19.08.2013 – Çözüme Evet Basında Çıkan Haberler – İstanbul

0
Want create site? Find Free WordPress Themes and plugins.

6 Nisan 2013 – ÇÖZÜME EVET KOALİSYONU Kuruluş Basın açıklaması Haberleri

Demokrat Haber – 06.04.2013 – ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ açıklama yaptı

İstanbul’da bir grup ‘barışa evet’ koalisyonu kurdu. “Çözüme Evet Koalisyonu” adlı grup Taksim Hill Otel’de, Kürt sorununda başlatılan müzakerelere destek olmak için basın toplantısı yaptı. Toplantıya, bazı siyasetçi, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katıldı. Balçiçek İlter’in basın açıklamasını okumasıyla toplantı başladı. İlter, “30 yıldır, her gün yürek çarpıntılarıyla uyanmamıza sebep olan… Nerede olursak olalım, hayatımıza damgasını vuran dev bir sorun çözülmek üzere, Kürt sorununda tarihi adımlar atılıyor. Çatışmaların sona ermesi, öncellikle gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir. Ölümlerin durması anlamına gelir” dedi. Balçiçek İlter sözlerinin devamında, ”Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz. Ülkemizde birbirini tanıma şansı bulamamış milyonlara… Dinle, anlat, duy, konuş… diyoruz”  diyerek sözlerini şu cümlelerle bitirdi: ”Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz”.

Basın açıklamasından sonra sözü Yıldız Önen aldı. Önen, ”Uğur Kaymazların ve Ceylan Önkolların öldüğü bir savaşın sonuna geldik. Bu koalisyonda çözüme evet diyebilmek ve bu barış sesini çoğaltmak için bir araya geldik” dedi.

İnsanı Yardım Vakfı (İHH) adına avukat Gülten Sönmez,”26 Mayıs’ta büyük İstanbul yürüyüşüne herkesi bekliyoruz. Öncesinden özellikle gençlerin katılımını beklediğimiz 5 Mayıs İstanbul yürüyüşünü gerçekleştireceğiz. Her yerde ‘çözüme evet’ stantları kuracağız, üniversitelerde bilgilendirme faaliyetleri yapacağız. Bu çalışmalara herkesin katılımını bekliyoruz” dedi.

Toplantı yazar Oya Baydar, gazeteci Roni Margulies, akademisyen Ferda Keskin, Hayko Bağdat ve Ufuk Uras’ın konuşmalarıyla devam etti.

 

İhlas Haber Ajansı  – 06.04.2013  – “Çözüme Evet Koalisyonu”, Sürece Katkı Sunulmasını İstedi

Yeni kurulan ‘Çözüme Evet Koalisyonu’nun Taksim Hill Otel’de yaptığı toplantıda, çözüm sürecine katkı yapılması için öncelikle ölümlerin durdurulması gerektiği belirtildi. Çözüme Evet Koalisyonun etkinlikleri hakkında konuşan İnsanı Yardım Vakfı (İHH) adına avukat Gülten Sönmez,”26 Mayıs’ta ‘Büyük İstanbul Yürüyüşü’ne herkesi bekliyoruz. Öncesinden özellikle gençlerin katılımını beklediğimiz 5 Mayıs İstanbul yürüyüşünü gerçekleştireceğiz. Her yerde ‘çözüme evet’ stantları kuracağız, üniversitelerde bilgilendirme faaliyetleri yapacağız. Bu çalışmalara herkesin katılımını bekliyoruz” dedi.

Ardından Sivil Dayanışma Platformu’ndan Ayhan Ogan, “Dört aydan beri bu ülkede bomba patlamadı, karakollar basılmadı. Bu çok önemli bir kazanç değil mi? Barışı konuşmak güzel değil mi?” Neden korkular, endişeler üzerinden bize 80 yıldır yaşadıklarımızı hatırlatmaya çalışılsın? Herkesin bu muhasebeyi yapması lazım” diye konuştu.

 

“ÇÖZÜM SÜRECİNE GÖZÜMÜZ GİBİ BAKMALIYIZ”

Basın açıklamasını okuyan Balçiçek İlter, “Çözüm sürecine gözümüz gibi bakmalıyız” dedi. İlter, 30 yıldır her gün yürek çarpıntılarıyla uyanmaya sebep olan dev bir sorunun çözülmekte olduğunu vurguladı. İlter, “Çatışmaların sona ermesi, öncellikle gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir. Ölümlerin durması anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İter açıklamasını şu şekilde sürdürdü :

“Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz. Ülkemizde birbirini tanıma şansı bulamamış milyonlara… Dinle, anlat, duy, konuş… diyoruz. Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz .”

Toplantı; Roni Margulies, Ferda Keskin, Hayko Bağdat ve Ufuk Uras’ın konuşmalarının ardından sona erdi.

 

Marksist-org – 06.04.2013 – Çözüme Evet diyenler birleşti

Kürt sorununda binlerce insanın hayatını kaybettiği savaşın sona ermesinin gündeme geldiği günlerde, çözüm sürecini destekleyen onlarca aydın, aktivist, gazeteci, yazar ve sanatçı bugün İstanbul’da bir araya gelerek barış çağrısı yaptı, Çözüme Evet Koalisyonu’nun kurulduğunu ilan etti. Süreci destekleyen çok farklı kesimlerden insanların bir araya gelerek oluşturduğu koalisyon, barış için 26 Mayıs’ta İstanbul’da büyük bir gösteri yapmaya hazırlanıyor.

Taksim Hill Otel’de gerçekleştirilen toplantının moderasyonunu Balçiçek İlter yaptı.

İlk olarak sözü alan Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu sözcüsü Yıldız Önen, Kürt sorununda on yıllardır süren bir savaşın sonuna geldiğimizi, artık barışı konuştuğumuzu dile getirerek, bu tarihi süreçte Çözüme Evet Koalisyonu olarak çok farklı kesimlerden insanları bir araya getirerek çözüm sürecine katkı sunmayı amaçladıklarını söyledi.

İHH’dan avukat Gülden Sönmez, barışın yeryüzünde yaşayan tüm insanlar için en hayırlısı olduğuna inandıklarını söyleyerek, “Çözüme ilk kez bu kadar yaklaştık” dedi. Sönmez, 26 Mayıs’ta Çözüme Evet Koalisyonu’nun İstanbul’da büyük bir gösteri yapmayı planladığını duyurdu. Bunun öncesinde 5 Mayıs’ta da yine İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde bir yürüyüş yapacaklarını, Türkiye’nin pek çok yerinde ise toplantılar düzenleyip standlar açacaklarını duyurdu.

Sivil Dayanışma Platformu Genel Başkanı Ayhan Ogan ise, 4 aydır ülkede çatışma ortamının durduğunu ve bunun büyük bir kazanım olduğunu vurgulayarak, hâlâ çözüme karşı çıkanlara tepki gösterdi. Ogan, barış konusunda çok geniş bir toplumsal mutabakat olduğunu dile getirerek, Çözüme Evet Koalisyonu’nun da bu isteği bütün yerellere yaymayı hedeflediğini kaydetti.

Ogan’dan sonra Balçiçek İlter, Çözüme Evet Koalisyonu’nun kuruluş çağrısını okudu. Metin, salondan büyük bir alkış aldı. İlter ayrıca, koalisyonun kuruluş metnine imza veren aydın, sanatçı, aktivist, gazeteci ve yazarların sayısının 300’ü geçtiğini söyledi.

Hrant’ın Arkadaşları’ndan Hayko Bağdat, “Kendi hayatım içinde ilk kez kazanmaya bu kadar yaklaştığımızı hissediyorum” dedi. Bağdat, Kürt sorununun çözümünün Ermeniler ve tüm ezilenler açısından da Türk milliyetçisinin hegemonyası kırılacağı için olumlu olduğunu söyledi. Bağdat ayrıca, çözüme “teslimiyet” gerekçesiyle karşı çıkanlara “Dükkanı kapatmıyoruz ki. Her alanda mücadelemiz sürecek, arada insanlar ölmeyecek” dedi.

DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, Kürt halkının kimliğinin tanınmasının çok büyük bir kazanım olduğunu dile getirdi. Diyarbakır’dan uzatılan barış elini havada bırakmayan bir kitle hareketini Batı’da inşa etmeye çalışacaklarını belirten Doğan Tarkan, yepyeni bir Türkiye’nin böyle kurulacağını söyledi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden Ufuk Uras, “Referandumu kazandık, barışı da kazanacağız” diyerek sözlerine başladı. Bu süreçle birlikte Ergenekon Cumhuriyeti’nin yıkılacağını dile getiren Uras, referandumda Batı’da “Evet” diyen %58’lik dinamikle Kürt illerinde boykot diyenlerin birliğini savundu.

Yazar Oya Baydar, barışın hükümetlere bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olduğunu ve kendilerine de büyük iş düştüğünü dile getirdi.

Akil İnsanlar Heyeti’nde de yer alan Ali Bayramoğlu ise, çok önemli günlerden geçtiğimizi hatırlatarak, bundan sonra atılacak adımların sadece barış için değil, bu toplumun çoğulcu bir şekilde demokratik örgütlenmesi için atılacağını dile getirdi. Koalisyona desteğini de yineleyen Bayramoğlu, “İnşallah başarırız” dedi.

Sanatçı Zeynep Tanbay “Sonuna kadar Çözüme Evet diyorum” dedi. Kimsenin ölmeyeceği ve öldürmeyeceği bir Türkiye için bunu dediğini dile getiren Tanbay, bunca acı yaşamış Kürt halkı barıştan ve helalleşmekten bahsediyorsa bize düşenin bunu desteklemek olduğunu, kimseye akıl vermek olmadığını belirtti.

Halkların Demokratik Kongresi’nden Garo Paylan ise çözüme elbette ki evet dediğini, ancak kaygılarının olduğunu ifade etti. Süreci çağlayan bir nehre benzeten Paylan, buna karşı duran herkesin yenileceğini bildiğini söyledi. Fakat barışın sadece Kürt-Türk barışı mı olacağı, yoksa çoğulcu bir barış mı olacağı konusunda endişeleri olduğunu açıklayan Paylan, kendisinin çoğulcu bir demokrasiden yana olduğunu dile getirdi. Paylan, bu hâliyle de barışa “Yetmez ama Evet” dediğini dile getirdi.

İnsan hakları aktivisti Ömer Faruk Gergerlioğlu, daha önce çözümden veya barıştan bahsettiğinizde suçlu ilan edildiğinizi hatırlatarak, bugün bunun resmi söylem hâline gelmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Süreçte mutlaka geçici sıkıntılar, provokasyonlar yaşanacağını dile getiren Gergerlioğlu, kalıcı bir rahatlığı sağlamak için Çözüme Evet demek zorunda olduğumuzu ifade etti.

Kafkasya Forumu temsilcisi Kuban Kural da koalisyona desteğini ilan ederek, sorunun muhataplarıyla görüşülmesinin çok önemli olduğunu, kendisinin de çoğulculuğu sağlayan bir barışı temenni ettiğini dile getirdi.

Akademisyen Ferda Keskin, sürecin sadece savaşı bitirmeyeceğini, bu savaşı başlatan bazı ilkeleri de askıya alacağını ve bunların sorgulanmasına yol açacağını hatırlattı.

Taraf yazarı Roni Margulies, sosyalistler açısından savaşın durmasına destek verip vermemenin bir tartışma konusu dahi olmadığını dile getirerek, hem insani hem de siyasi nedenlerle Çözüme Evet dediğini söyledi.

Küresel BAK’tan Bülent Aydın, barış için bir şey yapmış olan tüm insanlara teşekkür ederek, “Biz 10 yıldır barış kampanyaları yapan bir koalisyonuz. Eskiden koalisyonlardan çok korkulurdu. Neyse ki şimdi koalisyonlar bizi çoğaltan, büyüten platformlar oluyor” dedi. Aydın, barışa evet dediğini, dolayısıyla çözüme de evet dediğini kaydetti.

Akademisyen Sinan Özbek, devletin ırkçı ve militarist politikalarına rağmen Kürt ve Ermeni düşmanı olmayan herkesin birer akil insan olduğunu dile getirerek, çözüm sürecine evet dediğini ilan etti.

Gazeteci Tarık Tufan, helalleşme kavramının sokakta tartışılması gereken bir şey olduğunu söyledi.

Son olarak söz alan Ümit İzmen, “Geçmişin sorumluluğunu hissediyorsak, sürecin geleceği için de bir şeyler yapmalıyız” dedi. Barışın gelişmesinin demokrasinin zeminini açacağını vurgulayan İzmen, hep beraber yaşamaya o zaman yaklaşmış olacağımızı söyledi.

 

Haksöz Dergisi – 06.04.2013 – Çözüme Evet!

Hiçbir kimlik olduğu yerde durmuyor. Kimliklerin içindeki kavgalar kimliklerin yapısını değiştiriyor. Kimlikler arasındaki “ittifaklar” da hiçbir zaman sabit kalmıyor. Kuşkusuz bu her zaman her yerde böyle. Ama şu günlerde Türkiye’de yaşanan ortam, sürekli hareket hâlinde olan, yeni uzlaşmalar, yeni kavgalar yaratan bir ortam. Aslında “şu günler” dediğimiz zaman diliminin içine giderek daha hızlı bir şekilde yeni zihin açılımları, yeni umutlar giriyor. Kutuplaşmalar şekil değiştiriyor. Düne kadar karşı karşıya duran güçler yan yana; yan yana duranlar ise karşı karşıya geliyor.

Ve aslında olup biten şey gayet anlamlı ve her şey yerli yerine oturuyor; normalleşiyor.

En basit ifadesiyle, Türkiye’nin iki devlet partisi, olması gerektiği gibi, eşyanın tabiatına uygun olarak, CHP ve MHP, nihayet yan yana geliyorlar; ve Türkiye toplumunun devlet karşısında şimdiye kadar ötekileştirilmiş olan iki kesimi Kürtler ve Müslümanlar da yan yana geliyorlar. Çünkü, şimdiye kadar “bana vurmayan devlet bin yaşasın” mantığıyla birbirinin sesini duymayan insanlar nihayet birbirlerini duydular.

O kadar fazla çığlık koptu ki, artık duymamak, hissetmemek, uyanmamak mümkün değildi…

Ve bu uyanma hâli, şimdiye kadar görülmemiş, duyulmamış derecede başka hissedişlerin de yolunu açacak. Sadece ses çıkarıp, yollara düşenlerin değil, sesleri doğru dürüst çıkamayanları da hissedebilmemizin imkânı doğacak.

Hiçbir şeyin sadece bir kere talep etmekle gerçekleşmediğini, her şeyi istemenin aslında doğru dürüst istemek bile olmadığını giderek daha fazla tecrübe olarak aklımıza yazıyoruz.

 

Yavaş yavaştan koşar adıma

Ama o hiç olmuyormuş gibi sürüncemede kalanlar, o yavaş yavaş olanlar, bugün giderek daha hızlı olmaya başlıyorlar. Ve bu oluş hâli ya da artık barışın bu kadar “normal” hâle gelmesi karşısında “barış”tan korkanlar, dillerinden kan damlayanlar ne kadar da “yabancı”, ne kadar da “absürd”, ne kadar da “komik” kalıyorlar…

Bugün artık Kürt meselesinde savaş sona ererken, “çözüm”ü daha somut olarak düşünebilir hâle geliyoruz. Kürt meselesinde Kürtlerin kendilerini bu memleketin “gerçek” vatandaşı gibi hissedebilmeleri, Türklerin Kürtlerle “helalleşebilmeleri” için “Çözüme evet!” demenin vakti geldi…

Bir yanda “âkil insanlar” vasıtasıyla, Doğu Ergil’in tabiriyle toplumda “barışın mayalanması” için çabalar başlarken, diğer yandan da en azından onlar kadar önemli bir başka girişim “çözüm için maya” çalacak…

Çok farklı inanç gruplarından, siyasal kesimlerden, sivil toplum kuruluşlarından ve çeşitli mesleklerden bireylerden oluşan “Çözüme Evet Koalisyonu” bugün, yani 6 nisan cumartesi günü saat 11:00’de İstanbul’da, Taksim Hill Oteli’nde bir basın toplantısı yapacak.

 

Bianet.org – 06.04 2013 – Çözüme Evet Koalisyonu kuruldu

Çözüme Evet Koalisyonu’nun kuruluşunu ilan ettiği toplantıda konuşmacılar sürece herkesin katkı sağlamasının gerekliliğini, sivil toplumun katılımının önemini, sadece Türk’ün Kürt’ün değil, çoğulcu bir barışın zorunluluğunu dile getirdi.

Çözüme Evet Koalisyonu bugün bir toplantıyla kuruluşunu ilan etti. Toplantıda çözüm sürecinde herkesin katkısının olması gerektiği vurgulandı.

Kürt sorununda ilk kez çözüm kapısının net bir şekilde aralandığının ifade edildiği toplantıda çatışmaların sona ermesinin öncelikle ölümlerin durması anlamına geleceği dile getirildi.

Çözüme katkı sağlamanın herkesin görevi olduğu anlatıldı.

“Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz.”

 

Çözüm zamanı

İstanbul’da, Taksim Hill Otel’deki toplantıda basın metnini gazeteci Balçiçek İlter okudu.

“Bizler, çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğine inanıyoruz.

“Biliyoruz ki çözüm yönünde atılan her adım, ölümün bu topraklarda yarattığı kasvetli havanın bir kader olmadığını herkese, hepimize gösterecek.”Çok sayıda kurum ve kişinin katıldığı toplantıda kurucu imzacıların bazıları kısa konuşmalar yaptı.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’ndan Yıldız Önen Çözüme Evet Koalisyonu’nda farklı meslek grupların insanların biraraya geldiğini, geçtiğimiz kasım atından bu yana toplantılar düzenleyerek birçok konuda tartıştıklarını söyledi.

“Sürece ne demek gerekirden bu sürece nasıl katkıda bulunmak gerekire kadar pek çok konuda tartıştık. Hepimizin üzerinde anlaştığı bir şey var:

“Şimdi sorunları demokrasi çerçevesi içinde çözmenin zamanı. Hepimizin yapabileceği bir şey var diye düşündük. Onun için biraraya geldik.”

 

Çoğulcu barış

Halkların Demokratik Kongresi’nden Garo Paylan ise çözüm sürecinin öneminden ve geri dönüşü olmadığından söz ederken bazı kaygıları olduğunu da dile getirdi.

“Barış çoğulcu bir barış mı olacak, yoksa Türk’ün ve Kürt’ün barışı mı olacak?

“Gayrikürt” olan herkesi Kürt veya “Gayritürk” olan herkesi Türk olarak tanımlayan bir barıştan söz ediyoruz…

“Ben bu barışın çoğulcu bir barış olmasını hayal ediyorum. Çoğulcu bir barış olması için bugünden kullandığımız dilin de ayrımcı olmamasına ve en azından nefret suçu işlememesine dikkat edilmesi gerekiyor.

“Bu dikkatle birlikte Ermeni’nin de Türk’ün de Kürt’ün de sayamadığım onlarca halkın da yaşadığı acıların ve geçenlerde bakanın Türkiye’ye geri gelin dediği gayrimüslimlerin oraya gelemeyeceği bir barış, barış olmayacaktır.

“Ermenilerin meselesini halletmeden, Süryanilerin meselesini halletmeden, 1915’e dokunmayan bir barış, barış getirmeyecektir.”

 

“İşi siyasilere bırakmamalı”

Yazar Oya Baydar Çözüme Evet Koalisyonu’nun kendisini akil insanlara alternatif olarak görmemesi gerektiğini söyledi.

“Barış ve çözüm sadece hükümetlere, devletlere, siyasilere bırakılmayacak kadar önemlidir ve sivil toplumun sırtındadır.

“Bu barış demokratikleşmeyle tamamlanmazsa eğer tam bir barış olmayacaktır. O yüzden işimizi siyasilere bırakmamalıyız.

Baydar yanlış anlaşılmak istemediğini belirterek akil insanlar komisyonunun karşısında olmadığını, koalisyonun her an onlarla iletişim içinde olması gerektiğini de ekledi.

 

Milliyetçilerin de sorunu

Sivil Dayanışma Platformu’ndan Ayhan Ogan da yaptığı konuşmada “bu sorun ülkesini seven milliyetçi insanların sorunu değil mi” diye sordu.

“Dört aydan beri bu ülkede bomba patlamadı, karakollar basılmadı. Bu çok önemli bir kazanç değil mi? Barışı konuşmak güzel değil mi?” Neden korkular, endişeler üzerinden bize 80 yıldır yaşadıklarımızı hatırlatmaya çalışılsın? Herkesin bu muhasebeyi yapması lazım.”

 

Batıdan doğuya

Koalisyonun planladığı aktiviteleri aktaran İHH Hukuk Komisyonu’ndan Avukat Gülden Sönmez “ateş bu coğrafyada yaşayan herkesin yüreğine düştü. Gelecek kuşaklara yakıcı bir sorun olarak devretmemek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Sönmez’in aktardığı aktiviteler arasında kitlesel yürüyüşler, batıdan doğuya doğru yapılacak salon toplantıları, üniversitelerde gerçekleşecek etkinlikler ve doğudan batıya yapılacak bir tren yolculuğu da vardı.

 

Taraf – 06.04.2013 – Çözüme Evet! / Ferhat Kentel

Hiçbir kimlik olduğu yerde durmuyor. Kimliklerin içindeki kavgalar kimliklerin yapısını değiştiriyor. Kimlikler arasındaki “ittifaklar” da hiçbir zaman sabit kalmıyor. Kuşkusuz bu her zaman her yerde böyle. Ama şu günlerde Türkiye’de yaşanan ortam, sürekli hareket hâlinde olan, yeni uzlaşmalar, yeni kavgalar yaratan bir ortam…

Aslında “şu günler” dediğimiz zaman diliminin içine giderek daha hızlı bir şekilde yeni zihin açılımları, yeni umutlar giriyor. Kutuplaşmalar şekil değiştiriyor. Düne kadar karşı karşıya duran güçler yan yana; yan yana duranlar ise karşı karşıya geliyor.

Ve aslında olup biten şey gayet anlamlı ve her şey yerli yerine oturuyor; normalleşiyor.

En basit ifadesiyle, Türkiye’nin iki devlet partisi, olması gerektiği gibi, eşyanın tabiatına uygun olarak, CHP ve MHP, nihayet yan yana geliyorlar; ve Türkiye toplumunun devlet karşısında şimdiye kadar ötekileştirilmiş olan iki kesimi Kürtler ve Müslümanlar da yan yana geliyorlar. Çünkü, şimdiye kadar “bana vurmayan devlet bin yaşasın” mantığıyla birbirinin sesini duymayan insanlar nihayet birbirlerini duydular.

O kadar fazla çığlık koptu ki, artık duymamak, hissetmemek, uyanmamak mümkün değildi…

Ve bu uyanma hâli, şimdiye kadar görülmemiş, duyulmamış derecede başka hissedişlerin de yolunu açacak. Sadece ses çıkarıp, yollara düşenlerin değil, sesleri doğru dürüst çıkamayanları da hissedebilmemizin imkânı doğacak.

Hiçbir şeyin sadece bir kere talep etmekle gerçekleşmediğini, her şeyi istemenin aslında doğru dürüst istemek bile olmadığını giderek daha fazla tecrübe olarak aklımıza yazıyoruz.

 

Yavaş yavaştan koşar adıma

Ama o hiç olmuyormuş gibi sürüncemede kalanlar, o yavaş yavaş olanlar, bugün giderek daha hızlı olmaya başlıyorlar. Ve bu oluş hâli ya da artık barışın bu kadar “normal” hâle gelmesi karşısında “barış”tan korkanlar, dillerinden kan damlayanlar ne kadar da “yabancı”, ne kadar da “absürd”, ne kadar da “komik” kalıyorlar…

Bugün artık Kürt meselesinde savaş sona ererken, “çözüm”ü daha somut olarak düşünebilir hâle geliyoruz. Kürt meselesinde Kürtlerin kendilerini bu memleketin “gerçek” vatandaşı gibi hissedebilmeleri, Türklerin Kürtlerle “helalleşebilmeleri” için “Çözüme evet!” demenin vakti geldi…

Bir yanda “âkil insanlar” vasıtasıyla, Doğu Ergil’in tabiriyle toplumda “barışın mayalanması” için çabalar başlarken, diğer yandan da en azından onlar kadar önemli bir başka girişim “çözüm için maya” çalacak…

Çok farklı inanç gruplarından, siyasal kesimlerden, sivil toplum kuruluşlarından ve çeşitli mesleklerden bireylerden oluşan “Çözüme Evet Koalisyonu” bugün, yani 6 nisan cumartesi günü saat 11:00’de İstanbul’da, Taksim Hill Oteli’nde bir basın toplantısı yapacak.

Ve şu ortak deklarasyonu kamuoyuna sunacak:

 

“ÇÖZÜME EVET!

Çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi politik açıdan kimin işine yarar diye bir soru sormuyoruz

Çatışmaların sona ermesi, öncelikle, gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir.

Ölümlerin durması anlamına gelir.

Ölümlerin son bulması… En önemlisi bu.

Sorunun muhataplarının konuşmaya başlaması… En önemlisi bu.

Bu yüzden, çözüm için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere, ‘Hayır, bizler bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan, çözümden yanayız’ diyebilmek için yola koyuluyoruz.

Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz.

Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz.”

Ancak vurmanın, ölmenin, öldürmenin zamanında yaşayabilenlerin tersine, evet, artık bizim de elimizi taşın altına sokmamızın zamanı geldi. Savaş çok uzun sürdü, çok hastalandık. Evet, birileri hâlâ hasta kalmakta inat ediyorlar. Ama “iyileşebiliriz, iyileşmemiz lâzım” diyen bizler çoğaldık ve bunu göstermemiz gerekiyor.

 

Milliyet – 08.05.2013 – Çözüme evet ama nasıl? / Mehveş Evin

Kürt sorununun barışçıl çözümü için çabalayan sivil toplum, “Çözüme Evet Koalisyonu”nda bir araya geldi.

İlk imzacıların arasında Kafkasya Forumu da var, Halkların Demokratik Kongresi de… Çerkez iş adamı da var, diş hekimi, mimar, akademisyen ve gazeteci de… Müjde Ar da var, Yavuz Bingöl de.

Birbirine benzemez bunca ismi, meslek grubunu ve farklı dini-etnik gruptan gelenleri birleştiren en önemli neden, ölümlerin son bulması ve sorunun muhataplarının konuşmaya başlamasını desteklemek.

“Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamak insanlık borcumuz” diyen koalisyona destek veren 393 imzacının arasındayım.

 

Barış sivil toplumun sırtında

Bizler için önemli olan, diyalog sürecinin siyaseten kime yaradığını hesaplamak değil… İnsanca, özgürce bir arada yaşamak için, demokratik bir çerçevede sorunların çözülmesi için elimizden geleni yapmak.

Koalisyona destek veren yazar Oya Baydar’ın dediği gibi, “Barış ve çözüm, sadece hükümetlere, devletlere, siyasilere bırakılmayacak kadar önemlidir ve sivil toplumun sırtındadır. Bu barış demokratikleşmeyle tamamlanmazsa tam bir barış olmayacak.”

Hatırlarsanız, bundan dört yıl önce, varsa yoksa “Kürt açılımı”nı (sonradan demokratik açılım dendi) konuşuyorduk. Devlet bugünkü kadar kararlı gözükmese de adımlar attı, sivil toplum destek verdi… PKK tek taraflı ateşkes ilan etti.

Ancak demokratikleşme çabaları 2010’daki anayasa referandumu için hazırlanan bir havuç olmaktan öteye gidemedi.

 

Kötünün iyisine tamah etmeyelim

Bugün “çözüm, demokratikleşme” denince dört yıl önceki tecrübeler, “yetmez ama evetçiler” hatırlatılıyor. AKP’nin siyasi hesapları için kurguladığı mizansene liberallerin, aydınların alet olduğu da yaygın bir kanı.

Bu nedenle “çözüme evet” diyen, barışa inanan ve isteyenlerin önünde zorlu bir süreç var. Liderlerin iktidar arzusuna boyun eğip “kötünün iyisi”ne tamah etmektense, ifade özgürlüğünü, insan haklarını, eşitliği sonuna kadar savunmaktan vazgeçmemeliyiz.

Şiddete karışmamış binlerce düşünce suçlusunu hapisten çıkarıp adil yargılanmasını talep etmek… Ve 4. yargı paketinin AİHM cezalarını hafifletmek için düzenlenen bir “makyaj” olmaktan çıkarmak önceliğimiz olmalı.

 

Radikal – 08.05.2013 – Çözüme evet! / ÜMİT İZMEN

Herkesin bu sürecin başarıya ulaşması için elinden gelen katkıyı yapması gerektiğine inanıyorum.

30 yıldır, her gün yürek çarpıntılarıyla uyanmamıza sebep olan… Nerede olursak olalım, hayatımıza damgasını vuran dev bir sorun çözülmek üzere.

Kürt sorunu konusunda tarihi adımlar atılıyor. İlk kez çözüm kapısının net bir şekilde aralandığına tanık oluyoruz.

Bizler, çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğine inanıyoruz.

Biliyoruz ki çözüm yönünde atılan her adım, ölümün bu topraklarda yarattığı kasvetli havanın bir kader olmadığını herkese, hepimize gösterecek.

Çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi ‘politik açıdan kimin işine yarar’ diye bir soru sormuyoruz.

Çatışmaların sona ermesi, öncelikle, gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir.

 

Ölümlerin durması anlamına gelir! Ölümlerin son bulması… Sorunun muhataplarının konuşmaya başlaması…

 

En önemlisi bu.

Bu yüzden, çözüm için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere,

“Hayır, bizler bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan, çözümden yanayız” diyebilmek için yola koyuluyoruz.

Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz. Ülkemizde birbirini tanıma şansı bulamamış milyonlara… “Dinle, anlat, duy, konuş…” diyoruz.

Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz.

‘Çözüme Evet Koalisyonu’ adı altında bir araya gelenlerin açıkladıkları bu metnin imzacılarından birisi de benim. Herkesin bu sürecin başarıya ulaşması için elinden gelen katkıyı yapması gerektiğine inanıyorum. Bu katkıyı, yapılan her şeyi körü körüne desteklemek olarak değil, sürece yapıcı yaklaşıp yeni bir toplumsal mutabakatın oluşmasına gayret etmek olarak görmek gerekiyor. Çünkü tesis edilecek barış ve huzur ortamı, bu ülkede yaşayan herkes için daha iyi bir gelecek demek.

 

Barış ekonomisi

Sürece destek olmak, aydın, aktivist, gazeteci, yazar ve sanatçıların olduğu kadar ekonomistlerin ve iş dünyasının da sorumluluğu.

Çünkü çatışmanın durması daha müreffeh bir Türkiye anlamına geliyor.

Siyasetle ekonomi arasında çift yönlü bir ilişki vardır.

Günümüz ekonomisinin iki temel varsayımı var: Piyasa ve mülkiyet. Çatışma ortamında ne piyasa mekanizmaları aksamadan işleyebilir ne de mülkiyeti güvence altına alan hukukun üstünlüğü sağlanabilir.

Her türlü yatırım kararı bu temel varsayımların ne ölçüde garanti altına alınmış olduğu üzerine kurulur. Bu yüzden tüm risk analizleri, ülke notu değerlendirmeleri, rekabet gücü kıyaslamaları, yabancı sermaye endeksleri, yatırım ortamı analizleri… İşe önce siyasi riski değerlendirerek başlar.

Bir-iki ay önce Diyarbakır’da bölge iş dünyası temsilcileri ile yaptığımız toplantıda yatırımların, ekonominin canlanmasının önündeki en büyük engel olarak güvenlik ve terör konuları sayılmıştı. İş insanları, bölgede yatırımların terör saldırıları nedeniyle çok riskli olduğu için bankadan kredi alamadıklarını, alsalar bile, Türkiye’nin geri kalanına oranla % 6-7 daha yüksek bir maliyet ödemek zorunda kaldıklarını, işlerini sigortalatacak bir sigorta şirketi bulamadıklarını anlatıyorlardı. Bu bölgeye verilen çok yüksek teşviklere rağmen barış süreci başlamadan önce tek bir ciddi yatırımın bile gelmemesi de bu yüzdendi.

Barış sadece bölgenin ekonomisine katkı yapmayacak. Tüm Türkiye ekonomisini yeni bir büyüme patikasına oturtacak. İşte bu yüzden âkil insanlar arasında iş dünyasının temsilcilerinin olması çok yerinde. Sürece çok önemli katkıları olacak.

 

Özgür Gündem – 09.04.2013 – Çözüme evet! – Ufuk Uras

Barış ve çözüm süresinde akil insanlar topluluğunun çalışması bir algı yönetimi sürecidir. Hükümetin inisiyatifinde gelişen bu süreçle ilgili şahıslara yönelik itirazlar yerine, herkesin bulunduğu yerden kendi akil insanlar çalışmasını sürdürmesinde fayda bulunuyor.

 

HDK’nin çeşitli bölgelerde yaptığı etkinlikler de bu çerçevede değerlendirilebilir. Bu tür inisiyatifleri, tokuşturmadan eşanlı bir faaliyet geliştirilebilir.

“Çözüme Evet Koalisyonu” da bu tür örgütlenmelerin kapsamı en geniş olanlarından ve çeşitliliği sevindirici. Bir ortak “biz” mücadelesinde buluşmak ve aşağıdan yukarı barış sürecini örmek heyecan verici.

Anketlerde barışa en fazla direnişin Ege Bölgesi’nden geliyor olması da ilginç. MHP de dahil, barışa takoz koyanlara, sabote etmeye çalışanlara anladıkları dilden değil, anlamadıkları dilden cevap vermek, işin zaten en zor ve çetrefil kısmı.

Ergenekon devletinin demokratik bir devlete dönüşüm sürecinin meyveleri ortaya çıktıkça, direniş de çözülecektir. Çözüm süreci eskimiş siyasi unsurları da çözecektir.

“Sev de sevelim, yaşat de yaşatalım” diyenler, yani yeni Türkiye’nin aydınlık yüzü, karanlık yüzüne, ülkenin tortusuna galebe çalacaktır.

Barış sürecine yönelik kulp bulma, mazeret üretme siyasetlerinin anlaşılır bir yanı yok. Yeni ölümlerin olmaması başlı başına bir kazanımdır. Bu süreçte karalar bağlayıp kendilerini deşifre edenlerin acemiliği de şaşırtıcı.

“Yaşasın hayat” diyenlerle, “Yaşasın ölüm” diyenleri bu süreç ayrıştırıyor. “Öl de ölelim, vur de vuralım” diyen soğuk savaş dönemi zihniyeti ise toplumu lüzumsuz meşgul ediyor, ama bu cengaverlerin açılan uzman çavuş kadrolarına da itibar etmedikleri görülüyor. Vıcık vıcık bir riyakârlık ve hamaset yurttaşın gözünden kaçmıyor. Şehit cenazelerinin olmadığı bir zeminde, “Biz şimdi kendimizi nasıl konsalide edeceğiz?” utanmazlığını, bütün toplum utanarak görüyor ve izliyor.

Engels’in demokratik cumhuriyeti, sınıf mücadelesini geliştiren bir zemin olması nedeniyle desteklediğini unutmayalım. Marks da, Amerikan İç Savaşı’nda Güney karşısında Kuzey’i desteklerken, bazı kaba saba yorumcuların sandığı gibi derdi Kuzey Amerika burjuvazisini desteklemek değildi tabii ki.

Geçen gün bir dost sohbetinde, bir arkadaşın, “Kürdistan’dan bize ne, orada kapitalizm yok mu?” demesi, akıl tutulmasının vahametini özetliyor.

Kaba saba vülger bir solculuk barış sürecinin önüne çıkarılabilir mi? “Nazi Almanya’sında da kapitalizm vardı, öncesinde de, sonrasında da, demek ki aslında bir fark yok” gibisinden tuhaf analizler yeniden üretilebilir mi? Üretilse de artık alıcısı olabilir mi?

Bazı münevverlerimizin en büyük derdi de sürece karşı çıkan CHP’nin sürecin nasıl bir parçası olacağı konusu. Bu sorunun yanıtı basit değil mi? CHP’nin çözüm sürecinin bir parçası olmasının yolu, çözüm sürecini desteklemekten geçiyor.

Kılıçdaroğlu’nun, “Bütün ülkeyi İmralı’nın iki dudağına tabi kılmaktan utanmıyor musunuz?” sorusunu grup toplantısında sorabilmiş olması, hakikaten ortada bir utanmazlık olduğunu kanıtlıyor.

Ergenekon’a destek, barışa köstektir. 12 Eylül Anayasası’nın değişmemesi için bu güçlerin ciddi bir yığınak yaptıkları, son umutlarının hiyerarşik bir kimlik düzenlemesine dayanarak, 12 Eylül’ün en temel kabulünü sürdürmeyi istediklerini saptıyoruz.

Erdoğan yönetimi de belli ki bu konuya perakendeci yaklaşıyor ve nispi değişikliklerin ardından, bazı meseleleri de 2015 sonrasına erteleyecekmiş gibi görünüyor.

1 Mayıs resmi tatil yapılmadan kısa bir süre önce de hepimiz iktidarın gazlı saldırılarından nasibimizi almamış mıydık? Bu süreç de yine benzer gelgitler içinde akıp gidecek gibi gözüküyor.

Belli ki barış hasatının siyasi denklemler üzerinde etkisi olacak ve ilk yerel seçimlerde bunun sonuçlarını görebileceğiz. Yerel seçimlerde BDP’nin faaliyetinin bazı pilot çalışmalarla desteklenerek, Batı’da da sürmesinde fayda var.

İşin özü, devlet meşruiyetini kendisinden mi, toplumdan mı alacaktır sorusunun yanıtında yatıyor. Devletin milletinden, halkların devletine geçebilecek miyiz?

Müzakere kültürü, birbirinin kuyusunu kazma kültürünün yerini almalıdır.

Barışın ve helalleşmenin sanıldığı gibi bölünme ve yıkım değil de, bütünleşme ve toplumsal zenginlik sağlayacağını hep birlikte göreceğiz.

Türkiye’nin geleceğini kurt kafası değil, insan kafası şekillendirecektir.

İsteyen kuyularına dönsün; gökyüzünün kuyulardan görüldüğü gibi dar olmadığını bilenlerin artık geriye dönmesi söz konusu değildir.

Gün, bütün kör kuyuları kapama günüdür.

 

 

İHA – TEKİRDAĞ’DA ÇÖZÜME EVET KOALİSYONU KURULDU

Tekirdağ’da kurulan çözüme evet koalisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi.

Koalisyon adına açıklama yapan Av. Egemen Güngör, “Türkiye’nin yıllardır kanayan bir yarası olan kürt sorununda tarihi günlerden geçiyoruz. Ülkemizde sorunun çözülmesi için tarihi adımlar atılıyor. Sorunun başladığı günden bu yana ilk kez, çözüm kapısı bu kadar net bir şekilde aralandı” dedi.

Tekirdağ’da merkezde kurulan oluşumun bölgede daha aktif olarak faaliyetlerine devam edeceğini belirten Güngör, “Sosyal medyayı da etkin bir şekilde kullanarak gençlerimize ulaşmaya çalışacağız, karşıt grupların tutum ve davranışları bizleri çizgimizden alı koyamayacak. Bizler artık ülkemizin insanlarının ölmesinden bıkmış kişiler olarak çözüm sürecini önemsiyoruz. Çünkü biliyoruz ki çözüm yolunda atılan her adım, ölümün bu topraklarda yarattığı kasvetli havanın bir kadar olmadığını herkese gösterecektir. Biz, çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi kimin işine yarar diye soru sormuyoruz. Bu çatışmazlık ortamı; ölümlerin son bulması anlamına gelir, biz bunu önemsiyoruz.” dedi.

Çözüme açık olduklarını kaydeden Güngör, “Bizler çözüm için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere, “Bizler bu topraklarda yaşayan insanlar olarak barıştan yanayız diyebilmek için yola koyuluyoruz. Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz. Trakya bölgesi, son otuz yıldır ülkemizde yaşanan çatışma sürecinin doğrudan sonuçlarını ekonomik ve manevi anlamda yaşamış bir coğrafyadır. Evlatlarını kaybetmiş olmanın yanı sıra, gelişmesini, refahını ve kalkınma hızını kaybederek de bedel ödemiş, kamu yatırımlarından payını da hakkıyla alamamıştır. Şimdi, tarih yeni bir aşamaya ulaşmaktadır çatışma ve çözümsüzlük yerini kalıcı bir barışa ve refah ortamına bırakmaktadır. Artık tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası için, bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz’’ diye belirtti.

 

Düzce yerel – 02.05.2013 – Çözüme Evet diyenler 1 Mayıs’taydı

Çözüme Evet Koalisyonu aktivistleri, işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta İzmir ve Tekirdağ’daki gösterilere katılarak Kürt sorununda barışçıl çözümü savundular.

İzmir’de 1 Mayıs günü saat 10:00’da Konak’taki eski Sümerbank önünde buluşan Çözüme Evet Koalisyonu, diğer gruplarla birlikte Gündoğdu Meydanı’na yürüdü.

“Dinle, anlat, duy, konuş!”, “Çözüme Evet”, “Çoğunluk çözüm istiyor”, “Silahlar sussun, insanlar konuşsun”, “Susma, çözüme katıl!”, “Barışa teslim oluyoruz” dövizleri ve barış bayraklarıyla yürüyen Çözüme Evet diyenlerin korteji oldukça renkliydi.

Çözüme Evet Koalisyonu, İzmir’de 11 Mayıs’ta saat 14:00’te Konak YKM önünde buluşup “Her renge barış” diyerek barışın sesini bir kez daha yükseltecekler.

Tekirdağ Çözüme Evet Koalisyonu da 1 Mayıs günü saat 10:00’da Köprübaşı’nda buluştu. “Çözüme Evet” pankartının arkasında yürüyen barış aktivistleri, “İş, ekmek, özgürlük”, “Silahlar sussun, insanlar konuşsun!” sloganları attı.

 

Star  – 15.05.2013 – Çözüme Evet Koalisyonu faaliyetlerine başladı

6 Nisan’da Taksim Hill Otel’de 400’e yakın imzacısı ile kuruluşunu ilan eden Çözüme Evet Koalisyonu faaliyetlerine başladı.

10 gün kadar kısa bir sürede Türkiye’nin birçok yerinde yerellerini ilan eden ve 26 Mayıs’ta yapılacak olan yürüyüşe çağrı yapan Çözüme Evet Koalisyonu bileşenleri aralıksız faaliyetini sürdürüyor.

Çözüme Evet Koalisyonu şimdiye kadar İstanbul’da Şişli, Ümraniye, Kadıköy ve Beyoğlu gibi yerellerde stantlar açarak Barış isteyen ve çözümden yana olanlar ile buluştu. İzmir ve Ankara’da da toplantı ve stantlar ile barışseverler ile buluşan Çözüme Evet Koalisyonu 26 Mayıs tarihine kadar

birçok şehirde daha toplantılar yapmaya hazırlanıyor.

Birçok üniversiteden akademisyenlerin de desteklediği koalisyon üniversitelerde de çağrılar yapıyor, standlar açıyor ve toplantılar düzenleyerek barış ve çözüm sürecinde ÇÖZÜME EVET! BARIŞA EVET diyenleri buluşturuyor.

Kuruluşundan bu yana İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde Çözüme Evet diyen öğrenciler buluştu ve buluşmaya devam ediyor.

Mayıs ayında her hafta büyük sokak etkinlikleri ile 26 Mayıs Pazar günü İstanbul’da yapılacak büyük yürüyüşe çağrı yapacak olan koalisyon 26 Mayıs’ta ÇÖZÜME EVET diyen binlerce kişiyi alanlara toplamayı hedefliyor.

 

11 Mayıs 2013 – ÇÖZÜME EVET Şenliği Haberleri – İzmir          

 

 

İHA – 12.05.2013 – Tefli düdüklü ’Çözüme Evet’ yürüyüşü

İzmir’de, kendilerine ’Çözüme Evet Koalisyonu’ adını veren bir grup, çözüm sürecine müzikli yürüyüşle destek verdi. Grup, tef ve düdükler il…

Tefli düdüklü ’çözüme evet’ yürüyüşü Tefli düdüklü ’çözüme evet’ yürüyüşü Tefli düdüklü ’çözüme evet’ yürüyüşü

İzmir’de, kendilerine ’Çözüme Evet Koalisyonu’ adını veren bir grup, çözüm sürecine müzikli yürüyüşle destek verdi. Grup, tef ve düdükler ile ilginç bir gösteri sundu.

Yapılan basın açıklamasında grup, “Çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi ‘politik açıdan kimin işine yarar’ diye bir soru sormuyoruz. Çatışmaların sona ermesi, öncelikle, gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir. Bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz” dedi.

 

Bugün – 11.05.2013 – İzmir’de ‘Çözüme Evet’ Yürüyüşü

İZMİR’de, kendilerine ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ adını veren bir grup, hükümetin terörle mücadele konusundaki çözüm sürecine şenlikli yürüyüşle destek verdi.

Bugün saat 14.00 sıralarında, Konak’taki YKM binası önünde toplanan koalisyon üyesi yaklaşık 100 kişi, ‘Barış hemen şimdi’, ‘Kürt halkına özgürlük’, ‘Savaşa son’ sloganları ve pankartları açtı. Üyeler, düdük çalarak tef eşliğinde eğlenerek Eski Sümerbank binası önüne kadar yürüdü. Buradaki açıklamada, hükümetin terörle mücadele konusundaki çözüm sürecine destek verilirken amasız, fakatsız barışa ses veren herkesin desteğini istedi. Grup, eylemin ardından olaysız dağıldı.

 

  Evrensel – 12.05.2013 – İzmir’den ‘Çözüme evet’

İzmir’de birçok demokratik kitle örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Çözüme Evet Koalisyonu, Konak’ta yaptığı şenlikli yürüyüşle barışa sahip çıkma ve çözümü destekleme çağrısı yaptı.

Konak YKM önünde toplanan grup açtıkları pankart ve dövizleriyle, attıkları sloganlarla, taşıdıkları gökkuşağı renkli şemsiyelerle ve çaldıkları bendirlerle renkli görüntüler oluşturdu. Yürüyüş öncesi dağıtılan broşürlerle de İzmirliler çözüme sahip çıkmaya çağrıldı. İzmir’de son yıllarda gerçekleştirilen en renkli ve coşkulu eylem özelliğine sahip olan yürüyüş boyunca kitle ‘Çözüme Evet’, ‘Silahlar Sussun, İnsanlar Konuşsun’, ‘Çoğunluk Çözüm İstiyor’ yazılı dövizler taşırken sık sık “Şimdi Barış Zamanı”, Dur de, dur de savaşa dur de” sloganlarını attı. Müzisyenler ise enstrümanları ile açıklamada yerini aldı.

 

GÖZÜMÜZ GİBİ BAKMALIYIZ

Eski Sümerbank önünde bitirilen yürüyüşte Türkçe ve Kürtçe basın metni okundu. Çözüme Evet Koalisyonu adına Türkçe basın metnini okuyan Özlem Özel, Kürt sorununda tarihi adımlar atıldığını ve ilk kez çözüm kapısının net bir şekilde aralandığını dile getirdi. Özel “Bizler, çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğine inanıyoruz.Biliyoruz ki çözüm yönünde atılan her adım, ölümün bu topraklarda yarattığı kasvetli havanın bir kader olmadığını herkese, hepimize gösterecek” dedi. “Çözüme engel olmak isteyenlere, “Hayır, bizler bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan, çözümden yanayız” diyebilmek için yola koyulduklarını söyleyen Özel, “Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz” dedi. Kürtçe basın metnini ise koalisyon adına Cüneyt Laloğlu okudu.

 

ROBOSKİ DE UNUTULMADI

Yürüyüş öncesi, Roboski Katliamı’nın 500. günü dolayısıyla yapılan açıklamada katliamda yaşamını yitirenler de anıldı. Yeni Anayasa için Barış Girişimi tarafından yapılan açıklamayı okuyan Şevki Eren “Mecliste kurulan Uludere Alt Komisyonu tarafından katiller aklanmış ve kasıt yok denilerek üzeri örtülmeye çalışılmıştır. Hükümetten söz ettikleri bu karanlık dehlizleri aydınlatıp, sorumluları açıklamasını bekliyoruz” dedi. Şenlik, İzmir Müzisyenler Derneği üyelerinin çaldığı Türkçe, Kürtçe ve Arapça ezgiler eşliğinde çekilen halaylarla devam etti.

 

Turnusol.org – 13.05.2013 – İzmir’den barış sesi yükseldi

Çözüme Evet Koalisyonu, 11 Mayıs Cumartesi günü İzmir’de ‘Her renge barış şenliği’ düzenledi.

Saat 14:00’de Konak YKM önünde buluşan kitle, “Çözüme Evet” ana pankartının arkasında yürüyüşe geçti. Genç, yaşlı, kadın, çocuk, öğrenci, işçi çok sayıda barış aktivistinin katıldığı ‘Çözüme Evet Şenliği’ sonrası türküler söylendi, halaylar çekildi. Eylem boyunca çözüme ve barışa Türkçe ve Kürtçe sloganlarla destek verildi.

Yürüyüş boyunca, “Dinle, anlat, duy, konuş”, “Silahlar sussun, insanlar konuşsun”, “Susma, çözüme katıl”, “Barışa teslim oluyoruz”, “Çözüme Evet”, “Çoğunluk çözüm istiyor” dövizleri ve barış bayrakları taşındı.

Oldukça coşkulu geçen yürüyüşte sık sık “Hiç kimse asker doğmaz”, “Öldürmeyeceğiz, ölmeyeceğiz, kimsenin askeri olmayacağız”, “Şimdi barış zamanı”, “Dur de, dur de, ölümlere dur de”, “Be zıman jiyan na be”, “Barış, çözüm, özgürlük” sloganları atıldı.

 

İKİ DİLDE BARIŞA ÇAĞRI

Yürüyüşün sonunda Koalisyon’un çağrı metnini Türkçe olarak Özlem Özel ve Kürtçe olarak Cüneyt Laloğlu okundu. İzmir Müzisyenler Derneği’nin ve Koma Berxwedan’ın dinletisiyle biten eyleme katılanlar türküler eşliğinde halay çektiler.

 

BÜYÜK YÜRÜYÜŞ İSTANBUL’DA

İzmir’deki Çözüme Evet aktivistleri, Diyarbakır’da Newroz günü sokağa çıkan milyonların barış isteğine Batı’dan bir yanıt gelmesi için çalışmaya devam edeceklerini, bu doğrultuda 26 Mayıs’ta İstanbul’da Saraçhane’den Beyazıt’a yapılacak büyük Çözüme Evet yürüyüşüne katılacaklarını duyurdular.

 

Marksist.org – 11.05.2013 – Çözüme Evet diyenler İzmir’de barışın sesini yükseltti

Çözüme Evet Koalisyonu aktivistleri bugün saat 14:00’te İzmir’de Konak YKM önünde buluşarak bir yürüyüş yaptı. Genç, yaşlı, kadın, çocuk, öğrenci, işçi çok sayıda barış aktivistinin katıldığı Çözüme Evet şenliği sonrası türküler söyledi, halaylar çekildi. Eylem boyunca çözüme ve barışa Türkçe ve Kürtçe sloganlarla destek verildi.

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmada, Batı’da çözümden ve barıştan yana olanların savaş çığırtkanları kadar cesur olup olmadıklarını soruyor, barış yanlılarını sokağa çıkarak süreci sahiplenmeye çağırıyordu.

1 Mayıs’ta İzmir’de Çözüme Evet pankartıyla yürüyen aktivistler, bugün de şehir merkezinde düzenledikleri barış şenliğiyle bu çağrıya yanıt verdiler.

Saat 14:00’te Konak YKM önünde Çözüme Evet Koalisyonu’nun çağrısıyla buluşan barış aktivistleri, “Dinle, anlat, duy, konuş”, “Silahlar sussun, insanlar konuşsun”, “Susma, çözüme katıl”, “Barışa teslim oluyoruz”, “Çözüme Evet”, “Çoğunluk çözüm istiyor” dövizleri ve barış bayraklarıyla “Çözüme Evet” ana pankartının arkasında yürüyüşe başladılar.

Oldukça coşkulu geçen yürüyüşte Kürtçe ve Türkçe barış sloganları atıldı, “Her Türk bebek doğar”, “Öldürmeyeceğiz, ölmeyeceğiz, kimsenin askeri olmayacağız”, “Şimdi barış zamanı”, “Dur de, dur de, ölümlere dur de”, “Kürt halkına özgürlük”, “Barış, çözüm, özgürlük” sloganları atıldı.

Yürüyüşün sonunda Koalisyon’un çağrı metnini Türkçe olarak Özlem Özel ve Kürtçe olarak Cüneyt Laloğlu okundu. İzmir Müzisyenler Derneği’nin ve Koma Berxwedan’ın dinletisiyle biten eyleme katılan aktivistler türküler eşliğinde halay çektiler.

İzmir’deki Çözüme Evet aktivistleri, Diyarbakır’da Newroz günü sokağa çıkan milyonların barış isteğine Batı’dan bir yanıt gelmesi için çalışmaya devam edeceklerini, bu doğrultuda 26 Mayıs’ta İstanbul’da yapılacak Çözüme Evet yürüyüşüne katılacaklarını duyurdular.

 

18 Mayıs 2013 – ÇÖZÜME EVET Basın Açıklaması Haberleri – Ankara

 

Anadolu Ajansı  – 15.05.2013 – Çözüme Evet Koalisyonundan “Barışa Evet” Yürüyüşü

Bazı sivil toplum örgütleri tarafından oluşturulan ‘Çözüme Evet Kaolisyonu’nca 18 Mayıs’ta çözüm sürecine destek amacıyla “Barışa Evet” adı altında yürüyüş düzenlenecek.

Bazı sivil toplum örgütleri tarafından oluşturulan ‘Çözüme Evet Kaolisyonu’nca 18 Mayıs’ta çözüm sürecine destek amacıyla “Barışa Evet” adı altında yürüyüş düzenlenecek.

Kaolisyondan yapılan yazılı açıklamada, çözüm ve barış sürecini destekleyerek terörün Türkiye’de oluşturduğu yaraları gidermenin mümkün olduğu belirtildi.

Çözüm için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere “Bizler bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan, çözümden yanayız” diyebilmek için yola koyulacakları bildirilen açıklamada, Kürt sorununun demokratik çözüm kapsamında, tüm kimliklerin ortak geleceğinin inşasına katkı sağlamak açısından “Dinle, Anlat, Duy, Konuş…” kampanyasının tanıtımının insanlık borcu olduğu kaydedildi.

Açıklamada, Cumartesi günü saat 17.00’de Ankara Kolej Meydanı’ndaki yürüyüşe çözüme ‘evet’ diyen herkesin davet edildiği bildirildi.

 

Marksist.org – 20.05.2013 – Çözüme Evet diyenler Ankara’da sokaktaydı

Çözüme Evet Koalisyonu, 18 Mayıs Cumartesi günü Ankara’da bulunan Kolej Meydanı’nda bir araya gelerek, barış sloganlarıyla Sakarya Caddesi’ne yürüdü.

Yürüyüşe, koalisyona destek veren Mazlum-Der, Başkent Kadın Platformu, DSİP, Yeryüzü Anneleri ve çok sayıda barış yanlısı aktivist katıldı.

“Çözüme Evet” pankartının açıldığı yürüyüşte “Silahlar sussun insanlar konuşsun” dövizleri taşındı.

Gösteri boyunca sık sık “Yükselt, yükselt, barışın sesini yükselt; sustur, sustur, savaşın sesini sustur”, “Bê ziman jiyan nabe”, “Barış çözüm özgürlük” sloganları atıldı.

Yürüyüş Sakarya Caddesi’nde sona erdi.

Çözüme Evet Koalisyonu Ankara İnisiyatifi ayrıca, pazar günü bir toplantı düzenledi. Toplantıda Şenol Karakaş, Fatma Bostan Ünsal ve Üstün Bol konuşmacı olarak yer aldı.

 

Hak-iş web sitesi – 20.05.2013 – ÇÖZÜME EVET KOALİSYONU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

 

Çözüme Evet Koalisyonu Ankara Yereli’nin toplantısı 19 Mayıs 2013 tarihinde Konfederasyonumuz Genel Merkez Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Mazlumder tarafından organize edilen toplantıya Genel Başkan Yardımcımız Mustafa Toruntay da katılarak bir konuşma yaptı.Çözüm Evet Koalisyonu Ankara Yereli destekçileri ve imzacılarının katılımı ile gerçekleşen toplantıda Şenol Karakaş, Fatma Bostan Ünsal ve Üstün Bol birer konuşma yaparak barış süreci ile ilgili son durum hakkında değerlendirmelerde bulundular.

 

TORUNTAY: BU TARİHİ FIRSAT HEBA EDİLMEMELİDİR

Genel Başkan Yardımcımız Mustafa Toruntay ise yaptığı konuşmada HAK-İŞ olarak çözüm sürecine destek verdiklerini ifade ederek Genel Başkan Mahmut Arslan’ın Âkil İnsanlar Heyetinde yer aldığını ve şu ana kadar yürütülen çalışmaların başarı ile devam ettiği belirtti. HAK-İŞ Konfederasyonu’nun geçmişten bu yana hazırladığı raporlar, basın açıklamalar ve çözüm önerileri ile toplumsal barışa hizmet etmeyi ön planda tuttuğunu söyleyen Toruntay 21-23 Ekim 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen 12. Olağan Genel Kurul toplantısında da “Terörle Mücadeleye Yönelik Sivil Mekanizmalar Oluşturulmalıdır” kararı aldığının altını çizdi. Toruntay “Artık çocuklarımız ölmesin, annelerimiz ağlamasın, eşlerimiz dul kalmasın demenin ötesine geçiyoruz. Artık birlikte varız, birlikte anlamlıyız” diyerek başlayan çözüm sürecinin tarihi bir fırsat olduğunu ve heba edilmemesini istedi.

“Bu ülkede yaşayan herkesin küremize, ülkemize ve bölgemize sorumlulukları vardır. Bu süreçte bir elimiz vicdanımızda, bir elimiz de taşın altında olmalıdır” diyen Toruntay çözüm sürecinin ülkemizin tarihi dönemeçlerinden biri olduğunu belirtti.

 

18 Mayıs 2013 – ÇÖZÜME EVET balonlu eylem haberleri – İstanbul / Beşiktaş

 

CNNTÜRK – 18.05.2013 – “Çözüme Evet” için toplandılar

Beşiktaş’ta biraraya gelen Çözüme Evet Koalisyonu üyeleri balon uçurdu.

Çözüm sürecine destek olmak ve süreç için atılan adımları desteklemek amacıyla Çözüme Evet Koalisyonu’na bağlı yaklaşık 30 kişi, Beşiktaş Meydanı’nda toplandı. Ellerinde “Çözüme Evet” yazılı pankart taşıyan grup, “Barışalım Yeter” şeklinde sloganlar attı.

 

“Çözüm sürecine gözümüz gibi bakmalıyız”

Grup adına basın açıklamasını okuyan Çözüme Evet Koalisyonu İletişim Sözcüsü Nesteren Davutoğlu, dev bir sorunun çözülmek üzere olduğunu belirterek, çözüm sürecine ilişkin tarihi adımların atıldığını kaydetti. Sürece iyi bir şekilde bakılmasını gerektiğine vurgu yapan Davutoğlu, “İlk kez çözüm kapısının net bir şekilde aralandığına tanık oluyoruz. Sürece gözümüz gibi bakmamız gerektiğine inanıyoruz” dedi. Beşiktaş Meydanı’nda toplanan grup ellerindeki renk renk balonlarla, davullar çalıp, şarkılar söyledi. Grup daha sonra iskele önünde balonları gökyüzüne bıraktı.

 

‘Çözüme evet’ deyip balonları gökyüzüne bıraktılar

Çözüm sürecine destek olmak isteyen ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ üyeleri, Beşiktaş Meydanı’nda sürecin Türkiye için önemine vurgu yapıp gökyüzüne balon bıraktı.

Memurlar.net sitesi – 18.05.2013 – ‘Çözüme evet’ deyip balonları gökyüzüne bıraktılar

Çözüm sürecine destek olmak isteyen ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ üyeleri, Beşiktaş Meydanı’nda sürecin Türkiye için önemine vurgu yapıp gökyüzüne balon bıraktı. Grup, vatandaşları 26 Mayıs Pazar günü Saraçhane’de düzenlenecek ‘Çözüme Evet’ mitingine davet etti.

‘Çözüme Evet Koalisyonu’ üyesi yaklaşık 20 kişi, Beşiktaş Meydanı’nda toplandı. ‘Silahlar sussun, insanlar konuşsun’, ‘Çözüme evet’, ‘Dinle anlat, duy konuş’, yazılı pankart ve döviz taşıyan grup, ‘çözüme evet’ şeklinde slogan attı.

Grup adına açıklama yapan Nezteren Davutoğlu, “Kürt sorunu hakkında tarihi adımlar atılıyor. İlk kez barış kapısının net bir şekilde aralandığını görüyoruz. Bizler çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğine inanıyoruz. Biliyoruz ki çözüm yönünde atılan her adım, bu topraklarda kasvetli havanın, gözyaşının ve kanın bir kader olmadığını herkese gösterecek. Çatışmaların sona ermesi hepimizin işine yarayacak. Çatışmaların sona ermesi ölümlerin son bulması anlamına gelir. Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz. Bunun için birbirini tanımamış insanlara ‘Dinle, anlat, duy, konuş’ diyoruz.” dedi. Eylemciler açıklamanın sonunda vatandaşları 26 Mayıs Pazar günü saat 14.00’da Saraçhane’de düzenlenecek olan ‘Çözüme Evet’ mitingine davet etti.

Grup, Beşiktaş sahiline giderek yanlarında getirmiş oldukları barış balonların gökyüzüne bıraktı.

 

Marksist.org – 18.05.2013 – Barış ve çözüm için balonları gökyüzüne bıraktıklar

Çözüme Evet Koalisyonu aktivistleri bugün İstanbul’da, Beşiktaş İskelesi’nde yüzlerce balonu barış şarkıları ve sloganları ile gökyüzüne bıraktı.

Koalisyon adına basın açıklamasını Nesteren Davutoğlu okudu.

Basın açıklamasının sonunda 26 Mayıs Pazar günü, saat: 14.00’de Saraçhane Parkı’ndan Beyazıt Meydanı’na yapılacak olan yürüyüşümüzü hatırlattık ve tüm barış ve çözüm diyenleri tekrar yürüyüşümüze davet ettik.

Balon, düdük ve davullarımızla yoğun ilgi ile karşılanan basın açıklamamız kısa süreli bir bildiri dağıtımından sonra sona erdi. Çözüme Evet Koalisyonu aktivistleri bugün Ankara’da da sokağa çıkıyor. Saat 17.00’de Kolej’den başlayacak barış yürüyüşü Sakarya Meydanı’nda son bulacak.

 

22 Mayıs 2013 – ÇÖZÜME EVET basın toplantısı Haberleri – İstanbul

 

Haber 5 – 22.05.2013 – Çözüme Evet: Barış yürüyüşü 26 Mayıs’ta başlıyor

Kürt sorununda çözüme destek veren çoğunluğun bunu sokaklarda dile getireceği bir barış hareketini inşa etmek için yola çıkan Çözüme Evet Koalisyonu, bugün İstanbul’da yaptığı bir basın toplantısıyla 26 Mayıs günü saat 14:00’te Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na şarkılarla, türkülerle ve halaylarla yapılacak olan barış yürüyüşüne çağrı yaptı.

Çözüme Evet Koalisyonu, PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından yaratılan çözüm sürecine ilişkin aralarında Akil İnsan Komisyonu temsilciler, yazarlar, sanatçılar, gazeteciler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla İnsani Yardım Vakfı (İHH) Merkezi konferans salonunda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Akil İnsanlar Komisyonu “Doğu Anadolu” Heyeti üyesi Abdurrahman Dilipak, gazeteci Roni Margilues, sanatçı Kerem Kabadayı, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi üyesi Yaman Yıldız, Hak-İş Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Paçal, İHH üyesi Gülden Sönmez, yazar-şair Ahmet Mercan, Kafkaslar Forumu üyesi Kuban Kural, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu temsilcisi Yıldız Önen, Sivil Dayanışma Platformu üyesi Hasan Avşar, Beyaz Hareket Derneği yöneticisi Aydın İnci ve DSİP Genel Başkan Yardımcısı Şenol Karakaş konuşmacı olarak katıldı.

 

‘Çözümü engelleyecek ve hiçbir provokasyona izin vermeyeceğiz’

Moderatörlüğünü Küresel BAK temsilcisi Yıldız Önen’in yaptığı toplantıda ilk söz alan DSİP Genel Başkan Yardımcısı Şenol Karakaş, Çözüme Evet Koalisyonu’nun kurulmasına ilişkin bilgilendirmede bulundu. Sürecin, Türkiye cezaevlerinde 68 gün süren ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla son bulan açlık greviyle başladığını söyleyen Karakaş, “Hükümet ve İmralı’da yapılan görüşmelerin ardından 30 yıllık savaşın gidişatı değişti ve yumuşama meydana geldi” dedi. Batıda yaşayan vicdanlı ve farklı siyasi kimliklere sahip insanların bir araya gelerek Çözüme Evet Koalisyonu’nu kurduğunu ifade eden Karakaş, “Batıdan, halk kardeşliğinden yana olanlar olarak bir araya geldik. Çok hızlı bir şekilde örgütlendik” dedi. Çözüm süreci devam ederken devlet içerisinde “savaştan beslenen derin yapıların” provokasyonlar yapabileceğini belirten Karakaş, “Çözümü engelleyecek ve hiçbir provokasyona izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

 

‘Barış Treni yola çıkacak’

Kürt sorununun çözüm süreci ile ilgili İnsani Yardım Vakfı (İHH) adına konuşan avukat Gülten Sönmez ‘’İnsanların artık acı çekmesini istemiyoruz. Herkesin nerde yaşarsa yaşasın onurlu bir şekilde adalet üzerine ve kendi kimliği ile ilgili hiçbir problem yaşamadan bu topraklarda yaşamasın arzu ediyoruz. Bu nedenle Çözüme Evet Koalisyonuna bu düşünceye sahip çözüm sürecini destekleyen herkesi de bunun bileşenleri olarak kabul ittik. Çözüm isteyen her yapı her kesim bu koalisyonunun bir parçası. 26 Mayıs 2013 Pazar günü saat 14.00’te Saraçhane Parkında buluşup Beyazıt’a yürüyeceğiz. Herkesi bu yürüyüşe davet ediyoruz. Daha sonrasında da bir barış treni harekete geçecek. Bu barış trenine Türkiye’yi temsil eden temsilciler binecek. Öncelikle Trakya’da yürüyecek barış trenimiz. Daha sonra da Diyarbakır’da son bulacak bir tren yolculuğu gerçekleşecek. Türkiye’nin topraklarında yaşayan tüm kültürlerin kimliğini temsil eden temsilciler olacak” dedi.

 

‘Evrensel barış dili yakalanmalı’

Akil İnsanlar Komisyonu “Doğu Anadolu” Heyeti üyesi Abdurrahman Dilipak da yaşanan süreçten sorumluluk duyan herkesin destek vermesi gerektiğini söyledi. Süreç karşısında barış dili kullanılması gerektiğini; ancak muhalefet dilinin barış dili olmadığını vurgulayan Dilipak, “Evrensel bir dili benimsemek gerekir. Dilimizin etnik bir grubu değil, bütün etnik yapıları kapsaması gerekir” dedi. Sürecin doğru yönde ilerlediğini ifade eden Dilipak, “Meslek odaları ve baroların da sürece katılması gerekir. Ancak odalar ve barolar yeterli düzeyde destek vermiyorlar. Eksik kalıyorlar” diye konuştu. Devletin inkar ve asimilasyon politikalarını terk etmesi gerektiğini vurgulayan Dilipak, “Bu sorunu kökünden halletmek istiyorsak, devletçi, Kürtçü değil, ezilenden ve mazlumdan yana olmamız gerekir. Birlikte Türkiye’yi kucaklayalım. Barış geleceğimizdir. Barış Allah’ın adıdır benim için” diye konuştu.

Gazeteci Roni Margilues ise konuşmasında, “Bu toplumda hala barışı izah etmeye çalışıyoruz. Toplumda barışa karşı olanlar var” dedi. Yaşanan süreçten dolayı ne Kürt ne de Türk gençlerinin öldüğünü ve bu süreçte en büyük kazanımın bu olduğunu vurgulayan Margilues, “3 aydır kimse ölmedi. Anayasa nasıl çıkarsa çıksın, barış süreciyle Kürtlerin kimliği tanınmıştır” dedi. Barış sürecine karşı duran kimseler tarafından kullanıldığını belirttiği “Demokrasi olmadan barış olmaz” sözünü hatırlatan Margilues, “Bu sözün tamamıyla yanlış olduğunu düşünüyorum. Barışa atılan her adım demokrasiye açılan kapıdır. İki kavram da birbirini tamamlayan unsurlardır” dedi. Bölge halkının uzattığı ele batının da el uzatması gerektiğini vurgulayan Margilues, insan hayatına ve demokrasiye inanan herkesin bu sürece destek vermesi gerektiğini belirtti.

 

‘Yeni anayasanın herhangi bir etnik gruba vurgu yapmaması gerekir’

Newroz’da Kürtlerin çok güçlü bir şekilde batıya mesaj gönderdiğini ifade eden sanatçı Kerem Kabadayı ise “Barış savaşan taraflar arasında yapılır. Türkiye’nin batısında barış için halkı sokağa dökmeliyiz. Kendimizi sokakta göstermeliyiz ve savaştan yana olanların barıştan yana olanları görmesi gerekir” dedi. Demokrasi ve Özgürlük Hareketi üyesi Yaman Yıldız da “Barışı, AKP’ye bırakacak değiliz. Hep beraber barışı getireceğiz” dedi. Barışı, alışverişe dönüştüren ve karikatürize edenlerin barışa saygısızlık ettiğini belirten yazar-şair Ahmet Mercan ise, “Devlet şimdiye kadar yanlış bir akıl kullandı. Devletin aklı, insan aklı kadar çalışmadı. Devletin yanlışını gördü ve bu yanlıştan döndü. Barışın kalıcı olması için, yapılacak yeni anayasanın herhangi bir etnik gruba vurgu yapmaması gerekir. Ancak böyle barış kalıcı hale gelebilir” dedi. Sivil Demokrasi Platformu üyesi Hasan Avşar ise sürecin olumlu bir şekilde sonuca varması durumunda Türkiye’nin Ortadoğu’da ve Avrasya’da en önemli güç haline geleceğini belirtti. Süreç karşısında yaşanacak provokasyonlarda sağduyunun öne çıkması gerektiğini belirten Avşar, “Yeni anayasa revize değil, tamamen sıfırdan demokratik ve sivil bir anayasa olursa çatışmalı bir ortamdan kurtulabiliriz” dedi.

 

‘Devlet 90 yıllık tarihiyle yüzleşmelidir’

Hak-İş Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Paçal konuşmasında, “Çok kritik bir tarihsel momentten geçiyoruz. Devlet 90 yıllık tarihiyle yüzleşmelidir. Bu topraklarda insanı ve tarihiyle yüzleşerek toplumsal barışı sağlanmazsa toplumsal zenginliğini kaybeder” dedi. Gençler adına toplantıya katıldığını belirten Beyaz Hareket Derneği’nden Aydın İnci ise “Hayata dolu dolu bakmak istiyoruz. Gençler olarak, yaşanan süreçten umutluyuz. Barış bize uzak değil. Herkesin elini taşın altına koyması gerekir” ifadelerini kullandı.Sivil Dayanışma Platformu adına konuşan Hasan Avşar, mayasında barış olan toplumun barış istediğini ve bunun gerçeklşemesi durumunda büyük Türkiye hedefinin yakalanacağını ifade etti. Kafkas Forumu’ndan Kuban Kural da “Hepimiz barışın muhataplarıyız ve süreç karşısında inisiyatif almalıyız. Barışı hepimiz birlikte inşa edeceğiz. Türk-Kürt barışı değil, herkesin barışı olması için herkesin inisiyatif alması gerekir” diye konuştu.

Basın toplantısı konuşmaların ardından son buldu.

 

 Cihan Haber Ajansı – 22.05.2013 – Dilipak: Çözüm sürecine herkes etkin bir şekilde katılmalı

Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti Üyesi Yazar Abdurrahman Dilipak, çözüm sürecine herkesin etkin bir şekilde katılması gerektiğini söyledi. Dilipak, “Bunların hepsi uzun ve yorucu bir yolu gerektiriyor. Onun için sadece istemek ve eleştirmek değil, sivil toplumun, üniversitelerin ve sorumluluk duyan herkesin sürece etkin bir şekilde katılmaları gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

Çözüm sürecine destek vermek için bir araya gelen bazı sivil toplum kuruluşları, Çözüme Evet Koalisyonu çatısı altında yürütülen çalışmalara destek verdi. İnsani Yardım Hareketi (İHH) Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda bir aya gelen koalisyon temsilcileri sürecin aksamadan sürmesi için atılması gereken adımları sıralayarak yeni bir anayasa yapılmasının gerekliliğini ifade etti. Toplantıda; İHH’dan Avukat Gülden Sönmez, Yazar Abdurrahman Dilipak, Yazar Roni Margulez, Mor ve Ötesi Grubu’ndan Kerem Kabadayı, Şair Yazar Ahmet Mercan, Sivil Dayanışma Platformu’ndan Hasan Avşar, Hak İş Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Paçal, Beyaz Hareket Derneği’nden Aydın İnci ve Kafkasya Platformu’ndan Kuban Kural yer aldı.

Yazar Abdurrahman Dilipak, çatışmanın bitmesi için barışın yeterli olmadığını, kalıcı barışın tesisi için dağdan inenlerin istihdamından diğer faktörlere kadar uzun bir yol bulunduğunu söyledi. Sivil toplum, üniversiteler ve diğer kuruluşların bu işin içinde bulunması gerektiğini anlatan Dilipak, “Onun için sadece istemek ve eleştirmek değil, sivil toplumun, üniversitelerin ve sorumluluk duyan herkesin sürece etkin bir şekilde katılmaları gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

 

‘MUHALEFET DİL KONUSUNDA YARALAYICI’

Sürecinin sağlıklı yürütülmesi için atılması gereken adımlara da değinin Dilipak, muhalefetin de dil konusunda yaralayıcı olduğunu söyledi. Bugünkü sorunun çözümünde gelecekte olabileceklerin de hesaplanması gerektiğinin altını çizen Dilipak, “Muhalefetin agresif tavrı ve tamamen politik polemiğe dönük demagojik zeminde tartışmalar barışın dilini yaralıyor. Barışın dilinin daha estetik ve daha felsefi olması gerekir. Bu dilin ideolojik ve politik talepler değil bilimsel gerçeklerle örtüşmesi gerekir.” ifadesini kullandı.

Dilipak, çözüm sürecinde gelişmelerin doğru yönde ve ileri istikamette ilerlediğini belirterek toplumun artık yapılan çalışmaları daha iyi anlayabildiğini kaydetti. Dilipak ayrıca, süreçle ilgili bölgeler arasında birliktelik sağlayacak çalışmalar yapılması gereğine işaret etti.

İHH adına toplantıya katılan Avukat Gülden Sönmez de, bu topraklarda yaşayan insanların kimliklerinin sorun olmaktan çıkmasını istediklerini belirtti. Bu nedenle koalisyona destek verdiklerini belirten Sönmez, “Herkesin, nerede yaşarsa yaşasın onurlu bir şekilde adalet üzerinde kendi kimliği ile bu topraklarda yaşamalarını arzu ediyoruz.” dedi.

Şair Yazar Roni Margulis’in ise, barıştan yana olmayı izah etmenin anlamsız olduğunu, işleyen süreç sayesinde ne Kürtlerin ne de Türklerin öldüğünü, daha önce tanınmayan Kürt halkının haklarının artık tanındığını söyledi. Margulez, “Bu süreç, yeni anayasa çıksın ya da çıkmasın içinden geçtiğimiz süreç ile Kürt halkının kimliğinin devlet tarafından tanınmış olması anlamına geliyor.” şeklinde konuştu.

 

YENİ ANAYASA VURGUSU

Toplantıda konuşan Sivil Dayanışma Platformu Üyesi Hasan Avşar da, yürütülen çalışmaların başarısı için ülkenin doğu ve batısı arasındaki hassasiyetleri de gözetecek bir anayasanın gerekliğine işaret etti. Avşar, halkın mevcut iktidara ve partilere yeni anayasa ile ilgili vekalet verdiğini belirterek, “İktidar partisi AK Parti’nin bu sorumluluktan kaçmaksızın kendi hazırlayacağı demokratik ve sivil bir anayasa, revize edilen bir anaya değil, sıfırdan, bütün kesimlere eşit mesafede, bireyin hak ve özgürlerini genişleten bir anayasa hazırlayıp milletin önüne götürmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıya Hak-İş adına katılan Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Paçal ise, sendika olarak yürütülen hem anayasa hem de çözüm sürecine ilişkin desteklerinin süreceğini dile getirdi.Toplantının sonunda Abdurrahman Dilipak’ın yazdığı ve çözüm süreci içerikli şiir, Şair Yazar Ahmet Mercan tarafından okundu.

 

Marksist.org – 22.05.2013 – Çözüme Evet: Barış yürüyüşü 26 Mayıs’ta başlıyor

Kürt sorununda çözüme destek veren çoğunluğun bunu sokaklarda dile getireceği bir barış hareketini inşa etmek için yola çıkan Çözüme Evet Koalisyonu, bugün İstanbul’da yaptığı bir basın toplantısıyla 26 Mayıs günü saat 14:00’te Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na şarkılarla, türkülerle ve halaylarla yapılacak olan barış yürüyüşüne çağrı yaptı.

6 Nisan Cumartesi günü kurulan Çözüme Evet Koalisyonu, 26 Mayıs Pazar günü, saat 14.00’de Saraçhane Parkı’ndan Beyazıt Meydanı’na yapılacak olan yürüyüş öncesi ilk imzacıların ve destekçi kurumların temsilcileri ile bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Basın toplantısına yazar Roni Margulies, Kafkasya Forumu’ndan Kuban Kural, Mor ve Ötesi grubunun davulcusu Kerem Kabadayı, DSİP’ten Şenol Karakaş, Hak-İş Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Paçal, yazar Abdurrahman Dilipak, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi’nden Yaman Yıldız, Küresel BAK’tan Yıldız Önen, İHH’dan Gülden Sönmez, Sivil Dayanışma Platformu’ndan Hasan Avşar, Beyaz Hareket Derneği’nden Aydın İnci ve yazar Ahmet Mercan katıldı.

İmzacı ve temsilcilerin hem koalisyonun faaliyetlerini hem de çözüm ve barış sürecine dair düşünce ve dileklerini aktardığı basın toplantısında, ortak temenni barış ve çözüm sürecinin eşitlik, adalet ve özgürlük temelinde yürümesi ve tüm halkların barışını sağlayan bir çözüm sürecinin olması oldu.

On yıllardır binlerce insanın ölümüne ve milyonarca insanın hayatında derin yaralara neden olan savaş döneminin artık sonuna gelindiğinden bahsedilen toplantıda, barış ve çözüm diyen herkes koalisyonun 26 Mayıs Pazar günü, saat 14:00’te yapılacak olan yürüyüşüne davet edildi.

 

Tekirdağ Yenihaber web sitesi – 23.05.2013 – Susma Çözüme Katıl!

NKÜ ve Namık Kemal Üniversitesi Arastırma Ve Uygulama Hastanesin de görevli Süleyman Çalışkan tarafından yapılan yazılı açıklamada;

Yıllardır ülkemizin üzerinde karabasanlar gibi duran sorunların çözümü için atılan adımları desteklemek ve sürecin akamete uğramaması için elini taşın altına sokan ve sorumluluk alan Tekirdağlı bir gurup gönüllü “ÇÖZÜME EVET”  başlığı altında bir araya gelerek koalisyon çatısı oluşturdu.

Tekirdağ, Çözüme Evet Koalisyonu gönüllüleri, önceki gün bir bildiri yayınlayarak, Tekirdağlıları Demokratikleşme adımlarının giderek hızlandığı bu günlerde çözüm sürecine katkı vermek için ve AKİL İNSANLARIN Marmara Gurubu çalışmalarını desteklediklerini açıklayarak, düşünce ve çalışmalarını yayınladıkları bildiriri ile duyurdular.Vesayetçi devlet yapısından, demokratik devlet yapısına geçiş sürecinde, Kürt sorununun çözümünde de tarihi günlerden geçiyoruz, Tarihi adımlar atılıyor.

İlk kez çözüm kapısının net bir şekilde aralandığına tanık oluyoruz.Bizler, çözüm sürecini önemsiyoruz. Biliyoruz ki çözüm yönünde atılan her adım, ölümün bu topraklarda yarattığı kasvetli havanın bir kader olmadığını herkese, hepimize gösterecek.

Çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi politik açıdan kimin işine yarar diye bir soru sormuyoruz.

Çatışmaların sona ermesi, öncelikle, gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir.

Ölümlerin durması anlamına gelir.

Ölümlerin son bulması… En önemlisi bu.

Sorunun muhataplarının konuşmaya başlaması… En önemlisi bu.

Bu yüzden, çözüm için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere, “Hayır, bizler bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan, çözümden yanayız” diyebilmek için yola koyuluyoruz.

Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz.

Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz. denildi.

 

TEKİRDAĞ ÇÖZÜME EVET KOALİSYON GÖNÜLLÜLERİ

Yasin ALTINTAŞ

Egemen GÜNGÖR

Yaşar İŞKÂR

Hasan UYAR

Mehmet MERTHAN

Ferruh TOPUZ

Erol İNCE

Ali GÜMÜŞ

 

24 Mayıs 2013 – ÇÖZÜME EVET balonlu eylem haberleri – İstanbul / Eminönü

 

Marksist.org- 24.05.2013 – Eminönü’nde balonlar barışa uçuruldu

Dün Eminönü’ndeki Kadıköy iskelesi önünde bir araya gelen Çözüme Evet Koalisyonu aktivistleri, 26 Mayıs’ta İstanbul’da Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na yapılacak yürüyüşün bildirilerini dağıttıktan sonra, barış için ellerindeki balonları gökyüzüne bıraktılar.

Toplumun farklı kesimlerinden çok sayıda insanı bir araya getiren Çözüme Evet Koalisyonu’nun aktivistleri, dün Eminönü’nde buluştular. 26 Mayıs yürüyüşüne çağrı yapan binlerce bildiri dağıtan barış yanlıları, Kürt sorununda atılan tarihi adımlara dikkat çekerek diyalog sürecinin gelişmesinin önemini vurguladılar.

Çözüme Evet diyenler daha sonra ellerindeki balonları barış için gökyüzüne bıraktılar.

26 Mayıs’ta yapılacak olan barış gösterisi, saat 14:00’te Saraçhane Parkı önünde başlayacak, Beyazıt Meydanı’nda sonlanacak.

 

Yeni Şafak – 13.05.2013 – Çözüme EVET / HİLAL KAPLAN

Otuz yıllık bu kabus ilk başladığında, babam yaşındaki gençler toprağa düşüyordu. Herkes ağlıyordu, herkes yaslıydı.Sonra büyüdüm ve artık benimle yaşıt gençler toprağa düşüyordu. Yine herkes ağlıyordu, herkes yaslıydı.

Ve bu seneye kadar kardeşimle yaşıt gençler toprağa düşüyordu ki ufukta bir umut ışığı göründü.

Çözüm süreci, toplumca yüzümüzü güldürecek bir döneme, nihayet adım atmamızı sağlayabilir. Ancak bu, bize de ağır sorumluluk yüklüyor. Yükün farkında olan bir grup, ellerini taşın altına koydular ve ‘Çözüme Evet Koalisyonu’nu kurdular. Üstelik sesleri de gittikçe gürleşiyor. Çağrıları şöyle:

30 yıldır, her gün yürek çarpıntılarıyla uyanmamıza sebep olan…Nerede olursak olalım, hayatımıza damgasını vuran dev bir sorun çözülmek üzere.

Kürt sorunu konusunda tarihi adımlar atılıyor. İlk kez çözüm kapısının net bir şekilde aralandığına tanık oluyoruz.

Bizler, çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğine inanıyoruz.

Biliyoruz ki çözüm yönünde atılan her adım, ölümün bu topraklarda yarattığı kasvetli havanın bir kader olmadığını herkese, hepimize gösterecek.

Çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi ‘politik açıdan kimin işine yarar’ diye bir soru sormuyoruz.

Çatışmaların sona ermesi, öncelikle, gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir.

Ölümlerin durması anlamına gelir!

Ölümlerin son bulması… Sorunun muhataplarının konuşmaya başlaması…

En önemlisi bu.

Bu yüzden, çözüm için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere,

‘Hayır, bizler bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan, çözümden yanayız’ diyebilmek için yola koyuluyoruz.

Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz.

Ülkemizde birbirini tanıma şansı bulamamış milyonlara…’Dinle, Anlat, Duy, Konuş…’ diyoruz

Herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz.’

Türkiye’de sivil toplumun önemli kısmı, makro siyasetle uğraşıp, siyaset yapmayı sadece devlete seslenmekten ibaret sandığı için bu oluşum ayrıca kıymetli. Çünkü geniş toplum kesimlerini ilgilendiren, onların çocuklarının hayatta kalıp kalmayacağına kadar yaşamlarına müdahil bir dönemden geçiyoruz. O yüzden ne kadar çok el o taşın altında olursa, otuz yıllık ağırlıktaki bir yükü üzerimizden atabilmemiz de o kadar mümkün olacak.

Koalisyon, ilk kitlesel çıkışını 26 Mayıs Pazar günü, saat 14.00’da, İstanbul Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na yürüyerek gerçekleştirecek. Türkiye’nin dört bir yanındaki meslek odalarını, baroları, sendikaları, çevreci grupları, insan hakları derneklerini, yöre derneklerini ve hiçbir sivil toplum kuruluşuna üye olmayanları; kısaca çocuğunun geleceği için çözüme şans vermeyi önemseyen herkesi aramıza bekliyoruz.

Gelin amasız, lakinsiz, fakatsız Çözüme Evet diyelim.

 

BİA Haber Merkezi – 22.05.2013 – Çözüme, Barışa Evet! Şenol KARAKAŞ

2012’nin 21 Mart akşamı Taksim Meydanı’ndaydık. Newroz’un yasaklanmasını protesto ettik. Newroz kutlamalar her yerde yasaklanmıştı. Bir kişi yasaklamayı protesto ederken polisin attığı gaz bombasının da etkisiyle yaşamını yitirmişti.

Kürt illerinde Newroz kutlamasını yapmakta kararlı olan kitlelere sayısız gaz bombası atılmıştı ama yine de Kürt halkı alanlara girip kutlamasını yapmayı başarmıştı.

2012 yılında KCK tutuklamaları son hızla devam etmişti.

2012 yılında İdris Naim Şahin, terör faaliyetinin sanatla da yapılabileceğini keşfetmişti. Karikatür çizen, resim yapan, tiyatrocu, oyuncu, senarist, köşe yazarı, set işçisi kim varsa, neredeyse bir kaç AKP’li yönetici dışında herkes terörist ilan edilmişti.

2012 yılı boyunca özellikle Kürt halkının haklarını savunan eylemlerde gaz bombası solumaktan trake solunumu yapan canlılara dönüşmüştük.

2012’nin sonuna yaklaşırken, kasvet tüm ağırlığıyla siyasal yaşamın üzerine çökmüştü, herkes açlık grevi yapan KCK tutuklularının kaderini merak ediyordu. İstanbul’dan Van’a kadar açlık grevleriyle dayanışma eylemleri, devletin hoyratlığıyla karşılanıyordu. Ama aslolan içerdekilerin kaderiydi. Tek bir ölüm bile sık sık altı çizildiği gibi, geri dönüşü olmayan daha yoğun çatışmalı bir ortama sürüklenmemize neden olacaktı.

Sonra bir şey oldu… Kürt halkının lider olarak gördüğü Abdullah Öcalan açlık grevlerinin bir kişi dahi ölmeden sona ermesi gerektiğini açıkladı. Ve açlık grevleri bitti. Şimdi üzerinden aylar geçen çözüm ve barış süreci, 2012 yılının tüm kasvetli ağırlığının tam ortasından başladı. Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit kalktı ve Öcalan arka arkaya çağrılarını yapmaya başladı.

21 Mart ise yepyeni bir Türkiye’nin kapılarını aralayan bir gün oldu. Daha önceki Kürt isyanlarına liderlik edenler ya öldürülür, ya sürülük ya da faili meçhul cinayetlere kurban giderken, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Kürt lider, hem de tüm dünya halklarının canlı tanıklığında halkına seslenme olanağı buldu.

Şimdi çok hızlı bir değişim sürecinin içindeyiz. Aylardır savaş yok. Aylardır kan dökülmüyor, aylardır gençler öldürülmüyor, köyler boşaltılmıyor, KCK tutuklamaları yapılmıyor.

İşte, bu sürecin değerini bilenler ve gelişmelerin her şeyden önce bir halkın mücadelesinin ürünü olduğunu bilenler, 26 Mayıs’ta, İstanbul’da “Çözüme evet, barışa evet” diyerek, gelişmelerin yanında olduklarını gösterecekler.

Yola çıkarken, “herkesin ve tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası açısından bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz” diyen Çözüme Evet Koalisyonu çağrılıcıları, herkesi, 26 Mayıs’ta yapılacak barış yürüyüşüne çağırıyor. Evet, kardeşlik ama eşit koşullarda kardeşlik diyen insanlar Kürt halkının uzattığı barış elini tutacaklar.

 

Zaman – 22 Mayıs 2013 – Yeniden İslamcılık rüzgârı  -YILDIZ RAMAZANOĞLU

Zeytinburnu Belediyesi’nin düzenlediği ve Timetürk haber sitesiyle işbirliği yaparak canlı yayınla geniş kitlelere ulaştırdığı Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi Sempozyumu üç gün sürdü ve verimli tebliğler sunuldu.

Çoğu konuşmacı ister istemez İslamcılığa yüklediği anlamla başladı sunumuna. Bu yazıda geniş bir değerlendirme mümkün olamayacağından ancak birkaç noktaya dikkat çekeceğim. İletişim Yayınları’nın Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce serisinin İslamcılık cildi (2004) için yazdığı sunuşta Yasin Aktay çok az insanın kendine İslamcı etiketini uygun gördüğünü söyler. Hangi tanımı yapılırsa yapılsın bu kavram yakın geçmişimizde uygun görülmemiş, hatta İslamcı nitelemesinin yaygınlaşmasına neden olan en radikal değişimleri savunanların bazıları bile kabul etmemiştir.

Aradan geçen on yılda kavramın artık daha çok kabul gördüğünü bu sempozyumda görmüş olduk. Zamanla diğer insanların Müslümanlığını sorgulayan bir kategori olmaktan çıktı. Tanıl Bora’nın vurgusuyla içine doğulan değil, seçilen, tercih edilen, sağcılığa karşı reddiye barındıran bir kimlik olarak Müslümanlığın yeniden inşasına işaret eden yanı ağır basmaya başladı. Yirmi yıl önce Nilüfer Göle, Alain Touraine’den mülhem bir yaklaşımla Türkiye’deki Müslümanları siyasal ve kültürel İslam kategorilerine yerleştirdiğinde, kültürel kutuya konan bazı kimselerin rahat bir nefes aldığını hatırlıyorum. Bu durumda İslamcı kavramsallaştırması daha çok Batı’nın kuşkularına, korkularına ve direnişe, siyasal olana tekabül ettiğinden açıkçası kolay giyilecek bir gömlek değildi. Aslında hayat, siyasal olanın doğal akışı içinde yüzmekten kaçınamaz. Aidiyet duygusu varsa taraflar olacaktır. Uzlaşmadan, barıştan, diyalogdan, müzakereden, bir arada yaşamaktan söz ederken kelimelerin doğası gereği en az iki taraf, biz ve onlar vardır.

Sempozyuma öncülük eden İslamcılık uzmanı İsmail Kara’nın İslamcılığı İslam’ın modern zamanlardaki yorumu ve kriz dönemlerinden sonra gelen bir hareket olarak tanımlaması genel olarak ittifak edilen bir husus. Hatta Bedri Gencer modernleşmeye bağlı sekülerliğin ürünü olduğunu söylerken buna itiraz eden olmadı çünkü gerçekliğin bir parçasıydı bu yaklaşım da. Elbette tek bir İslamcılıktan söz etmek mümkün değil. Fakat Boby S. Sayyid’in dediği gibi İslam’ın ismine isnat edilen çok sayıda kültürler, tarihler, ağlar olması çok sayıda İslam’ın var olduğuna değil, aksine bütün Müslümanların kendilerini tek bir İslam’a dayandırdıklarına dalalet eder.

 

Suat Mertoğlu’na göre İslamcılık kaynaklara dönme ihtiyacının bir karşılığıydı. Bununla çağın problemlerini anladıktan sonra İslam’dan ve Kur’an’dan hareketle çözümler üretmek hedefleniyordu. Fakat burada usul meselesi önemli bir kördüğüm. Kaynağa dönmekle problem bitmiyor ve Kur’an’a dönen herkes aynı şeyi görmez ve söylemez. Kaynaklara dönüşü  sadece selefi bir hareket olarak görüp sınırlandıramayız, aynı kaynaklardan modern sonuçlara ulaşarak çıkanlar da var Mertoğlu’nun deyişiyle.

Kur’an okumalarına sünnetin rehberliği, geleneğin yol göstericiliği eşlik etmeli ve ilmi bir çerçeveye itibar edilmezse işin içinden çıkılmasının zor olacağı bilinmeli. Fakat Kur’an lafızlarında mümkün, muhtemel, muhkem manalar var diye de eskisi gibi korkutulup, yanlış anlama mahzuru gerekçe gösterilerek meal okumaktan men edilmemeli genç kuşaklar.

Konuşmalar ufuk açıcı olduğu kadar da kafa karıştırıcıydı. Mertoğlu’na göre İslamcılıkta hukuk en önde gelir ve İslami değerlerin topluma yansıdığı yer fıkıh olurken, Harun Anay’a göre İslam dünyasının başına gelen her şeyin, bütün kötülüklerin müsebbibi yine fıkıhtı. Çünkü her yeri kaplıyor ve başka alanlarda düşünmek için hiçbir alan bırakmıyor. Fıkıh bütün kapıları kapattığı için İslam dünyasında sekülerleşmeye kapı aralanmış. Aslında bütün bu iddiaların ele alındığı yeni çalışmalar yapmak gerekiyor. Neden ahlak değil de fıkıh medeniyetiyiz sorusu önemli geldi bana. Ahlak hukuk ayırımı ne kadar sahihtir ve geçerli olabilir. Ahlakı sadece cinsel ahlaka indirgemenin tezahürlerini ise yakından görüyoruz ne yazık ki.

Fazlurrahman, Seyyid Kutub, Şeriati, Rene Guenon, Seyyid Hüseyin Nasr, Bediüzzaman gibi önemli isimlerin tebliğlerle ele alınması çok kıymetliydi. Tebliğci tarafından Ali Şeriati’ye yapılan çoğu haksız ağır eleştirilerle şehidin ruhu incitilmeseydi keşke. Sempozyumun şehirleşmeye, müziğe ve görsel sanatlara yeterince alan açmaması eksiklik olarak görülebilir. Beyin fırtınası yaşamamızı sağlayan emeği geçen herkese teşekkür borcumuz var. İslam’dan (kendimizden) yola çıkışımız bazen solarak bazen güçlenerek yeni sorularla ve cevaplarla sürüp gidecek. Bu bizi insan yapan ütopyaların büyüsüne kapılmamızla alakalı.

***

Farklı eğilimlerden barış gönüllüsü kıymetli insanlar bir araya gelerek “Çözüme Evet Koalisyonu”nu kurdular. Bugüne kadar ülke çapında birçok eylem, toplantı ve oturum gerçekleşti. Hep birlikte dinle, anlat, duy, konuş derken, çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi ‘politik açıdan kimin işine yarar’ diye bir soru sormuyoruz. Kardeşlik ve eşitlik için 26 Mayıs’ta Saraçhane Parkı’ndan Beyazıt Meydanı’na yürümek üzere pazar günü saat 14.00’te Saraçhane Parkı’nda buluşalım, ölüme karşı yaşam için güçlü bir ses verelim.

 

 

TIMETURK  – 25.05.2013 – Çözüme evet demek için Saraçhanedeyiz

26 Mayıs pazar günü saat 14:00’te Saraçhane’de buluşacak olan barış yanlıları Beyazıt Meydanı’na yürüyecekler. Burada yapılacak olan basın açıklaması ile sürecin desteklendiği vurgulanacak…

Kürt sorununda demokratik çözüm sürecini desteklemek için kurulan Çözüme Evet Koalisyonu, 26 Mayıs Pazar günü saat 14:00’te İstanbul’da bir yürüyüş yapacak. Saraçhane’den başlayıp Beyazıt Meydanı’nda son bulacak.

Bir çok sivil toplum kurumu, vakıf, dernek,siyasi parti, aydın, sanatçı ve kanaat önderinin destek vereceği basın açıklaması Beyazıt Meydanı’nda yapılacak.

Çözüme Evet Koalisyonu kurulduğundan beri birçok ilçe ve şehrin yanı sıra üniversitelerde bildiriler dağıtıp imza toplayarak Kürt sorununda barışçıl çözümü savunanları birleştiriyor.

Koalisyon hedefini, Batı’da “amasız, fakatsız barış” diyenlerin sesi olmak olarak koymuş ve çözümden yana olanların sokağa çıkmasını sağlamak üzere harekete geçmişti.

Birçok yerde barış etkinlikleri düzenlemeye devam eden Çözüme Evet aktivistleri, 26 Mayıs’ta İstanbul’da yapacakları bir yürüyüşle Kürt sorununda demokratik çözümü savunacaklar.

26 Mayıs pazar günü saat 14:00’te Saraçhane’de buluşacak olan barış yanlıları Beyazıt Meydanı’na yürüyecekler. Burada yapılacak olan basın açıklaması ile sürecin desteklendiği vurgulanacak…

Koalisyon bileşenleri barışa katkı sunmak isteyen herkesi Pazar saat 14.00 te Saraçhane parkına davet etti.

 

 

26 Mayıs 2013 – ÇÖZÜME EVET yürüyüşü Haberleri – İstanbul

 

Samanyolu Haber – 26 Mayıs 2013 – Fatih’te ‘çözüme evet’ yürüyüşü

Fatih’te, çözüm sürecine destek vermek isteyen yaklaşık 500 kişi Beyazıt Meydanı’na kadar yürüdü.

Çeşitli sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve sendika temsilcilerinin oluşturduğu ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ üyesi yaklaşık 500 kişi saat 14.00’da Saraçhane Parkı’nda toplandı. ‘Dinle, anlat, duy, konuş’ yazılı pankart açan grup, çözüm süreci ne destek vermek amacıyla Beyazıt Meydanı’na kadar yürüdü. Sık sık ‘Şimdi barış zamanı’, ‘Çözüme evet, barışa evet’ ve ‘Çözüm, barış, bize yeter’ şeklinde slogan atan grup sıcak havaya aldırmadan yürüyüşünü tamamladı. Beyazıt Meydanı’nda grup adına ortak basın açıklamasını Avukat Gülden Sönmez ile Yıldız Önen okudu. Açıklamada, barış sürecinin başlamasıyla birlikte can kayıplarının durduğuna dikkat çekildi. Açıklamada çözüm sürecine destek olmanın insanlık borcu olduğu vurgulandı. Ortak açıklamada, sorunun çözümü için ilk defa bu kadar ciddi bir kapı açıldığının altı çizildi. Eyleme, Akil İnsanlar Grubu’ndan Ali Bayramoğlu ile Levent Korkut da destek verdi. Yürüyüş ve basın açıklaması sırasında çevik kuvvet polisleri de geniş güvenlik önlemi aldı. Grup, Beyazıt Meydanı’ndaki açıklamanın ardından olaysız dağıldı.

 

Sabah –  27.05.2013 – Saraçhane’de barışa ve çözüme destek mitingi

İHH, Mazlumder, Küresel BAK, DSİP, HAK-İŞ, Memur-Sen, SDP gibi örgütlerin oluşturduğu “Çözüme Evet Koalisyonu” dün İstanbul’da yürüyüş yaptı. Saat 14.00’te Saraçhane Parkı’nda toplanan vatandaşlar, “Şimdi barış zamanı, barış için omuz omuza, İşte barış işte kardeşlik” sloganları eşliğinde Beyazıt Meydanı’na yürüyüşe geçti. KYol boyunca esnaf ve vatandaşlar da alkış ve ıslıklarla yürüyüşe destek verdi.

 

Yeni Şafak – 27.05.2013 – Barış yürüyüşü

İHH, Mazlumder, Küresel BAK, DSİP, HAK-İŞ, Memur-Sen, SDP’nin biraraya gelerek oluşturduğu Çözüme Evet Koalisyonu çözüm sürecine destek için ‘barış yürüyüşü’ yaptı. Koalisyon temsilcilerinin ortaklaşa okuduğu bildiride ‘Aylardır bir insan ölmedi. Bu çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğini kanıtlıyor’ denildi.

Çözüme Evet Koalisyonu’nun ‘Barış Yürüyüşü’ dün gerçekleştirildi. Fatih Saraçhane Parkı’ndan başlayarak Bayezıt Meydanı’nda son bulan yürüyüşte çözüm sürecine destek vardı. Dün saat 14.00’de Saraçhane Parkı’nda toplanan vatandaşlar, ‘Şimdi barış zamanı, barış için omuz omuza, İşte barış işte kardeşlik, barışın sesini yükselt’ sloganları eşliğinde Bayezıt Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Çevik Kuvvet Polisinin geniş güvenlik önlemi aldığı yürüyüşte çözümü destekleyen Kürtçe sloganlar da atıldı. Yol boyunca esnaf ve vatandaşlar da alkış ve ıslıklarla barış yürüyüşüne destek verdi.

 

AYLARDIR KİMSE ÖLMEDİ

Yürüyüşün son bulduğu Bayezıt Meydanı’nda Çözüme Evet Koalisyonu’nun bildirisi okundu. Bildiriyi İHH’dan Gülden Sönmez ile Küresel BAK’tan Yıldız Önen okudu. Bildiride, 30 yıldır devam eden sorunun toplumun her yanını sardığı ve tüm demokratik nefes alma kanallarını kapattığı ifade edildi. Şimdi Kürt sorununda tarihi adımların atıldığının belirtildiği Çözüme Evet bildirisinde şu ifadeler yer aldı: ‘Şimdi ilk kez çözüm kapısının net bir şekilde aralandığına tanık oluyoruz. Kapı her geçen gün biraz daha aralanıyor. Aylardır çatışma yok. Ne mutlu bize ki aylardır tek bir insan ölmedi. Sadece bu neden bile, bizlere çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğini kanıtlıyor. Savaş isteyenler, savaşı kışkırtanlar, savaştan beslenenler hep küçük bir azınlık oldu. Tüm haksızlıkların ortasında hep beraber, her zaman barışı savunmasını bildik. Barış için uğraştık. Bu yüzden çözüm süreci bizim de sürecimiz. Şimdi barış zamanı.’

 

Ortaklaşa bir temaşa

Dün gerçekleşen yürüyüşe Akil İnsanlar Heyeti’nde bulunan Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu da katıldı. İspanya örneğinde olduğu gibi bir barış yürüyüşü yapmak için çok önceden karar verildiğini anlatan Bayramoğlu, yürüyüşün çözüm süreciyle kesiştiği için oldukça anlamlı olduğunu ifade etti. İspanya örneğinde olduğu gibi barış yürüyüşüne ihtiyaç olduğunu söyleyen Bayramoğlu, ‘İslamcılar ile sosyalistlerin ortaklaşa yaptığı bu ‘Barış temaşasını’ oldukça önemsiyorum. Genel olarak baktığınız zaman, güvensizlikler endişe ve talepleri ifade ediyor. Barışın daha çok benimsendiğini düşünüyorum bu süreçte’ dedi.

 

Koalisyona destek devam edecek

Yüzlerce vatandaşın katıldığı barış yürüyüşü bildirinin okunmasının ardından olaysız bir şekilde son buldu. Bir çok sivil toplum kuruluşunun destek verdiği Çözüme Evet Koalisyonu’nun bundan sonra çeşitli programlarla çözüm sürecine destek vermeye devam edeceği açıklandı.

 

Cihan Haber Ajansı – 26.05.2013 – Fatih’te ‘çözüme evet’ yürüyüşü

Fatih’te, çözüm sürecine destek vermek isteyen yaklaşık 500 kişi Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na kadar yürüdü. Yapılan basın açıklamasında, herkesin çözüm süresine destek vermesi istendi.

Çeşitli sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve sendika temsilcilerinin oluşturduğu ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ üyesi yaklaşık 500 kişi saat 14.00’da Saraçhane Parkı’nda toplandı. ‘Dinle, anlat, duy, konuş’ yazılı pankart açan grup, çözüm sürecine destek vermek amacıyla Beyazıt Meydanı’na kadar yürüdü. Sık sık ‘Şimdi barış zamanı’, ‘Çözüme evet, barışa evet’ ve ‘Çözüm, barış, bize yeter’ şeklinde slogan atan grup sıcak havaya aldırmadan yürüyüşünü tamamladı.

Beyazıt Meydanı’nda grup adına ortak basın açıklamasını Avukat Gülden Sönmez ile Yıldız Önen okudu. Açıklamada, barış sürecinin başlamasıyla birlikte can kayıplarının durduğuna dikkat çekildi. Açıklamada çözüm sürecine destek olmanın insanlık borcu olduğu vurgulandı. Ortak açıklamada, sorunun çözümü için ilk defa bu kadar ciddi bir kapı açıldığının altı çizildi. Eyleme, Akil İnsanlar Grubu’ndan Ali Bayramoğlu ile Levent Korkut da destek verdi.

Yürüyüş ve basın açıklaması sırasında çevik kuvvet polisleri de geniş güvenlik önlemi aldı. Grup, Beyazıt Meydanı’ndaki açıklamanın ardından olaysız dağıldı.

 

Agos – 27.05.2013 – İstanbul’da ‘Çözüme evet’ yürüyüşü yapıldı

İlk olarak 11 Mayıs’ta İzmir’de yapılan ‘Çözüme evet’ yürüyüşü, 18 Mayıs’ta da Ankara’da yapılmıştı. Çeşitli sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve sendika temsilcilerinin katılımıyla oluşan ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ tarafından organize edilen bu yürüyüşlerin sonuncusu ise dün İstanbul’da yapıldı.

İlk olarak 11 Mayıs’ta İzmir’de yapılan ‘Çözüme evet’ yürüyüşü, 18 Mayıs’ta da Ankara’da yapılmıştı. Çeşitli sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve sendika temsilcilerinin katılımıyla oluşan ‘Çözüme Evet Koalisyonu’ tarafından organize edilen bu yürüyüşlerin sonuncu ise dün İstanbul’da yapıldı.

Hükümetin başlattığı çözüm sürecine destek veren yaklaşık 500 kişilik grup, Fatih’te Saraçhane Parkı’nda 14.00 sularında toplandı. ‘Dinle, anlat, duy, konuş’ yazılı pankart açan grup, ‘Şimdi barış zamanı’, ‘Çözüm, barış, bize yeter’, ‘Çözüme evet, barışa evet’ gibi sloganlar atarak Beyazıt Meydanı’na kadar yürüdü.

Beyazıt Meydanı’nda grup adına basın açıklamasını, İHH İnsani Yardım Vakfı’ndan Avukat Gülden Sönmez ile Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’ndan Yıldız Önen yaptı. Yapılan basın açıklamasında, 30 yıldır ülkenin boğazını tıkayan Kürt sorunun çözümü konusunda bugünlerde tarihi adımlar atıldığı, aylardır Türk ve Kürt gençlerinden ölüm haberi gelmediği, ölümlerin durmasıyla ülkenin nihayet Kürt sorununda diyalog, konuşma, tartışma devrine girdiği belirtildi.

 

‘Çözüm süreci politik açıdan kime yarar diye sormuyoruz’

Açıklamada, çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesinin siyasi hesapların önünde olduğu vurgulanırken, çözüm sürecine ilişkin olarak  “Politik açıdan kimin işine yarar?” diye bir soru sormadıklarını dile getirdiler.

 

DİHA – 26.05.2013 – Çözüme evet koalisyonu’ndan barış yürüyüşü

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan Demokratik çözüm sürecine destek eylemleri devam ediyor.

Çözüme Evet Koalisyonu, Kürt sorununda yaşanan çözüm sürecine destek vermek amacıyla Saraçhane Meydanı’ndan Beyazıt Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi.

Önce halaylar çekildi ardından  “Dinle, anlat, duy, konuş, çözüme evet” pankartı eşliğinde yürüyüşe geçti.

Beyazıt Meydanı’nda sonlandırılan yürüyüşün ardından açıklamayı Yıldız Önen ve Gülden Dönmez birlikte okudu.

Açıklamada Barış için daha fazla mücadele edilmesi gerektiği dile getirildi.

 

Etkin Haber Ajansı – 26.05.2013 – ‘Dinle, anlat, konuş çözüme evet’

Çözüme Evet Koalisyonu, Kürt sorununda yaşanan çözüm sürecine destek vermek amacıyla Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na yürüdü.

Saraçhane Meydanı’nda toplanan kitle önce davul zurna eşliğinde halaylar çekti. Daha sonra “Dinle anlat duy konuş, çözüme evet” pankartı arakasında yürüyüş yapıldı. Yürüyüş sırasında ellerinde “Barışa evet” , “Çözüme evet” yazılı dövizler taşıyan kitle “Biji bratiya gelan”, “Öz öz özgürlük Kürt ulusuna özgürlük”, “Be zıman jiyan nabe”, “Yükselt yükselt, barışın sesini yükselt” sloganlarını attı.

Beyazıt Meydanı’nda Çözüme Evet Koalisyonu adına Yıldız Önen ve Gülden Dönmez açıklama yaptı. Kürt sorunun çözümü konusunda tarihi adımlar atıldığını belirten Yıldız Önen, “çözüm kapısının ilk defa net olarak aralandığını” söyledi. Çözüm süreci ile birlikte aylardır hiçbir çatışmanın ve can kaybının yaşanmadığını kaydeden Önen, “Ne mutlu ki bize bir tek insan bile ölmedi. Sadece bu bile bize çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğini kanıtlıyor” dedi. Savaş isteyenlerin hep küçük bir azınlık olduğunu dile getiren Gülden Dönmez de”Artık yollarda şehirlerde, sokaklarda, camilerde, kiliselerde, işyerlerinde okullarda barışı örgütlemeye, barışı konuşmaya, başlıyoruz. Şimdi barış zamanı” dedi.

 

Marksist.org- 26.05.2013 – İstanbul’da Çözüme Evet: Barış için omuz omuza verdiler

Çözüme Evet Koalisyonu’nun çağrısıyla bir araya gelen aydınlar, akademisyenler, gazeteciler, akil insanlar, Kürtler, sosyalistler, demokratlar, müslümanlar ve toplumun farklı kesimlerinden 3 bini aşkın aktivist, bugün İstanbul’da Saraçhane Parkı’nda buluşarak barış için Beyazıt Meydanı’na yürüdü.

Kürt halkının Newroz’da Diyarbakır’dan gönderdiği barış mesajına Batı’dan karşılık vermek, toplumda çözüm isteyen çoğunluğun sesi olan bir barış hareketini inşa etmek için kurulan Çözüme Evet Koalisyonu, bugün İstanbul’da bir barış gösterisi yaptı.

Saat 14:00’te Saraçhane Parkı’nda toplanan barış aktivistleri, “Dinle, anlat, duy, konuş -Çözüme Evet” ana pankartının arkasında sloganlarla, şarkılarla yürüyüşe başladı.

“Çözüme Evet” ve “Barışa evet” yazılı bayraklar ve dövizler taşıyan barış yanlıları, “Öz-öz-özgürlük, Kürt halkına özgürlük”, “Şimdi barış zamanı”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Savaşın sesini sustur, barışın sesini yükselt”, “Barışalım yeter”, “Bijî bratiya gelan”, “Bijî aşitî”, “Barış için omuz omuza”, “Barış, çözüm, özgürlük”, “Kürtler Kürtçe konuşur” sloganları attı.

Çözüme Evet diyenlerin eylemine Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Sivil Dayanışma Platformu, Mazlum-Der, İHH, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Memur-Sen, Hak-İş, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi (DÖH), Küresel BAK, Anadolu Platformu, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De girişimi, Küresel Eylem Grubu (KEG) ve Antikapitalist Öğrenciler destek vererek katılım sağladı. Çözüm yürüyüşünde ayrıca Akil İnsanlar’dan Ali Bayramoğlu ve Levent Korkut da yer aldı.

Sıcak havaya rağmen oldukça coşkulu geçen ve İstanbul sokaklarının barış sloganlarıyla doldurulduğu yürüyüşün sonunda Beyazıt Meydanı’nda eyleme destek veren tüm kurumların adı okunduktan sonra Çözüme Evet Koalisyonu bir basın açıklaması yaptı.

 

Turnusol.org – 26.05.2013 – Dinle, anlat, konuş çözüme evet’

Çözüme Evet Koalisyonu, Kürt sorununda yaşanan çözüm sürecine destek vermek amacıyla Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na yürüdü.

Saraçhane Meydanı’nda toplanan kitle önce davul zurna eşliğinde halaylar çekti. Daha sonra “Dinle anlat duy konuş, çözüme evet” pankartı arakasında yürüyüş yapıldı. Yürüyüş sırasında ellerinde “Barışa evet” , “Çözüme evet” yazılı dövizler taşıyan kitle “Biji bratiya gelan”, “Öz öz özgürlük Kürt ulusuna özgürlük”, “Be zıman jiyan nabe”, “Yükselt yükselt, barışın sesini yükselt” sloganlarını attı.

Beyazıt Meydanı’nda Çözüme Evet Koalisyonu adına Yıldız Önen ve Gülden Dönmez açıklama yaptı. Kürt sorunun çözümü konusunda tarihi adımlar atıldığını belirten Yıldız Önen, “çözüm kapısının ilk defa net olarak aralandığını” söyledi. Çözüm süreci ile birlikte aylardır hiçbir çatışmanın ve can kaybının yaşanmadığını kaydeden Önen, “Ne mutlu ki bize bir tek insan bile ölmedi. Sadece bu bile bize çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğini kanıtlıyor” dedi.

Savaş isteyenlerin hep küçük bir azınlık olduğunu dile getiren Gülden Dönmez de”Artık yollarda şehirlerde, sokaklarda, camilerde, kiliselerde, işyerlerinde okullarda barışı örgütlemeye, barışı konuşmaya, başlıyoruz. Şimdi barış zamanı” dedi.

 

Özgür Gündem – 27.05.2013 – Çözüm sürecine gözümüz gibi bakmalıyız

Çözüme Evet Koalisyonu, Kürt sorununda yaşanan çözüm sürecine destek vermek amacıyla Saraçhane Meydanı’ndan Beyazıt Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün ardından grup adına açıklama yapan Yıldız Önen, “Çözüm kapısının ilk defa net olarak aralandığını” söyledi. Çözüm süreci ile birlikte aylardır hiçbir çatışmanın ve can kaybının yaşanmadığını belirten Önen, “Ne mutlu ki bir tek insan bile ölmedi. Sadece bu bile bize çözüm sürecine gözümüz gibi bakmamız gerektiğini kanıtlıyor” dedi. Eylem açıklamaların ardından alkışlar ve “Barışa evet” sloganları ile son buldu.

 

Sesonline.org – 27.05.2013 – Batının ‘barış sesi’ İstanbul’dan yükseldi: ‘Artık barış kazanacak!’

Çözüm ve barış sürecine Türkiye’nin batısından katkı ve destek sunmak üzere, farklı siyasi görüş ve inanç sahibi bireylerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesi ile geçtiğimiz aylarda oluşturulan ‘Çözüme Evet’ Koalisyonu’ Pazar günü İstanbul’da Saraçhane Parkı’ndan başlayarak, Beyazıt Meydanı’na dek süren bir yürüyüş gerçekleştirdi. Saat 14:00’te Saraçhane Parkı’nda toplanan yürüyüşçüler, aşırı sıcak altında, üzerinde “Dinle, anlat, duy, konuş /Çözüme Evet” yazılı büyük pankartın arkasında toplanarak, şarkılarla yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca, “Öz-öz-özgürlük, Kürt halkına özgürlük”, “Şimdi barış zamanı”, “Savaşın sesini sustur, barışın sesini yükselt”, “Bijî bratiya gelan”, “Bijî aşitî”, “Barış için omuz omuza”, “Barış, çözüm, özgürlük” şeklinde sloganlar atan göstericiler, yol boyunca İstanbullulardan alkışlı destek aldı. Yürüyüşe, ‘Âkıl İnsanlar’dan Ali Bayramoğlu ve Levent Korkut da katıldı. Beyazıt Meydanı’nda “Çözüm ve barış için ileriye dönük her hamle, yüzlerimizde daha çok gülümsemeye neden olacak. Barışın sakinliği, barışın coşkusu, barışın yarattığı kardeşlik ama eşit koşullarda kardeşlik iklimi, demokrasinin, insanca yaşam hakkının herkesin hakkı olduğu duygumuzu güçlendirecek. Diyarbakır’da da güçlendirecek, İstanbul ve İzmir’de de güçlendirecek” denilen ve Yıldız Önen ile Gülden Sönmez tarafından ortaklaşa okuna metinde şu görüşlere yer verildi:

 

Trakya Demokrat  – 29.05.2013 -Tekirdağ Çözüme Evet Koalisyonu gönülleri basın açıklaması: “BARIŞTAN YANAYIZ”

Vesayetçi Devlet yapısından Demokratik Devlet yapısına geçis sürecinde, Türkiye’nin Yıllardır ülkemizde kanayan bir yarası olan Kürt sorununda da tarihi günlerden geçiyoruz. Ülkemizde sorunun çözülmesi için tarihi adımlar atılıyor. Sorunun başladığı günden bu yana ilk kez, çözüm kapısının bu kadar net bir şekilde aralandığına tanık oluyoruz. Bizler artık ülkemizin insanlarının ölmesinden bıkmış kişiler olarak çözüm sürecini önemsiyoruz.

Çünkü biliyoruz ki çözüm yolunda atılan her adım, ölümün bu topraklarda yarattığı kasvetli havanın bir kader olmadığını herkese gösterecektir. Biz, çatışmaların sona ermesi ve diyalog sürecinin gelişmesi kimin işine yarar diye soru sormuyoruz. Bu çatışmasızlık ortamı; ölümlerin son bulması anlamına gelir,biz bunu önemsiyoruz.

Bizler çözüm için atılan adımları desteklemek ve çözüme engel olmak isteyenlere, “Bizler bu topraklarda yaşayan insanlar olarak BARIŞTAN YANAYIZ diyebilmek için yola koyuluyoruz.

Çözümü savunan milyonların sesi olmak için hep beraber harekete geçiyoruz.

Trakya bölgesi, son otuz yıldır ülkemizde yaşanan çatışma sürecinin doğrudan sonuçlarını ekonomik ve manevi anlamda yaşamış bir coğrafyadır. Evlatlarını kaybetmiş olmanın yanı sıra, gelişmesini, refahını ve kalkınma hızını kaybederek de bedel ödemiş, kamu yatırımlarından payını da hakkıyla alamamıştır.

Şimdi, tarih yeni bir aşamaya ulaşmaktadır: Çatışma ve çözümsüzlük yerini kalıcı bir barışa ve refah ortamına bırakmaktadır. Artık, tüm kimliklerin ortak geleceğinin eşitlik içinde inşası için, bu can alıcı meselenin çözümüne katkı sağlamanın insanlık borcu olduğuna inanıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Did you find apk for android? You can find new Free Android Games and apps.
Share.

Comments are closed.