23 Ağustos – SAVAŞLAR VE BARIŞLARI/Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı 81. yılında – Tayfun Mater

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

İki dışişleri bakanı Joachim von Ribbentrop ile Vyacheslav Molotov, 23 Ağustos 1939’da yani 81 yıl önce bugün, Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliği arasındaki Saldırmazlık Paktı’nı imzaladı.

Moskova’da, Kremlin Sarayı’ndaki tören sonrası yenen geç akşam yemeğine Almanya’nın Moskova’daki büyük elçisi Friedrich-Werner Graf von der Schulenburg ile Jozef Stalin de katıldı. Gece 02.00’ye kadar süren yemekte Stalin, “Alman halkının Führer’i ne kadar sevdiğini biliyorum ve kadehimi onun sağlığına kaldırıyorum” diyecekti.

Bu imzalarla iki ülkenin birbirine saldırmayacağı, üçüncü bir ülkenin iki ülkeden birine saldırması durumunda diğerinin destek olmayacağı kayıt altına alınmıştı. 

Ribbentrop ve Molotov

Pakt öncesi

İmzaların atılmasından üç ay önce 19 Mayıs 1939’da İngiltere’de Avam Kamarası’ndaki tartışmalarda Neville Chamberlain, Sovyetler Birliği hakkında küçümseyici bir tutum takındı. Buna karşılık Lloyd George ve Churchill, Başbakanı sert bir şekilde eleştirip Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) ile mutlaka ittifak yapılmasından yanaydı. Fransa’daki muhalefet de aynı görüşteydi.

Biraz geriye gidersek, Almanya birliklerinin 7 Mart 1936’da askerden arındırılmış Rhineland bölgesine girişi ile Nazi Almanya’sının genişlemesi başladı. Ki, bu aslında adeta gelmekte olan savaşın ilk habercisiydi.

Hitler artık 1000 yıl süreceğini iddia ettiği Alman Reich’ının doğuşunu ilan edebilirdi.

Temmuz 1936’da İspanyol demokrasisine isyan eden General Franco, Almanya ve İtalya’nın askeri desteği ile mevzi kazanırken Sovyetler Birliği ile Enternasyonal Tugayların Cumhuriyetçilere desteği İspanya’yı kurtaramadı. İspanya İç Savaşı Versay Antlaşması’yla sınırlandırılan Alman Silahlı Kuvvetleri için çok önemli bir deneyim oldu.

İngiltere ve Fransa hükümetlerinin Sovyetler Birliği ile ortaklık yerine Hitler’i yumuşatmayı tercih etmesi de Nazizm’in saldırganlığını en üst düzeye çıkardı.

Hitler, İspanya İç Savaşı halen sürerken 12 Mart 1938’de Avusturya’yı ilhak etti.

Bu ilhaklarda Hitler’i davet edecek birileri daima vardı. İngiltere Başbakanı Chamberlain ile Fransa Başbakanı Édouard Daladier, Hitler’in ayağına kadar gidip Münih’te 29 Eylül 1938’de Çekoslovakya’yı sattılar.

Alman ordusu 1 Ekim’de 3 milyon Almanca konuşan insanın yaşadığı Sudetland bölgesine girdi. Beş buçuk ay sonra 16 Mart 1939’da Çekoslovakya’nın tamamında Gamalı Haç dalgalanıyordu.

Sovyetler Birliği sürekli olarak batı demokrasilerine el uzatıyordu. Mesela Polonya, SSCB askerlerinin Çekoslovakya’ya destek için kendi topraklarından geçmesine izin vermedi. Oysa sıra Polonya’daydı ama Sovyet düşmanlığının geldiği nokta nedeniyle neredeyse Hitler’i tercih edeceklerdi.

Pakt’a giden yol

Stalin ve Ribbentrop Moskova’da

İngilizler, 1939 Ocak ayında Alman Dışişleri Bakanı Ribbentrop’un Sovyetler Birliği’ne yaklaşacağını öğrenmişlerdi.

Stalin en yakını Molotov’u 3 Mayıs’ta uzun yıllar Sovyet Dışişlerini yöneten Maxim Litvinov’un -ki bir Musevi idi- yerine Dışişleri Komiseri olarak atadı. Böylece Hitler’e bir mesaj verilmiş oldu. Molotov kuşkusuz Nazilerle daha kolay ilişki kuracaktı.

Molotov, 20 Mayıs 1939’da Stalin’in talimatıyla Moskova’daki Almanya Büyükelçisi von Schulenburg ile görüştü. Almanlar daha önce kesilen ticari görüşmelere devam etmek istiyorlardı.

Londra ve Paris, askeri heyetlerini nihayet 25 Temmuz’da Moskova’ya göndermeye karar verdiler. Heyetler 11 gün gecikerek yola çıktı, beş gün de yolda geçti. Üstelik gelen heyetler alt düzeydeydi, dolayısıyla yetkileri de sınırlıydı. Halbuki Sovyet tarafı Savunma Komiseri Voroşilov’un başkanlığında en üst derecede kurulmuştu. 

Stalin, İngiltere ve Fransa heyetleriyle yürütülen müzakerelerden bir sonuç çıkamayacağını görünce kesin kararını verdi. Savaşın dışında kalabilmek için Nazi Almanyası’na yaklaşmayı seçti.

Moskova’daki Almanya elçisi de Stalin’in İngiltere ve Fransa ile askeri bir antlaşma yapmak istediğini Berlin’e bildirip, acele davranmalarını tavsiye etmekte gecikmemişti. 

2 Ağustos’ta Hitler’in emri ile Ribbentrop, Berlin’deki Sovyet temsilcisine, Hitler’in Sovyetler Birliği ile “yeni bir cins” ilişki kurmak istediğini bildirdi.

16 Ağustos 1939’da Hitler bir saldırmazlık antlaşmasına hazır olduğunu, Polonya’nın bölüşülmesi, Baltık ülkelerinin durumu gibi konuların da böylece açıklığa kavuşacağını Ribbentrop yolu ile Moskova’ya iletti.

Ayrıca Ribbentrop’un 18’inden hemen sonra Moskova’ya gidebileceği bildirildi ama Sovyet tarafı önce bir ticaret antlaşması önerdi, 20 Ağustos’ta bu imzalandı ve Ribbentrop’un 26 veya 27’sinde beklendiği iletildi.

Hitler, planını 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırmak üzerine kurduğu için Moskova’ya ziyaretin öne çekilmesinde ısrar edildi ve sonuçta buluşma 23 Ağustos’ta gerçekleşti.

Pakt 

Ribbentrop ve Stalin’in imzaladığı Polonya’yı bölen harita

Paktın esas önemi gizli protokolünden geliyor. Bu protokole göre, Almanya’nın Polonya’yı işgale başlaması SSCB’nin Doğu Polonya’yı yani Batı Belarus ve Batı Ukrayna’yı işgal etmesini mümkün kılacaktı. 

Baltık ülkeleri, Finlandiya ve Moldova, Sovyet etki alanında kabul ediliyordu. Nazi ordusu kısa sürede Polonya’yı dize getirdi ve 17 Eylül’de de Sovyet ordusu Polonya’yı işgale başladı. Dolayısıyla Polonya iki işgal bölgesine ayrıldı. 

Almanya 190 bin kilometrekarede 22 milyonluk nüfusu kontrolüne alırken, Sovyetlerin payına 200 bin kilometrekare ve 13 milyon kişi düştü.

Gizli protokolü Molotov yaşamı boyunca kabul etmedi.

1986’da ölümünden sonra 1989’da Mihail Gorbaçov yönetimi protokolü açıkladı.

Yeni imzalar

Molotov, daima bir yıl 10 ay zaman kazandıklarını anlattı. Polonya’ya girilmemesi durumunda Almanların Sovyet sınırına geleceklerini söyleyip işgali haklı çıkarmaya çalıştı.

Ribbentrop, 28 Eylül’de tekrar Moskova’ya geldi. Yeni durum haritaya işlendi ve taraflarca imzalandı.

Böylece, Polonya’nın bölüşümü yine Ribbentrop’la 28-29 Eylül 1939’da Moskova’da imzalanan “Alman-Sovyet Dostluk ve Almanya-Sovyetler Birliği Sınır” antlaşması ile tamamlandı.

Ribbentrop, Stalin’in kendisine şöyle söylediğini Berlin’e aktardı: “Sovyetler Birliği bu yeni Pakt konusunda çok ciddidir. Partnerimize bir hile yapmayacağımıza söz veriyorum.”

Almanya ile Sovyetler Birliği izleyen 22 ay boyunca karşılıklı çok yoğun bir ticari ilişki içinde oldu. Öyle ki 22 Haziran sabaha karşı Nazi ordusu Barbarosso harekatıyla Sovyetler Birliği’nde ilerlerken, Sovyet katarları ters yönde Almanya’ya buğday taşıyordu.

Stalin

Stalin zaman kazanma bakımından oldukça kârlıydı. Çünkü 22 ay boyunca Sovyet savaş sanayii büyük bir aşama kaydetmiş, 1938’deki büyük tasfiyede çok zayıflayan Sovyet ordusunun yeni kadroları yetişmişti.

Hitler’in barış teklifi karşısında Stalin 1918-19’daki Brest-Litovsk barışına benzer bir durumla karşı karşıya idi. Ya Almanya ile hiçbir ilişkiye girmeyerek savaşı göze alacak, ya hiçbir ülke ile antlaşma yapmayarak tarafsız kalacak ya da Almanya ile saldırmazlık paktı imzalayacaktı.

Batı demokrasilerinin kaypak tutumu ve Sovyet düşmanlığı, Sovyetler Birliği’nin askeri alanda yetersizliği, Stalin’i Brest-Litovsk’ta olduğu gibi, en kötü seçeneğe yöneltti.

3 Temmuz 1941’deki radyoda ilk savaş konuşmasında şöyle seslendi:

“Almanya ile Saldırmazlık Antlaşması imzalayarak biz ne kazanmıştık? Biz ülkemiz için bir buçuk yıl daha barış sağladık ve Almanya bu pakta rağmen risk alarak bize saldırdığı takdirde ona karşı  koymak için hazırlanma imkanı kazandık. Bu bizim için belirli bir avantaj, Almanya içinse dezavantajdı.”

Bitmeyen tartışma 

Sovyetler Birliği’nin 22 ay kazanması, Nazi işgali altına giren ülkelerin direniş hareketlerinin zayıf doğmalarına yol açtı. Moskova, komünist partilerin direnişlerde yer almalarına izin vermedi.

Komünist partiler büyük zarar gördüler, savaşta esir düşen kadroları kamplarda ağır şartlar altında kalırken dışardakiler de takip altında öldürüldüler, yakalandılar, işkence gördüler.

Hitler’in Sovyetler Birliği’ne saldırısıyla rahatlayan komünist partiler, hemen sahaya çıkarak Avrupa anti-faşist direnişinin öncülüğünü kazandılar. Öyle ki, Yugoslav direnişinin başlangıcı 22 Haziran 1941 tarihi kabul edilir.

Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Paktı olarak da anılan antlaşmanın tartışması günümüze kadar sürdü. Dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill Sovyetler Birliği’nin antlaşmayı yapma zorunluluğunu kabul etti.

Rusya lideri Vladimir Putin de yakın zamanda Pakt’ı savundu.

Saldırmazlık Paktı nedeniyle suçlanan Stalin sonuçta savaşı kazandı. Başarının yerini hiçbir şey tutamayacağı için 22 ayın tartışılmasının da hiçbir anlamı kalmamış oldu.

İmzacılar 


Alman Büyükelçi von der Schulenburg

Molotov 97 yıl yaşadı, ilk üyelerinden olduğu Bolşevik Partisi’nden atıldı ama yaşamının sonuna doğru Parti’ye geri alındı.

Ribbentrop onun kadar şanslı değildi, Nuremberg’de yargılanıp 1946’da idam edildi. Alman Büyükelçisi von Schulenburg de Hitler’e suikast girişiminden idam edildi.

Hitler kendini öldürdü.

Stalin yaşamını muzaffer şekilde tamamladı. (TM/APA)

Kaynaklar

Feliks Çuyev, Molotov Anlatıyor, Yordam kitap (3.basım), İstanbul 2017

V.Sipols-M.Haalamof, İkinci Dünya Savaşının Nedenleri, Ağaoğlu Yayınevi, İstanbul 1975

Chris Bellamy, Absolute War: Soviet Russia in the Second World War, Pan books, London 2008

Robert C. Tucker, Stalin in Power: The revolution from above, 1928-1941, Norton&Co., New York 1990

Isaac Deutscher, Stalin: Bir Devrimcinin Hayatı (2.cilt), İstanbul 1969

(Bianet)

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.