Obama’nın konuşması farklı kesimlerde farklı yorumlansa da Amerika yönetimindeki değişiklikleri göstermesi açısından önemliydi. Bush döneminin dünyadaki tek güç benim iddiasının yerini dünyayı beraber yönetelim fikri hakim kılınmaya çalışıyor. 11 Eylül’le birlikte Müslüman dünyaya karşı açılmış savaş Irak ve Afganistan bozgunlarıyla birlikte yerini dinlerin kardeşçe bir arada yaşama havasına bırakmış durumda. Obama konuşmasında bunun altını iyice çizdi.
Ama sadece konuşma bir işe yaramıyor. Savaş ve işgalin bittiği bir dünya umudu anlatılırken Pakistan’da 2 milyon insanın evini terk etmesine sebep olacak bir savaş sürüyor. Irak sürekli olarak patlamaya hazır bir bomba. Bütün bunların çözümü öncelikle bölgenin yabancı askerlerden arındırılması ile mümkün. Bölgede işgal güçleri olarak başta Amerika ve Nato askerleri cirit atarken barışı konuşmak bile mümkün değildir. Her ülkede işgale karşı mücadele öncelikli gündem olmaya devam etmektedir.
Küresel BAK olarak bölgedeki tüm işgal güçlerinin biran önce çekilmesi gerektiği çağrısını yapmaya devam edeceğiz. Türkiye dış işleri bakanının Pakistan gezisi yeniden Türkiye-Pakistan ilişkilerinin tartışılmasına neden oldu. Bu konuda söylenecek şey “Pakistan halkının barış içinde yaşaması için tüm maddi, manevi yardımı yapmaktır. Ama oraya asker göndermek veya askeri müdahaleden yana olmak doğru değildir. Tüm sorunlar demokrasi çerçevesinde çözülmedir. ”
Önümüzdeki haftalarda savaş karşıtları 12-13 Haziran’da Brüksel’de, 19-21 Haziran’da Viyana’da bir araya gelecekler. Buralarda önümüzdeki döneme ilişkin tartışmalar yapılacak. Ardından biz de Küresel BAK olarak neler yapabileceğimizi tartışacağız.
Kıbrıs’tan gelen Yeni Kıbrıs Partisi ile yaptığımız görüşmelerden sonra Kasım ayında Kıbrıs, İtalya, Yunanistan ve Türkiye’deki üslere karşı ortak bir etkinlik örgütlemeye çalışacağız. Bu konuyu da uluslar arası toplantılarda tartışacağız.
Küresel BAK yürütme toplantısı her Çarşamba saat 12.30’da yapılıyor.
