23 Mart 2018 – Afrin ve sonrası halimiz

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

Hakan Tahmaz

Çözüm Süreci’nin bitirilmesi sonrasında ana akım Kürt siyasetine karşı geliştirilen güvenlik eksenli politikalarda Hükümet, “bizim derdimiz Kürtler değil, biz Kürtlere karşı değiliz, biz terör örgütü ve uzantılarının kökünü kazımaya çalışıyoruz” türünden açıklamayı çok sık yapar oldu. Neredeyse her hafta bir yetkili buna benzer sözler sarf ediyor.

Propaganda amaçlı bu sözlerle ne amaçlandığını şimdilik bir kenara bırakarak, bu durumun açığa vurduğu iki gerçeğe değineceğim.

Kürt var, haklarının zamanı değil

İlki, daha önceki dönemlerden farklı olarak, Kürt kimliğinin kabul edilmiş görünme hali yaşanıyor. ‘Ne Kürd’ü’ lakırdısı/ safsatası bir kenara bırakıldı. Ama haklardan söz açıldığında “hele bir durun, çoğunluğu azdırmayalım, zapt edemeyiz, Türkiye’nin bölünmesine yol açacak şeylerden geri durmak gerek” gibi bir dizi ayrımcı ve inkârcı politikalar sonucu, süreç “farklıyız ama tek milletiz” politikasına dönüştürüldü.

Son yıllarda sert, orantısız güvenlik ve şiddet politikaları bu yaklaşımın üzerine inşa edildi. Kentlerin yıkılması, bebek cesetlerinin günlerce buzdolabında bekletilmesi durumu, ana akım Kürt siyasetine yönelik siyasal kırım operasyonları ve beka kaygısıyla iç ve dış politikanın ağırlıklı merkezinin güvenlikçi ve askeri önlemler olması, bu yaklaşımın birer halkasını oluşturuyor. İnkârcı asimilasyondan, tanıyan asimilasyon dönemine geçildi.

Buna rıza gösterilmemesinin sonucu, Güneyde referandum bahanesiyle, Kobani’de kantonlar ilan edilmesi nedeniyle, biz de ise çözüm sürecinde ikili iktidar yaratma girişimleri gerekçesiyle Kürtlere bir kez daha cehennem yaşatılıyor. Hem de bütün bunlar, milli birlik, bütünlük kisvesi altında gizlenerek, bölgesel ve küresel güç odaklarıyla birlikte yapılıyor.

Tanıyarak asimile etme

Bu söylemin üç yıldır sürdürülmek durumunda kalmış olması, en hafif tanımlamayla sıkışmışlığın bir sonucu olsa gerek. Bu süreçte izlenen siyasetin ve uygulanan güvenlikçi politikaların Kürtlerde yarattığı şokun, travmanın ve tepkinin düzeyi, “gizli asimilasyon” politikalarının üzerinin örtülmeye çalışılmasının bir işe yaramadığının göstergesidir. Her şey çok aleni olduğu için artık Kürtler eski Kürtler değil. Her parçanın Kürd’ü farklı boyutlarda ve şekillerde politikleşti, çağın ruhunu yakaladı.

“İnkâr ederek asimile” etme politikasından “tanıyarak asimile etme” politikasına geçilmiş olunmasıyla Kürt güçleri arasında ayrışma yaratılmak istendi. Ama yaratılmak istenen ayrışmayı başarısız kılan, bizzat bu politikanın ve uygulamaların kendisi oldu.

Sur’u, Cizre’yi ve 11 kenti ortadan kaldıran güvenlik politikalarının, Erbil hükümetiyle köprülerin atılmasının gerekçesinin, dünyanın şahitliğinde Afrin’de olup bitenlerin, Kürt korkusuyla ve karşıtlığıyla olmadığının Kürtlere anlatılabilmesinin toplumsal iklimi yok.

Kürtler cehennemi yaşatmak

Son iki aydır 500 bin nüfuslu bir kentin boşaltılmasına yol açan politika, Bağdat’ta Saddam’ın heykelinin yıkışını anımsatan Demirci Kawa’nın heykelinin Ankara’nın müttefiki ÖSO çeteleri tarafından yıkılması, resmi rakamlara göre iki yılda 726 askerin sınır dışı operasyonda ölmesi, 50 günde 200, son on günde ise 100 sivilin ölmesi gerçeği orta yerde dururken bu maya tutmaz.

Birkaç gündür Afrin ile Çanakkale savaşını benzetilmesi ise HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir’in dikkat çektiği bir noktanın ne derece haklı olduğunu gösteriyor. Osman Baydemir 18 Mart 2018 Pazar günü Siverek’te yapılan Newroz etkinliğinde yaptığı konuşmada “Bundan 100 yıl önce Enver ve Talat paşalar vardı. Aynı bu iktidar gibi aynı duygu ve yanlışlarla hareket ettiler. Büyük bir imparatorluktan küçük bir devlete dönüştüler. Bu politika devam ederse Kürt’e kopmaktan başka hiçbir seçenek bırakmıyorsunuz. Bu yanlıştan hükümetin dönmesi için en büyük itirazı Türk halkının kendisinin ortaya koyması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Anlaşılan ülkeyi, Afrin sonrası çok ama çok zor günler bekliyor. Türkiye, kahramanlık türküleri, marşları, kültürü ve siyaseti geliştirerek bu dönemi atlatmayı planlamış. Televizyonları saran savaş dizileri, sinema salonlarına taşınıyor, Türk milliyetçiliğine altın çağ yaşatılmak isteniyor.

Bu yazı Halkın Nabzı web sitesinde yayınlanmıştır.

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.