27 Kasım 2013 – Edebiyat Atölyesi V. Dönem Üçüncü Kitap – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

İçerik   ‘Orta Doğu Edebiyatında Savaş ve Barış’ olarak belirlediğimiz V.Dönem Edebiyatta Savaş ve Barış Atölye‘sinin üçüncü toplantısının konusu Salim Berakat’ın Demir Çekirge kitabıydı. Yazarı bize Beste Sezen Ateşpare tanıttı. Ümmü Burhan ise kitabı tartışmaya açtı.

Salim Berakat ‘Edebiyatta Arap dilinin yularını elinde tutan kişi’, ’Büyülü gerçekliğin Arap Edebiyatında temsilcisi’ gibi tanımlarla çok başarılı bulunsa da Atölyemiz açısından şiddeti içselleştirmiş, hatta bundan keyif ve haz alan, kurduğu yazınsal dünyada şiddeti aşama aşama arttıran, bunu kendi ve okuru için normalleştiren/normalleştirmeye çalışan bir yazar olarak değerlendirildi.

Demir Çekirge, beş dönemdir devam eden ‘Edebiyatta Savaş ve Barış Atölyesi’nin en şiddet yüklü kitabı olarak değerlendirildi. Yazarın, Kürt halkına uygulanan şiddeti anlamamız, içselleştirmemiz istiyor idiyse, bu kitapla bunu başaramadığı kabul edildi.

Orta Doğu/Suriye/Kürt edebiyatından şimdiye kadar okuduğumuz üç kitap yazarlarının da iddia ettikleri ‘doğaya bağlılık’ın bizin anladığımız anlamda bir doğaya bağlılık olmadığının üstünde durduk.

Kitabın eleştirilen diğer bir özelliği, çocuk gözüyle bu şiddetin anlatılmasıydı. Oysa yazım dili otuz yaşındaki bir yetişkinin diliydi. Böylesine katıksız bir şiddetin çocuk masumiyetiyle anlatılamayacağında fikir birliğine vardık. Yazar halkının yaşadığı acıları çocukluğa sığınarak anlatırken adeta şiddetin tarifini yapıyordu. Dünya üzerinde var olan her hayvanla ilgili, çocukluğunda yaşadığı/uyguladığı/ mahallesindeki istisnasız tüm çocukların uyguladığı işkenceyi bize keyifle anlatıyordu. Maruz kalınandan çok uygulanan şiddet anlatılıyordu.

‘Kuşların gırtlağını kesmek’, ‘Katırların ayağını kırmak’, ‘Köpeğin üzerine taş yuvarlayarak topal bırakmak’, ‘Ördekleri çılgına çevirmek’, ‘Keçinin boynuzunu kırmak’, ‘ Bukalemunun derisini yüzmek’, ‘ Hindilerin gagalarını birbirine bağlamak’, ‘ Tavşanları katlederek bilançosunun çıkartılması’, ‘Küçük serçeye ateş etmek’, ‘ Canlı canlı gömülen kuşlar’, ‘ Kırık boynuzu nedeniyle inleyen, yaraları kapanmamış koçlar’, ‘Katırların derisini yüzmek’, ‘ Çakalla boğuşan at’, ‘ Yuvası su doldurularak boğulan köstebek’, ‘Kızgın yağ dökülerek kuyruğu tutuşturulan, kafatası balon gibi patlayan kediler’, ‘Kuyruğuna bomba bağlanan inekler’, ‘ Dişleri sökülen su yılanları’, ‘Kovanlarına çubuk sokulan arılar’.

Bölüm başlıklarından birini ‘Geometrik Şiddet’ olarak seçmiş olan yazar doğadaki diğer canlılara, bitki ve insanlara karşı da şiddet yüklüydü. ’Anneler sopa, taş, demir parçalarıyla çocuklarına dayak atıyorlardı’. ‘Başakları kopartıp ezmekten zevk alıyorduk’, ‘Şaşı Reşo boyadan boya biçilmişti’, ‘ Yağma, hırsızlık ve tahrip etmekten başka bir şey düşünmezdik’.

Çocuklar çevredeki ötekilere karşı da acımasız ve güvensizdi. Yezidilere inanışlarına dayanarak acı şakalar yapılıyordu. ‘Bedevi çocuklara güven duymazdık’.

Satırlarındaki şiddet dozunu, sığındığı çocuk gözü anlatımına ‘Çocukta kim kusur arayabilir ki?’ diyerek gerekçe yaratıyordu. Çocuklar ‘Şiddet için can atıyorlardı’, ‘Biz çocuklar ölülere ilgi duyar, bununla beslenirdik’, ’İşkence ederek öldürme zevkini bize tattırmaları için…’, ‘Hayvanların sağ çıkamadıkları eğlenceler’, ‘ Nihayet cezalandırılma korkusu olmadan acı çektirebileceğimiz birisini bulmuştuk’.

Kadınlar da elbette bu şiddet yüklü dilden nasibini alıyordu. ‘Sarışın, modern kadınları kucakta oturtmak’, ‘Tavuk gibi dövüşen Şuşe ve Besse’, ‘Kız kardeşlerini ağa çocuklarına pazarlayan ağabeyler’, ‘On bir yaşında gelin edilip tecavüze uğrayan yetim gelin’, ‘Tarlada çalışıp suya atlayarak yıkanan kadınların erotik betimlemeleri’.

Almanca çevirmeninin sonsöz olarak yazdığı ‘ Anlattığı olaylar, şiirsel tasvirler, kültürel imaların hepsi Kürt’tür… Yazar çocukların zorbalığı hiçbir şekilde haklılaştırılmaya ya da zararsızmış gibi göstermeye çalışmaz. Onları affetmez’ açıklamasına ise Atölye olarak itibar edemedik.

Yazar yaşayamadığı çocukluğunu değil, çocukluk dönemini kullanarak savaşı anlatıyordu. Demir Çekirge, ‘Savaş nedir? Şiddet nedir?’ sorusuna verilebilecek en iyi yanıt olarak görüldü.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.