01–07 Haziran 2010 – Küresel Bak Bülteni

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Küresel BAK Etkinlikleri

ISRAIL SIDDETINE KARSI GAZZE VE FILISTIN HALKIYLA DAYANISMA INSAN ZINCIRI
03.06.2010 – Galatasaray / Taksim Meydanı

Küresel BAK 3 Haziran’da Galatasaray Meydanından Taksim Meydanına Filistin ve Gazze halkıyla dayanışmak için insan zinciri oluşturdu. Yardım gemileri yolcularının aralarında olduğu barış aktivistleri Taksim meydanına kadar İsrail’i kınayan, Filistin halkına destek veren sloganlar attılar. Taksim’de gemi yolcuları yaşadıkları vahşeti ve Türkiye halkının gösterdiği destekten dolayı duydukları mutluluğu anlattılar. Bu yolculuğun bir başlangıç olduğunu Filistin özgürleşinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini söylediler. Ardından Küresel BAK basın açıklamasını Mehmet Demir okudu.

03 Haziran 2010 – Basın Açıklaması

DEĞERLİ BASIN EMEKÇİLERİ, SEVGİLİ SAVAŞ KARŞITLARI,

İnsan, bazen doğduğu güne lanet eder ya! Göz göre göre, inadına yapılan haksızlıklara karşı elinden bir şey gelmeyeceğini hisseder ya! Hepimiz öyle hissettik, israil denilen zalimlik kalesinin, insani yardım malzemesi götüren gemilerdeki sivillere saldırısını duyunca.

Öfkelendik, bu kadarı olmaz dedik. Milletvekillerinin, dayanışma derneklerinin, gazetecilerin, yardım kuruluşlarının, Nobel ödüllü insanların, barışseverlerin üzerine, sadece ve sadece yardım malzemesi, ekmek, yiyeyecek, inşaat malzemesi ve ilaç götürdükleri için kurşun sıkıldığını duyunca önce kulaklarımıza inanamadık.

Sonrasında daha ayrıntılı haberler gelmeye başladı, dokuz barış gönüllüsü  öldürülmüştü. Onlarcası silahla yaralanmıştı. Yaralıların ellerini kelepçelemişti zalimler. İnsanları denize attıkları, kayıpların olduğu söyleniyordu.

Sonra TV’lerden gözümüzle gördük, insanların yardım çığlığını duyduk ve o andan beri de sokaklardayız.

Aslında bu vahşete inanmamak için neden yoktu. Gazze, 2008’in son günlerinde İsrail uçakları tarafından bombalanan, o zamandan beri süren ambargosu nedeniyle Filistinli bebeklerin ilaçsızlıktan, açlıktan, soğuktan öldüğü yerdi. İşsizliğin yüzde 50’nin üzerinde olduğu, utanç duvarlarıyla çevrelenmiş, sayısız gettoya bölünüp parçalanmış, dev bir açık hapishane haline getirilmişti Gazze.

Israil’in saldırdığı yardım konvoyu, hiçbir şeyi başaramadıysa, insanlık suçlarını unutan yüreklere Gazze’yi bir daha hatırlatmayı başardı. Ağır bir bedele rağmen oldu bu. Tüm dünya yeniden, Ortadoğu’da sorunların en ağırını on yıllardır yaşayan Filistin halkını hatırladı.

Utanmaz bir İsrail bakanı Behavam Zeevi, bir zamanlar “Araplar bittir” demişti. Utanmaz bir İsrail başbakanı  Benjamin Netayahu, vakti zamanında, “Bazen saman yığını  içindeki iğneyi bulamazsınız ve saman yığınını toptan yok etmek daha doğrudur” demişti. İnsanlıktan çıkmış bir başka İsrail başbakanı  Golda Meir, “Filistinli diye bir şey yoktur. Hiçbir zaman olmadı” demişti.

İşte Mavi Marmara’yı bombalayanlar, gemiye tam teçhizatlı komando çıkartanlar, sivillere kurşun sıkanlar, dokuz kardeşimizi öldürenler; hepsini tekrar hatırlattı bütün dünyaya.

Yarım asırdır uygulanan  soykırım politikalarına rağmen, Filistin halkı diye bir halk var. Filistin var! Filistin ve Gazze halkı  var ve bu vahşete karşı direniyor.

Öyleyse, şimdi hep beraber bir görevimiz var. Bu ambargo kaldırılana kadar, Gazze halkı rahat edene kadar, onların yanında olmak ve Gazze halkıyla dayanışmayı büyütmek gerekiyor.

Bunun için de küresel intifadayı sürdürmek, İsrail’e uluslararası yaptırımları  başlatmak. Savaş suçlularını yargılatmak ve ABD’nin bu politikalara verdiği desteği kesmesini sağlamak gerekiyor.

Mehmet Demir, 03.06.2010

Kuresel Baris ve Adalet Koalisyonu adına

Küresel BAK’tan Haberler

Gazze İçin İnsan Zinciri ve Aktivistlerden Dayanışma Çağrısı

BİA Haber Merkezi – 04.06.2010 / Semra PELEK

Küresel BAK Galatasaray’dan Taksim’e kadar, insan zinciri oluşturarak Gazze ambargosunun kaldırılmasını ve İsrail ile silah anlaşmalarının iptalini istedi. İsrail’in teslim ettiği yardım görevlileri Yagup ve Naurabiti, herkesi ambargoyu kaldırmak için dayanışmaya çağırdı.

İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) Gazze’ye gitmek üzere yola çıkardığı insani yardım taşıyan gemiye İsrail ordusunun yaptığı operasyon bir haftadır protesto ediliyor.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (Küresel BAK) da dün Galatasaray Meydanı’ndan Taksim’e kadar insan zinciri oluşturarak, İsrail’in Gazze ambargosuna son vermesini ve Türkiye ile İsrail arasındaki askeri anlaşmaların iptalini istedi.

İnsan zincirine, gemide bulunan yardım gönüllüleri de katıldı. İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği’nden (Mazlumder) Gülden Sönmez, “Gemide yaşadıklarımız vahşetti. İsrail’in uluslararası mahkemede yargılanıp hesap vermesi için elimizden geleni yapacağız. Unutmayın ki bizim o gemide yaşadıklarımızı Filistinliler her gün yıllardır yaşıyor” dedi.

Gemide yaşananlar korkunçtu

İngiltere’den İHH’nın yardım gemisine binen gönüllüler arasında bulunan Pakistan asıllı Pervin Yakup ise şöyle konuştu: “Filistin halkına umut vaat etmek, yıllardır yıkılmış hayatlarına yardım götürmek için gemiye bindik. Bizler dünyanın 50 ülkesinden gönüllüler, denizin üzerinde bir dünya kurduk. Bu bir insanlık göreviydi, ancak görevimiz insanlığın bittiği bir noktada engellendi. İsrail askeri gemideki herkesi; kimin nereden geldiğine, görevine – aramızda Avrupa Parlamentosu vekilleri de vardı – cinsiyetine, yaşına bakmadan terörize etti. Ama bütün dünya nihayet İsrail’in yaptıklarını gördü. Şimdi mücadelemizi birleştirme zamanıdır, Filistin halkına özgürlük getirmek için mücadele edelim.”

Belçikalı yardım gönüllüleri ekibi arasında bulunan Filistin asıllı Fatima El Nourabiti ise şunları söyledi:

“Gemide yaşadıklarımız korkunçtu; pek çok insan öldürüldü, pek çoğu kayıp. Ama amaç ablukayı kaldırmaktı. Gazze’deki ablukanın tamamen kaldırılması, Filistinlilerin özgürlüğü için bütün dünyadan insanların bir arada olması gerekiyor. Bu bir son değil, aksine bir başlangıç yolumuz uzun.”

Dayanışma çağrısı yapıldı

Yürüyüş boyunca “Devlet uyuma, İsrail’e sahip çık”, “Anlaşmalar iptal edilsin”, “Durdur İsrail’i durdur, yükselt Gazze’yi yükselt” sloganları atıldı.

Küresel BAK adına açıklamayı yapan Mehmet Demir, “Hep beraber bir görevimiz var. Bu ambargo kaldırılana kadar, Gazze halkının yanında olmak ve dayanışmayı büyütmek gerekiyor. Bunun için de küresel intifadayı sürdürmek, İsrail’e uluslararası yaptırımları  başlatmak. Savaş suçlularını yargılatmak ve ABD’nin bu politikalara verdiği desteği kesmesini sağlamak gerekiyor” dedi.

Taksim inledi

Yazete web sitesi – 05.06.2010 / Emine Uçak

Keşmir’in kahraman kızı Parveen Yaqub ayağının tozuyla Filistin eyleminde…

İsrail’in kanlı baskını esnasında şehit sayısının artmasını ‘yaralıları size vermek istiyoruz’ pankartı açarak önleyen Keşmir asıllı İngiliz vatandaşı Parveen Yaqub, diğer Gazze gönüllüleriyle birlikte dün geldiği İstanbul’da Küresel Bakış ve Adalet Koalisyonu’nun Taksim’de düzenlediği yürüyüşe katıldı.

İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın “Keşmir’li kızımız var. Bu kızın bir manzarasını gördüm ömür boyu unutamam. Bütün kapıları tutmuşlar. Bütün silahlar bize dönük. Ayağa kalkanı vuracağız diyorlar. Zaten lazerle vurdular çoğunu. Bizim kızımız cesaret etti ve bir yazı yazdı. Kendisi İngiliz vatandaşı. Yazıyla birlikte onlara doğru gitti. ‘Yaralılar var. Size vermek istiyoruz’ yazıyordu. Nerdeyse bu kızımızı da vuracaklardı. Hiçbir insaf yok.” sözleriyle anlattığı Parveen Yaqup, Küresel Bak’ın Taksim’de düzenlediği İsrail Şiddeti’ne Karşı Gazze Ve Filistin Halkı’na Dayanışma yürüyüşüne katılarak bir konuşma yaptı. Marmara Gemisi’ndeki İspanyol ve İrlandalı aktivistlerle birlikte katıldığı yürüyüşün sonrasında konuşan Parveen, Filistin’in tam özgürlüğü için mücadeleye

Parveen, İsrail askerlerinin gemideki herkesi yaşlı genç, kadın erkek, diplomat, gazeteci ayrım yapmadan terörize ettiğini belirterek şunları söyledi: “Bu birkaç günde şunu anladık. Bizim başımıza gelenlerin çok daha fazlası, yıllardır her gün her saat, her dakika Gazzelilerin başına geliyor. Ve onlarınkiyle karşılaştırdığımızda bizim gördüğümüz şiddet çok küçük kalıyor. Saldırıda ölen Türk arkadaşlarımızın aileleriyle birlikte yas tutuyoruz. Hayatını kaybedenler dünyada neler yaratabildiklerini görselerdi keşke. Benim hatırlayabildiğim kadarıyla dünya ilk kez gözünü ve kulağını açarak İsrail’in yaptığı şiddetin boyutunu gördü. Önümüze yeni bir mücadele alanı açıldığını görmemiz ve anlamamız gerekiyor. Yeni bir enerjiyle birlikte daha kararlı bir mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Filistin özgürlüğünü kazanana kadar her gün her ay mücadeleye devam etmeliyiz”

Gemide yer alan İHH avukatlarından Gülden Sönmez’in de katıldığı yürüyüşün ardından okunan basın bildirisinde şu taleplerin ivedilikle yerine getirilmesi istendi:

“Yârdim gemilerine yapılan saldırıda sorumluluğu olanların yargılanması istenmelidir.

– Uluslararası topluluğun İsrail’in Gazze ve Filistin üzerindeki işgaline karşı yaptırım uygulaması istenmelidir.

– İsrail ile tüm ikili askeri anlaşmalar iptal edilmelidir.”

http://www2.yazete.com/fotogaleri.asp?kat=9626

Dünyadan Haberler

İsrail’le askeri anlaşmalar iptal oluyor

Ntvmsnbc – 06.06.2010

Gazze’ye yardım taşıyan gemilere yapılan kanlı baskının ardından İsrail’le olan ilişkilerin akıbeti merak ediliyordu. Bu konuya açıklık getiren AK Parti’li Ömer Çelik, “Askeri anlaşmalar dahil, her şeyin feshedileceğini” söyledi.Türkiye, İsrail ordusunun Gazze’ye yaptığı ve 9 Türk’ün hayatını kaybettiği operasyona büyük tepki gösterdi. İsrail’e karşı ilk adımlar da gecikmeden geldi; Tel Aviv Büyükelçisi geri çağrılırken, üç askeri tatbikat iptal edildi, genç milli takım maça çıkmadı.

Güney Amerika gezisini tamamlayarak yurda dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’e sert sözlerle yüklendi.  Türkiye’nin sabrının test edilmemesini isteyen Erdoğan, “Kimse bizi başkasına benzetmesin, bedeli ağır olur” dedi. Başbakan Erdoğan’ın ses tonu daha sonraki günlerde de aynı gürlükle çıkmaya devam etti.

İsrail’in kendi kara suları dışında yaptığı baskın dünyayı da ayağa kaldırdı. Birçok ülkede geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlendi. Öte yandan, Türkiye’nin girişimleri sonucunda BM’de bir inceleme komisyonu kurulmasına karar verildi. Askeri gücün devreye sokulması bile kamuoyunda tartışılırken, iki ülke arasındaki ilişkilerin bu krizden nasıl etkileneceği belirsizliğini korudu.

NTV’de yayımlanan “Gündemdekiler” programına konuk olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, bu konuya açıklık getirdi. Murat Birsel’in sunduğu programda Ömer Çelik, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir ve Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal’ın sorularını yanıtladı.

ASKERİ ANLAŞMALAR DAHİL HER ŞEY FESHEDİLİR
Çelik, “Başbakan Erdoğan, devlet politikasının temelini uluslararası hukuk ve diplomasi ile çizdi. Bir de sokağın sesi var. AK Parti siyaset yapıyor, sokağın sesine duyarsız kalamaz. Öte yanda da devlet aklı var. Bu ince çizgi tutturulabiliyor mu? Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri bundan sonraki süreçte Türkiye neler yapacak?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Çatışma senaryoları bunlar oyuncak değil. Bunun hiç zikredilmemesinden yanayız. Çatışma senaryolarının dışında hakkınızı, hukukunuzu elde edeceğiniz; karşınızdakine müeyyide uygulayacağınız bir sürü enstrüman mevcuttur.

Türkiye-İsrail ilişkilerinde bundan sonraki yol haritasında yakın vadede askeri anlaşmalar ve diğer bağlantılara kadar her şey feshedilir.”

Gazeteci Mustafa Ünal’ın araya girerek “feshedilecek” demesi üzerine Çelik, “feshedilir, feshedilecektir” dedi.

BU SUÇLULUK PSİKOLOJİSİDİR
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İkincisi, Türkiye uluslararası hukuktan doğan bütün haklarını kullanacaktır. İsrail’deki hükümetin, buna emir verenlerin, bunun arkasında olanların cezalandırılması için bütün haklarını kullanacaktır. Bunu 32 ülke ve diğerleriyle birlikte yapacaktır. Birleşmiş Milletler’de araştırma komisyonu kuruldu ama İsrail başbakanı bu komisyonun kurulmasına da karşı çıktı. Bu suçluluk psikolojisidir.”

İsrail ile askeri anlaşmalar ne olacak?

CNN Türk – 07.06.2010

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “İsrail ile yapılan askeri anlaşmaların geleceği, İsrail’in tutumuna bağlı” dedi. Davutoğlu, Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Zirvesi kapsamında Afganistan Dışişleri Bakanı Zalmay Resul ve Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile yaptığı Türkiye-Afganistan-Pakistan üçlü toplantısı sonrasındaki basın toplantısı sırasında soruları yanıtladı.

“İsrail’in, Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısıyla ilgili olarak özür dilemeyeceğini bildirmesine” ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, Türkiye’nin bu meselenin takipçisi olacağını vurgulayarak, bu problemin İsrail ve Türkiye arasında değil, İsrail ile uluslararası toplum, uluslararası hukuk, uluslararası vicdan arasında olduğunu belirtti.

Davutoğlu, “Uluslararası kamuoyu şimdi büyük bir sınav veriyor. NATO İsrail’i kınadı, BM komisyon kurma kararı aldı. Türkiye tüm uluslararası toplumu harekete geçirdi” dedi. “Türkiye bu konuda her sorunun cevabını vermeye hazırdır” diyen Davutoğlu, “İsrail, BM soruşturma komisyonunu kabul etmezse sakladığı bazı şeyler var demektir. Ama bugün kaçarsa yarın yakalanır” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı, “Biz hiçbir ülkenin bizim vatandaşlarımıza bilerek ve kasıtlı zarar vermesine izin vermeyiz. Bunun sonuçlarına herkes katlanmak durumunda kalır. Askeri anlaşmalar vs. konuları, Sayın Başbakanımızın başkanlığında yapılan zirvede de gündeme gelmiştir değişik fikirler. Biz bu konuları değerlendirmeye devam ediyoruz. Biraz da bu konuların bundan sonra nasıl bir seyir alacağı, İsrail’in tutumuna bağlıdır” dedi. Davutoğlu, “İsrail, uluslararası hukuk sınırları içine gelirse ilişkiler başka türlü seyreder. Ama farklı bir yol izlerse ilişkilerin normalleşmesi mümkün olmaz. Askeri anlaşmalar İsrail’in tutumuna bağlı” dedi.

Gönül: “Dışişleri’nin talebi olmadı”

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de, İsrail’le yapılan askeri anlaşmaların iptal edilip edilmeyeceğiyle ilgili olarak “Anlaşmalar Dışişleri Bakanlığının konusudur, askeri anlaşmalar da olsa. Hükümete gelirse görüşürüz. Bize gelince inceleriz. Henüz Dışişleri Bakanlığından

böyle bir teklif gelmedi” dedi.

Bakan Gönül, Türkiye ile İsrail arasındaki askeri anlaşmaların sayısının sorusuna “Sayısı bir hayli fazla” yanıtını verdi.

BM’den ‘Mavi Marmara’ komisyonu

NTV – 05.06.2010

BM, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısına ilişkin araştırma komisyonu kuruyor. 2 ayda sonuca varması hedeflenen komisyonda 1 Türk ve 1 İsrailli de bulunacak.

Başbakan Erdoğan, BM Genel Sekteri ile telefonda görüştü.

İSTANBUL – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayan BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun’un, BM’nin, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısına ilişkin araştırma yapmak üzere komisyon kurulacağını bildirdiği öğrenildi.

Alınan bilgiye göre, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, Başbakan Erdoğan’ı telefonla arayarak, yaklaşık 15 dakika süren bir görüşme yaptı.

Görüşmede Ban Ki-Mun, daha önce Türkiye’nin, yardım gemilerine yapılan operasyonu araştırmak üzere uluslararası bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması talebine ilişkin, kendi nezaretinde 5 kişilik bir uluslararası araştırma komisyonu kurulacağını belirtti.

Başkanı Ban Ki-Mun tarafından tayin edilecek komisyonun başına eski Yeni Zelanda Başbakanı Geoffrey Palmer’in getirilmesinin düşünüldüğü öğrenildi.

İKİ ÜLKEDEN 1’ER KİŞİ

5 kişilik komisyona, İsrail ve Türkiye birer üye verecek. Biri uluslararası hukuk uzmanı, biri de asker olmak üzere 2 üye de Ban Ki-Mun tarafından atanacak.

Başbakan Erdoğan’ın görüşmede, bu komisyonun işleri sürüncemede bırakmaması için süre tayin edilmesi gerektiğini belirterek, en fazla 2 ay içerisinde bunun sonuçlandırılması gerektiğini ifade ettiği kaydedildi.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun’un da komisyonun görev süresinin 2 ay olacağını söylediği öğrenildi.

Mümkün olan en kısa zamanda oluşturulacak komisyon, çalışmalarını tamamlayarak nihai raporunu verecek.

“ABLUKA KALDIRILSIN”

Başbakan Erdoğan görüşmedee, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısının çok vahim olduğunu, mutlaka somut yaptırımlar uygulanması gerektiğini kaydetti.

Erdoğan’ın, Gazze’ye ablukanın bir an önce kaldırılması, altyapı eksikliğinin giderilmesine yönelik yardımların BM eliyle bir an önce ulaştırılması ve Refah sınır kapısının sürekli açık tutulması gerektiğini söylediği belirtildi.

Görüşmede Başbakan Erdoğan’ın Ban Ki-Mun’a, bugüne kadar yaptığı çalışmalar dolayısıyla, Ban Ki-Mun’un da Erdoğan’a sadece Türk vatandaşlarının değil diğer ülke vatandaşlarının da ülkelerine geri dönmelerinin sağlanması konusunda yaptığı katkılar ve bu konuda gösterdiği liderlikten ötürü teşekkür ettiği öğrenildi.

İsrail’e karşı hukuk savaşı dünyaya yayılıyor

Radikal – 6.06.2010

Gazze’ye yardım götüren gemilere saldıran İsrail’e karşı hukuk savaşı yayılıyor. BM beş üyeden oluşan bir komisyon kuruyor. Türkiye’de inceleme sürerken eski Alman Sol Parti Milletvekili hukukçu Norman Paech Almanya’da iki Fransız vatandaşı ise kendi ülkelerinde İsrailli sorumlular hakkında dava açtı

Dokuz Türk’ün yaşamını yitirdiği Mavi Marmara baskınına karşı Türkiye’de başlayan hukuk mücadelesi yayılıyor. Bakırköy Savcılığı’nın incelemesinde gemide bulunanların ifadesi alınırken Almanya ve Fransadan dava haberleri geldi. ‘Mavi Marmara’ gemisinde bulunan eski Alman Sol Parti milletvekili hukukçu Norman Paech, İsrail Savunma Bakanı ve Başbakanı başta olmak üzere saldırı emrini veren yetkililer hakkında dün Almanya Federal Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Gemideki iki Fransız vatandaşı da Paris ve Marsilya’da suç duyurusunda bulundu. BM ise beş üyeli bir uluslararası komisyon kurma kararı aldı.

Paech, Hamburg’un Altona ilçesinde, İsrail saldırısı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunan Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği Temsilcisi Nadir El Sakka ile birlikte yaşadıklarını anlattı. Toplantıda Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanvekili Jan van Aken de hazır bulundu.

Türkiye Lahey’e gitmeli

Paech, İsrail’in açıkça uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı hareket ettiğini, bu saldırının kasten öldürme, özgürlüğe el koyma, mala zarar verme suçlarını içerdiğini belirterek, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ve Başbakan Binyamin Netanyahu başta olmak üzere diğer yetkililer hakkında dün savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.  Paech, “Almanya da kendi vatandaşlarına uygulanan saldırının kasten kaçırma ve kaçırılma olduğu ve zorbalık kullanıldığı yönünde İsrail devletine suç duyurusunda bulunmalı. Türkiye de kendi gemisine saldırıldığı ve haklarına tecavüz edildiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmalı” dedi.

Tazminat davası da açacak

Saldırı sırasında kameralarına, bilgisayarlarına askerlerce el konulduğunu, görüntülerinin ve eşyalarının İsrail tarafından kendilerine geri verilmeyeceğini bildiğini belirten Paech, “İsrail’e karşı ayrıca maddi tazminat davası açmayı düşünüyorum. Bu açıkça gasp, soygun, yağmalama ve zorbalıktır. Gemiye yapılan saldırı adeta savaş anında uygulanan zorbalık gibiydi. İsrail askerlerinin Türk, Arap yolcular ile Avrupalı yolculara farklı muamele etmesi, ırkçı bir tutumdan başka bir şey değil. Hukukçu olarak şunu söyleyebilirim:  Hiçbir ülkeye ait bir bölgede bulunmadık. İsrail yalan söylüyor. Konunun uluslararası araştırma komisyonu tarafından araştırılmasına bile karşı çıkıyor. Tamamen sivil donanımlı bir gemiye savaş ortamlarındaki gibi önceden planlı ve hazırlanmış askerlerle karşılaştık” dedi.

Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanvekili van Aken de İsrail saldırısını kınadı.

Fransa’da iki suç duyurusu

İsrail’in saldırdığı insani yardım gemisinde Fransız vatandaşları İsrail aleyhine iki dava açtı. Marsilya ve Paris’te açılan iki davada İsrail, ‘silah ve şiddet yoluyla adam kaçırmak ve alıkoymakla’ suçlandı. Başvuruyu yapan avukatlar, Fransız mahkemelerinin, bu başvuruları incelemeye ‘ehil’ oldukları görüşünü dile getirdi.

Bu arada gemide bulunan Fransız vatandaşı Thomas Sommer-Houdevile, İsrail’in uyguladığı şiddete rağmen diğer yardım gemilerinin, ablukayı delmek için çaba göstereceğini söyledi.

Deniz haydutluğu suçlaması

Türkiye’de ise saldırıyla ilgili soruşturma açan savcılık, İsrail hakkında dava açmaya hazırlanıyor. İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı incelemelerde  gemide bulunanların ifadeleri alındı. Adli Tıp Kurumu’nun ölen dokuz Türkle ilgili raporları da delil olarak kullanılacak. Savcılık, yeterli delile ulaşırsa İsrail aleyhine ‘açık denizde Türk vatandaşlarına yönelik saldırı, adam öldürme, yaralama, rehin alma’ gibi suçlamalarla ‘deniz haydutluğu’ davası açarak operasyonun sorumlularını yargılayabilecek. Soruşturmanın baş şüphelileriyse İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Ehud Barak ve Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi olacak. (aa, Radikal)

ABD: Gazze ablukası mutlaka kalkmalıdır

Taraf 05.06.2010

Beyaz Ev, TSİ ile önceki gece sabaha karşı yaptığı ‘acil duyuru’da, “Gazze kuşatması savunulamaz’’ dedi.

Yazılı bir açıklamayla Gazze’deki İsrail ablukasına ilişkin, “Mevcut koşullar sürdürülemez ve değiştirilmeli” diyen Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Mike Hammer, başka çatışmaların yaşanmaması için de yardım gemilerinin İsrail’in göstereceği limana yanaşmasını istedi.

İsrail, Filistin yönetimi ve diğer uluslararası partnerleriyle birlikte, Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması, silah nakliyesinin engellenmesi ve Gazze halkına yeni fırsatlar oluşturulması için yeni prosedürler geliştirmeye çalıştıklarını belirten Hammer açıklamasında, “gereksiz çatışmalardan kaçınmak” ve herkesin güvenliğini sağlamak adına, sorunun bütün taraflarını konuyla ilgili işbirliğine ve sorumluluk almaya çağırdı. Hammer, Rachel Corrie gemisinin ve diğer gemilerin Aşdod limanına geçmesini, yardım malzemelerini burada boşaltmasını istedi.

Obama da ‘sürdürülemez’ demişti

ABD Başkanı Obama da önceki gün CNN ’de Larry King’e verdiği mülakatta “İsraillilere, Filistinlilere ve bölgedeki tüm taraflara statükonun sürdürülemez olduğunu söylemek için erken değil. Barış çabalarını on yıllardır parça parça yürütüyoruz ve bu işe yaramıyor. Filistinlilerin gerçek fırsata sahip olduğu, İsrail’in komşularının da İsrail’in meşru kaygılarını tanıdığı ve kendilerini barışa adadıkları bir ortama sahip olmamız lazım” demişti.

İsrail “Askerleri Sorgulatmam” Diyor

BİA Haber Merkezi – 06.06.2010

BM Genel Sekreteri Ban, Erdoğan ve Netanyahu’yla telefonda saldırıyı soruşturacak komisyonu konuştu. İsrail uluslararası komisyonu kabul etmiyor, askerlerin soruşturulmasını istemiyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, İsrail ve Türkiye başbakanlarıyla İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısıyla ilgili sorşturma komisyonunu görüştü.

Haaretz’in haberine göre İsrail uluslararası bir komisyonu kabul etmiyor, kendi yürüteceği soruşturmanın niteliğini ABD yönetimiyle görüşüyor.

BM sözcüsünün açıklamasına göre, Ban, ilgili taraflarla görüşmeyi sürdürecek.

Anadolu Ajansı (AA) ve İsrail’deki Haaaretz gazetesinin haberlerine göre, dün (5 Haziran) telefonla gerçekleşen görüşmelerde, Ban içinde Türkiye, İsral ve ABD’den temsilcilerin yer alacağı bir komisyon kurulmasını önerdi. Ban’ın komisyonun başına geçmesini önerdiği kişiyse eski Yeni Zelanda Başbakanı Geoffrey Palmer. Palmer, uluslararası deniz hukuku konusunda bir uzman. AA komisyonun görev süresinin iki ay olacağını bildirdi.

İsrail 31 Mayıs’ta yardım konvoyundaki gemilerden Mavi Marmara’ya askeri operasyon düzenlemiş ve sekizi Türkiye yurttaşı dokuz kişi hayatını kaybetmişti. 1 Haziran’da Türkiye’nin isteği üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi, saldrıyla ilgili “acil, tarafsız, güvenilir ve saydam bir soruşturma” istemişti.

İsrail askerlere dokundurtmayacak

Haaretz’in haberine göre İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Ehud Barak, askerlerin sorgulanmasına izin vermemekten yana. Netanyahu kabinesine herhangi bir soruşturmanın İsrail’in ve ordusunun çıkarlarına zarar vermemesi gerektiğini söyledi.

Habere göre İsrail ABD’nin önerdiği Gazze ablukasını gevşetmek için görüşmelere başlamayı da kabul etti. Ancak gazetenin adını açıklamadığı bir hükümet yetkilisine dayandırdığı bilgiye göre, İsrail yardım için gelen gemilerin uluslararası bir birlik tarafından denetlenmesini kabul etmiyor.

Bu arada, gazete İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkilinin sözlerine dayanarak hükümetin yardım gemilerine saldırısıyla ilgili özür dilemeyeceğini duyurdu. (TK)

Kouchner: Gazze’ye yardımları AB denetlesin

Bbc.co.uk –  2010/06/100606

Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Avrupa Birliği’nin Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasında daha büyük bir rol üstlenebileceğini söyledi.

İsrail’in BM büyükelçisi kendi soruşturmalarını yürütecek bir demokrasi olduklarını söyledi

Kouchner, Avrupa’nın İsrail’i Gazze ablukasının işe yaramadığına ve uzun vadede bölge çıkarlarına fayda etmediğine ikna etmek için daha çok çaba harcaması gerektiğini savundu.

Kouchner’in bu sözleri, İsrail’in ABD büyükelçisi Michael Oren’in açıklamasını takip ediyor.

İsrail’in BM’deki büyükelçisi Michael Oren, İsrail’in kendi soruşturmasını kendisi yapabilecek kapasitede bir demokrasi olduğunu söyledi.

Yeni Zelanda’nın eski başbakanı Geoffrey Palmer’in başkanlığında oluşturulacak komisyonda Türk, İsrailli ve Amerikalı yetkililerin de bulunması öngörülüyor. Gazze’ye yardım malzemesi götüren konvoyun amiral gemisi olan Mavi Marmara’ya İsrail askerleri tarafından düzenlenen baskında dokuz kişi öldürülmüştü. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu telefonla arayıp komisyon konusunda bilgi vermişti.

Öte yandan, İsrail, Gazze’ye uyguladığı ablukayı delmek amacıyla bölgeye yardım götürürken gözaltına alınan yardım görevlilerinin sınırdışı edilmesi işlemlerine de başladı.

Bu arada gemide çıkan çatışmada neler yaşandığını gösteren yeni fotoğraflar yayınlandı. İHH İnsani yardım Vakfı’nın yayımladığı bu fotoğraflar, gemide etrafı aktivistlerle çevrili, yaralı İsrail askerlerini gösteriyor.

Bu fotoğraflar, şiddet yaşandığını açıkça göstermiyor ancak geminin güvertesinin kan gölüne döndüğü görülüyor.

Abbas Türkiye’de

Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas ise İsrail’in Gazze’ye yardım gemisine yönelik ve dokuz Türk aktivistin öldüğü operasyonun ardından bölgesel güvenlik zirvesi in Türkiye’de bulunuyor.

Abbas’ın Filistin haklarını açıkça savunması ve İsrail’i güçlü şekilde eleştirmesi ardından, Türkiye’nin Orta Doğu’da oynamak istediği rolü öğrenmek istediği belirtiliyor.

İsrailli Bakan: ‘Abluka artık kalkmalı’

NTV – İsrail Sosyal Güvenlik Bakanı Yitzak Herzog, Gazze’ye uyguladıkları ablukayı kaldırma zamanının geldiğini söyledi.

İsrail Bakanlar Kurulu toplantısında, “Mavi Marmara” gemisine yapılan operasyondan sonraki gelişmeleri değerlendirildi.

Sosyal Güvenlik Bakanı Herzog, İsrail’in Gazze yardım filosuna yönelik tavrından dolayı dünya çapında yükselen eleştirilere duyarsız kalamayacağını, bundan sonra hem ablukayı kaldırmaları, hem de Gazze’ye silah kaçakçılığını önleme yollarını bulmaları gerektiğini belirtti.

Konunun “dost ülkelerle” müzakere edilmesini isteyen Herzog, bir taraftan Hamas için durumu güçleştirirken, diğer taraftan “Gazze halkının yaşamını kolaylaştırmak, ablukayı kaldırmak için yaratıcı, doğru çözümler bulmaya çalışmalıyız” dedi.

SORUŞTURMA VE TÜRKİYE
Bakanlar, BM’nin de destek verdiği, “Mavi Marmara” gemisinde 9 Türk’ün hayatını kaybettiği operasyonla ilgili soruşturma açılması konusunu ve Türkiye ile ilişkileri de değerlendirdi.

Maliye Bakanı Yuval Steinitz, Türkiye ile giderek kötüleşen ilişkilere atıfta bulunarak, “Durumu büyük bir endişeyle takip ediyorum. Umarım, ilişkilerimizi geliştirme imkanını bulabiliriz” dedi.

Steinitz, bir ay kadar önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bir araya geldiğini ve Türkiye’nin İsrail’in OECD üyeliğini destekleyen ülkelerden biri olduğunu vurgulamak istediğini belirtti.

Bazı bakanlar gemiye saldırı nedeniyle devletin soruşturma komisyonu kurmasına itiraz ederken, Steinitz, “bu konuda en muteber çözümün İsrail parlamentosunca yapılacak bir soruşturma olacağını” savundu.

Bilim ve Teknoloji Bakanı Daniel Hershkovitz de bağımsız bir ülke olarak soruşturmayı kendilerinin yapması gerektiğini, Türkiye’nin de içinde olacağı bir komisyona karşı olduğunu söyledi.

Devlet Bakanlarından Avişay Braverman ise “uluslararası katılımcılarla bir soruşturma komisyonunun kurulmasına” destek verdi; “İsrail bu konuda işbirliğine gitmelidir. Goldstone (soruşturmasında) olanlar tekrar edilmemelidir” dedi.

NETANYAHU: “ASKERLERE SALDIRANLAR GÜVENLİK KONTROLÜNDEN GEÇMEDİ”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Bakanlar Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, “Mavi Marmara” gemisinde geçen Pazartesi günü olan bitenlerle ilgili kendilerine ulaşan yeni bilgileri aktardı.

“Askerlere saldıran grubun gemiye ayrı ayrı, farklı kentlerde bindiklerini, organizasyonların farklı farklı yapıldığını, böylece güvenlik kontrollerinden geçmediklerini” söyleyen Netanyahu, söz konusu grubun amacının İsrail askerlerine zarar vermek olduğu yolundaki iddialarını yineledi.

Netanyahu, bu bilgilerin ve “gerçeğin”, ancak denizdeki ölümlü olaydan sonra dünya kamuoyuna yayıldığını söyledi. İsrail askerlerince dün Aşdod Limanı’na çekilen “Rachel Corrie” gemisine de değinen Netanyahu, bu gemiyi “bir insani yardım seferi” olarak nitelendirirken, “Mavi Marmara” için “teröre destek veren aşırı unsurların nefret seferi” nitelemesini yineledi.

Gemilerle gelen insani yardımları şimdi Hamas’ın Gazze’ye sokmadığını söyleyen Netanyahu, “Bu da gösteriyor ki, Hamas için önemli olan Gazze halkına yardım değil, provokasyondur” diye konuştu.

Rachel Corrie de düştü

Taraf 05.06.2010

Beklenen oldu. İsrailli komandolar Gazze’ye yaklaşan Rachel Corrie gemisine de çıkarma düzenledi. Gemi, direniş göstermeyen yolcularıyla birlikte Aşdod limanına çekildi.

İsrail, Mavi Marmara gemisine yaptığı kanlı baskının ardından, Gazze’ye yardım götüren Rachel Corrie gemisine de Gazze kıyısı yakınlarında müdahale etti. Komandolar bu defa havadan helikopter yoluyla değil denizden çıktı.
İsrail tarafından yapılan açıklamada, gemideki gönüllülerin herhangi bir direniş göstermediği, geminin ise Aşdod limanına çekildiği söylendi.

Yine İsrail Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili “Gemide ne güç kullanıldı, ne de kurşun atıldı” diye konuştu. Bir başka hükümet yetkilisi ise gemide herhangi bir olay çıkmamasından ve İrlanda’nın Avrupa Birliği ülkeleri içinde İsrail’e en sert yaklaşan ülke olmasına rağmen İrlanda hükümetinin yaklaşımından memnun olduklarını belirtti. Öte yandan İrlanda Filistin Dayanışma Kampanyası, İrlanda hükümetinden, İsrail’in Rachel Corrie gemisine müdahalesine diplomatik tepki göstermesini istiyor.

Silah yok ama çimento var

Bu arada İsrail askerlerinin Rachel Corrie gemisinin rotasını Aşdod’a çevirmelerinin ardından, İsrail radyosu, gemiden Kudüs’e gönderilen ilk inceleme raporlarına göre gemide hiç silah bulunmadığını duyurdu. Radyo, gemide sadece, Hamas tarafından askerî amaçlar için kullanıldığı gerekçesiyle Gazze’ye sokulmasına izin verilmeyen 500 ton çimento bulunduğunu bildirdi.

Geimye müdahalenin ardından İrlanda’nın başkenti Dublin’de sivil toplum örgütleri sokağa döküldü. Dışişleri Bakanlığı binasına yürüyen göstericiler, İsrail Büyükelçisi’nin ülkesine gönderilmesini talep etti. Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta da müdahaleye tepki için gösteriler düzenlendiği öğrenildi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Rachel Corrie’nin İsrail askerleri tarafından yolundan çevrilmesinden sonra “iki seferin farklı olduğunu” öne sürerek, Mavi Marmara’daki eylemcileri yeniden “teröre destek veren, şiddet yanlısı eylemciler” olmakla suçladı. İrlanda’dan yola çıkan, 1200 tonluk “Rachel Corrie” gemisinde İrlanda ve Malezyalı 11 yolcu bulunuyor.

Yolcular arasında Kuzey İrlanda’dan Nobel Barış Ödüllü Mairead Maguire, eski BM Genel Sekreter Yardımcısı Denis Haliday, film yapımcısı Fiona Thompson, Malezyalı politikacı Nizar Zekariya da var.

Rachel Corrie’deki Filistin yanlıları ve mürettebatın hepsi gitti

Cumhuriyet – 07.06.2010

İsrail Göçmen Bürosu, Rachel Corrie gemisindeki 19 kişinin tamamının sınır dışı edildiğini bildirdi.

Büro sözcüsü, insani yardım gemisinde bulunanlarla ilgili olarak “Hepsi gitti” açıklamasında bulundu.

Sözcü, bir buldozerin ezdiği Amerikalı barış yanlısı Rachel Corrie’nin ismini taşıyan yardım gemisinde, aralarında Nobel Barış Ödüllü yazar Mairead Maguire‘ın bulunduğu 5 İrlandalının bu sabah erken saatlerde uçakla gittiğini kaydetti.

Gemideki 6 Malezyalı, 6 Filipinli, bir Kübalı ve bir İngiliz dün sınır dışı edilmişti.

İsrail’den Amerika’ya, Filipinlerden Mısır’a Dünyada Protestolar…

İsrail’in barışçı yüzü

Radikal – 07.06.2010

Tel Aviv’deki Rabin Meydanı’nda başlayan yürüyüşe müdahale eden aşırı sağcılar göstericilere ‘hain’ diye bağırdı.

Mavi Marmara’ya kanlı baskın İsrail’de de tepkileri tetikledi. Tel Aviv’de Hadaş ve Meretz partileriyle Şimdi Barış, Guş Şalom gibi örgütlerden binlerce Yahudi ve Arap sokağa dökülürken, İsrail ve Filistin bayraklarıyla birlikte Türk bayraklarını da dalgalandırdı. Rabin Meydanı’nda toplanıp İbn Gvirol caddesinde yürüyen kalabalık, hükümeti istifaya çağırıp ‘İşgale son, barışa evet’, ‘İki halk için iki devlet’ sloganları attı.

Hadaş lideri Buhammed Barake, aynı partiden Dov Kenin, Meretz lideri Haim Oron, Guş Şalom’un kurucusu Uri Avneri ile Şimdi Barış’ın lideri Yariv Oppenheimer’in katıldığı gösteride Arap kökenli bir genç Türk bayrağı taşıma sebebini Türkiye’nin Filistin’e desteği olarak açıkladı. Kırmızı zemin üzerinde beyaz ay ve Davut yıldızının yer aldığı bir bayrak taşıyan bir Yahudi genç ise “Türkiye bizim için çok önemli” derken, gerilimden aşırı sağcıları sorumlu tuttu. Rami adlı İsrailli genç, Mavi Marmara’da öldürülen 9 kişinin isminin yazılı olduğu pankartla yürüdü. Avneri, hükümetin gitmesi gerektiğini söylerken, Oron, baskını ‘ahmaklık’ diye niteledi. Oppenheimer ise “Bizi hafızalardan silecek bir hükümet tarafından küçük düşürülüyoruz” ifadelerini kullandı.

Tel Aviv solcuları

Hürriyet – 07.06.2010

Mavi Marmara’ya yapılan baskın, İsrail’in başkenti Tel-Aviv’de, çoğunluğu sol eğilimli Yahudilerden oluşan 6 bin kişiyi bir araya getirdi.

Türk bayraklarının da taşındığı gösteri nedeniyle İsrail polisi güvenlik önlemleri almak zorunda kaldı. Bir göstericinin taşıdığı Türk bayrağının yıldızının Davut yıldızı olarak çizildiği de dikkat çekti. İsrail’i yakından takip eden uzmanlar, uzun süredir sessiz kalan solun dünyanın tepkisini çeken gemi baskınının ardından, yıllar sonra ilk kez bu tarz gösteriler düzenlemeye başlamasının önemli gelişme olduğuna dikkat çekiyor.

Bu arada Gazze’de doğan bir bebeğe, Recep Tayyip Erdoğan adı verildi.

“Ölüm İsrailli Bir Ustadır”

BİA Haber Merkezi – 03 Haziran 2010 / Giorgio AGAMBEN

Benim gibi Yahudi kültürüyle ilişkili birinin “Ölüm İsrailli bir ustadır” demek zorunda kalması hayli hazin bir durum. İsrail’in Filistin’den yarattığı bir toplama kampının gardiyanları gibi davrandıkları için çok daha hazin.

İtalyan felsefeci ve siyaset kuramcısı Giorgio Agamben, Il Manifesto’da, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısına dair kısa bir metin yazdı. Bülent Kale’nin Türkçeleştirdiği metni yayınlıyoruz.

Ölüm Fügü

Paul Celan’ın 1952’de Yahudilerin yok edilişini andığı “Ölüm Fügü” şiirindeki dizeleri pek çoğumuz hatırlarız: “Ölüm Almanyalı bir ustadır, bir kurşunla yetişir sana, tam göğsünden yetişir.”

Ve şimdi benim gibi Yahudi kültürüyle ilişkili birinin “Ölüm İsrailli bir ustadır” demek zorunda kalması hayli hazin bir durum.

Ama yalnızca askerler bir korsan gibi davranarak uluslararası sularda pasifistlerin gemilerine saldırdıkları için değil, daha da kötüsü, özellikle İsrail’in Filistin’den yarattığı bir toplama kampının gardiyanları gibi davrandıkları için çok daha hazin.

Ankara’da anlamlı buluşma

Habertürk – 06.06.2010

3 haham, Gazze’ye yardım götüren gemilerde İsrail’in düzenlediği saldırıda yaralanan gönüllüleri ziyaret etti

”Siyonizme Karşı Yahudiler Hareketi’nin temsilcisi 3 haham, Gazze’ye insani yardım götüren gemilere İsrail’in düzenlediği saldırıda yaralanan ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavileri süren hastaları ziyaret etti.
Ziyaretçi hahamlar Yisroel Dovid Weiss, Yitzhok Shewinter ve Yoshet Rosenberg’e Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Haşim Erdem eşlik etti.

Yaralılara, geçmiş olsun dileklerini ileten hahamlar adına konuşan Dovid Weiss, saldırıdan büyük üzüntü duyduklarını, Filistin ve Gazze halkının özgürlüğü için dua ettiklerini söyledi. Ziyareti, bütün Yahudiler adına yaptıklarını dile getiren Weiss, ”Biz buraya gönlümüzdekileri sizinle paylaşmaya geldik, yapılan saldırının karşısında sizin yanınızda olduğumuzu göstermek için geldik” dedi.

Tedavileri süren yaralılar da ziyaretten duydukları memnuniyeti ifade ederek, saldırı anında yaşadıklarını hahamlarla paylaştılar. Hastalar ile hahamlar arasındaki konuşmalar, Başhekim Yardımcısı Erdem tarafından tercüme edildi. Bazı yaralılar, odalarına giren hahamlara gül verdi, kolonya ve çikolata ikram etti. Bunun üzerine hahamları temsilen konuşan Weiss, çok mahcup olduklarını, aslında kendilerinin yaralılara bir şeyler getirmesi gerektiğini söyledi. Hahamların, yaralılara sarılarak duydukları üzüntüyü ifade etmeleri ise dikkat çekti.

Yaralılara geçmiş olsun dileklerini ileten hahamlar, İsrail’in amaçları insani yardım olan kişilere yönelik saldırısını ”korsanlık” olarak nitelendirdi. Ziyaretin ardından hahamlar adına hastane önünde basın açıklaması yapan Yisroel Dovid Weiss, şöyle konuştu:

”Yahudilik, her şeye saygı gösteren bir dindir, binlerce yıllık inançtır. Bizler yüzlerce yıl Arap ülkelerinde barış içinde hiçbir sıkıntı olmadan yaşıyoruz. Bizim dini bir kompleksimiz yok. Siyonizm son zamanlarda bir inanıştan başka bir yöne çektiler, milliyetçiliğe doğru götürdüler. Bir gün biz inanıyoruz bütün dünya insanları bir arada yaşayacak, ayrı ayrı ülkeler olmayacak. Hırsızlıkla birinin toprağını çalmak bizim dinimize inanışımıza göre yasaktır. Bu Allah’ın buyruklarına karşı bir işleyiştir.”

Filistin halkına 60 yıldır zulmedildiğini, bunun ise din adına yapıldığını kaydeden Weiss, sözlerini şöyle tamamladı: ”Türkiye çok güzel bir örnek gösterdi. Bütün halkları birleştirerek Gazze’ye doğru yola çıktı. Biz Türkiye’nin misafirperverliğini ve kardeşliğini unutamayız” dedi. Yapılan saldırıyı kınamak için, mazlumların yanında olduğumuzu göstermek için buradayız. Yaralılar için, İsrail’in barışa yönelmesi için, barış için dua ediyoruz. Biz yüzyıllarca birlikte yaşadık, şimdi biri gelip bizi düşman ediyor. Barış içinde olmalıyız. Bunlar bizim adımıza yapılıyor ama bunun arkasında biz yokuz. Bunlar İsrail hükümetinin zulmü Yahudilerin değil. Fiziksel ve mantıki olarak Gazze’nin ve Filistin’in özgürlüğü için duacıyız.” Açıklamanın ardından hahamlar, polis koruması eşliğinde hastaneden ayrıldı.

Dünya genelinde İsrail’e protesto gösterileri

CNN Türk Dünya – 03.06.2010

İsrail’in Filistin’e yardım götüren yardım konvoyuna yaptığı müdahaleye tüm dünyada gösterilerle proteston ediliyor.

İSVEÇ:

İsrail’in Gazze’ye yardım taşıyan gemilere müdahale ettiğinin duyulmasının ardından Stockholm’deki İsrail Büyükelçiliği önünde bir grup protesto gösterisi düzenledi.

Büyükelçilik önünde toplananlar arasında İsveç’ten Gazze’ye yardım götüren gemide bulunan İsrailli ressam, müzisyen ve İsrail Filistin halkının özgürlüğü için çalışan Dror Feiler’in oğlu Tigran Feilr de yer aldı.

Tigran Feilr, babası ile son kez sabaha karşı 05.30’da konuşabildiğini, babasının İsrailli askerlerin Türk gemilerine müdahale edip saldırmaya başladıklarını ve helikopterlerin havada uçtuğunu haber verdiğini ve telefonun kapandığını söyledi. Tigran Feilr, babası için endişe ettiğini sözlerine ekledi.

Öte yandan İsveç’te yaşayan Türkler ile birlikte bazı insan hakları örgütleri, internet ve cep telefonlarından gönderdikleri mesajlarla, herkesi bu akşam Stockholm, Malmö ve Göteborg gibi büyük kentler başta olmak üzere çeşitli yerlerde düzenlenecek olan İsrail’i protesto eylemlerine katılmaya çağırdı.

LÜBNAN:
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yüzlerce kişi, İsrail’in, Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırmasını protesto etti.

Lübnanlı, Filistinli ve Türklerden oluşan grup, BM binası önünde düzenlediği gösteride İsrail’i lanetledi, Türkiye’yi öven sloganlar attı.

Yaklaşık bir saat süren protesto gösterinde dev Türk bayrağı açıldı. Bu arada konvoydaki Lübnan sorumlusunun yaralılar arasında olduğu belirtiliyor.

ÜRDÜN
Ürdün’ün başkenti Amman’da 2 binden fazla gösterici Ürdün ve Filistin bayrakları taşıyarak, “İsrail’e ölüm”, “Teslim olmayacağız” ve “Gazze’ye ablukaya son” diye slogan attılar. Ürdünlü göstericiler, İsrail’in Amman büyükelçiliğinin kapatılmasını ve büyükelçisinin sınır dışı edilmesini de istedi.

MISIR
Mısır’ın başkenti Kahire’de de dışişleri bakanlığı binası önünde toplanan ve Filistin bayrakları taşıyan 70 kadar gösterici, İsrail ile diplomatik ilişkilerin kesilmesini ve İsrail büyükelçisinin sınır dışı edilmesini istedi.

İRAN
İran’ın başkenti Tahran’da da BM temsilciliği önünde toplanan 100 kadar kişi, saldırıyı protesto etti ve “İsrail’e ölüm” sloganları attı. Göstericiler, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın fotoğraflarını yırttı.

İNGİLTERE:
İngiltere’nin başkenti Londra’da Başbakanlık konutunun önünde yüzlerce kişi İsrail karşıtı protesto gösterisi düzenliyor.

İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısının ardından öğle saatlerinden itibaren Başbakanlık ve Bakanlıkların bulunduğu “Whitehall”da toplanmaya başlayan grup, ellerinde “Filistin’e özgürlük” ve “Filistin’deki ablukaya son verin” yazılı pankartlar taşıyor. İsrail karşıtı sloganlar atan yüzlerce kişi arasında Türk vatandaşları da bulunuyor.

Protesto gösterisi düzenleyenlerin arasında, çok sayıda sivil toplum kuruluşları ve insan hakları derneklerden üyeler ile Londra’da yaşayan Filistinliler de bulunuyor.

Dünya İsrail’i Protesto Ediyor

TRT-Haber – 03.06.2010

İsrail’in yardım gemilerine saldırısına dünyadan tepki yağmaya devam ediyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentindeki İsrail Başkonsolosluğu önünde toplanan, aralarında Yahudilerin de bulunduğu kalabalık grup, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırmasını protesto etti.

Türkiye ve Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, İsrail devleti aleyhinde slogan attı.

Birleşmiş Milletler binası önündeki diğer bir eylemde, İsrail taraftarı grup ile aralarında Türkler ve yine dini kıyafetler giyen Yahudilerin de bulunduğu bir başka grup arasında sözlü sataşmalar oldu.

Amerika kıtasında

Şili’nin başkenti Santiago’daki İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan bir grup, gemilere yönelik saldırıları protesto etti.

Muttaki Brüksel’de Avrupa Politika Merkezi tarafından düzenlenen toplantıda Gazze’ye yardım götüren gemilere İsrail’ce düzenlenen vahşice saldırıda ölenlerin acılarını paylaştıklarını ve tüm dünyadan güçlü bir tepki göstermesini beklediklerini söyledi.

İsrail’in kurulduğu günden bugüne kadar bölgede çatışmanın sürdüğünü belirten Muttaki ,’’ Ben tarihçi değilim.2. Dünya Savaşı Avrupa’da oluyor,yapanlar sizin liderleriniz,gerçek ya da değil, soykırımı yapan da sizlersiniz,ama bedelini neden Filistinliler ödüyor?’’ dedi.

Muttaki, yerlerinden zorla sürülen ve her dinden Filistinliye geri dönüş ve kendi geleceklerini belirleme hakkı tanınmasını istediklerini belirtti.

Soruları da cevaplayan Muttaki ,Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’ya güvenmedikleri için Türkiye ve Brezilya ile uranyum takası anlaşması imzaladıklarını ve bunun kabul edilmemesi halinde ihtiyaçları olan yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyumu kendilerinin üreteceklerini belirtti.

Avrupa’daki Protestolar

Avrupa kıtasında da protesto gösterileri sürüyor.

Yunanistan’ın başkenti Atina’da toplanan yüzlerce kişi, İsrail aleyhine sloganlar attı.

İtalya’nın başkenti Roma’da, Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, İsrail Büyükelçiliği’ne yürüdü.

Fransa’nın Kuzey Afrikalı göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Marsilya kentinde toplanan yüzlerce kişi saldırıları kınadı.

Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da İsrail Büyükelçiliği önünde bir araya gelen bir grup saldırıyı kınayan sloganlar attı ve Gazze’ye yönelik kuşatmanın kaldırılmasını istedi.

Arap Dünyasındaki Protesto Gösterileri

Arap dünyasında da İsrail’i protesto gösterileri devam ediyor.

Mısır, Ürdün, Tunus, Libya ve Yemen’de yüzlerce kişinin katıldığı gösterilerde, yardım gemilerine saldırılar ve İsrail’in Gazze kuşatması protesto edildi.

Filistin topraklarından Batı Şeria ve Gazze’de ise saldırıya uğrayan yardım görevlileri ile dayanışma gösterileri yapıldı.

Azerbaycan’da İsrail’in Bakü Büyükelçiliği önünde toplanan bir grup saldırıyı protesto etti.

Bangladeş’in başkenti Dakka’daki gösterilerde İsrail protesto edilirken, Avustralya’nın Sydney kentinde İsrail askerlerinin saldırısı kınandı.

Roma’dan Torino’ya İtalya’da İsrail Hükümetine Tepkiler ve Destek

BİA Haber Merkezi – 03.06.2010

İtalyan hükümetinden henüz resmi bir kınama tepkisi gelmemiş olsa da, meydanlar İsrail hükümeti ve ordusunun gerçekleştirdiği korsansı saldırıya tepki gösterdi. Olayları meşru olarak niteleyenler de oldu. 4 Haziran’da ulusal eylem var.

İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısının ardından başta bazı siyasi partiler olmak üzere bir çok İtalyan sivil toplum örgütü saldırıyı kınayan basın açıklaması yaptı. Saldırıya uğrayan gemi de altı İtalya yurttaşı da yer alıyordu.

Rifondazione Comunista(Yeniden Kuruluş Komunist) Partisi yaptığı basın açıklamasında yaşanan olayları utanç verici ve barbarca bir cinayet olarak tanımladı. Kasten yanlış bilgi yayınlama siyasetinden İsrail hükümetini ve ordusunu sorumlu tuttuğunu belirtti. Artık İsrail’in Ortadoğu’da daha da yalnız kaldığını, bilhassa Suriye ve İran ile arasında barış olasılıklarının yeşermesi için askeri otorite ile ihtilafa dahi giren Türkiye hükümetinin güvenini kaybettiğini belirtiyor.

“Filistinlilerin yanındaki Türkiye, Kürtlere zulüm etmeye devam ediyor”

Rifondazione Comunista açıklamasına şöyle devam etti: “Türkiye, hatırlatmakta fayda vardır ki, Filistin yanlısı siyasetine rağmen Kürt halkına zulüm etmeye devam etmektedir”. Basın açıklaması herkesi İsrail’i her açıdan boykot etmeye çağırarak sona erdi.

Comunisti İtaliani (İtalyan Komunistler) Partisi genel başkanı Diliberto ise, açıklamasında İsrail Başbakanı Netanyahu’nun sorumsuzca davrandığını, şiddet tehditleriyle olası bir savaşı tetiklemekte olduğunu belirtti.

Diliberto İtalyan hükümetinden içinde bulunduğu kabuktan çıkmasını ve Avrupa Birliği’nden İsrail hükümetine karşı net ve güçlü bir tutum almasını talep etmesini istedi. Sözlerini, Netanyahu yanlılarının katliamın yardımcıları olduklarını belirterek sonlandırdı.

4 Haziran’da yeni eylem

Özgür Gazze Hareketi, Forum Palestina ve Rete Romana di Solidarietà con il Popolo Palestinese organizasyonlarının, yerelde birçok parti ve sivil toplum örgütünün yaptığı çağrıyla 31 Mayıs’ta İtalya’nın bir çok kentinde eylemler gerçekleşti. Yereldeki eylemlerin ardından gene bu üçlünün çağrısı ve siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle, yarın (4 Haziran) Roma’da gelebilenler için ulusal bir eylem kararlaştırıldı. Yerelde kalanlar ise kendi kentlerinde kitlesel eylemler yapmaya davet edildi.

Talepler

4 Haziran saat 17:00’de Piazza della Repubblica Roma’da başlayacak olan eylem şu talepleri temel alıyor: İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan tüm barış aktivistlerinin hemen serbest bırakılması, İsrail ve İtalya arasındaki tüm ortak anlaşmaların hemen askıya alınması, İsrail savaş ekonomisinin boykot edilmesi, yaptırıma uğratılması ve yatırımların geri çekilmesi ve son olarak Gazze ablukasının hemen kaldırılması.

Saldırıyı meşrulaştıran sesler

Bu tepkilerin yanında İsrail ordusunun saldırısını haklılaştırmaya çalışan sesler de oldu. Ulusal gazetelerden biri olan Il Giornale yazarlarından Vittorio Feltri 9 puntoluk “İsrail ateş açmakla iyi yaptı” başlıklı yazısında Filistin’i terörist bir yapı olarak tanımlayıp Hamas’ın diğer Arap ülkeleriyle birleşip İsrail’i yok etmek için nükleer bir savaş planladığını savunuyor. Başta insani yardım taşıyan aktivistler olmak üzere herkesi “kendi işiyle uğraşmaya” davet eden Feltri böylece savaşın son bulacağını ve barış yanlılarına gerek kalmayacağını belirtiyor.

Roberto Fabbri ise Mavi Marmara gemisinde bulunan sopa ve bıçakları temel alarak gemidekilerin barış yanlısı olmadığını ve İsrail askerlerine o malzemelerle saldırdıklarını belirtiyor. Yazısında saldırıya katılan İsrail askerlerinin verdiği demeçlerden alıntılar yaparak geminin asıl misyonunun barış tabanlı olmadığını belirtiyor.

Ulusal gazetelerden biri olan Il Foglio’nun yazarları Giulio Meotti, Paola Peduzzi ve Daniele Raineri yaşanan saldırıya farklı açılardan baktılar. Meotti İHH İstanbul şubesindeki İsrail’in yer almadığı Filistin haritasından yola çıkarak bu misyonun kesinlikle barış amaçlı olmadığını belirtti. Peduzzi ve Ranieri ise gemiye helikopterle inen İsrail askerlerinin taktik hatası yaptıklarını belirterek kendilerine askeri tavsiyelerde bulundu. Yazısında askerlerin gemideki yolcularca dövüldüğünü, yolcuların sopa ve bıçakla donanmış olduklarını ve askerleri denize attıklarına da yer verdiler.

Bu arada Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin saldırıyla ilgili uluslararası bir soruşturma başlatma önerisinin oylaması sırasında İtalyan hükümeti ret oyu kullanarak sessizliğine bir de şiddeti onaylar duruşunu kattı.

5 Haziran eylemleri

New York’ta İsrail karşıtı gösteri

TimeTürk – 07.06.2010

İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısı, New York’ta protesto edildi. “Amerika Arap Müslüman Federasyonu” ve “Amerika Müslüman Derneği” tarafından düzenlenen ve Genç Türkler Derneğinin de katıldığı protesto gösterisi, New York’un ünlü Times Meydanı’nda İsrail aleyhine atılan sloganlarla başladı. Türk ve Filistin bayrakları taşıyan kalabalık grup, güvenlik güçlerinin kontrolü altında, Times Meydanı’ndan 42. Cadde boyunca yürüyerek önce Bryant Park’a, ardından Birleşmiş Milletler binasının karşısındaki Türkevi’nin önüne geldi.

Yürüyüş boyunca “Gazze’deki ablukayı kaldırın”, “Filistin’e özgürlük”, “Çok yaşa Türkiye, çok yaşa Erdoğan”, “ABD, İsrail’e yaptığın yardımı durdur” ve “Filistin’e dönme hakkı var” şeklinde sloganlar atıldı ve pankartlar taşındı.Türklerin de olduğu kalabalık gruba, Arap ve Müslüman olmayan Amerikalılarla ön saflarda koyu dindar Yahudiler de katıldı.

Kendilerine “Ortodoks Museviler-Hasidik” denen ve İsrail devletine karşı olan bu grup, ellerinde “Musevilik, Gazze’deki Siyonist Mezalimi Kınar” yazılı pankartlar da taşıdı. Grubun taşıdığı pankartlar arasında Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybeden 9 Türk’ün resimleri de vardı.

Protestocular, Türkiye’nin BM Daimi Temsilciliği ve New York Başkonsolosluğunun içinde bulunduğu Türkevi’nin önüne geldiklerinde “Yaşasın Türkiye, Yaşasın Erdoğan” sloganları attı.

“Amerika Arap Müslüman Federasyonu” Başkanı Wael Mousfar ve “Amerika Müslüman Derneği” Başkanı Abdulhafid Cemal, ellerinde bir demet çiçek ve bir mektupla Türkevi’ne girerek BM Daimi Temsilciliği makamına çıktı.

BM Daimi Temsilcisi Ertuğrul Apakan’ın BM’de toplantıda olması dolayısıyla 1. Müsteşar Hüseyin Müftüoğlu ile görüşen Mousfar ve Cemal, Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybeden 9 Türk vatandaşı için taziyelerini iletti. Görüşmede iki dernek temsilcisi, Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tebriklerini ileten bir mektup sundu. Daha sonra İsrail Başkonsolosluğu önünde toplanan kalabalık grup, alanda kurdukları sahneye çıkarak İsrail aleyhinde slogan atmaya devam etti. Grup, Mavi Marmara gemisinde hayatlarını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak Fatiha okudu. Bu arada, 42. sokağın karşı tarafında toplanan bir grup İsrailli de ellerindeki İsrail ve ABD bayraklarıyla slogan attı.

Protesto gösterisi sırasında İsrail tarafından, kalabalık gruba yönelik sözlü sataşma oldu. Bunun üzerine Filistinli birkaç kişi İsraillilerin bulunduğu tarafa gitti. Polisin araya girmesiyle olay büyümeden önlendi. Gruplar, protesto gösterisinin ardından New York polisi tarafından kendilerine ayrılan alandan bir süre ayrılmadı. İsrail’i kınayan grup ile İsrailli grup bir süre karşılıklı sözlü sataşmalarda bulundular ve daha sonra dağıldılar. “Amerika Arap Müslüman Federasyonu” Başkanı Filistin asıllı Amerika vatandaşı Wael Mousfar, protesto gösterisi sırasında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, Gazze’deki cesur duruşu dolayısıyla büyük takdir topladığını, aynı duruşu Arap liderlerin de göstermesini istediklerini belirtti.

“Başbakan Erdoğan, biz Müslümanları, bu mücadelede çok gururlandırdı” diye konuşan Mousfar, Erdoğan’ın Filistin davasını savunmada, Arap-Arap olmayan bölünmüşlüğüne son verdiğini, Müslümanları birleştirdiğini söyledi. Mousfar, Türk misyonundaki görüşmelerinde Mavi Marmara gemisindeki ölümleri kınadıklarını, başsağlığı dileklerini ilettiklerini de söyledi. Koyu dindar Musevilerin de kendilerine her zaman destek verdiğini söyleyen Mousfar, “Hasidikler, Filistin’de İsrail bayrağı altında değil, Filistin bayrağı altında yaşamak ister” diye konuştu. Gösteriler sırasında grup zaman zaman tekbir de getirdi.

Beyaz Saray önünde İsrail protestosu

İsrail’in Gazze’ye giden gemilere yönelik saldırısı, ABD’nin başkenti Washington’da Beyaz Saray önünde protesto edildi.

”Muslim American Society” ile ‘Answer Coalition” adlı örgütler tarafından düzenlenen protesto gösterisinde Beyaz Saray’ın önünde biraraya gelen 100’ün üzerinde kişi, ABD’yi, gemi filosuna baskından dolayı İsrail’i kınamaya ve bu ülkeye destek ve para yardımını kesmeye çağırdı.

Aralarında bazı koyu dindar Musevilerin de olduğu, farklı din ve milletlere mensup kişilerden oluşan grup, ellerinde Filistin bayrakları ve ”Gazze’de İsrail Katliamlarına Son Verilsin”, ”Dünya İsrail’in İşgaline Hayır Diyor”, ”Filistinlilere Adalet”, ”Gazze Ablukasına Yeter Artık” yazılı pankartlar taşıdı. Grup, ”Cinayetleri ve Nefreti Durdurun”, ”Özgür Filistin-Özgür Gazze”, ”Filistin İçin Savaşacağız” sloganları attı.

Gösteride yapılan konuşmalarda, İsrail’in gemi filosuna baskınına dair Türkiye’de düzenlenen protesto gösterilerine işaret edilerek, ”Siz Türkiye’de ayaklandınız, biz de Washington’da ayaklanıyoruz” ifadesi kullanılırken, ”Gazze’ye yardım götürmenin terörizm değil, insanlık olduğu” mesajı verildi.

Gösteriye katılanlar arasında ABD’nin farklı eyaletlerinden gelenler de yer aldı.

Avustralya’nın dört bir yanından İsrail’e tepki

Zaman – 07.06.2010

İsrail istihbaratı MOSSAD’ın, ocak ayında Hamas üst düzey yetkilisi Mahmud El Mabhuh’a yapılan suikastta Avustralya pasaportları kullanmasına sert tepki gösteren Avustralya kamuoyu; İsrail’in Gazze’ye yardım götüren “Mavi Marmara” adlı gemiye, uluslararası sularda yaptığı saldırıya büyük tepki gösterdi

Sydney, Melbourne, Canberra, Brisbane, Perth ve Wollongong şehirlerinde düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı protestolarda İsrail hükümeti kınandı. Saldırıda ölen 9 Türk vatandaşı için Avustralya’da bulunan Müslüman toplumlara ait dernekler, Sydney’de Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı Auburn semtindeki Gelibolu Camii’ni ziyaret ederek taziyede bulundu.

Aralarında Afganistan, Suriye, Lübnan, Filistin, Mısır, Afrikalı Müslümanların bulunduğu grup taziye sonrası, saldırıda hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı. İsrail saldırısına uğrayan yardım gemilerinde, ikisi gazeteci olmak üzere 4 Avustralyalı bulunuyordu. Avustralya Başbakanı Kevin Rudd da saldırıyı kınayarak, “İnsanların hayatlarını kaybetmesinden derin endişe duymaktayız.” demişti.

MALEZYA’DA, TÜRKİYE’YE DESTEK GÖSTERİSİ

Haber10 web sitesi – 05.06.2010

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’daki Türk Büyükelçiliği önünde toplanan bir grup gösterici, İsrail’i protesto ederek, Türkiye’ye desteklerini bildirdi.

Malezya’da, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırmasının yankıları devam ediyor. Kuala Lumpur’da dün ABD Büyükelçiliği önünde toplanan göstericiler, bugün de İsrail karşıtı ve Türkiye’ye destek gösterisi düzenledi. Yaşlısından gencine 5 yüz kişilik bir grup, Kuala Lumpur’daki Türk Büyükelçiliğine kadar Türkiye lehine sloganlar atarak yürüdü. Göstericiler, Türkiye ve Filistin Bayrakları sallayarak, Türkiye’nin İsrail’e karşı tutumunu desteklediklerini ifade etti.

Türkiye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan lehine destek sloganları atan kalabalık, ‘Arkanızdayız Türkiye’, ‘Tek Bir Milletiz’ gibi Türkçe pankartlar taşıdı. Göstericilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın posterini de taşıması dikkat çekti.

Gösteriyi organize eden Aman Filistin Derneği Başkanı Aminuddin Yahaya, Cihan’a yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin İsrail’e karşı tavrını sonuna kadar destekliyoruz. Türk kardeşlerimizi çok seviyoruz. Bugün buraya, Türkiye’yi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklediğimizi göstermeye geldik.” dedi.

Gösteri, Türkiye’nin başarısı ve Filistin’in geleceği için edilen dualarla sona erdi.

Almanya Sonunda İsrail’i Eleştirmeye Cesaret Ediyor

BİA Haber Merkezi – 06.06.2010

Nazi geçmişiyle, şöyle ya da böyle, büyük oranda hesaplaşmış olan Almanya, soldan başlayarak İsrail’i eleştirmemek psikolojisinden çıkmaya başlıyor. Yıllardır hakim olan “ne olursa olsun İsrail’den yana olmak” psikolojisi kırılıyor.

5 Haziran Cumartesi çok sayıda ülkenin değişik kentlerinde İsrail’in Gazze ablukası protesto günü olarak edildi. İsrail’in Gazze’ye yardım ulaştırmaya çalışan gemilere saldırması protesto edildi ve ablukanın kaldırılması istendi.

5 Haziran rastlantı sonucu seçilen bir tarih değil… 5 Haziran 1967’de başlayan “6 Gün Savaşı” olarak da adlandırılan savaş sonucu İsrail sınırlarını önemli oranda genişletmişti.

İsrail’in saldırganlığına ve Gazze ablukasına yönelik protestoların dünya genelinde ve Almanya özelinde dikkat çeken iki yönü bulunuyor:

Birincisi: Protestocuların büyük bölümü Hamas ile aralarına açık bir çizgi çekiyorlar. Çok sayıda protestocunun şeriat düzenini savunan Hamas ile ortak herhangi bir yanı bulunmuyor. Buna rağmen, insan hakları standartlarının herkes için geçerli olmasından hareketle, Gazze ablukası protesto ediliyor.

“Justice Global” olarak da adlandırılan ve insan haklarının dünyanın her köşesinde aynı standartlara sahip olmasını savunan anlayış, şeriat isteğine hiçbir sempati göstermeden, Gazze’ye uygulanan ablukayı kınıyor ve kaldırılmasını istiyor.

Bu anlayışın, İsrail terörüne karşı olmakla birlikte, Gazze için gösteri yapmayı şeriatı savunmakla özdeşleştirenler için aydınlatıcı olduğunu düşünüyorum.

İkincisi: İsrail’i protesto gösterileri bir ülkenin, Almanya’nın, kendi tarihi açısından da önemlidir.

5 Haziran günü Berlin, Frankfurt, Düsseldorf, Stuttgart, Heidelberg, Hamburg, Bremen, Mühlheim kentlerinde İsrail saldırganlığını kınayan Gazze ile dayanışma eylemleri yapıldı. Gösterilere katılanlar büyük oranda Müslüman göçmenler olmakla birlikte, Almanların sayısında da artış vardı.

İsrail’i eleştirmek Almanya’da sıkıntılı bir konudur. Bunun nedeni, ülkenin 1945 öncesindeki tarihidir. Yahudilere yönelik olarak 20. yüzyılın en büyük soykırımını uygulayan Naziler, bu uygulamalarında halktan da değişik oranlarda destek görmüşlerdi.

İsrail’in en büyük destekçileri arasında ABD’den sonra Almanya’nın gelmesi, sadece bu ülkenin Ortadoğu’da emperyalizmin çıkarlarını savunan önemli bir ülke olmasıyla açıklanamaz. Almanya politikasında yıllardır egemen olan “İsrail’in kayıtsız şartsız desteklenmesi” anlayışında, bu ülkenin yakın tarihinin de önemli rolü bulunuyor.

İsrail’e silah satan ülkeler arasında ön sırada yer alan Almanya, bu ülkenin güvenlik birimlerinin eğitiminde de rol oynamıştır. Almanya ile İsrail arasında yakın işbirliği konusunda her iki ülke açısından da sorun bulunmuyor.

Nitekim İsrail’in son saldırganlığı ve Gazze ablukası konusunda da hem Hıristiyan Demokratlar-Liberaller hükümeti, hem de SPD ve Yeşiller’den genel geçer açıklamaların dışında herhangi bir tepki görülmedi.

Almanya solu ise, yavaş da olsa, İsrail’in açık olarak eleştirilmesi konusundaki çekingenliğini geride bırakıyor.

On yıl önce Almanya soluna bu konuda adım attırmak daha zordu. İsrail’in saldırganlığını eleştirdiğinizde, “Haklısınız ama Alman kökenli olanların bunu söylemesi zordur. Bu ülkenin yakın tarihini biliyorsunuz” diye cevap verilirdi.

Bu konudaki önemli sıkıntılardan bir tanesi de, nasyonal sosyalistlerin ya da Nazilerin her türlü İsrail eleştirisini desteklemeye hazır olmalarıydı. Amaç, “Hitler bütün Yahudileri ortadan kaldırmaya çalışarak o kadar da kötü bir şey yapmamıştı” düşüncesinin yayılması için zemin yoklamaktı.

Beş yıl önce, İsrail Lübnan’a saldırdığında Frankfurt’ta yapılan gösteride -o zamanki adıyla Demokratik Sosyalizm Partisi olan- Sol Parti’den benden başka konuşmacı yoktu. Alman kökenli solcular, yılların alışkanlığıyla, İsrail’in eleştirildiği bir gösteride ön planda görünmek istemiyorlardı.

Benzer bir durum Almanya barış hareketinde de vardı. “İsrail’in yaptıklarına karşıyız, ama…” diye başlayan gerekçeler sonuçta Almanya’nın yakın tarihine gelip dayanıyordu.

Bu psikoloji yavaş da olsa ortadan kalkıyor.

Nazi geçmişiyle, eksikler bulunsa da büyük oranda hesaplaşmış olan Almanya, soldan başlayarak İsrail’i eleştirmemek psikolojisinden çıkmaya başlıyor.

Bu nedenle, İsrail’in kınanması ve ablukanın kaldırılmasının istenmesi, Almanya açısından sadece Gazze ile dayanışma içeriğine sahip değildir. Bu eylemlerin Almanya’da yıllardır hakim olan “ne olursa olsun İsrail’den yana olmak” psikolojisinin kırılmasıyla da ilgisi vardır.

İngiltere’de İsrail Karşıtı Gösteri

Medya 365 web sitesi – 05.06.2010

İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısının ardından İngiltere’nin başkenti Londra’daki protesto gösterileri sürüyor. İngiliz Başbakanlık konutu önünde buluşan binlerce kişi, ellerinde ”Suçlu İsrail”, ”Gazze’ye yönelik ablukaya son”, ‘İsrail”in Gazze”ye yardım götüren gemilere saldırısının ardından İngiltere”nin başkenti Londra”daki protesto gösterileri sürüyor.

İngiliz Başbakanlık konutu önünde buluşan binlerce kişi, ellerinde “”Suçlu İsrail””, “”Gazze”ye yönelik ablukaya son””, “”Filistin için özgürlük”” yazılı çeşitli pankartlar taşıdı ve Londra”nın ünlü Trafalgar Meydanından geçerek, İsrail”in Londra Büyükelçiliği önüne kadar yürüdü.

Büyükelçilik binası önünde sloganlar atan ve konuşmalar yapan kalabalığın arasında çok sayıda Türk vatandaşının olması ve kalabalığın arada sırada “”Türkiye”” diye tezahürat yapması dikkati çekti.

Olaysız geçen protesto, İsrail Büyükelçiliği önünde son buldu.

İsrail”in yardım filosuna saldırısının ardından, İngiltere”nin başkenti Londra”da hafta boyunca Başbakanlık konutu ve İsrail”in Londra Büyükelçiliği önünde çeşitli protesto gösterileri yapıldı.

MISIR’DA İSRAİL KARŞITI GÖSTERİ

Haber10 web sitesi – 05.06.2010

Mısır’ın çeşitli şehirlerinde bugün cuma namazından sonra İsrail’in Gazze yardım filosuna uluslararası sularda düzenlediği silahlı saldırı protesto edildi.

Başkent Kahire’deki El Ezher Camii’nde kılınan cuma namazının ardından saldırıda hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Namazdan sonra yüzlerce kişi, İsrail ve Siyonizm aleyhinde sloganlar atarak olayı kınadı.

Mısır’ın ikinci büyük kenti İskenderiye’de de İsrail aleyhinde gösteriler yapıldı. İskenderiye’deki gösterilere de katılım oldukça fazlaydı.

Pazartesi sabahı uluslararası sularda İsrail deniz komandoları tarafından sabah saat 04.30 sıralarında silahlı saldırıya uğrayan Mavi Marmara gemisinde, 2 de Mısır milletvekili bulunuyordu. Mısırlı milletvekilleri ülkelerine döndü.

Paris’te İsrail karşıtı gösteri

Zaman – 06.06.2010

Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen bir gösteride, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısı protesto edildi.

Yaklaşık 500 kişi, Paris’teki İsrail Büyükelçiliği yakınlarında protesto gösterisi düzenledi.

Filistin bayrakları taşınan gösteride, İsrail aleyhine sloganlar atıldı. Gösteriye bazı sol partilerle, ırkçılıkla mücadele derneklerinin destek verdiği gözlendi.

Paris dışında bugün Lyon, Marsilya, Strasbourg’da da İsrail’i protesto eden gösteriler düzenlendiği bildirildi. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in ardından muhalefetteki Sosyalist ve Yeşil Parti de yaptıkları açıklamalarla saldırıyı kınadı.

Fransa’nın en büyük işçi sendikaları CGT ve CFDT, saldırıyı sert tepki gösterdi. İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısı nedeniyle Paris’te cumartesi günü büyük bir protesto gösterisi düzenlenmesi bekleniyor.

Gazze için onbinlerce kişi mitingteydi

Radikal – 06.06.2010

Çağlayan’da düzenlenen mitingde dakikalar boyunca ara vermeden İsrail’i protesto sloganları atıldı.

Saadet Partisi’nin düzenlediği ‘Vicdan Mitingi’nde onbinlerci kişi İsrail’i protesto edildi. Çağlayan Meydanı’nda dün düzenlenen ‘Vicdan Miting’i 16.00’da başladı. Miting nedeniyle Çağlayan Meydanı’na çıkan ana ve ara yollar trafiğe kapatılırken, miting alanının etrafında geniş güvenlik önlemleri alındı.

Alana girerken vatandaşlar güvenlik aramasından geçti. ‘Müslüman uyuma El Aksa’ya sahip çık’, ‘İsrail yalan, provokasyon, katliam demektir’, ’81 Düzce, 82 Gazze’, ‘Genç Fenerbahçeliler, Filistin için yemin ettiler’ gibi ilginç dövizlerin taşındığı mitingde konuşmacıların sözleri de sık sık tekbirlerle kesildi.

Mitingde, vinçlere asılan dev ekranlarda Mavi Marmara gemisinde çekilen görüntüler müzik eşliğinde kalabalığa izletildi. Gazze’ye yardım götüren gemi filosuna katılan Musevi din adamları da Filistin bayraklarıyla platforma çıkarak halkı selamladı.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Bülteni, 7 Haziran  2010

İletişim: www.kureselbarisveadalet.org, kureselbak@gmail.com;

koalisyon@kureselbarisveadalet.org; 0090 5362196341

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.