyanın önceliği olmalıdır.”

 

“HEPİMİZ BARIŞTAN BAŞKA ÇIKIŞ YOLU OLMADIĞININ BİLİNCİNDEYİZ”

Barış Gemide bulunan barış gönüllülerinden Kostantinos Kalamvakidis, 2014 yılı başında Atina’da kurulan “Year of Cyprus” barış kampanyasının devletten bağımsız sivil bir barış kampanyası olduğunu belirtti. Kıbrıs barışı için sürdürülen çalışmalara Yunanistan’dan katıldığını söyleyen konuşmacı, Yunanistan’da yaşayan Kıbrıslılarla temasta olduklarını belirtti. Şöyle devam etti: “Gemiye Pire’den bindik. Ülkemden başka arkadaşlar da var. Gemide barış, silahlardan arınma, anti militarist, ırkçılık karşıtı konuşmalar yapıyoruz. Uğradığımız limanlarda burada olduğu gibi barış için düşüncelerimizi anlatacağız. Kıbrıs’ta iki toplum arasındaki anlaşmazlıkların giderilebileceğini göstermek istiyoruz. Bunu başararak dünyada bir farklılık yaratmak istiyoruz” dedi.

Kıbrıs dışındaki Kıbrıslıların barış inisiyatifi olan “Birleşik Kıbrıs Platformu” aktivisti Petros Petrou şöyle konuştu: “Barış Gemisiyle buraya gelmiş olmaktan çok memnunum. Adamızda barış istiyoruz. Platformumuzdaki Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar olarak bizim paylaşamadığımız hiç bir şey yok diyoruz. BM kararlarına dayalı ve halkların kendi geleceğini belirleyebileceği bir çözüm istiyoruz. Bu bizim birleşik bir devlet olarak yaşamamızı sağlayacak. Büyük savaştan beri böyle bir şey yaşamadık. Türkiye’deki, Yunanistan’daki ve uluslararası barış kuruluşlarının yardımını ve desteğini bekliyoruz. Türkiyeli barış insanlarına bu buluşmayı sağladıkları için teşekkür ederiz.”

 

İNGİLTERE’DE YAŞAYAN KIBRISLILARDAN MESAJ

İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların ortak örgütlenmesi “Birleşik Kıbrıs Platformu İngiltere” tarafından toplantıya gönderilen mesaj okundu. Şöyle diyor: “Barış Gemisi’nin İstanbul ziyareti dolayısıyla gerçekleşen buluşmanızda tüm dünyaya gönderdiğiniz küresel barış mesajlarının yerine ulaşacağına dair hiç kuşkumuz yoktur. Kıbrıs için çok uzun yıllara dayanan ortak barış mücadelemizde dünyanın dört bir yanından bizlere destek veren siz dostlarımıza teşekkür ederiz. ”

 

NÜKLEER SANTRAL PLANLARINA KARŞI ORTAK MÜCADELE

Sunumların ardından konuşmacılara sorular yöneltildi. Yapılan açıklamalarla Kıbrıs’ta süren çözümsüzlüğün nedenleri, Mersin’de yapılması planlanan nükleer santrale karşı ortak mücadele olanakları konuşuldu.

Toplantıya katılanlar arasında DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüleri Sevil Turan ve Naci Sönmez, İst-KIBES Başkanı Nesrin Paşaoğlu, Küresel BAK Yürütmesinden Yıldız Önen, Faruk Sevim ve Serdar Kordu vardı.

http://www.turnusol.biz/public/haber.aspx?id=20692&pid=19

 

Barış Gemisi İstanbuldaydı – 9 Eylül 2014 – Yeşil Gazete

9 Temmuz 2014 tarihinde Yokohama’dan 84.turu için yola çıkan ve 1983 yılı itibariyle “Nükleer tehditler, savaş ve şiddetten arındırılmış bir dünya için” denizaşırı yolculuklar yaparak bu sayede farklı farklı ülkelere barış mesajlarını ileten Japonya menşeili “Peace Boat- Barış Gemisi” son turunda İstanbul Karaköy’de demirledi.

Gemide bulunan 2 aktivist, Birleşik Kıbrıs Platformundan Barış Gemisi temsilcisi Koustantinos Kalomvokidis , İstanbul Kıbrıslılar Bilim Eğitim Sağlık ve Dayanışma Derneği (KIBES) , Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu üyeleri ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi temsilcilerinden oluşan bir grup Beyoğlu Cezayir toplantı salonunda ortak basın toplantısı düzenledi.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu tarafından okunan basın açıklamasında toplantının aslında bir barış buluşması olduğu belirtilerek Japonya’daki barış güçleriyle dayanışma içerisinde olunduğu ifade edildi.

Basın açıklamasıyla Ukrayna’daki savaşın son bulması gerektiğine vurgu yapılırken Ukrayna’ya yapılan uluslararası müdahalelere de son verilmesi gerektiğinin altı çizildi. Aynı şekilde İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları kınandı ve Filistin’in başkenti Kudüs olan bağımsız ve demokratik bir devlet olması gerektiği söylendi.

 

‘Ezidi ve Kürt halkıyla dayanışma içindeyiz’

IŞİD ve Suriye devletinin terörüne karşı, Suriye ve Irak halklarıyla, Êzidî ve Kürt halkıyla dayanışma içinde olunduğu belirtildi.

 

‘Kıbrıs barış köprüsü olmalı’

Kıbrıs halkının kendi geleceğini kendisinin tayin etmesi, Kıbrıs’ın işgalden, üslerden, silahlardan arındırılarak, Doğu Akdeniz ile Avrupa arasında barış köprüsü olan bir ada haline gelmesi gerektiği beyan edildi.

Barış Gemisi, toplantı sonrasında demirlemiş olduğu Karaköy -Salıpazarı’ndan 9 Eylül akşam saatlerinde ayrılarak Karadeniz’e açıldı. Geminin güzergahı sırasıyla Bulgaristan, Romanya, Sochi ve Ukrayna. . 2014 Kış olimpiyatlarının Çerkesler açısından yapılmasının tartışma yarattığı şehir Sochi’de barış mesajını duyurmayı planlayan Barış Gemisi aynı şekilde günümüzde maalesef barışçı günler yaşamayan Ukrayna’yı da ziyaret edecek. Barış Gemisi’nin 21 Ekim’de Japonya/Yokohama’ya geri dönmesi planlanıyor.

Barış Gemisi İstanbul’daydı

 

Daha fazla haber için:

http://haberciniz.biz/baris-gemisi-istanbulda-3152844h.htm

http://www.memleket.com.tr/baris-gemisi-istanbulda-471892h.htm

http://www.ensonhaber.com/baris-gemisi-istanbulda-2014-09-10.html

https://www.avrupagazete.com/turkiye/139680-baris-gemisi-istanbul-da.html

http://www.sondakikahaberleri.info.tr/haber/1290341-quot-baris-gemisi-quot-istanbul-da

 

 “Kimse Bombardımandan Barış Çıkmasını Beklemesin” – 23 Eylül 2014 – Bianet

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’ndan Bülent Aydın, insani krizlerin hepsinin kaynağında geçmişteki askeri müdahalelerin yattığını söylerken, “Hiçbir savaş, savaş politikaları ve savaş araçlarıyla çözülemez” diyor. ABD’nin IŞİD’e karşı başlattığı hava bombardımanı ne anlama geliyor? Yeni bir bombardıman bölgede barış sağlar mı? Askeri müdahale çözüm müdür? Barışçıl bir çözüm mümkün mü? Mümkünse bu çözüm nedir?

Bianet, Ortadoğu’da IŞİD’e karşı başlatılan operasyonunu savaş karşıtlarına sordu. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (Küresel BAK) Yürütme Kurulu’ndan Bülent Aydın, günümüzde yaşanan insani krizlerin hepsinin kaynağında geçmişteki askeri müdahalelerin yattığını anlatıyor. Aydın, “Aslında bugünkü durumu yaratan güçler, şimdi felaketi durdurmak için yeni bir saldırı peşindeler. Bütün hükümetler bu tür zeminleri bölgeye müdahale için fırsat olarak görmek yerine, barış politikaları uygulasaydı bugünkü sorunlar yaşanmazdı” diyor. Savaşı, savaş araçlarıyla durdurmanın imkansızlığına dikkat çekiyor.

“Hiçbir savaş, savaş politikaları ve savaş araçlarıyla çözülemez. Ne 1. Dünya Savaşı, ne 2. Dünya Savaşı, ne de bu bölgede petrol, enerji ve güç için yapılan müdahaleler acıdan başka bir şey yaratmadı. Bu kısırdöngünün kırılması lazım. Savaş karşıtları da bunun için uğraşıyor.

“Bu müdahale oradaki daha beter gelişmelere zemin oluşturacak, hatta bazı güçlere haklılık zemini oluşturacaktır. Çünkü zaten oradaki halklar bölgeye yapılan emperyal müdahalelerden dolayı bu durumdalar.

“Bu bölgedeki halklar sorunlarını kendileri çözecekler. Onların mücadelesiyle bu bölge daha demokratik, yaşanılabilir bir yer olacak. Ancak ABD’deki her yönetim bir Irak bombardımanıyla prestijini yükseltmeye çalışıyor. Böyle bir kısır döngü olabilir mi?”

 

Türkiye ABD operasyonunun parçası olmamalı

Aydın, Suriye ve Irak’a yapılacak yardımların askeri yardımlar değil, insani yardımlardan oluşması gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye’nin komşu ülke olarak insani yardım yapması ve sınırlarını savaş mağdurlarına açmasının önemli olduğunu söyleyen Aydın, Türkiye’nin ABD operasyonunun bir parçası olmaması gerektiğini, atılacak en önemli adımlardan birinin İncirlik Askeri Üssü’nün kapatılması olduğunu ifade ediyor.

“IŞİD insani değerlere sığmayan değerleri kullanan terörist bir örgüt. Kendinden olmadığı tanımını yapmadığı herkese en gaddar şekilde saldıran bir mücadele yürütüyor. Ama bu tehlikeyi ortadan kaldırmanın yolu, ABD uçaklarının bu ülkeleri bombalaması değil.

“Dünyanın her yerinde savaşlar yeni felaketleri, yeni düşmanlıkları ve yeni insani krizleri doğuruyor. 2003’teki savaş ve Irak’ın işgali, 2003’ten sonra yaşanan insani dramları ortaya çıkardı. Bir milyon kişi öldü, ülke yerle bir oldu. Sonra Suriye’de Esad rejiminin ayaklanmayı bastırmak için uyguladığı bombardıman orada felakete açtı.

“Ortadoğu’daki sorunlar bombalarla değil, ancak barış politikalarıyla çözülebilir. Diğer ülkeler eğer bu bölgedeki sorunlara iyileştirici bir yaklaşımda bulunmayı düşünüyorlarsa bunun yolu barış politikalarını güçlendirmek ve barış için mücadele eden güçlere destek vermekten geçer.

“Hiçbir ülkenin Ortadoğu’ya silahlı askeri müdahalesi doğru değil. Türkiye gibi komşu ülkelerde oraya malzeme sevkiyatı olacaksa, bu silah değil, insani yardım sevkiyatı olmalıdır.”

 

“Savaşa değil, barışa destek verin”

Bugünkü durumun, geçmişteki çatışmalardan kaynaklandığını söyleyen Aydın, dünya kamuoyunun hükümetlerini barış politikalarına zorlaması gerektiğini belirtiyor:

“Bu bölgedeki insani krizi tetikleyen ABD’nin Irak işgali, Suriye’de Saddam rejiminin uyguladığı yok etme politikalar oldu. Afganistan’daki insani krizi tetikleyen ABD ve NATO’nun hala süren işgali oldu. Yani yeni savaşlarla, yeni bombardıman ve işgallerle Ortadoğu’da barışın sağlanması mümkün değil.

“Bu, bugünden yarına değişecek bir şey değil ama tüm dünyada kamuoyu hükümetlerine baskı yaparak bu politikaların değişmesini sağlamalı.

“Yeni bir boyuta sıçrayan bölgedeki çatışmaların daha da yaygınlaşması, sivil ölümlerinin daha da büyümesini engellemek için bir an önce uluslararası kuruluşlar sorunu BM’deki platformlarda konuşup, öyle bir adım atmalı. Sadece askeri müdahale Ortadoğu’da yaşanan dramın çaresi değil, kaynağı.

“Kamuoyunu uyarıyoruz: Savaş politikalarına değil, barış politikalarına destek versinler.”

http://www.bianet.org/bianet/siyaset/158693-kimse-bombardimandan-baris-cikmasini-beklemesin

 

27 Eylül 2014 – “Rojavalı, Suriyeli, Iraklı mülteciler kardeşimizdir!” yürüyüşü haberleri

 

İstanbul’dan Hakkari’ye her yer Kobanê – 28 Eylül 2014 – DİHA

Tünel Meydanı’nda bir araya gelen Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi üyeleri de, Suriye, Rojava ve Irak’ta yaşanan savaşlardan dolayı Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan mültecilere dikkat çekmek amacıyla Galatasaray Lisesi’ne yürüdü. “Suriyeli Iraklı Rojavalı mülteciler kardeşimizdir” yazılı pankartı açan çok sayıda kişi, “sınırlar açılsın Kürt halkına özgürlük”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları attı.  Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi adına açıklama yapan Ferhat Kentel, “Sığınmacıların mülteci statüsünü tanıyın. ‘misafir’ diyerek uluslararası sözleşmeler ve insan hakları normlarından kaynaklanan temel haklarını göz ardı etmeyin” dedi.

 

Rojava’ya destek mesajı: “Diren Kobanê, İstanbul seninle” – 27 Eylül 2014 – Marksist.org

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformu, bugün yoğun yağmura rağmen İstanbul’da yaptığı yürüyüşle Rojavalı, Suriyeli ve Iraklı mültecilere “Misafir değil kardeşimizsiniz, hoşgeldiniz!” dedi. Eylemde Kobanê’deki direnişe destek sloganları atıldı.

Saat 18:00’de Tünel Meydanı’nda toplanan ırkçılık karşıtı aktivistler, Kürtçe, Arapça, İngilizce ve Türkçe olmak üzere dört ayrı dilde “Rojavalı, Suriyeli, Iraklı mülteciler kardeşimizdir” yazan ana pankartın arkasında Galatasaray Meydanı’na yürüdü.

Yağmur ve fırtınaya rağmen yürüyüş İstiklal Caddesi boyunca gitgide kalabalıklaştı.

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformunun düzenlediği eylemde “Mülteci hakkı insan hakkıdır”, “Diren Kobanê, İstanbul seninle”, “Irkçılığa dur de”, “Katil IŞİD katil Esad”, “Katil IŞİD, Kürdistan’dan defol”, “Sınırlar açılsın, Kürt halkına özgürlük!” ve “Bijî bratiya gelan” sloganları atılırken, Irak ve Suriye’yi bombalayan Batı emperyalizminin savaş planlarına da karşı çıkıldı.

MG 8946İstanbul: Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Platformu “Rojavalı, Suriyeli, Iraklı,Şengalli mülteciler kardeşimizdir” Sınırlar açılsın” çağrısıyla Taksim Tünel’den Galatasaray Lisesi önüne bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Yağan yağmura inat “Kürt Halkına Özgürlük”, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP”e sloganları atarak Galatasaray Lisesi önüne varıldı.

 

Irkçılığa Dur De – 27 Eylül 2014 – Özgür Gelecek

Tüm tarihi savaş ve işgallerle biçimlenen Ortadoğu’da yeni acıların yaşandığıyla birlikte “İmdat” çağrılarıyla çaresizlik içinde oradan oraya göç etmek zorunda kaldıklarını görmekteyiz ve sessiz kalamayız denildi. Hepimizin gözlerinin Suruç’ta, Kobanê’de, Halep’te olduğu ifade edilirken dayanışma, yardımlaşma ve kardeşleşmek gününden söz edilecekse “o gün işte bugündür” denildi.

Hükümetin mülteci statüsünde görmediği göçmenler için “onlar misafir” diyerek temel haklarının ellerinden alındığı belirtildi. Medya organlarında mülteciler düşmanlaştırılıyor, Kobanêliler ve Suriyeliler hakkında sık sık nefret söylemi kullanarak ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar denilerek çektikleri çilenin katmerleştiğinden bahsedildi.

 

Suriyeli mültecilere destek eylemi – 27.09.2014  – Kızıl Bayrak

Suriye’den gelen sığınmacıların tanınmayan hakları ve Kobanê’deki saldırılara karşı dayanışma çağrısı için Taksim’de yürüyüş gerçekleştirildi.

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Platformu bugün saat 18.00′de Taksim Tünel’de toplanarak mültecilerin hakları için eylem gerçekleştirdi. Kitle Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere 4 dilde “Rojavalı, Suriyeli, Iraklı mülteciler kardeşimizdir!” şiarlı pankart ve ırkçılığı teşhir eden dövizlerle yürüdü.

Eylemde “Sınırlar açılsın Kürt halkına özgürlük!”, “Irkçılığa dur de!”, “Diren Kobanê İstanbul seninle!” sloganları sıklıkla atıldı. Ayrıca MHP’li Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz’ın Kobanê’den Suruç’a gelenler için “Aralarında Ermeni var mıydı?” sorusuna tepki için “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz!” sloganı atıldı.

Galatasaray Meydanı’na gelindiğinde, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Sözcüsü Ferhat Kentel basın açıklaması yaptı. Kentel,  Türkiye’ye sığınanların 1.3 milyonu bulduğunu aktarırken ABD’nin gerçekleştirdiği hava saldırılarının ardından kaçanlarla sayının artmasının beklendiğini ifade etti. Kentel şunları ifade etti: “Bugün Kobanê’ye, Suriye’ye elimizi uzatma günüdür. Direnen halkların yanında olduğumuzu gösterme günüdür. Çünkü sadece savaş, yıkım ve ölümden ibaret değil yaşadığımız süreç; dayanışma, direniş ve umut da gelişiyor. Bu dayanışmayı, bu direnişi bu umudu daha fazla dayanışarak, direnişe destek olarak, umudumuzu büyüterek güçlendireceğiz.”

Türkiye’ye sığınan mültecilerin ırkçı saldırıların hedefi olduğuna dikkat çeken Kentel, saldırganlara hiçbir yaptırım uygulanmadığını vurguladı.

“Hükümet, Suriyelilerin mülteci statüsünü tanımayarak, onlara ‘misafir’ diyerek uluslararası sözleşmeler ve insan hakları normlarından kaynaklanan temel haklarını göz ardı ediyor” diyen Kentel, Kobanê’den gelenlere de zorluk çıkarıldığını aktardı. Sınırdaki saldırıları anımsatan Kentel, hükümete seslenerek “Sığınmacıları her an geri gönderebileceğimiz, bir an önce kurtulmamız gereken ‘misafirler’ olarak değil kardeşlerimiz olarak görüyoruz. Onlarla birlikte yaşamak istiyoruz” dedi.

 

“Rojavalı, Suriyeli, Iraklı Mülteciler Kardeşimizdir! – 28 Eylül 2014 – Mücadele Birliği web sitesi

Suriye ve Irak’tan gelen sığınmacılara tanınmayan haklar ve Kobanê’deki IŞİD saldırılarına karşı dayanışma ve birlikte mücadele çağrısıyla Taksim’de yürüyüş yapıldı.

Suriye ve Irak başka olmak üzere Türkiye’ye gelen sığınmacılara tanınmayan hakları ve Kobanê’de IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırılara karşı dayanışma ve birlikte mücadele çağrısıyla Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Platformu bugün (27 Eylül) saat 18.00′de Tünel’den, Galatasaray Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi.

Tünel Meydanı’nda toplanılarak “Rojavalı, Suriyeli, Iraklı Mülteciler Kardeşimizdir! – Penaberên ji Rojava, Sûrî u Irapê xwişk û birayên me ne!” yazılı pankartın açıldığı eylemde Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce yazılı “dövizlerle sığınmacılara haklarının tanıması taleplerini dile getirildi. Sık sık “Irkçılığa Dur De!”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza”,  “Diren Kobanê İstanbul Seninle”, “Sınırlar Açılsın Kürt Halkına Özgürlük”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganları atılırken “Kobanê’den Suruç’a gelenler içinde Ermeni var mıydı?” şeklindeki milliyetçi sorusu nedeniyle MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz teşhir ve protesto edilerek “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeni’yiz” sloganlarıyla yanıt verildi.

Galatasaray Meydanı’nda Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Platformu adına Ferhat Kentel konuştu. Türkiye’ye gelmek zorunda kalan sığınmacıların 1.3 milyon civarında olduğunu, ABD’nin hava saldırılarının ardından kaçanlarla birlikte sayının artmasının beklendiğini hatırlatan Kentel, bugün Kobanê’ye ve Suriye ye el uzatma günlerinde olunduğunu ifade etti. Direnen halkların yanında olduğumuzu göstermek gerektiğini çünkü savaşın yıkım ve ölümden ibaret olmadığını, dayanışma, direniş ve umutların geliştiği bir sürecin yaşanmakta olduğunu belirten Kentel, sığınmacılarla ve Kobanê halkıyla daha fazla dayanışmada bulunarak direnişe destek olmak gerektiğini ve bu şeklide umudun büyütülüp güçlendirileceğini söyledi.

Kentel, Türkiye’ye sığınan mültecilerin ırkçı saldırıların hedefi haline geldiklerine, buna rağmen saldırganlara hiçbir yaptırımın uygulanmadığını kaydetti. Hükümetin Suriyelilerin mülteci statüsünü tanımadığını ve onlara ‘misafir’ diyerek uluslararası sözleşmeleri ve insan hakları normlarından kaynaklanan temelleri göz ardı etmekte olduğunu söyleyen Kentel, sığınmacıların her an geri gönderebileceğimiz ya da bir an önce kurtulmamız gereken misafirler değil kardeş olarak görüldüğünü ve Türkiye halklarının onlarla birlikte yaşamak istediklerini ifade etti.

Basın açıklaması “Diren Kobanê İstanbul Seninle”, “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam”, “Sınırlar Açılsın Kürt Halkına Özgürlük”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganları ile bitirildi.

 

18 Ekim 2014 – Uluslar arası Konferans Haberleri – İstanbul

Konferans çağrısının yayınlandığı siteler:

“100 Yıllık SAVAŞ Yeter, Dünyada, Bölgede, Ülkede artık BARIŞ” Konferansı

http://www.wherevent.com/detail/Kuresel-Bak-%E2%80%9C100-YILLIK-SAVAS-YETER-DUeNYADA-BOeLGEDE-UeLKEDE-ARTIK-BARIS%E2%80%9CULUSLARARASI-KONFERANSI

http://marksist.org/istanbulda-yarin-uluslararasi-baris-konferansi-100-yillik-savas-artik-yeter.html

https://www.facebook.com/OrtakHafiza

http://allevents.in/istanbul/this-weekend#

http://www.malatyam.com/Hbr-38869-18-Ekim-Turkiye-Gundemi-tr.html

 

 

Savaş Kahramanlık Öykülerinden Değil, Asker Mektuplarından Öğrenilir – Bianet – 17 Ekim 2014 / Fatma YÖRÜR

“Büyük Savaş ve Osmanlı Devleti: Savaşa Giden Süreç” konferansında konuşan Winter, 1. Dünya Savaşı’nda cephe ve savaş kavramının nasıl değiştiğini anlattı. Tarihçi, Profesör Jay Winter, Türkiye ziyaretinin ilk durağında Marmara Üniversitesi Sultan Ahmet Kampüsü’nde konuştu. “Büyük Savaş ve Osmanlı Devleti: Savaşa Giden Süreç” konferansında kürsüye çıkan Winter, “Büyük Savaş ve Şiddetin Uygulanmasında Devrim, 1914- 1918” başlığını ele aldı. Konferansta Winter’ın 19 yıl önce Birinci Dünya Savaşı travmaları üzerine hazırladığı kısa film gösterildi.

 

70 yıl gizlenen görüntüler

Winter’ın 20 yıl önce ulaştığı görüntüler savaş sonrası hastanelerinde çekilmiş ve 70 yıl boyunca saklanmış. Videoda “bomba şoku” denilen travmaya maruz kalan askerlerin istem dışı titremeler ve hareketleri görülüyor.. Bir gürültü duyduğunda yatağın altına kaçan da var, asker şapkası görünce histeri krizine giren de…

Görüntülere askerlerin ailelerine yazdığı mektuplar eşlik ediyor. Top ve bomba seslerine karşı oluşan travmalar bize rakamların anlattığından daha fazlasını anlatıyor. Ölüm Makineleri’nin açtığı çukurlarda askerlerden sağ kalanlar, cesetlerle iç içe geçirdiği günlerin şoku hayatlarının sonuna kadar atlatılamamış. Tedavi için hasta askerler yıllarca çiftliklerde çalıştırılmış.

 

“Dünya liderleri ya kördü ya da katil”

Jay Winter, konuşmasına savaşın nedeni ve zemini olarak İkinci Endüstri Devrimi’ni göstererek başladı. “Devrim sonrası dünya gündemine gelen savaş, o zamanki liderlerin delice bir kararı hepsi bu” diyen Winter, savaşın çığırından çıkarak devletler sisteminde bir “Ölüm ve Yok Etme Makinesi’ne dönüştüğünü anlattı.

Winter’a göre 1. Dünya Savaşı’nda cephe ve savaş kavramı değişti: “Bir askerin bir askere karşı savaşının yerini artık devasa ölüm makineleri aldı. İnsan gücüyle endüstriyel gücü kıyaslarsak, savaşın nasıl bu kadar yıkıcı olabildiği ortaya çıkıyor. Sadece makineler değil gazlar da savaş sahnesinde yerini burada aldı. Gazın (sarin, hardal, klorin vb.) devreye girmesi öldürmek kadar önemli bir araç olan işkencenin de amaçladığını gösterir.. Sadece askerler değil artık hedefte siviller de vardır… Sivil ile askerin hedef olma açısından farkı bu savaşta ortadan kalkar. Bu kaza ya da tesadüf değil politikadır.”

Winter’ın ısrarla vurguladığı nokta, bu yaşananlar tesadüf değil strateji olması. Savaşın insan unsurunu yok eden tavrı hiçbir savaşta bu kadar belirgin olmadığını söyleyen Winter, bu savaşın neden olduğu sürgünler ve göçlerin bugün toplumlarda hala onarılamamış yaralar açtığın ı söyledi.

Winter konuşmasının sonuna ilk cihan savaşının iki noktasına dikkat çekti;

* Birinci Dünya Savaşında savaşmak dejenere oldu.

* Sivil halk savaşın ve işkencenin hedefi oldu.

“Dünyanın bu savaşında milyonlar ulusları için savaşa girdiklerini sandılar. Oysa bu savaş emperyal bir savaştı. Müslüman uluslara karşı açılmış, Müslüman nüfusu hedef alan bir savaştı.”

Jay Winter kaçıranlar için 18 Ekim Saat 14.00’de Cezayir Toplantı Salonunda konuşacak. (FY/ÇT)

 

I. Dünya Savaşı’nın Enkazı Hala Topraklarımızı Zehirliyor -Bianet – 18 Ekim 2014 / Fatma YÖRÜR

Birinci Dünya Savaşı çalışmalarıyla tanınan Prof. Jay Winter emperyal savaşın yüz yıldır sürdüğünü anlattı. Savaşların küreselleşmeyi durdurduğunu, Türkiyeli gençlerin tarihin karanlık sayfalarını açmaya çalıştıklarını söyledi.

Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılı… Dünya savaşmaya devam ediyor. Birçok tarihçi bugünün sorunlarının kökenlerini yüz yıl öncesinde arıyor.

Jay Winter’a göre, Birinci Dünya Savaşı, başta Ortadoğu olmak üzere bugün yaşanan kaosa zemin hazırladı. Winter’la bu savaşın sonuçları ve etkilerini konuştuk.

 

 Osmanlı Devleti’nin savaşa katılımı, savaşı ve Osmanlı’yı nasıl etkiledi?

Osmanlı savaşa katılarak intihar etti… Aptalca ve gereksiz bir karardı. Acı ve felakete sürüklendi. Sadece askerlerin ölümü değil salgın ve açlık da vardı. Buna sürgün ve sınırdışı edilenler eklendi. Savaşa gitmeye karar verenler savaşın siviller üzerindeki etkilerini düşünemedi ve neler olacağını bilemedi. Dört buçuk yıl sürebileceğini bilemedi. İkinci Dünya Savaşı’nda tekrar edilmeyen bir hata ama modern Türkiye’nin bunun üzerine kurulması felaket oldu.

 

 Sykes Picot Antlaşması’yla çizilen Ortadoğu’nun suni sınırlarını ve bugünü nasıl yorumluyorsunuz?

İngiltere ve Fransa’nın tamamen emperyal bir niyetle başladığı savaşta, Osmanlı’dan parçalar almak istemesi yadırganacak bir durum değil. Gizli ve çelişkili bir anlaşma. İçerde başka dışarıda başka sözler var…

Siyonistlere ve Araplara dışarıda devlet kurma sözü verip, içeride paylaşmaya çalışmak, tam da bu emperyal savaşın niyetini anlatıyor. Sonuçta verdikleri sözleri tutmadılar. Araplara devlet kurma sözü verip Balfour’la 1917’de İsrail devletini kurdular.

Bu savaşın iki tarafı vardı; emperyalistler ve bağımsızlık isteyen devletler. Bu iki taraf aynı anda farklı şeyler istiyordu. Bütün diğer devletler Suriye, Libya, Arabistan vb. bağımsızlık sözünü ciddiye almışlardı. Çelişkili durumlar… Özyönetimse emperyalistler için bir şey ifade etmiyordu. Bugün İngiltere ve Fransa’nın yerinde ABD var.

 

Tam bu coğrafyada yüz yıldır varolma mücadelesi veren Kürtler için bu yüz yıl “kayıp yüzyıl oldu” diyebilir miyiz?

Modern Türk devleti için Kürtler ve Ermeniler bir ayrıntıydı. Yeni devletin amacı, onları bir yerde tutmak ve yok etmekti. Birinci Dünya Savaşı sonunda azınlıkların kendi kendini yönetimi yani öz yönetim, azınlıklar için hesaba katılmadı.

İkinci Dünya savaşı sonunda azınlıkların öz yönetim isteği problem yaratmaya başladı. Bu istek savaş gerekçesi oldu. Çünkü bağımsızlık ana ülkeler içindi, azınlıklar için değil! Soru şuydu: Türkler mi Türkiyeliler mi bağımsız olacak?

Dolayısıyla çizilen sınırlar çelişki ve çatışmaya neden oldu. Emperyalistler için de öyle, azınlıklar bir ayrıntıydı, bu nedenle Kürtler farklı ülkelerde kaldı. Macaristan ve Bulgaristan örneğinde olduğu gibi, Batıda da çizilen sınırlar çatışmaya neden oldu. Sorunlar yıllarca sürdü.

 

Bu sınırların yüz yıl kendini koruyabilmesi başarı mı?

Kesinlikle hayır. Birinci Dünya Savaşı sonrası yapılan barış antlaşmaları felaketti. Halkların çıkarı hiçbir zaman onların derdi değildi. Emperyal bir paylaşım savaşında hepsi bir stratejiydi. Emperyalist çıkarlarda ulusların kendi kaderini tayin hakkı yoktu. Huzursuzlukların tohumları buralarda atıldı. Başarılı bir hikaye olmadı bu nedenle.

 

Toplumların alt kademeleri bu toplum mühendisliğine direndi ve hala direniyor…

Burada üç önemli aşama var. İlk aşama kolonyalizme karşı savaş. Bu durum 1960’a kadar sürdü. Emperyal güce karşı böyle bir savaş vardı.

İkinci aşama 1970’den sonrası, Soğuk Savaş dönemi, paradigma SSCB ve ABD arasında. Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Türkiye gibi ülkelerde azınlıklar problem oldu ancak emperyaller için azınlıklar hiç önemli değildi. Mesela İsrail önemliydi ama Filistin önemli değildi. Özetle güç savaşında azınlıkların önemi yoktu. Denge iki güç arasındaki savaştı, azınlıklar hesaba katılmadı.

Üçüncü önemli nokta, ABD’nin komünizm nefretiydi. Mesela Vietnam ulusal bir mücadeleydi ama Amerika ona komünizm korkusuyla yaklaştı. Güney Afrika’daki aynı şekilde bağımsızlık savaşıydı. Burada Kürtler ve PKK aynı şekilde komünist diye değerlendirildi. Planlar kendi çizdikleri sınırlara ve komünizm nefretine göre yapıldı ama halkların bir gerçeği ve geçmişi vardı. Komünizm onlara saldırmanın bir kılıfıydı.

Birinci dönem, emperyal güçlerle ulusal mücadele dönemiydi. Azınlık mücadeleleri yeni kurulan devletlerde görülmedi, görülmek istenmedi.

İkinci dönem, Soğuk Savaş dönemiydi. Azınlık mücadeleleri komünizm üzerinden değerlendirilip, yapılanlar meşrulaştırıldı.

Üçüncü dönemde radikal İslam, emperyal mücadeleye karşı devreye girdi.  Müslüman Kardeşler’in bu dönemde temelleri atıldı… Enver Sedat öldürüldü çünkü emperyalistlerle anlaşma yapmıştı.

Amerikan kültürü, sinema vb. yollarla yayılırken ulusal mücadele vermek isteyen ulusların tek gücü artık İslam’dı. İslam’ın bu şekilde güçlenmesi de Birinci Dünya Savaşı nedeniyledir.

1970 sonrası bu mücadele Ortadoğu’da Radikal İslam bağlamında devam etti. Amerikan değerlerine karşı bu duruş mantık bulmadı. Kadınların durumu empati kazanamadı ama ulusal mücadele öncelikliydi. IŞİD bu sürecin son formu ama köklerini Birinci Dünya Savaşı’nda aramak gerek.

 

Bu savaşın yüz yıl süren etkilerine dönecek olursak başlıklar halinde sormak isterim. Avrupa ve Asya’ya etkileri ne oldu?

Avrupa yenildi, ABD ve SSCB kazandı. Avrupa o zamandan itibaren gücünü yitirmeye başladı. Emperyaller güçlerini geliştirdi.

Çin’de o dönem bir içsavaş vardı. 1911’de monarşi son bulmuştu ama askeri olarak zayıftı. Çin’in monarşiyle savaşı işçilere yaradı. 150 bin işçi bundan yararlandı.

Japonya ise emperyalistlerin yanında yer aldı, başta katkısı büyük oldu. Bu nedenle ödül olarak Çin’e yakın olan Konfüçyüs’ün doğduğu Shandong toprakları Japonlara verildi.

Bunun sonunda Çin’de öğrenci hareketleri başladı. İşçiler zaten güçlenmişti. 1919’da Komünist Parti kuruldu. Böylece Asya emperyalist savaşta devrimci olmaya başladı. Aynı şekilde Rusya’da da bir içsavaş ve sonunda devrim oldu.

Hindistan 1948’e kadar ulusal bağımsızlıkları için savaştı. Hindistan’da Gandhi ilk olarak emperyalist taraftaydı ama ulusal mücadele başlayınca o tarafa geçti.

Sonuç olarak Birinci Dünya Savaşı sonunda Amerika yendi ama devrimler kazandı. Ancak bu komünist devrimler uzun soluklu olamadı. Genel olarak ulusal mücadele Asya ve Avrupa’da kazandı.

 

Ama Afrika’da tam tersi emperyal güçler kazandı sanırım…

Elbette, Afrika’da başarılı oldular, özellikle Güney Afrika’da. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra orada çıkan madenler ekonomik olarak bu başarıyı destekledi. Altın, Kongo ve Güney Afrika’dan, petrol Ortadoğu’dan geliyordu. Bu kazançla siyasi olarak yayılan emperyal güçler genişledi, ekonomik ve askeri olarak yayıldılar.

Ama bu genişleme balon gibiydi. Balon şişti şişti ama onların bu balonu tutacak yeterli gazı yoktu. Kurulan devletlerin hiçbiri başarılı olamadı bölgede. Afrika’da savaştan sonra kurulan bütün devletler yıkıldı.

Mısır da bunlardan biri. Mısır başarısız bir devletti. Bugünkü Mısır’ın geleceği sorusu bütün Afrika’nın sorusudur.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan beyaz gücün sonsuza kadar devam edeceği sanılmıştı. Beyaz gücün devam etmesi için ırkçı rejimler desteklendi. Bu kaosa zamanla onların da gücü yetmedi askeri ve ekonomik olarak bu sömürüyü sürdürmeleri zorlaştı. Savaş 1992’ye kadar kesin etkilerini sürdürdü. 1991’de önce SSCB dağıldı sonra 92’de Güney Afrika bağımsızlık kazandı. Savaş bu nedenle 1918’de değil ancak bu dönemde son buldu.

 

Savaşın göçlere ve nüfusa etkilerini nasıl yorumlarsınız?

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra siviller hedefte. Sadece üniformalılar değil siviller de namlunun ucunda… Bu cinayetleri meşrulaştıran bir süreç. Bu cinayetler sadece devasa silahlarla değil, aç bırakarak, sürgün ederek, toplama kamplarıyla yapıldı. Azınlıkları yok etmek isteyen toplumlar da bundan yararlandı.

Ulusal problemleri çözmenin yolu artık problemi yok etmekti. Türkler Ermenileri yok etmek için sürgün etti. Ama bu sadece Türklere özgü değildi, o dönemin dünyasının sorunuydu. Artık kimse güvende değildi.

Her savaşın yarattığı eril, militarist yapı gibi bu savaşın da cinsiyet rollerine etkisi ne oldu?

Her şeyde olduğu gibi bir adım ileri iki adım geri… 70 milyon adam savaşa gitti, 10 milyonu öldü. Kadınlar evlerinden çıktı. Tek başlarına ailelerini geçindirmek zorunda kaldılar. Silah yapımından tarlalara tüm ağır işlere onlar koştu.

Savaş sonrası eski düzen geri kuruldu. Kadınlar eskisinden daha sağlam bağlarla ailelerine bağlandı, aile kavramı güçlendi, evlenmek önemli hale geldi. İnsanlar kendilerini güvende hissetmek istiyorlardı. Yani savaş yıktığı rolleri daha sağlam bir şekilde yeniden kurdu.

 

Birinci Dünya Savaşı’nın ekolojiye etkileri de araştırma alanınızda; ekoloji nasıl etkilendi bu savaştan?

Birinci Dünya Savaşı’nın enkazı hala topraklarımızı zehirlemeye devam ediyor. O dönemin doğrudan neden olduğu ekolojik yıkımın üzerine, bütün o silahlar ve ağır malzemeler toprak altına gömüldü. Dünya dönüşü ve tamiri olmayan bir yara aldı. Savaş köylerde oldu ve üretimin yapıldığı köyler yok oldu. Tamamen yıkımdı.

 

Küreselleşme?

Savaşlar her zaman küreselleşmeyi durdurur. Savaşın derdi sınırlar çizmektir. 1980’lerde globalleşmeye başlayan dünyada küreselleşme Birinci Dünya Savaşı’yla durdu. Bu durum İkinci Dünya Savaşı’na kadar devam etti. Savaşlar küreselleşmeyi 50 yıl durdurdu. Globalizasyon süreci ancak 1960’dan sonra yeniden başlayabildi. Küreselleşmeye olumlu bir yerden bakıyorsunuz o halde, Olumlu ya da olumsuz diyemem, iki yönü de var. Ancak şu bir gerçek ki, küreselleşme zenginleri daha zengin, fakirleri daha fakir yaptı, yani dünyada eşitsizliği arttırdı.

 

Son 10 yılda Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?

Her şeye rağmen iyimserim. Türkiye’de gençler, gerçek tarihlerine kavuşuyor. Tarihin karanlık sayfalarını açmaya çalışıyorlar. Türkiyeli öğrencilerim var. Tarihin ulaşılabilirliği ve konuşulabilirliği arttı.  Geçmişe dönmenin yolu açıldı, gençlerin geçmişe dönük merakları beni umutlandırıyor. (FY/YY)

* Çeviri: Sibel Erduman

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.