28 Mart 2011 – Hrant Dink Davası – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Hrant Dink cinayeti davasının 17. duruşması 28 Mart’ta gerçekleşti. Dava öncesi Hrant’ın arkadaşları her zamanki gibi saat 10.00’da Beşiktaş’ta toplanıp davanın arkasında olduklarını vurguladılar.

Burada Hrant Dink’in arkadaşları adına basın açıklamasını okuyan Ayça Damgacı “Türkiye’de çok büyük suçlar işlendi. Hrant’ın öldürülmesi bunlardan biriydi. Bunların faillerini ilelebet koruyup kollamaya kimsenin gücü yetmeyecek. Bizim ise, arkadaşımızın ölüm emrini verenler karşımıza getirilene kadar direnecek gücümüz bol bol var.” dedi.

Dava bir sonraki duruşmaya ertelendi. Hrant Dink cinayeti davasının 18. duruşması 30 Mayıs’ta görülecek. Mahkeme bu duruşmada da Hrant Dink için ‘öldür’ emri verenlerin yargılamaya karar verdi.

Basında Çıkan Haberler

 

17. duruşmada Dink’in avukatları TÜBİTAK raporuna itiraz etti

Sesonline – 28.03.2011

 Hrant Dink cinayeti davasının 17. Duruşması Beşiktaş Adliyesi’nde görüldü. Her duruşma öncesinde olduğu gibi, Hrant’ın Arkadaşları’nın çağrısıyla Beşiktaş İskele Meydanı’nda toplanan yüzlerce kişi ‘adalet nöbeti’ tuttu. Hrant’ın arkadaşları daha sonra “Hrant’ın katili Ergenekon devleti”, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz”, “Öldür diyenler yargılansın” ve “Katil devlet hesap verecek” sloganları eşliğinde duruşmanın görüldüğü Adliye önüne dek yürüdü. Öte yandan, ellerinde Ergenekon operasyonu çerçevesinde tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın kitap taslağının adı olduğu ileri sürülen ‘İmamın Ordusu’ pankartları taşıyan ayrı bir grup da Dolmabahçe’den bir yürüyüş başlatarak, “Hrant İçin, Ahmet için, Nedim için” sloganları eşliğinde, ‘Hrant’ın arkadaşları’ kortejine katıldı.

‘Adalet Nöbeti’ sırasında, Hrant’ın Arkadaşları adına sanatçı Ayça Damgacı tarafından okunan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Darbe planlarında Hrant’ın öldürülmesinden

‘operasyon’ diye söz edildiği ortaya çıktı. Biz ‘işte!’ dedik. ‘Hrant Dink cinayeti davası’ adı altında bir müsamereyi sürdürenler oralı olmadı. Zirve yayınevi katliamıyla ilgili olarak Malatya İl Jandarma Alay Komutanı tutuklandı. Oralı olacaklar mı, merak ediyoruz. Trabzon’da da bir jandarma komutanı var. Albay Ali Öz. Görevi ihmalden yargılanıyor. Oysa şu içeride, sanık sıralarında oturması gerekiyordu. Başka pek çok polis ve jandarmayla birlikte. Ve onlara, kimlerden emir aldıklarının sorulması gerekiyordu.

Darbe ortamı oluşturmak için misyonerlik umacısı imal etmeye çalıştılar. Azınlıklara yönelik düşmanlık yaratmak istediler. Rahip Santoro’yu öldürttüler, Zirve Yayınevi’nde üç insanı vahşice katlettirdiler. Ve Hrant’ı öldürttüler.

Öldürtenlerin en azından bir kısmının resmi üniformalar taşıdığını, devlet görevlisi olduğunu düşünmeyen kimse var mıdır acaba? devlet şimdilik Hrant’ı öldürten elemanlarına kıyamıyor, onları yargı önüne çıkartamıyor. Ama nasıl Malatya’dakileri daha fazla koruyur kollamaları mümkün olmadıysa, Hrant’ı öldürtenleri de sonsuza kadar sahiplenemeyecekler. Malatya’daki katliam ekibinin komutanlarına kimlerden emir aldıklarının sorsunlar, Hrant’ın infaz emrini verenlere de ulaşırlar…”

Mahkeme salonunda ise, gerilim sürdü. Hrant Dink’in arkasından vurulduğu yeri gören Akbank Pangaltı şubesinin kamera kayıtları hakkındaki TÜBİTAK raporuna karşı, Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin itirazda bulundu. “Akbank Pangaltı’da olay günü videolarına ilişkin herhangi bir kayıt veya silinmiş dosya tespit edilemediği belirtiliyor. Ancak bu imkansız” dedi.

Çetin, “Bankalar her zaman görüntü alır, ancak yenilerine yer vermek için eskileri siler. Yani ya kayıtlı ya da silinmiş dosya mutlaka olması gerekiyor.” dedi, incelenen dosyanın Akbank Pangaltı Şubesi’ne ait olup olmadığının araştırılması, ortaya çıkan çelişkili durumun sorulması ve silinen dosyaların tekrar bulunması için teknik inceleme talep etti. Mahkeme salonunda Jandarma istihbarataçılarının olması gerginliği artırdı. Jandarmanın davayı izlemek üzere yolladığı subayların sanıklara kafa sallayarak verdikleri onay ve destek gözden kaçmadı.

Sanık avukatları da, dışarıda atılan “Hepimiz Ermeniyiz” sloganının ‘kanlarına dokunduğunu’ söyledi.

Mahkeme başkanı Rüstem Eryılmaz yargılamayı 30 Mayıs’a bıraktı.

Hrant’ın Arkadaşları: ‘Öldür diyenler yargılansın!’

Turnusol – 28.03.2011

‘Hrant’ın Arkadaşları’, Dink Davası’nın 17’inci duruşması nedeniyle, bugün saat 10.00’da Beşiktaş İskele meydanında ‘Adalet Nöbetinde’ydi. Oyuncu Ayça Damgacı’nın okuduğu basın açıklamasının ardından, topluca Beşiktaş Adliyesi önüne yürüdüler.

Sabah saat 10.00’dan itibaren Hrant Dink davası ‘Adalet nöbeti’ için Beşiktaş iskele meydanında buluşanlar arasında Ahmet İnsel, Kerem Kabadayı, Mehmet Esen, Özcan Yurdalan, Nilgün Yurdalan, Yeşim Büber, Yıldırım Türker, Oral Çalışlar, Ufuk Uras, Zeynep Tanbay, Tatyos Bebek, Rober Koptaş, Nadire Mater, Oya Baydar,  Gençay Gürsoy, Alper Taş, Doğan Tarkan, Levent Tüzel, Umur Coşkun, Gülten Kaya, Av. Kemal Aytaç, Hüseyin Yeşil, Muhsin Kızılkaya, Ümit Fırat, Semra Pelek, Masis Kürkçügil, Hakan Tahmaz, Filiz Karakuş, Yonca Şık, Nevin Sungur, Joost Lagendijk ve Koray Çalışkan da vardı.

“4 Yıldır Yüzleri yok, Yürekleri Yok, 4 Yıldır Hrant Yok – Hrant’ın Arkadaşları” yazılı bir pankart açan topluluk, ‘Hrant için adalet için’, ‘katil devlet hesap verecek’, ‘Öldür diyenler yargılansın’, ’Faşizme inat, kardeşimsin Hrant’ sloganları attılar.

Dolmabahçe meydanında buluşan ve aralarında tutuklu gazeteciler Ahmet Şık ile Nedim Şener’in arkadaşlarının da bulunduğu grup da Saat 10.30’da, “Affetmeyeceğiz!” pankartı ardında Beşiktaş İskele meydanına ulaştı. Buradan yapılan yürüyüş sırasında, önceki adalet nöbetlerine katılanlar arasında olan Ahmet Şık ile Nedim Şener’in fotoğrafları ve Ahmet Şık’ın yayınlanmadan toplatılan ‘İmamın Ordusu’ kitabının temsili kapağı taşındı. Bandista grubu da Hrant için ezgiler çalarak Dolmabahçe’den gelen grupla yürüdü.

‘Hrant’ın arkadaşları’ adına Adalet Nöbeti basın basın açıklamasını oyuncu Ayça Damgacı okudu.

‘ER YADA GEÇ, HRANT’I ÖLDÜRENLERİN YAKASINA YAPIŞACAĞIZ!’

Damgacı şöyle dedi:

“Dört yıl üç ay oldu ve biz yine buradayız. Çünkü şunu biliyoruz: er ya da geç, Hrant’ı öldürenlerin yakasına yapışacağız. Arkadaşımızın öldürülmesine katılan, karışan, katilleri kollayan, suçlu ve kusurlu resmi görevlileri koruyan kim varsa hesap verecek. Bundan kaçamayacaklar.

Darbe planlarında Hrant’ın öldürülmesinden ‘operasyon’ diye söz edildiği ortaya çıktı. Biz “İşte!” dedik. ‘Hrant Dink cinayeti davası’ adı altında bir müsamereyi sürdürenler oralı olmadı. Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili olarak Malatya İl Jandarma Alay Komutanı tutuklandı. Oralı olacaklar mı? merak ediyoruz. Trabzon’da da bir jandarma komutanı vardı. Albay Ali Öz. Görevi ihmalden yargılanıyor. Oysa şu içeride, sanık sıralarında oturması gerekiyordu. Başka pek çok polis ve jandarmayla birlikte. Onlara, kimlerden emir aldıklarının sorulması gerekiyordu.

Türkiye’de çok büyük suçlar işlendi. Hrant’ın öldürülmesi bunlardan biriydi. Bunların faillerini ilelebet koruyup kollamaya kimsenin gücü yetmeyecek. Bizim ise, arkadaşımızın ölüm emrini verenler karşımıza getirilene kadar direnecek gücümüz bol bol var.”

MAHKEME ÖNÜNE YÜRÜYÜŞ

Basın Açıklamanın ardından ‘Hrant’ın Arkadaşları’, kortej oluşturarak alandan Beşiktaş adliyesine kadar sloganlar atarak yürüdü. Adliye önündeki sokakları tamamen dolduran kalabalık arasında bulunan Bandista grubu, mücadele ezgileri çalarak Hrant Dink anısına şu şarkıyı söyledi:  “Bir kaldırım ortasında yatıyor / Yarasından soykırım sızıyor / Hrant kalkıyor hesap soruyor / Sabah oluyor, güneş doğuyor / Yine doğuyor…”

Avukat Fethiye Çetin ile birlikte gelen Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, kardeşi Orhan Dink, ve Dink ailesi duruşma salonuna alkışlarla uğurlandı.

Dink Suikasti Davası

Doğan Haber Ajansı – 28.03.2011

Mahkeme, Müdahil Avukatlarından Fethiye Çetin’in Bir Bankaya Ait Güvenlik Kamera Görüntülerine İlişkin Tübitak’ın Hazırladığı Rapordaki Çelişkilerin Giderilmesi Talebini Kabul Etti 

SAVCI: ‘ANAYASAYI İHLAL’ BAŞLIĞI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEBİLİR

Duruşmada taleplere ilişkin görüşü sorulan Savcı Hikmet Usta, toplanan deliller, suçun niteliği, ağırlığı ve terör kapsamında olması, suçların dünyada ve ülkemizde infial uyandırması ve sanıkların üzerine atılı suçun TCK’nın 309. maddesi kapsamında değişebileceğini belirterek sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in tutukluluk hallerinin devamını istedi.

TCK’NIN 309. MADDESİ

TCK’nın “Anayasayı ihlal” başlığı altındaki 309. maddesinde ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar” deniyor.

Duruşmaya verilen yaklaşık 1 saatlik aradan sonra kararlarını açıklayan Mahkeme Heyeti, sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in üzerlerine atılı suçun yasal yaptırımı olan sevk maddelerinin alt ve üst sınırlarının suç ve tutuklama tarihlerine nazaran kaçma şüphelerinin devam ettiğini belirtti. Kuvvetli suç şüphesini gösteren olgu kriterinin devam ettiğini, koruma tedbirlerinin uygulanmasını yeterli olmayacağını ifade ederek sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

MAHKEME KARARLARI

Mahkeme, Ogün Samast’ın babası Ahmet Samast’ın tanık olarak dinlenilmesi talebini yargılamaya bir yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetti.

TÜBİTAK ‘H. DİNK’ İFADESİNİ AÇIKLAYACAK

Müdahil avukatlarından Fethiye Çetin’in bir bankaya ait güvenlik kamera görüntülerine ilişkin TÜBİTAK’ın hazırladığı rapordaki çelişkilerin giderilmesi talebini kabul eden mahkeme, söz konusu raporun ekinde yer alan ‘h.dink” ifadesinin açıklanması için hard disklerin yeniden TÜBİTAK’a gönderilmesine karar verdi.

KOVUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ TALEBİ REDDEDİLDİ

Mahkeme, cinayetle Ergenekon terör örgütü arasında güçlü bağlantılar bulunduğu gerekçesiyle kovuşturmanın genişletilmesini isteyen Erhan Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu’nun talebini de reddetti.

30 MAYIS’A ERTELENDİ

Savcının kovuşturmanın genişletilmesi talebi bulunmaması halinde esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar veren mahkeme duruşmayı 30 Mayıs’a erteledi.

Dink Davası Dört Yıldır Bulunamayan Tanıkları Bulmaya Kaldı

BİA Haber Merkezi –  28.03.2011

Gazeteci Hrant Dink cinayeti davasında mahkeme heyeti müdahil avukatların TÜBİTAK raporunun yeniden incelenmesi talebini kabul etti. 30 Mayıs’a bırakılan yargılamada, tanık Emsale Çakmak ve Cemal Yıldırım’ın zorla getirilmesi için karar alındı.

Gazeteci Hrant Dink davasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, müdahil avukatların, olay günü çekilen Akbank kamera kayıtlarında cinayete dair görüntü bulunmadığını belirten Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) raporunun yeniden incelenmesi talebini kabul etti.

Kararda, müdahil avukatlardan Fethiye Çetin’in raporda  çelişkili olduğunu iddia ettiği hususların TÜBİTAK tarafından çıkarılacak yeni bir rapor ile giderileceği ve bunun için harddisklerin TÜBİTAK’a gönderileceği belirtildi.

Duruşma savcısı Hikmet Usta, toplanan deliller, suçun niteliği, terör kapsamında olması, suçların dünyada ve ülkemizde infial uyandırması ve sanıkların üzerine atılı suçun Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 309. maddesi kapsamında değişebileceğini belirterek sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in tutukluluk hallerinin devamını istedi.

TCK’nın “anayasayı ihlal” başlığı altındaki 309. maddesinde zor ve şiddet kullanarak anayasanın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs edenlerin de arasında bulunduğu bazı suçların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacağı öngörülüyor.

Samast’ın babasının tanıklığı reddedildi

Mahkeme, cinayet sonrasındaki polis aramasında oğlu Ogün Samast için “Onu jandarmadan sorun, onlarla iyi görüşür” diyen Ahmet Samast’ın tanık olarak dinlenmesi talebini geri çevirdi. Yargılamaya 30 Mayıs’ta devam edilecek.

Başkanlığını Hakim Rüstem Eryılmaz’ın yaptığı mahkeme heyeti,  “cinayete azmettirmek” ile yargılanan sanıklar Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Duruşmada Tuncel’in avukatı delillerin tamamının toplanmadığı gerekçesiyle dosyanın savcılığa sevkine muhalefet ederek soruşturmanın genişletilmesini istediyse de mahkeme bu talebi reddetti.

Cinayetin görgü tanıkları Emsale Çakmak ve Cemal Yıldırım için zorla getirme kararı çıkarken tanık Sinan Reşitoğlu için Trabzon Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimat cevabının beklenilmesine karar verildi.

“Bizim Hrant İçin Direnecek Gücümüz Bol!”

BİA Haber Merkezi – 28.03.2011

Hrant’ın Arkadaşları Dink davasının 17. duruşması öncesi yine Beşiktaş İskelesi önünde adalet nöbetindeydiler ve cinayetin arkasındakiler ortaya çıkartılana kadar bu nöbetten vazgeçmeyeceklerini dile getirdiler.

Hrant Dink cinayeti davası öncesi Beşiktaş İskelesi’nde adalet nöbeti tutan Hrant’ın Arkadaşları, destek için “Hrant İçin, Ahmet için, Nedim için” Dolmabahçe’den yürüyerek kendilerine katılan ekibi “Hoş geldiniz” diyerek selamladı. Gruplar, Beşiktaş Meydanı’ndan davanın görüldüğü Adliyeye doğru birlikte hareket ettiler.

Hrant’ın Arkadaşları, yaptıkları açıklamada, dört yılda 17 davanın geçtiğini hatırlatarak, alanda “Hrant’ın ve binlerce, yüz binlerce insanın temsilcisi olarak” bulunduklarını ve cinayetin arkasındaki karanlık kişiler kamuoyu önünde teşhir edilene kadar da adalet nöbetinden vazgeçmeyeceklerini açıkladılar.

“Öldür diyenler yargılansın”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Katil devlet hesap verecek”, “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeniyiz” ifadeleri ise atılan sloganlar arasındaydı.

Damgacı: Hrant’ın öldürülmesi ‘operasyon’ diye geçti

Hrant’ın arkadaşları adına konuşan sanatçı Ayça Damgacı, “Ergenekon” kapsamında görülen darbe planlarından Dink cinayetinin “operasyon” olarak geçtiğini kaydetti; “Azınlıklara yönelik düşmanlık yaratmak istediler. Ve Hrant’ı öldürttüler” dedi.

“Öldürtenlerin en azından bir kısmının resmi üniformalar taşıdığını, devlet görevlisi olduğunu düşünmeyen kimse var mıdır acaba? Devlet şimdilik Hrant’ı öldüren elemanlarına kıyamıyor, onları yargı önüne çıkartamıyor.

“Ama nasıl Malatya’dakileri daha fazla koruyup kollamaları mümkün olmadıysa, Hrant’ı öldürtenleri de sonsuza kadar sahiplenemeyecekler. Malatya’daki katliam ekibinin komutanlarına kimlerden emir aldıklarını sorsunlar, Hrant’ın infaz emrini verenlere de ulaşırlar.”

“Türkiye’de çok büyük suçlar işlendi. Hrant’ın öldürülmesi bunlardan biriydi. Bunların faillerini ilelebet koruyup kollamaya kimsenin gücü yetmeyecek. Bizim ise, arkadaşımızın ölüm emrini verenler karşımıza getirilene kadar direnecek gücümüz bol bol var.”

Hrant Dink cinayeti davasında 17. duruşma: Katil devlet hesap verecek!

Marksist.org – 28.03.2011

 4 yıl 3 ay oldu, Ermeni gazeteci Hrant Dink için ‘öldür’ emrini verenlere hala yargı önüne çıkmadı. Hrant Dink cinayeti davasının 17. Duruşması Beşiktaş Adliyesi’nde görülüyor. Hrant’ın Arkadaşları’nın çağrısıyla Beşiktaş İskele Meydanı’nda toplanan yüzlerce insan yine adalet diye haykırdı.

Aralarında DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Işın Eliçin, Ayhan Aktar, Ahmet İnsel, Gencay Gürsoy, Zeynep Tanbay, Yıldız Önen gibi pek çok ismin bulunduğu yüzlerce insan Beşiktaş İskele Meydanı’nda adalet nöbeti tuttu ve ardından Beşiktaş Adliyesi’ne yürüdü.

Yürüyüş sırasında “Hrant’ın katili Ergenekon devleti”, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz”, “Öldür diyenler yargılansın” ve “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.

Malatya’da Zirve Yayınevi’nde 3 Hıristiyanı katledenler tutuklandı. Tıpkı Zirve Yayınevi katliamı gibi Hrant Dink cinayetinden “operasyon” olarak bahsedenler, Ermeni gazetecinin linç edilmesini örgütleyenler yargılanacak mı?

Hrant’ın Arkadaşları adına sanatçı Ayça Damgacı tarafından okunan basın açıklamasında şöyle dendi:

“Darbe planlarında Hrant’ın öldürülmesinden “operasyon” diye söz edildiği ortaya çıktı. Biz “işte!” dedik. “Hrant Dink cinayeti davası” adı altında bir müsamereyi sürdürenler oralı olmadı. Zirve yayınevi katliamıyla ilgili olarak Malatya İl Jandarma Alay Komutanı tutuklandı. Oralı olacaklar mı, merak ediyoruz. Trabzon’da da bir jandarma komutanı var. Albay Ali Öz. Görevi ihmalden yargılanıyor. Oysa şu içeride, sanık sıralarında oturması gerekiyordu. Başka pek çok polis ve jandarmayla birlikte. Ve onlara, kimlerden emir aldıklarının sorulması gerekiyordu.

Darbe ortamı oluşturmak için misyonerlik umacısı imal etmeye çalıştılar. Azınlıklara yönelik düşmanlık yaratmak istediler. Rahip Santoro’yu öldürttüler, Zirve Yayınevi’nde üç insanı vahşice katlettirdiler. Ve Hrant’ı öldürttüler.

Öldürtenlerin en azından bir kısmının resmi üniformalar taşıdığını, devlet görevlisi olduğunu düşünmeyen kimse var mıdır acaba? devlet şimdilik Hrant’ı öldürten elemanlarına kıyamıyor, onları yargı önüne çıkartamıyor. Ama nasıl Malatya’dakileri daha fazla koruyur kollamaları mümkün olmadıysa, Hrant’ı öldürtenleri de sonsuza kadar sahiplenemeyecekler. Malatya’daki katliam ekibinin komutanlarına kimlerden emir aldıklarının sorsunlar, Hrant’ın infaz emrini verenlere de ulaşırlar.”

Dışarda adalet sloganları atılırken mahkeme salonunda ise yine adaletsizlik vardı. Hrant Dink’in arkasından vurulduğu yeri gören Akbank Pangaltı şubesinin kamera kayıtları hakkındaki TÜBİTAK raporuna karşı Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin itirazda bulundu. TÜBİTAK kayıtlardan hiçbirşeyin silinmediğini ileri sürüyordu, oysa kayıtlarda H.Dink isimli olayı izleyen saatlerde “yeni görüntülere yer vermek” gerekçesiyle silinmişti!

Mahkeme salonunda Jandarma istihbaratçılarının ve polislerin olması gerginlik yarattı. İstihbaratçıların sanıklara kafa sallayarak verdikleri onay ve destek gözden kaçmadı.

Sanık avukatları dışarıda atılan Hepimiz Ermeniyiz sloganının kanlarına dokunduğunu söyledi. 

Davanın 3 tutuklu sanığından biri olan Erhan Tuncel ise Yasin Hayal’i suçladı. Hem polis hem jandarmaya muhbirlik yapan Tuncel şu ilginç sözleri sarf etti:

“Bu davada 3 sanık kaldı. Bunu kim istedi ona bakmak lazım. Burada Yasin Hayal, Dink’i katledenleri temsil ediyor. Beni ortaya koydular, kendileri çekildi. Ben eylemin gerçekleştirileceğini, Yasin’in kararlı olduğunu bildirdim. 2 defa suikast girişimi atlattım. Çeşitli tehditler aldım. Burada 3 kişi kaldık. Kemal Türkler davasına dönmez inşallah”

Tuncel’in avukatının davanın genişletilmesi, Ergenekon’la Hrant Dink cinayeti arasındaki bağın soruşturmaya girmesi talebi ise reddedildi.

Savcı, Hrant Dink cinayetinin tutuklu sanıklarının Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 309. maddesi kapsamında cezalandırılacebileceğini söyledi. TCK’nın 309. maddesi TC anayasasını ortadan kaldırma suçuna karşılık ağırlaştırılmış müebbet hapsi öngörüyor.

Dava bir sonraki duruşmaya ertelendi. Hrant Dink cinayeti davasının 18. duruşması 30 Mayıs’ta görülecek. Mahkeme bu duruşmada da Hrant Dink için ‘öldür’ emri verenlerin yargılamaya karar verdi.

Cinayetten 4 yıl 3 ay sonra gerçekleşen 17. duruşmayı izleyen Rakel Dink, Hosrof Dink ve Delal Dink adalet isteği hala yerine getirilmedi.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.