31 Mayıs Perşembe, Taksim Hill Otel
İncirlik Üssü kapatılsın
Iraklı çocuklar ölmesin
Değerli basın emekçileri, değerli arkadaşlar,
İki ABD savaş uçağının Türk hava sahasını 4 dakikalığına ihlal etmesi bugün yaşadığımız sorunların en büyüğüymüş gibi anlatılmaya ve abartılmaya başlandı. Her türlü gelişmeyi bir biçimiyle mutlaka Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi gerektiğine bağlamaya çalışanlar, bu kez de, her zaman yaptıkları gibi, gözümüzün içine baka baka bizi aldatmaya çalışıyor. Her zaman savaş isteyenler, her zaman savaşmak isteyenler, nedense kan dökülmesinden her zaman zevk alanlar bu toplumun gerçekleri görmediğini sanıyorlar. Komik duruma düşüyorlar. Ne küresel savaş karşıtı hareketin ne de vicdan sahibi, gerçekleri an be an izleyen dürüst gazetecilerin, yazarların, aydınların, sendikacıların, sanatçıların ve savaş karşıtlarının bu komik savaş yalanlarına kanmaya niyeti var. 1 Mart tezkeresini savunanlarla 4 dakikadan savaş çıkartmak isteyenler, iki uçağın kısa süreli hava sahası ihlalini “Kuzey Irak’a müdahale gerek” diyenler aynı odaklar, aynı kişiler.
Onlar için varsa yoksa savaş! Onlar için varsa yoksa “milli çıkarlar!”.
İki savaş uçağının hava sahasını delmesini dert edenler, 4 dakika karşılığında binlerce gencin yaşamını savaş meydanlarında söndürmek isteyenler, İncirlik Üssü’nü görmezden geliyorlar. İncirlik Üssü’nde uçaklar hava sahasını dört değil milyonlarca dakika ihlal ediyor. İncirlik Üssü’nde insanlık ihlal ediliyor, sadece bir hava sahası değil. İncirlik Üssü’nde savaş suçları işleniyor. ABD’nin Irak katliam makinesinin bölgedeki en önemli lojistik merkezi İncirlik Üssü.
Bu üsse ses çıkartmayanlar, “1 Mart’ta yanlış yaptık” diyenler, 4 dakikadan söz ediyorlar.
Başka uçakları çabucak unuttular! CIA’nin işkence uçaklarını hiç hatırlamıyorlar. İçinde suçlarının ne olduğu belli olmayan, Irak’tan kopartılıp, elleri kolları bağlı gözaltına alınan, işkence edilen Iraklıları taşıyan uçaklar da Türkiye hava sahasını ihlal etti.
Buna neden ses çıkartmadınız? İşkence uçaklarına neden tepki göstermediniz?
Nedeni çok açık: çünkü politik ortam uygun değildi ve işkence uçaklarından yola çıkarak Türk ordusunun Irak’a müdahale etmesi için gereken militarist psikolojiyi tırmandırmada işinize yaramazdı!
Ama 4 dakika da işinize yaramayacak!
Savaş karşıtları, tutarlı bir biçimde mücadeleye devam edecek!
Değerli dostlar,
2003 yılından beri her yıl 3 Haziran’da ABD tarafından İskenderun Limanı’nın ve İncirlik askeri üssünün kullanım süresini belirleyen Bakanlar Kurulu kararı yeniden gündemde. Biz de Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak İncirlik Üssü’nün Irak işgalinin üssü olarak kullandırılmasına, İncirlik üssü ile ilgili kararnamenin içeriğinin halka açıklanmamasına karşı kampanya yapıyoruz. Bakanlar Kurulu Kararında; “…liman, havaalanı, tesis ve üslerin, B.M. Güvenlik Konseyi’nin 22.05.2003 tarihli ve 1483 sayılı kararda öngörülen amaçlar doğrultusunda, dost ve müttefik ülkelerce, askeri malzeme/teçhizat ve personel nakli de dahil lojistik destek maksadıyla bu Kararname tarihinden itibaren bir yıl süre ile kullanılmasına izin verilmesi.” yazılı.
Bu açıklama hiçbir şey anlatmıyor. İncirlik’in Irak işgalindeki rolü, kaç ABD uçağının kaç kez Irak’a sefer yaptığı, İncirlik Üssü’nde kaç adet nükleer başlık olduğu, Irak’ta Necef, Samara ve Felluce gibi katliamlarda rol alan işkencecilerin İncirlik üssü’nde kaç gün kaldıkları, Türk askerlerinin ABD ordusuna yardımlarının kapsamının neler olduğu, neden İncirlik Üssü’nde 90 tane nükleer başlık tutulduğu gibi konularda bilgilenme hakkımızı sonuna kadar kullanmak istiyoruz.
İncirlik gerçeklerini tüm ayrıntılarıyla öğrenmek istiyoruz. İnanıyoruz ki bu gerçekler öğrenildiğinde ne İncirlik Kararnamesinin uzatılmasını çeşitli pazarlıklara konu eden hükümet yetkilileri ne de iki uçağın hava sahası ihlalini görmeyi başarırken koskoca bir üsten kalkan uçakların Irak’ta yarattığı dehşeti görmeyi beceremeyenler halkın yüzüne bakamayacaklar.
Biz önce Kararnamenin tüm ayrıntılarını öğrenmek istiyoruz.
Ama aynı zamanda İncirlik Üssü’nün kapatılmasını istiyoruz.
Çünkü İncirlik Üssü’nün açık kaldığı ve ABD’ye kullandırıldığı her gün, Türkiye işgale ev sahipliği yapıyor.
Bugün bu kampanyayı yaygınlaştırmaya çalışacağız, bugün bu adımı atmakta daha da kararlıyız çünkü “Savaşa hayır!” derken, gösteriler, kampanyalar, toplantılar ve basın açıklamaları düzenlerken bir konuda kararlıydık: ABD’nin Irak işgalini unutturmayacağız!
Çünkü biliyoruz ki Irak’ta yaşanan gelişmeler, 21. yüzyıla biçim verecek.
Küresel savaş karşıtı hareket işgal başlamadan önce Irak halkının yanında olduğunu deklere etti. Büyük gösteriler, küresel eylemler örgütledi. Irak halkını tek bir gün bile yalnız bırakmadı.
Irak halkına en büyük destek, Türkiye’yi ABD’nin savaş koalisyonunun bir parçası olmaktan çıkartmaktır. İşte İncirlik Üssü’ndeki nükleer silahlara, üssün Irak işgalinin askeri ve lojistik merkezlerinden birisi olmasına karşı yapılacak kampanya bu yüzden çok önemli.
1 Mart’ta ABD’nin Türkiye üzerinden ve Türkiye’nin kuzeyden Irak’a girmesini engelleyerek savaşa karşı çok önemli bir başarıya imza attık. “1 Mart’ta Irak’a girmeliydik” diyenlere bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki, savaş karşıtları sizi yendi.
Şimdi İncirlik Üssü’nün işgal için kullanılmasını engelleyerek çok somut bir başarıya daha ulaşabiliriz. Savaş isteyenleri bir kez daha yenebiliriz!
Gizli kararname 3 Haziran’da uzatılmasın.
İncirlik Üssü Kapatılsın.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu adına
Kerem Kabadayı
20 Haziran Çarşamba, İzmir, Basın Açıklaması
İncirlik Üssünde 90 Nükleer Başlık Var, YA PATLARSA
Değerli basın emekçileri, değerli arkadaşlar
İskenderun Limanı ve İncirlik Askeri Üssünün ABD tarafından kullanımını belirleyen Bakanlar Kurulu kararı yeniden gündeme gelmiştir. Bakanlar Kurulu kararının süresi bildiğiniz gibi 22 Haziran da doluyor.
Hükümet, sürenin uzatılması için yeni bir kararname hazırlığındadır. Bizler, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak İncirlik Üssü’nün, Irak işgalinin üssü olarak kullandırılmasına ve İncirlik Üssü ile ilgili kararnamenin içeriğinin halka açıklanmamasına karşı kampanya başlattık .
Bugün kamuoyunda ABD’nin emperyalist ve işgalci politikalarına karşı haklı bir duyarlılık oluşmuştur. Politikacılarımız bunu ABD ye caka satarak oya dönüştürmeye çalışıyor. İki ABD savaş uçağının Türk hava sahasını 4 dakikalığına ihlal etmesi bugün yaşadığımız sorunların en büyüğüymüş gibi anlatılmaya ve abartılmaya başlandı. Her türlü gelişmeyi bir biçimiyle mutlaka Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi gerektiğine bağlamaya çalışıyorlar.
Bu kez de, her zaman yaptıkları gibi, gözümüzün içine baka baka bizi aldatmaya çalışıyor.
İki ABD savaş uçağının hava sahasını delmesini dert edenler, İncirlik Üssü’nü görmezden geliyorlar. İncirlik Üssü’nde uçaklar hava sahasını dört değil milyonlarca dakika ihlal ediyor. İncirlik Üssü’nde insanlık ihlal ediliyor, sadece bir hava sahası değil, İncirlik Üssü’nde savaş suçları işleniyor. ABD’nin Irak katliam makinesinin bölgedeki en önemli lojistik merkezi İncirlik Üssüdür.
2003 yılından beri her yıl 3 Haziran’da ABD tarafından İskenderun Limanı’nın ve İncirlik askeri üssünün kullanım süresini belirleyen Bakanlar Kurulu kararı yeniden gündeme gelmektedir. Biz de Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak İncirlik Üssü’nün Irak işgalinin üssü olarak kullandırılmasına ve İncirlik Üssü ile ilgili kararnamenin içeriğinin halka açıklanmamasına karşı kampanya yapıyoruz.
Bakanlar Kurulu Kararında; “…liman, havaalanı, tesis ve üslerin, B.M. Güvenlik Konseyi’nin 22.05.2003 tarihli ve 1483 sayılı kararda öngörülen amaçlar doğrultusunda, dost ve müttefik ülkelerce, askeri malzeme/teçhizat ve personel nakli de dahil lojistik destek maksadıyla bu Kararname tarihinden itibaren bir yıl süre ile kullanılmasına izin verilmesi.” yazılıdır.
Bu açıklama hiçbir şey anlatmıyor. İncirlik’in Irak işgalindeki rolü, kaç ABD uçağının kaç kez Irak’a sefer yaptığı, İncirlik Üssü’nde kaç adet nükleer başlık olduğu, Irak’ta Necef, Samara ve Felluce gibi katliamlarda rol alan işkencecilerin İncirlik Üssü’nde kaç gün kaldıkları, Türk askerlerinin ABD ordusuna yardımlarının kapsamının neler olduğu, neden İncirlik Üssü’nde 90 tane nükleer başlık tutulduğu gibi konularda bilgilenme hakkımızı sonuna kadar kullanmak istiyoruz.
İncirlik gerçeklerini tüm ayrıntılarıyla öğrenmek istiyoruz. İnanıyoruz ki bu gerçekler öğrenildiğinde ne İncirlik Kararnamesinin uzatılmasını çeşitli pazarlıklara konu eden hükümet yetkilileri ne de iki uçağın hava sahası ihlalini görmeyi başarırken koskoca bir üsten kalkan uçakların Irak’ta yarattığı dehşeti görmeyi beceremeyenler halkın yüzüne bakamayacaklar.
Bizler gizli kararnamenin tüm ayrıntılarını öğrenmek ve İncirlik Üssü’nün kapatılmasını istiyoruz.
Çünkü; İncirlik Üssü’nün açık kaldığı ve ABD’ye kullandırıldığı her gün, Türkiye işgale ev sahipliği yapıyor. İncirlik üssü bu amaçla kullanıldığı sürece kimsenin bağımsızlık cakası atmaya hakkı yok.
Buradan Hükümete ve muhalefet partilerine sesleniyoruz.
Türkiye’nin bağımsızlığını mı savunmak istiyorsunuz?..
O zaman gizli kararnamenin uzatılmasına karşı çıkın…
İncirlik Üssü Kapatılsın kampanyamıza katılın…
Seçim meydanlarında haykırın…
İncirlik Üssü olduğu sürece kimse bize bağımsızlık ve barış istiyoruz gibi iki yüzlü politikaları anlatmaya çalışmasın.
ABD verilecek gerçek nota İskenderun Limanı ve İncirlik Askeri Üssünün kullanımını öngören kararnamenin uzatılmayarak, İncirlik Üssü ‘nün kapatılmasıdır.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu İzmir
22 Haziran Cuma, Yazılı Basın Açıklaması
BASINA ve KAMUOYUNA
İŞGALCİLERE İNCİRLİK DESTEĞİNİN UZATILMASINI KINIYORUZ
Bakanlar Kurulu üyeleri, ABD’nin “İncirlik Hava Üssü’nden lojistik amaçlı faydalanma iznini”
bir yıl daha uzatan kararnameyi imzaladı. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu olarak, ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003’den bu yana her yıl verilen ve süresi 23 Haziran’da dolan iznin uzatılmaması ve gizli kararnamenin halka açıklanması için kampanya yürütmüştük.
Gizli kararnamenin açıklanması için açtığımız dava sürerken ve işgale ortaklık anlamına gelen
bu izne demokratik kuruluşların ve kamuoyunun tepkisi ortadayken, bu kararnameyi yine halktan kaçırarak imzalayan AKP Hükümetini kınıyoruz.
Aynı Bakanlar Kurulu, bundan 20 gün önce ABD’ye yazılı bir nota vererek iki F16 uçağının 4 dakika hava sahamızı ihlal etmesi olayının bir daha tekrar etmemesi uyarısında bulunmuştu. Ama sıra ABD uçaklarının her gün inip kalktığı ve tam teçhizatlı askerler ve savaş malzemesi yanında 90 adet nükleer başlığın da bulunduğu İncirlik Üssü’ne gelince sivil ve askeri bürokrasi yine sus pus oldu.
Bu çelişkiyi halkımızın takdirine bırakıyoruz.
İncirlik Üssü’nü ABD’ye kullandırmak işgale, ABD’nin savaş ve insanlık suçlarına ortaklıktır. İşgalcilere verilen incirlik desteği ülkemiz için utanç vesilesidir. İncirlik Üssü kapatılana ve Irak’ daki işgal sone erene kadar kampanyalarımız devam edecek.
Seçimler de oyumuzu kullanırken savaşçı, işgalci, İncirlik’ci partilere HAYIR diyelim. Oyumuz BUSH’a gitmesin!
Gizli kararname halka açıklansın, İncirlik Üssü kapatılsın! Irak’ta işgale son!
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, Yürütme Kurulu, 22 Haziran 2007
31 Temmuz 2007, Yazılı Basın Açıklaması, İstanbul
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu kurucuları Meclis’te
22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde seçilerek TBMM’ye giren milletvekilleri arasında Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu kuruluş çagrısının ilk imzacıları 5 arkadaşımız da var. Çeşitli partilerden ve bagımsız olarak Meclis’e yolladıgımız Ufuk Uras, Kemal Anadol, Osman Özçelik, Mehmet Domaç ve Zafer Üskül’ü kutluyoruz.
BAK ilk imzacısı milletvekillerimizin savaşa ve işgale karşı mücadelemizin Meclis’teki kürsüsünü oluşturmalarını diliyor, İncirlik Üssü’nün kapatılması mücadelemizi birlikte sürdürmek istiyoruz.
1 Eylül, Basın Açıklaması, İstanbul
BİZ SAVAŞSIZ BİR DÜNYA İSTİYORUZ!
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, barış talebini yükseltmek için insan zincirinde kollarımızı birleştiriyoruz. Sesimizi yükseltiyoruz, çünkü dünyada, bölgemizde ve ülkemizde barış arzusu artık giderek daha yakıcı bir şekilde hissediliyor.
Afganistan, Irak ve Filistin işgalleriyle somutlaşan emperyalist saldırganlık, insani değerleri her gün ayaklar altına alarak sürüyor. Her gün ölüm haberleri, parçalanmış bedenler, ölçüsüz bir saldırganlık ile yüzyüzeyiz. Her gün savaş yalanları pompalanıyor. Provokasyonlarla etnik çatışmalar kışkırtılıyor. Ülkemizin de içine çekilmeye çalışıldığı yeni çatışmalara zemin hazırlanıyor.
Gördüğümüzü ve unutmadığımızı göstermek için, savaş suçlusu Bush’un yalanlarını teşhir etmek için, Afganistan’dan Irak’a, Filistin’den Türkiye’ye dökülen kanın hesabını sormak için, Irak halkıyla dayanışmak için buradayız.
Barış istiyoruz.
Çünkü Irak’ta artık sivil kayıplar sayılamıyor bile. Bush ve ortaklarının Irak’ı işgali 1 milyona yakın Iraklının katline yol açtı. ABD müdahalesi bölgeyi ve ülkemizi etnik çatışmaların merkezi haline getirdi. Herkesin sadece kendi ölüsüne ağladığı, farklılıkların birbiriyle çatıştığı bir dünya ve ülke istemiyoruz. Kapı komşumuzla, sınır komşumuzla asla düşman olmadığımızı biliyoruz.
Bugün, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde bir kez daha bu karanlık oyunlara gelmeyeceğimizi haykırıyoruz. Şavaştan, çatışmadan, şiddet ortamından beslenenlerin etkisini kırmanın yolu, “ama”sız, “fakat” sız barışı en temel bir politik talep olarak öne sürmekten geçiyor.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, barış savunucuları, savaş ve işgal karşıtları olarak; dünyamız ve ülkemiz için barış talebini yükseltiyoruz. Hepimiz barış için insan zincirinin birer halkasıyız. Savaşa ve işgale karşı barışı, etnik çatışmalara karşı farklılıklarımızla bir arada yaşamayı savunacağız.
Dünyada, bölgemizde ve ülkemizde barış!
Irak’ta işgale son!
İncirlik üssü kapatılsın!
İran Irak olmasın!
Barış Girişimi ve Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu
1 Eylül 2007 – İstanbul
1 Eylül, Basın Açıklaması, İzmir
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, barış talebini yükseltmek için insan zincirinde kollarımızı birleştiriyoruz. Sesimizi yükseltiyoruz, çünkü dünyada, bölgemizde ve ülkemizde barış arzusu artık giderek daha yakıcı bir şekilde hissediliyor.
Afganistan, Irak ve Filistin işgalleriyle somutlaşan emperyalist saldırganlık, insani değerleri her gün ayaklar altına alarak sürüyor. Her gün ölüm haberleri, parçalanmış bedenler, ölçüsüz bir saldırganlık ile yüzyüzeyiz. Her gün savaş yalanları pompalanıyor. Provokasyonlarla etnik çatışmalar kışkırtılıyor. Ülkemizin de içine çekilmeye çalışıldığı yeni çatışmalara zemin hazırlanıyor.
Gördüğümüzü ve unutmadığımızı göstermek için, savaş suçlusu Bush’un yalanlarını teşhir etmek için, Afganistan’dan Irak’a, Filistin’den Türkiye’ye dökülen kanın hesabını sormak için, Irak halkıyla dayanışmak için buradayız.
İncirlik Üssü’nün kapatılmasını istiyoruz.
ABD Ortadoğu’ya yönelik saldırılarda İncirlik Üssünü kullanıyor. İncirlik Üssü Ortadoğu halkları ve insanlık için şer odağıdır. İncirlik Üssü’nün kullanım süresi hükümet tarafından Haziran ayında gizli kararname ile uzatıldı. Hem de ABD ye sözde nota verilirken. ABD ye sözde caka satanlar İncirlik Üssü ve üssün kullanım süresinin uzatılması karşısında susuyorlar. İncirlik Üssü’nde 90 nükleer bomba bulunuyor. Nükleer silahlar Türkiye ve bölge halkları açısından tam bir felaket potansiyeli taşıyor. Biz bölgemizin ve Türkiye’nin güvenliği için İncirlik Üssü’nün kapatılmasını istiyoruz. Bunun için alanlardayız.
(Önümüzdeki günlerde İncirlik Üssü ve bazı liman ve askeri tesislerin kullanım süresini uzatan gizli kararnamenin iptali için dava açacağız. Bu konuda yaptığımız başvurulara yanıt verilmedi. Bilgi alma hakkımızda yok sayılıyor. )
Barış istiyoruz.
Çünkü Irak’ta artık sivil kayıplar sayılamıyor bile. Bush ve ortaklarının Irak’ı işgali 1 milyona yakın Iraklının katline yol açtı. ABD müdahalesi bölgeyi ve ülkemizi etnik çatışmaların merkezi haline getirdi. Herkesin sadece kendi ölüsüne ağladığı, farklılıkların birbiriyle çatıştığı bir dünya ve ülke istemiyoruz. Kapı komşumuzla, sınır komşumuzla asla düşman olmadığımızı biliyoruz.
Bugün, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde bir kez daha bu karanlık oyunlara gelmeyeceğimizi haykırıyoruz. Şavaştan, çatışmadan, şiddet ortamından beslenenlerin etkisini kırmanın yolu, “ama”sız, “fakat” sız barışı en temel bir politik talep olarak öne sürmekten geçiyor.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, barış savunucuları, savaş ve işgal karşıtları olarak; dünyamız ve ülkemiz için barış talebini yükseltiyoruz. Hepimiz barış için insan zincirinin birer halkasıyız. Savaşa ve işgale karşı barışı, etnik çatışmalara karşı farklılıklarımızla bir arada yaşamayı savunacağız.
Dünyada, bölgemizde ve ülkemizde barış!
Irak’ta işgale son!
İncirlik üssü kapatılsın!
İran Irak olmasın!
10 Eylül, Yazılı Basın Açıklaması
Bush, İran’a saldırmaya hazırlanıyor!
Küresel savaş karşıtı hareket karşı koymaya hazırlanıyor…
Geçtiğimiz günlerde Bush, Neocon ekibiyle birlikte sürpriz bir şekilde Irak’a gitti. Son haftalarda arka arkaya yaptığı açıklamalar Bush’un iyice köşeye sıkıştığını gösteriyor.
Neoconlar yalvar yakar bir durumdalar. Bush, Sky News televizyonuna yaptığı açıklamada, “ABD’nin Irak’ta başarısızlığa uğramasının Orta Doğu’da büyük kargaşaya yol açacağını” söyledi ve ardından ekledi: ‘’Koalisyondaki tüm ortaklarımıza ihtiyacımız var. Herkesin iç politika kaygıları olduğunu anlıyorum. Ama Irak ve Afganistan’da yapacak daha çok işimiz var.’’
Özellikle İngiltere’nin Irak işgaline yolladığı 18 bin askerini, giderek 5500’e indirmesi, ve çekilme hazırlıklarına girişmesi, ABD’yi Ortadoğu’da büyük bir yalnızlığa itiyor. İngiltere son olarak askerlerini Basra’da sokaklardan çekti ve havaalanındaki üslerde tutmaya başladı. İngiltere’nin 5500 askerinin belirleyici bir önemi yok. Önemli olan Irak’ta 160 bin askeri bulunan ABD’nin politik olarak yalnızlaşması ve Irak işgalinin başından beri ilan ettiği “Teröre karşı koalisyon” iddiasının tümüyle çökmeye başlaması.
Ne ABD ne de İngiltere kamuoyu nezdinde Irak işgali meşru değildir. Tam tersine bu ülkelerin halklarının büyük çoğunluğu savaşa karşı ve Irak işgalinin hedeflediğinin tam tersi sonuçlar doğurduğunu düşünüyor. Savaş karşıtı hareket, Tony Blair’in peşini bırakmadığı ve sistematik bir biçimde Irak işgalini teşhir ettiği için İngiltere daha Blair başbakanken Irak’tan aşamalı çekilme planını açıklamıştı. Bush yönetimi de temsilciler meclisinde giderek sıkışıyor.
Bütün bu gelişmelere rağmen, Bush’un Irak’tan çekileceğini düşünmek için çok erken. Irak’taki ABD fiyaskosunun neoconları daha az saldırgan yapacağını düşünmek de tümüyle yanlış olur. Neoconlar ABD emperyalizminin yönetici grubu olarak birkaç hedefe birden sahipti ve bu hedeflere ulaşmadan Irak’tan çekilmeyi düşünmelerini beklemek büyük bir hata olur.
Bu hedeflerden birincisi enerji kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek, ikincisi İsrail’in konumunu ve güvenliğini garanti altına almak ve üçüncüsü İran sorununu çözmekti. Bu üç hedef ise tek bir ana hedefi sağlama alma stratejisinin üzerinde yükseliyor: 21.yüzyılı “Yeni bir Amerikan yüzyılı” yapmak. ABD’nin küresel hegomonik güç konumunu sarsılmaz bir duruma getirme stratejisi geçerliliğini sürdürüyor.
Elimizdeki veriler, ABD’nin Irak’ta işinin bitmediğini ve İran’a yönelik saldırı planlarının güncelliğini koruduğunu gösteriyor. ABD askerleri geçtiğimiz hafta, Irak’ta bir oteli basarak bir grup İranlıyı gözaltına aldı. İranlıların Irak hükümetiyle resmi bir görüşme yapan heyet oldukları açığa çıkmasına rağmen Bush yaptığı açıklamayla ne denli gözünün dönmüş olduğunu gösterdi. Irak yetkililerine ”Irak’ta canice eylemlere karışan İranlıların” baskı altına alınması gerektiğini söyleyen Bush, kan dökme niyetini şöyle ifade etti: “İran çok büyük bir tehdittir ve ABD bu tehditle çok yakın bir zamanda yüzleşecektir!”
Küresel savaş karşıtı hareket saldırganlığa karşı mücadeleye çağırıyor
Bush yönetimi sadece %