Herhangi bir internet sitesine “İdlip’te son durum” yazdığınızda hemen şöyle başlıklarla karşılaşacaksınız: “İdlib’e düzenlenen saldırılarda 26 sivil hayatını kaybetti”, “Son dakika: Rus savaş uçaklarının düzenlediği saldırıda 12 sivil yaşamını yitirdi” ya da “Son dakika… Esad rejimi, Halep’in batı ve güney kırsalına kara saldırısı başlattı.”
Bu haberler bu kadarla kalmıyor tabii. Yaşanan vahşet detaylandırılıyor:
“Son 3 günde 27 bine yakın sivil Türkiye sınırı yakınlarına göç etti.” manşetinde olduğu gibi. Haber şöyle devam ediyor: “Esad rejimi ve destekçilerinin İdlib’e saldırıları nedeniyle son 3 günde yaklaşık 27 bin sivilin daha Türkiye sınırına yakın bölgelere göç ettiğini duyuruldu.”
Çoluk, çocuk, yaşlı, kadın, genç canlarını kurtarmak için sınır kapılarına doğru kaçmaya çalışıyorlar, gündüz 7, gece -4’e kadar düşebilen hava şartlarında evi barkı yıkılan insanlar ölüm kalım mücadelesi veriyorlar.
Türkiye’de ise gazetecilikten kanaat önderliğine yükselen tipler, Türkiye’nin kuzeyinin zengin güneyinin yoksul Araplara teslim edildiğini yazabiliyor. Bu türden adamlar, Suriye’den kaçan insanları memleketlerinde kalıp savaşmadıkları için de kınıyorlardı. Daha başkaları ise ısrarla Türkiye’nin Esad’la anlaşması, el sıkışması gerektiğinden söz ediyor, bu aynı insanlar, sadece Esad’ın meşru devlet başkanı olarak görülmesini değil, Rusya’nın da en önemli stratejik ortak olarak görülmesi gerektiğini savunuyorlar, hükümete bu yönde sürekli telkinlerde bulunuyorlar.
Rus uçaklarının İdlip’te 12 sivili öldürmesi bu tür insanlar için bir haber değeri taşımıyor. Emperyalizmi ABD’den ibaret görmek bu adamların siyasi analizlerinin başladığı ve bittiği yer. ABD emperyalist olunca ABD’yle de gerilim için de olan Esad antiemperyalist, Esad’ın öldürdüğü siviller de ABD’nin kuklası “terörstler” olarak ilan edilebiliyor. ABD uşağı bu sivil görünümlü teröristlere sınır kapıları da açılmamalı, soğukta ya Rusya’nın bombalarıyla ya da kış koşullarıyla, açlıkla gelecek ölümü beklemeliler.
Şunu akıldan çıkartmamalıyız: Suriye’de estirilen terör dalgası, şiddet ve katliamlar Türkiye’nin Astana sürecindeki ortakları tarafından bizzat örgütleniyor.
Bu, Astana sürecinin kofluğunu ortaya sermiyor mu?
Rusya’nın da ABD gibi emperyalist bir odak olduğunu göstermiyor mu?
Emperyalizm “batı”dan ve ABD’den ibaret bir şey değildir, tersine küresel hegemonya mücadelesi veren çok parçalı bir yapıdır ve bu günlerde Suriye’de en çok sivil öldüren emperyalist güç, “doğu”daki güçtür. Ne ABD-ne Rusya! Türkiye, bölgede tüm ilgisini, halklarla diyalog kurmaya, göçmenlerin yaşam koşullarını insani düzeye çıkartmaya odaklamalıdır.
(marksist.org)