31 Aralık 2013 – Yazılı Basın Açıklaması – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

2014 YILINDA SAVAŞSIZ BİR DÜNYA VE KALICI BARIŞ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM!

barisaevet-2Savaş ve çatışmaların eksik olmadığı bir bölgede, barış mücadelesinin önemli kazanımlar elde ettiği bir yılın daha sonuna geldik. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de özgürlük, adalet ve barış için milyonlar her geçen gün sesini yükseltiyor. Küresel dayanışma büyüyor. Ülkemizde 2013 yılı belki de Cumhuriyet tarihinde, Kürt sorununda barışa en çok yaklaştığımız yıl oldu. Barış aktivistleri olarak bu konudaki çabalarımız bütün yıl devam etti ve 2014’te de devam edecek. Ocak ayında Galatasaray’dan Taksim’e bir yürüyüş düzenleyerek yeni oluşmaya başlayan diyalog sürecinin kesintiye uğramamasını istedik. Daha fazla kan akmaması, kardeşlik ve adalet için, ama’sız fakatsız barış isteyen tüm kurumlar ve bireyler hep birlikte taleplerimizi dile getirdik. Daha sonra Hükümet ve PKK tarafından eş zamanlı olarak başlayan açıklamalar ve çıkarılan düzenlemelerle fiili ateşkes sağlandı, anadilde savunma hakkı gerçekleştirildi, dokunulmazlıklar konusu gündemden kaldırıldı, Abdullah Öcalan’a ziyaret yasağı sona erdirildi. 

21 Mart Diyarbakır Newrozunda Abdullah Öcalan’ın mesajının okunması ile “barış ve çözüm süreci” resmi olarak başlamış oldu.

Diyarbakır’da milyonlar, Türkiye halklarının ve bütün dünyanın gözü önünde çok güçlü bir şekilde  ‘barışa evet’ dedi. “Artık silahlar sussun, fikirler ve siyaset konuşsun” çağrısına yanıt veren Kürt halkı “savaşmayalım, barışalım” dedi. Bu irade tüm ülkede de karşılık buldu.

Bu süreçte bizler de barış umutlarımızı her vesileyle dile getirdik, sürece destek olmak için tüm toplumsal kesimlerden katılımla geniş birliktelikler oluşturduk. Bileşenlerinden olduğumuz Çözüme Evet Koalisyonu Nisan 2013’te kuruldu.

Kürt sorununun barışçı çözümü için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere “Hayır, bizler bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan, çözümden yanayız” diyebilmek için yola koyulan koalisyon, Mayıs ayında sokak etkinlikleri ve barış yürüyüşleri gerçekleştirdi.

Ülkemizde birbirini gerçek anlamda tanıma şansı bulamamış milyonlara… “Dinle, Anlat, Duy, Konuş…” dedik. Yollarda, şehirlerde, sokaklarda, camilerde, kiliselerde, cem evlerinde, okullarda, işyerlerinde, barışı örgütlemeye, barışı konuşmaya, barışı örgütlemeye davet ettik.

Barış ve çözüm için çabalarımızı 1 Eylül Barış Mitingine katılarak devam ettirdik. Haziran ayından itibaren yükselen kent hakkı ve özgürlük isyanında barış bayraklarını dalgalandırdık, barış taleplerini dillendirdik.

Yine Eylül ayında yayınladığımız bildiri ile barış ve çözümün kalıcı olması için taleplerimizi, yüzlerce aydın sanatçı, bilim insanı, aktivistle birlikte kamuoyuna sunduk. Anadilde eğitim, siyasal tutukluların toplumsal yaşama katılma yollarının açılması ve yerel yönetimlerde demokratikleşme gibi talepleri kamuoyu ile paylaştık.

Bu süreçte çeşitli provokasyonlar da yaşandı. Önce Paris’te 3 PKK üyesi öldürüldü. Daha sonra Lice’de 1, Yüksekova’da 3 BDP üyesi polis ve asker kurşunları ile öldürüldü, failleri hala bulunamadı. BDP’li tutuklu milletvekilleri Anayasa Mahkemesinin açık kararına rağmen serbest bırakılmadı. Hükümetin açıkladığı çok yetersiz olan Demokrasi Paketindeki maddelerle ilgili yasal ve idari düzenlemeler yapılmadı. HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel’e verilen hapis cezası Yargıtay’da onaylandı.

Hükümetin kararsız ve yer yer olumsuz tutumlarına rağmen barış ve çözüm süreci devam ediyor. Biz barış aktivistlerine düşen görev, bu sürecin, kan dökülmesine ve yeni acılara meydan verilmeden sürdürülmesi ve Kürt kalkının bütün hakları verilerek devam ettirilmesi için kamuoyu oluşturmak, tarafları azami ölçüde cesaretlendirmektir.

 

SİLAHLANMA HARCAMALARI DÜNYAYI DAHA GÜVENSİZ YAPIYOR!

Askeri Harcamalara Karşı Eylem ve Direniş Günü olan 12 Nisan’da bütün dünya ile birlikte Türkiye’de de askeri harcamalara karşı basın açıklamaları, eylem ve etkinlikler yapıldı. Çünkü askeri harcama yapmak demek, silahlanmanın ekonomik, sosyal ve insani maliyetlerini halkın sırtına yüklemek demektir. Askeri harcama demek, silah üreticisi şirketler kârlarını arttıracak diye, insanların daha güvensiz bir dünyada yaşaması ve bu kârların bedellerini çoğu zaman hayatları ile ödemeleri demektir.

Eğitime ve sağlığa toplamda 75 milyar dolar bütçe ayrılan Türkiye’de, askeri ve güvenlik konularına 40 milyar dolar bütçe ayrılması ve bu ayrılan bütçenin büyük bölümünün denetim dışı olması kabul edilemez.

Biz savaş karşıtları olarak, bu olumsuz tabloyu değiştirmek için, askeri harcamaların durdurulmasını istedik, savaşa değil insana bütçe dedik.

2014 yılında militarizme, savaşçı eğilimlere ve bölgesel çatışma risklerine karşı sesimizi yükselteceğiz. Silahlanma girişimlerine, NATO’nun füzelerine hayır diyeceğiz. Türkiye’nin NATO’nun işgal operasyonlarında yer almasına karşı çıkıp, başka ülkelerdeki askerlerini geri getirmesini isteyeceğiz.

 

ORTA DOĞU’DA BARIŞ!

Suriye’de yaşanan insanlık trajedisi devam ediyor. Yıllardır Suriye’yi diktatörlükle yönetenler, 2011 Mart ayında başlayan halk ayaklanmasına katliamla yanıt verdiler. Çatışma iç savaş boyutlarına yükseldi. Bu kaosun ne zaman sona ereceği ile ilgili en ufak bir belirti yok. Ağustos ayında, Şam’ın dış mahallelerinden Guta’da kimyasal silah kullanımı sonucu, 2 saat gibi kısa bir sürede en az 1500 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin büyük kısmı yataklarında uyuyan çocuklardı.

Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların sayısı 600 bini geçti. Sınır bölgelerinde soğuk hava koşullarında, ölüm kalım mücadelesi vererek bekleyen on binlerce Suriyeli daha var.

Suriye’de yaşanan trajedi Türkiye’de de can aldı. Sınır bölgelerine düşen mermilerle ölen onlarca kişiye, Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki patlamada ölenler eklendi. Patlatılan bombalarla bölge halklarının arasını açmak ve Türkiye’yi savaşın girdabına çekmek amaçlandı.

Savaşın gerçek yüzü işte budur. Savaş hiçbir suçu günahı olmayan insanlar için ölüm demektir. Savaş yıkım ve acı demektir. Savaş öfke ve düşmanlık demektir. Yıl boyunca Suriye’deki savaşa ve bu ülkeye askeri müdahaleye karşı eylem ve açıklamalar yaptık.

Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de ve dünyanın başka bölgelerinde bu acıyı yıllardır her gün yaşayan halklar var. Savaş halkların düşmanıdır. Emperyal emellerle ve kaynaklarına el koymak için ülkeleri işgal eden, halkları birbirine düşüren küresel savaş makinaları insanlığın düşmanıdır. Kendi halkına karşı savaş açmış diktatörler de halk düşmanıdır. Meydanı onlara bırakmamak için barış mücadelesini güçlendirip savaşa hayır demek lazım. Halkların kardeşliğini savunmamız lazım.

Suriye’deki katliamlardan canını kurtarmak için sınırı geçen sığınmacılar düşmanımız değildir. Onlar ve Suriye halkı, ülkelerindeki insanlık dramının mağdurudur. Bu ülkede kimse Suriye ile savaş istemiyor. Hükümet gerilimleri artırıcı değil, barıştan yana tutum almalıdır.

Türkiye hükümeti bölgesel çıkarları için Suriye’ye güç gösterisi yapmaktan vaz geçmelidir, bu ülkeye Türkiye veya başka bir ülkenin askeri müdahalesi, bütün bölge için bir felaket olur.

Suriye’deki ve Ortadoğu’daki diktatörlükler yıkılmalı, yerlerine halkın demokratik yönetimleri kurulmalıdır, ama bu dönüşüm o ülkelerdeki halkların kendi inisiyatifiyle olacaktır. Dış müdahaleler bu süreci olsa olsa geciktirir.

Ortadoğu’daki ABD, Rusya, NATO vb. kaynaklı tüm askeri üs ve tesisler başta İncirlik olmak üzere kapatılmalıdır! Ortadoğu, silahsız, nükleersiz, kimyasalsız, barış içinde kardeşçe bir arada yaşadığımız bir bölge olmalıdır.

 

2014’TE BARIŞIN SESİNİ YÜKSELTELİM!

2013 yılında özellikle Kürt Sorununda sağlanan ateşkes ve diyalog süreci, bizleri barıştan ve adaletten yana daha umutlu kıldı. Yeni yılda, kalıcı barışın sağlanması için tüm barış güçleriyle birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Kürt sorununda kalıcı bir barışı sağlamak, Silahlanma yarışına son vermek, Filistin, Suriye, Afganistan halklarıyla dayanışmak için atacağımız her adım, küresel barış ve küresel adaletin tesisine yardımcı olacak tarihsel öneme sahip girişimler olacak.

Barış mücadelesinin deneyim ve birikimlerini içeren Barış Ansiklopedisi çalışmamızı ve 5 yıldır sürdürdüğümüz Edebiyatta Savaş ve Barış Atölyesi’nin toplantılarını 2014’te de sürdüreceğiz.

Savaşsız bir dünya için hepimizin yapabileceği bir şey var. Mücadelemizi ve sesimizi tüm dünyanın savaş karşıtlarıyla birleştirelim. 2014 yılını ülkemizde ve dünyada barış adımlarının atıldığı bir yıl yapalım.

Savaş insanlık suçudur. Ahlaki olan savaş karşıtlığıdır. Bütün dünyanın savaş karşıtlarıyla birlikte haykırıyoruz:

Yaşasın halkların kardeşliği!

Savaşa hayır!

 

Faruk Sevim

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu Yürütme Kurulu adına

 

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.