5 Aralık 2011 – Hrant Dink Davası Basın Metni – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Hrant’ı öldürmelerinin üstünden dört yıl ve on buçuk ay geçti. Siz beş deyin. Adalet adına ortada ne var?Bir müsamere ve kötü niyet gösterisi.Hatırlarsınız, katil iki günde, şu içeride yargılanan öbürleri de hemen peşinden yakalandı.Bunların baştan gözden çıkarılmış ayakçılar olduğundan şüphe duyan var mı aranızda? Şüphe duyanlar, Yasin Hayal’in babasının ifadesini hatırlasın: “Trabzon Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürü Yahya Öztürk bana ‘Yasin devlet için çalışıyor’ dedi.”

Polis böyle demişti. Jandarma istihbaratçısı bir binbaşı da tebriklerini göndermişti Yasin Hayal’in babasına. Hrant’ı öldürtmeye karar verenleri nerede aramalıyız? Elebaşı konumundaki sanıkları Trabzon McDonalds bombalamasından itibaren avucunun içine almış Emniyet’te mi? Cinayet ihbarını hasıraltı eden, kullanılacak silahın özelliklerini henüz cinayet işlenmeden bilen jandarmada mı? Yoksa hepsinin üstündeki biryerlerde mi?

Başından beri iki vahim durum, adaletin yolunu tıkıyor.

İlki şu: Cinayetin işleneceğini bildiği ortaya çıkmış resmî görevliler, bırakın yargılanmayı, her türlü soruşturmadan korundu. Yetmedi, terfi aldı.

İkincisi, bunlar hakkında pek sınırlı bazı soruşturmalar yapıldı, dava da açıldı, ama sanki bunların cinayet davasıyla ilgisi yokmuş gibi davranıldı. Olaydaki rolü gayet şaibeli olan jandarma komutanı Ali Öz hakkındaki dava bile buradaki esas cinayet davasıyla birleştirilmeden bitti. Albay Öz’e ödül mü verildi, ceza mı, bilemedik.

Bugüne kadar edindiğimiz bilgilerle, tek merkezden kapsamlı bir soruşturma yürütülse her şeyin açığa çıkacağı, inanın, görülebiliyor.

Duyduğumuz şüpheyi akıl ve vicdan sahibi herkesin paylaştığından eminiz: Hrant Dink cinayetinin aydınlatılmasını istemeyen birileri var ve bunların gücü adaletin yolunu tıkamaya bugüne kadar yetti. En başta adaletten yana saf tutacağını iddia eden hükümet de bir adım sonra onlara katıldı.

Toplumumuza hafızasız demek her dönemde modadır. Hayır, hiçbirimiz hafızasız değiliz. Aksine, hafızalarımız gayet güçlü olduğu için neler döndüğünü gayet iyi anlayabiliyoruz. Ama ne yazık ki savcıların elindeki imkân ve güç bizde yok. Yoksa, sorulacak sorular, üstüne gidilecek durumlar, kişiler, hepsi belli. Sadece İstanbul Emniyeti’ne, yok ettiği kamera kayıtlarını ısrarla ve sahiden sormak belki de her şeyi aydınlatmaya yetecektir.

Şu içeride yargılananları örgütleyen, onlara “öldür!” emri verenler her kimse, polis de asker de savcı da yargı da hükümet de, bunların ortaya çıkmasından çok korkuyor. Tâ en başta Rakel demişti: adalet için cesaret gerekir. Bizde cesaretten anlaşılan şey, savunmasız bir insana arkadan yaklaşıp ensesinden vurmaya yarıyor, anladık. Adaletten anlaşılan ise, Hrant’ı tam aksini yazdığı şeyi yazmış gösterip mahkûm etmek, hedef haline getirmekti, bugün de, cinayete karışmış devlet görevlilerinin ne pahasına olursa olsun korunmasıdır. Budur. Bu kadardır. Yargıtay, vaktiyle bizzat yaptıkları yetmiyormuş gibi, Hrant’a çamur atan Kahramanmaraş katliamı davasının bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller’i korumakla meşgûldür.

Bu memleketin vicdanlı insanlarının, adalet deyince ‘devleti koruma teşkilatını’ değil hakkı hukuku anlayan insanların gönlü bizimledir. Biliyoruz. Ne yazık ki yetmiyor. Kendine yalan söylemekten utanan, cesur yargıçların, savcıların ortaya çıkması lâzım. Devlet ve hükümet içerisinde, kendine yalan söylemekten utanan, vicdan ve adalet duygusu sahibi birileri varsa ortaya çıkmaları lâzım.

Bu davayı bu şekilde bitirmeye kalktıklarında alınlarına sürülecek şeyi sadece kurban kanı sanıyorlar. Halbuki o, ne yapsalar kazıyıp atamayacakları bir utanç lekesi olacak.

HRANT’IN ARKADAŞLARI

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.