Fatma YÖRÜR
Pazartesiden itibaren süren duruşmalarda kamu görevlilerinin yargılanmasına devam edildi. Duruşmalar boyunca davanın ilk gününden itibaren verilen çelişkili ve yalan ifadelerin izi sürüldü.
AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti ile ilgili 10 yıl üç aydır süren davaya bugün de devam ediliyor.
Pazartesi gününden beri süren duruşmalarda tüm ifadelerde ortaya çıkan önemli nokta, savunma yapan JİTEM, emniyet, jandarma elemanlarının olayı cinayetten önce öğrendiği, cinayet öncesi ve sonrası başta cinayetin kilit ismi Ali Öz tarafından olmak üzere, edinilen bilgilerin birimler arası paylaşımının tehditlerle engellendiği ortaya çıkıyor.
‘SİZ RUHSATSIZ SİLAH VERİN BEN ONU YASİN’E VEREYİM’
Bu engellemeler nedeniyle ilk günden bugüne gelen tüm ifadeler ve savunmalarda ortaya çıkan boşlukları ve çelişkileri Dink’in avukatları sanıklara yönelttikleri sorularla aydınlatmaya çalıştı.
Dün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ve eski Trabzon Jandarma İstihbarat’ta Veysel Şahin’in sorgusu yapıldı.
Cinayette sorumluluğu bulunan emniyet, istihbarat ve jandarma görevlilerinin hazır bulunduğu mahkemede, Duruşmaya Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkezi (İDAM) amiri olarak Tuğgeneral rütbesinde çalışan Hamza Celepoğlu’nun çapraz sorgusuyla başlandı.
Dink Ailesi Avukatı Hakan Bakırcıoğlu Celepoğlu’na, “Yasin Hayal’in faaliyetleriyle ilgili müdürü olduğunuz Aşırı Sağ Faaliyetler Şube’ye bir rapor ya da belge gönderilmiş miydi” diye sordu. Celepoğlu ise net olarak hatırlamadığını belirterek, “Öyle bir belge gelmedi diye biliyorum” dedi.
Celepoğlu’nun çapraz sorgusunun ardından Trabzon Jandarma İstihbarat görevlisi Veysel Şahin’in savunmasına geçildi. 2002-2007 yılları arasında Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi’nde Uzman Jandarma rütbesiyle Haber Toplayıcılık görevi yapan Şahin, Coşkun İğci’nin kayıtlı haber elemanları olmadığını, kendisinin arkadaşı olduğunu ifade etti.
Şahin, birlikte çalıştığı Okan Şimşek’in Unsur Komutanı olduğunu belirterek, “2006 yılında Okan Şimşek ile Trabzon merkezdeyken Coşkun İğci beni arayarak Meydan Parkı’na çaya çağırdı. Okan Şimşek ile beraber parka gidip oturduk. Bu sırada ikisini tanıştırdım. Yaptığımız görüşmede Coşkun İğci, eşinin akrabası olan Yasin Hayal’in İstanbul’daki Ermeni bir gazeteciyi öldürmek için İstanbul’a gidip geldiğini, evini ve iş yerini tespit ettiğini, Yasin’in yanında 3 arkadaşının daha olduğunu ama onları tanımadığını söyledi. Coşkun İğci Yasin’in kendine 300 lira vererek ev yapımı silah almasını söylediğini anlattı. Biz de sakın alıp verme dedik. Bunun üzerine İğci, ‘Siz ruhsatsız silah verin ben onu Yasin’e vereyim sonra siz onu yakalayın cinayet işleyemesin’ dedi. Biz de böyle bir şey yapamayacağımızı söyledik ama gerekli makamlara ileteceğimizi söyledik” dedi.
Hrant Dink Davasında ilk gün: Adaletin çok uzağındayız
Hrant Dink Davasında ikinci gün: Dink cinayeti davasına devam edildi
KARAR GÜNÜ OKAN ŞİMŞEK’İN ÇAPRAZ SORGUYLA BAŞLADI
Ara kararın verileceği bugünkü 59. duruşmada, Trabzon Jandarması’ndan Okan Şimşek’in çapraz sorgusu yapılarak başlandı. Avukat Hakan Bakırcıoğlu, sanıklara daha önceki ifadelerden yola çıkarak, sorular yöneltti ve kamu görevlilerinin olaya dahlini aydınlatmaya çalıştı.
Avukat Hakan Bakırcıoğlu, Şimşek’e Coşkun İğci görüşmeleriyle ilgili sorular yöneltti. Yanıtlarda Veysel Şahin’in emniyette verdiği ifadelerini çelişkileri ortaya koyuyordu. Coşkun İğci, Yasin Hayal ve bazı kişilerin İstanbul’a gidip keşif yaptığını söyledi ve onlara ait üç telefondan bahsetti. Ayrıntıları amirlere ilettiğini söyledi.Telefon görüşmeleri ve buluşma sayılarında orataya çıkan çelişkiler bu sorgularda ortaya çıktı.
Okan Şimşek: Coşkun’un verdiği bilgileri aldım amirime arz ettim. Veysel Şahin’in dediği telefon numaralarını bilmiyorum. İşlem yapılmadı. Dink cinayetine ait görev sonuç raporu düzenlemedik. 20 Ocak 2007 tarihli görev sonuç raporu var. Önceki bilgileri yazdık. Müfettiş geleceği için tüm raporlar çıkarılmış konuyla ilgili olanlar alınmıştı, dedi.
Savunmasında MİT’ten kimseyi tanımadığını söyleyen Şimşek “Bu süreçte paranoyak oldum” dedi.